Mardin'de, Tahir Elçi'nin Öldürülmesi Kınandı
Mardin Barosu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesini, yapılan basın açıklamasıyla kınadı.
Mardin'de, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği 2 polisin şehit edildiği terör saldırısı Mardin Barosu tarafından kınandı.
Mardin Adliyesi önünde biraraya gelen Mardin Barosu üyesi bir grup avukat adına açıklama yapan Baro Başkanı Çelebi Araz, yapılan saldırıyı kınadıklarını ve olayın hızlı bir şekilde aydınlatılması gerektiğini söyledi.
Araz, "Dört Ayaklı Minare'nin ayaklarına sıkılan kurşunlardan bile canı yanan, yani taşın aldığı yaranın bile acısını yüreğinde hissedebilen koca yürekli Tahir Elçi, Dört Ayaklı Minare'nin dibinde insanlık acımasızca yere serdi" dedi.
Araz, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Sivil alanlarda sürdürülen çatışmalara ve sokağa çıkma yasağı uygulamasına derhal son verilmelidir. Şehirlerde kazılan hendeklere ve buna karşılık diğer çözüm kanallarını göz ardı eden güvenlikçi anlayışla geliştirilen çözüm yöntemleri ile bu meselenin çözülemeyeceğini artık herkes görmelidir. Herkes elini taşın altına koyarakbu madana sesini yükseltmeli ve bu ateşe su dökmelidir. İstediğimiz karşılıklı savaş naraları atılması değil, çatışmalar ortasında kalan halkın çığlıklarına kulak kabartılması ve demokratik yollarla bu meselenin çözülmesidir. Bu manada biz Mardin Barosu olarak Mardin'de bulunan bütün Sivil Toplum Örgütlerini bu yönde çabalarını arttırmaya ve ortak çalışmala davet ediyoruz."
Araz, "Yaşanmakta olan çatışmalı süreç, devleti hukuk ve demokrasi yolundan saptırmamalı, Çözüm Süreci'nden vazgeçirmemeli, siyaset kanallarının rafa kaldırılmasına ve ülkemizin acil olarak ihtiyaç duyduğu demokratik bir anayasa talebine kulaklarını tıkamasına vesile olmamalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, hükümetimiz, bütün siyasi partilerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz, derhal harekete geçerek Türkiye toplumunun acilen ihtiyaç duyduğu demokratik bir anayasa talebine yanıt vermeli ve meclisten geçmesini sağlamalıdır" şeklinde konuştu.
Araz, "Bölgede yaşanan acıların daha fazlasını yaşamaya, Tahir Elçileri ve nice canları kaybetmeye ne gücümüz nede tahammülümüz kalmamıştır" diye konuştu.
Bu arada, kentteki 51 dernek, vakıf, oda ve sendikanın oluşturduğu Mardin Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Diyarbakır'da düzenlenen terör saldırısını kınadı.
Platform adına yazılı açıklama yapan Platform sözcüsü Mustafa Aydın, bu cinayetleri işleyen, planlayan ve işbirliği yapan tüm kişi ve odakları lanetlediklerini belirtti.
"Hiç kimse katilleri gizleyemez ve kamuoyunu yalan-yanlış bilgilerle yanıltamaz" ifadesini kullanan Aydın, açıklamada şunları kaydetti:
"Olay gün ortası, medyanın canlı şahitliğinde ve halkın adeta naklen izlediği bir çatışma şeklinde cereyan ettiği halde, kimse ideolojik bir tarafgirlik içinde bunu yansıtmamalıdır. Halkımızın ekseriyeti (Altan Tan’ın ifadesiyle %84’ü) başta hendekler ve barikatlar olmak üzere çatışma, terör, kaos, şiddet ve ölümlerin olmasını istememektedir. Bütün demokrasi güçlerinin, toplum dinamiklerinin ve kamu erkinin bu şiddet sarmalından kurtulabilmek için sorumluluk almaları ve elini taşın altına sokmaları gerekmektedir. Artık kimse bizim adımıza ve bizim nam-ı hesabımiza kimseyi öldürmesin ve ölmesin istiyoruz. Sayın Tahir Elçi de tarihi ve dini açıdan sembolik değeri olan dört ayaklı minarenin dibinde bu anlamlı çağrıyı yapmış ve 'çatışmalar, ölümler burdan uzak olsun' artık çatışma, hendek, operasyon istemiyoruz derken silahli çatışmanın ortasında kalarak katl edilmiştir."
Kaynak: AA
Mardin Adliyesi önünde biraraya gelen Mardin Barosu üyesi bir grup avukat adına açıklama yapan Baro Başkanı Çelebi Araz, yapılan saldırıyı kınadıklarını ve olayın hızlı bir şekilde aydınlatılması gerektiğini söyledi.
Araz, "Dört Ayaklı Minare'nin ayaklarına sıkılan kurşunlardan bile canı yanan, yani taşın aldığı yaranın bile acısını yüreğinde hissedebilen koca yürekli Tahir Elçi, Dört Ayaklı Minare'nin dibinde insanlık acımasızca yere serdi" dedi.
Araz, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
"Sivil alanlarda sürdürülen çatışmalara ve sokağa çıkma yasağı uygulamasına derhal son verilmelidir. Şehirlerde kazılan hendeklere ve buna karşılık diğer çözüm kanallarını göz ardı eden güvenlikçi anlayışla geliştirilen çözüm yöntemleri ile bu meselenin çözülemeyeceğini artık herkes görmelidir. Herkes elini taşın altına koyarakbu madana sesini yükseltmeli ve bu ateşe su dökmelidir. İstediğimiz karşılıklı savaş naraları atılması değil, çatışmalar ortasında kalan halkın çığlıklarına kulak kabartılması ve demokratik yollarla bu meselenin çözülmesidir. Bu manada biz Mardin Barosu olarak Mardin'de bulunan bütün Sivil Toplum Örgütlerini bu yönde çabalarını arttırmaya ve ortak çalışmala davet ediyoruz."
Araz, "Yaşanmakta olan çatışmalı süreç, devleti hukuk ve demokrasi yolundan saptırmamalı, Çözüm Süreci'nden vazgeçirmemeli, siyaset kanallarının rafa kaldırılmasına ve ülkemizin acil olarak ihtiyaç duyduğu demokratik bir anayasa talebine kulaklarını tıkamasına vesile olmamalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, hükümetimiz, bütün siyasi partilerimiz ve sivil toplum örgütlerimiz, derhal harekete geçerek Türkiye toplumunun acilen ihtiyaç duyduğu demokratik bir anayasa talebine yanıt vermeli ve meclisten geçmesini sağlamalıdır" şeklinde konuştu.
Araz, "Bölgede yaşanan acıların daha fazlasını yaşamaya, Tahir Elçileri ve nice canları kaybetmeye ne gücümüz nede tahammülümüz kalmamıştır" diye konuştu.
Bu arada, kentteki 51 dernek, vakıf, oda ve sendikanın oluşturduğu Mardin Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, Diyarbakır'da düzenlenen terör saldırısını kınadı.
Platform adına yazılı açıklama yapan Platform sözcüsü Mustafa Aydın, bu cinayetleri işleyen, planlayan ve işbirliği yapan tüm kişi ve odakları lanetlediklerini belirtti.
"Hiç kimse katilleri gizleyemez ve kamuoyunu yalan-yanlış bilgilerle yanıltamaz" ifadesini kullanan Aydın, açıklamada şunları kaydetti:
"Olay gün ortası, medyanın canlı şahitliğinde ve halkın adeta naklen izlediği bir çatışma şeklinde cereyan ettiği halde, kimse ideolojik bir tarafgirlik içinde bunu yansıtmamalıdır. Halkımızın ekseriyeti (Altan Tan’ın ifadesiyle %84’ü) başta hendekler ve barikatlar olmak üzere çatışma, terör, kaos, şiddet ve ölümlerin olmasını istememektedir. Bütün demokrasi güçlerinin, toplum dinamiklerinin ve kamu erkinin bu şiddet sarmalından kurtulabilmek için sorumluluk almaları ve elini taşın altına sokmaları gerekmektedir. Artık kimse bizim adımıza ve bizim nam-ı hesabımiza kimseyi öldürmesin ve ölmesin istiyoruz. Sayın Tahir Elçi de tarihi ve dini açıdan sembolik değeri olan dört ayaklı minarenin dibinde bu anlamlı çağrıyı yapmış ve 'çatışmalar, ölümler burdan uzak olsun' artık çatışma, hendek, operasyon istemiyoruz derken silahli çatışmanın ortasında kalarak katl edilmiştir."