Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi Hakkında İddianame
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin "terör örgütü propagandası yapmak" suçundan 7,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle hazırlanan iddianame mahkemece kabul edildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, terörün amacı, sebepleri finansal kaynakları ve çeşitlerine yer verildi.
PKK/KCK'nın, bir terör örgütü olduğu, bu tespitin sadece iç hukukta değil, binlerce kesinleşmiş yargı kararıyla ve birçok ülke tarafından belirlendiği kaydedildi.
Günümüzde meşru bir hakkın, meşru bir yöntemle talep edilmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığı aktarılan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
''Terör örgütünün talepte bulunduğu hakların meşru yoldan elde edilemediği, bu nedenle cebir-şiddet içeren eylemlere mecbur kaldığı yönündeki iddiası, ülkemiz için kesinlikle gerçek dışıdır... Dünyada bir benzeri olmayan eşsiz bir siyasal örgütlenme özgürlüğünün dolayısıyla hakların siyasal yolla talep edilmesi imkanının sunulduğu bir ülkede, 'ben haklarımı alabilmek için silah-cebir-şiddet kullanmak zorundayım' şeklindeki gerekçe asla doğru değildir. Buna rağmen örgüt şiddet kullanmaktan vazgeçmemektedir.''
Öncelikle şüpheli Elçi'nin bir hukukçu olması itibarıyla suç niteliği taşıyan fiili bilen bir kişi olduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin toplumsal konum itibarıyla toplumu derinden etkilemekte olan bir konuda beyanda bulunurken, çok daha ciddi, dikkat ve özeni göstermesi gerektiği kaydedildi.
İddianamede şöyle denildi:
''Şüphelinin söz konusu örgütün ciddi bir toplumsal desteğe sahip olduğu yönündeki beyanı, söz konusu örgütün kullandığı şiddet/tedhiş eylemleri ile toplumu yıldırma-korkutma sonucu ulaşılan bir durum olduğunun göz ardı edilmesi ile izah edilebilir. Ayrıca şüpheli varolduğunu ileri sürdüğü desteğin, doğduğu toplumdan daha çok dış kaynaklı olduğunu da gözardı etmektedir. Suç işleniş zamanı da daha dikkatli olunması gereken bir süreçtir. Toplumu şiddet sarmalından korumaya çalışan güvenlik güçlerinin terör örgütününe karşı mücadelesinde yoğun olarak şehit verdiği bir dönemde görev alanların motivasyonunu kıracak biçimde sorumsuzca beyanda bulunmak, 'ne kadar sarsıcı ve tabuları yıkıcı da olsa ifade özgürlüğünü kullanma hakkı' kapsamındaki hakkın kullanılmasıyla açıklanmaz.''
Şüpheli Tahir Elçi'nin ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasının istendiği iddianame, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Kaynak: AA
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili İdris Kurt tarafından hazırlanan iddianamede, terörün amacı, sebepleri finansal kaynakları ve çeşitlerine yer verildi.
PKK/KCK'nın, bir terör örgütü olduğu, bu tespitin sadece iç hukukta değil, binlerce kesinleşmiş yargı kararıyla ve birçok ülke tarafından belirlendiği kaydedildi.
Günümüzde meşru bir hakkın, meşru bir yöntemle talep edilmesinin önünde hiçbir engel bulunmadığı aktarılan iddianamede, şu ifadeler yer aldı:
''Terör örgütünün talepte bulunduğu hakların meşru yoldan elde edilemediği, bu nedenle cebir-şiddet içeren eylemlere mecbur kaldığı yönündeki iddiası, ülkemiz için kesinlikle gerçek dışıdır... Dünyada bir benzeri olmayan eşsiz bir siyasal örgütlenme özgürlüğünün dolayısıyla hakların siyasal yolla talep edilmesi imkanının sunulduğu bir ülkede, 'ben haklarımı alabilmek için silah-cebir-şiddet kullanmak zorundayım' şeklindeki gerekçe asla doğru değildir. Buna rağmen örgüt şiddet kullanmaktan vazgeçmemektedir.''
Öncelikle şüpheli Elçi'nin bir hukukçu olması itibarıyla suç niteliği taşıyan fiili bilen bir kişi olduğu belirtilen iddianamede, şüphelinin toplumsal konum itibarıyla toplumu derinden etkilemekte olan bir konuda beyanda bulunurken, çok daha ciddi, dikkat ve özeni göstermesi gerektiği kaydedildi.
İddianamede şöyle denildi:
''Şüphelinin söz konusu örgütün ciddi bir toplumsal desteğe sahip olduğu yönündeki beyanı, söz konusu örgütün kullandığı şiddet/tedhiş eylemleri ile toplumu yıldırma-korkutma sonucu ulaşılan bir durum olduğunun göz ardı edilmesi ile izah edilebilir. Ayrıca şüpheli varolduğunu ileri sürdüğü desteğin, doğduğu toplumdan daha çok dış kaynaklı olduğunu da gözardı etmektedir. Suç işleniş zamanı da daha dikkatli olunması gereken bir süreçtir. Toplumu şiddet sarmalından korumaya çalışan güvenlik güçlerinin terör örgütününe karşı mücadelesinde yoğun olarak şehit verdiği bir dönemde görev alanların motivasyonunu kıracak biçimde sorumsuzca beyanda bulunmak, 'ne kadar sarsıcı ve tabuları yıkıcı da olsa ifade özgürlüğünü kullanma hakkı' kapsamındaki hakkın kullanılmasıyla açıklanmaz.''
Şüpheli Tahir Elçi'nin ''terör örgütü propagandası yapmak'' suçundan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmasının istendiği iddianame, Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.