Cumhurbaşkanı Erdoğan Canlı Yayında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Kasım seçimlerinde milletin tercihini yaptığını kaydederek, "Şimdi milletin bu tecelli eden tercihi bana göre; istikrar ve güven tercihidir. Şimdi bu istikrar ve güven tercihiyle birlikte dikkat edin böyle basit bir yükselme yok. Yüzde 41'den sizi tekrar yüzde 49,5'e çıkarıyor. Ben de bıraktığımda partimizi yüzde 49,5 civarında bir oranda bırakmıştık. Şimdi de böyle bir oranla tekrar milletimiz iktidara AK Parti'yi getirdi" dedi.
Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayınına katılarak, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Seçimden sonra böylesi bir canlı yayında milletle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, seçimden sonra gerçekleştirdikleri G20 Liderleri Zirvesi'nin kendilerine ayrıca bir mutluluk verdiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zira dünyanın gayri safi milli hasılada yüzde 85'ini teşkil eden, aynı zamanda temsil eden ve nüfus itibarıyla da yüzde 75'ini temsil eden ülkeler buradaydılar. Bu ülkelerle bir arada olduk. Davet ettiğimiz ülkelerin liderleriyle, aynı zamanda uluslararası kurumların başkanlarıyla, koordinatörleriyle bir arada olduk ve gerçekten dolu dolu bir 3 gün şahsım geçirdi ama tabii arkadaşlarımın oradaki çalışma süreçleri daha da fazlaydı" diye konuştu.
"Size göre 1 Kasım'da sandıktan çıkan mesaj neydi?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki farkın iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
- "Güven ve istikrar olunca o toplum uçuşa geçer"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yani 7 Haziran'da sandıktan bir koalisyon tercihi çıktığını bir kenara koymamız mümkün değil. Niye? Rakamlar bunu söylüyor da onun için. Fakat, tabii bu koalisyon nasıl oluşacak? Buna gelince, koalisyon bir kültürdür. Bu Batı ülkelerinin bir çoğunda var ama başkanlık sistemlerinin yaşandığı ülkelerin bir çoğunda koalisyon başarılı gitmiyor. Onun için de oralarda bir çoğunda istikrar ve güveni yakalamak için de bakıyorsunuz hep tek partili iktidarlar orada söz konusu. Batıdaki bu kültür, şu anda dışarıya olumsuz yansımıyor ama bizim özel görüşmeler yaptığımız ülkelerin liderleri bana hep şunu söylemişlerdir, yani 'Siz çok iyi bir ivme yakaladınız, tek başınıza iktidarla bunu götürüyorsunuz', başbakanlığım dönemini kastediyor, 'Biz ise koalisyonda tamam bu işi götürüyoruz ama sıkıntılarımız çok' derlerdi, hep böyle ifade ederlerdi. 'Çünkü birçok şeylerde anlaşamıyorsunuz' derlerdi. Bunlarda bu koalisyon kültürü olduğu halde bunu böyle ifade ediyorlardı. Bizde koalisyon dönemleri yaşanmadı mı? Yaşandı ama neticelerini gördük. Koalisyon dönemlerinde Türkiye hep geri gitti ama tek başına bir siyasi partinin iktidar olduğu dönemlerde tırmanışa geçtik. Bunları geçmişte hep yaşadık, gördük. Gerek merhum Demirel döneminde gerek merhum Özal döneminde bunları hep yaşadık. Fakat koalisyon olunca hemen geri gidiş başladı."
AK Parti ile Türkiye'nin 2002'den bu yana yeniden tek parti dönemini yakaladığını aktaran Erdoğan, "3 Kasım 2002'deki bütün parametreler, her yönden, ekonomik, demokratik bütün konularda alın yatırın masaya, Türkiye neredeydi, bugün Türkiye nerede? Şöyle bir 13 yılın analizini yaptığımız zaman nereden nereye geldiğimizi, nasıl geldiğimizi 2 kavram ifade eder. Bunlardan birisi istikrardır, bir diğeri güvendir. Güven ve istikrar kavramı hakim olunca o toplum uçuşa geçer. Bizde de böyle oldu. Bütün ekonomik parametrelere bakıyorsunuz hep bire üç, bire dört, bazı bire beş, bu tür yükselmeler hamdolsun oldu" ifadelerini kullandı.
- "Duraksama havası esti"
Koalisyon görüntüsünün olduğu 7 Haziran'dan sonraki 4,5-5 aylık dönemde Türkiye'de adeta bir "duraksama havası" estiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yapılan koalisyon görüşmelerinde de tabii belli ki bazı dayatmalar oldu ve oralardan bir netice çıkmadı. İşte bu arada bakın 'hayırcılar' türedi. Öbür taraftan 'şöyle olursa böyle olur' bu türedi. Bunun neticesinde bana görevi Sayın Başbakan iade edince, şimdi kalan orada bir hafta 8 günlük bir süreç var. Bu süreç içinde bana Anayasa'nın verdiği bir yetki vardı. Bu yetkiyle benim yeniden bir yetkilendirme yapmam ve zaten kendileriyle görüşmeler yapılmış olan bu siyasi partilerin bir tanesi çıkıyor diyor ki, 'Şunlarla beraber zaten hiç olmam.' Dolayısıyla burada yeni bir arayışın içine girmenin anlayışı yoktu. Demek ki parlamento kendi içinde bu işi çözemedi, öyleyse bu işi en iyi çözecek yer neresiydi, mili iradeydi, yani halktı."
Zaman kaybetmeden TBMM Başkanı İsmet Yılmaz'la da görüşerek, "Milli iradeye müracaat edelim. Millet yeniden tercihini yapsın" dediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Millet de yeniden tercihini yaptı. Şimdi milletin bu tecelli eden tercihi bana göre; istikrar ve güven tercihidir. Şimdi bu istikrar ve güven tercihiyle birlikte dikkat edin, böyle basit bir yükselme yok. Yüzde 41'den sizi tekrar yüzde 49,5'e çıkarıyor. Ben de bıraktığımda partimizi yüzde 49,5 civarında bir oranda bırakmıştık. Şimdi de böyle bir oranla tekrar milletimiz iktidara AK Parti'yi getirdi. İkinci anamuhalefet partisine bakıyorsunuz durumu hemen hemen aynı, üçüncü, dördüncü bakıyorsunuz orada bir yer değişikliği oluyor, yer değişikliği, oy oranından dolayı değil, milletvekili sayısı itibarıyla oluyor. Böyle bir tabloyla da şu anda bir istikrar güven ortamı çıktı ve ben bu istikrar güven ortamının milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Özellikle de şu mutluluğumu milletimle paylaşmak istiyorum. G20'de bunu gördüğümüzde çok mutlu oldum. Bir defa dünya ülkelerinin Türkiye'ye bakışındaki hava farklılaştı. Bir taraftan o G20'deki başarıyı gördüler, o organizasyondaki başarıyı gördüler, bundan dolayı hem tebriklerini yaparken bir taraftan da bu seçim neticesiyle ilgili olarak da bunu bütünleştirdiler. Bir tebrik yaptılar ve Türkiye'nin dünyadaki belirleyici rolü G20'de çok daha öne çıkmış oldu. Bunu zaten bütün ana başlıklarda, çalışma yemeklerinde de gayet güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını bulduk."
(Sürecek)
Kaynak: AA
Seçimden sonra böylesi bir canlı yayında milletle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, seçimden sonra gerçekleştirdikleri G20 Liderleri Zirvesi'nin kendilerine ayrıca bir mutluluk verdiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zira dünyanın gayri safi milli hasılada yüzde 85'ini teşkil eden, aynı zamanda temsil eden ve nüfus itibarıyla da yüzde 75'ini temsil eden ülkeler buradaydılar. Bu ülkelerle bir arada olduk. Davet ettiğimiz ülkelerin liderleriyle, aynı zamanda uluslararası kurumların başkanlarıyla, koordinatörleriyle bir arada olduk ve gerçekten dolu dolu bir 3 gün şahsım geçirdi ama tabii arkadaşlarımın oradaki çalışma süreçleri daha da fazlaydı" diye konuştu.
"Size göre 1 Kasım'da sandıktan çıkan mesaj neydi?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki farkın iyi analiz edilmesi gerektiğini söyledi.
- "Güven ve istikrar olunca o toplum uçuşa geçer"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yani 7 Haziran'da sandıktan bir koalisyon tercihi çıktığını bir kenara koymamız mümkün değil. Niye? Rakamlar bunu söylüyor da onun için. Fakat, tabii bu koalisyon nasıl oluşacak? Buna gelince, koalisyon bir kültürdür. Bu Batı ülkelerinin bir çoğunda var ama başkanlık sistemlerinin yaşandığı ülkelerin bir çoğunda koalisyon başarılı gitmiyor. Onun için de oralarda bir çoğunda istikrar ve güveni yakalamak için de bakıyorsunuz hep tek partili iktidarlar orada söz konusu. Batıdaki bu kültür, şu anda dışarıya olumsuz yansımıyor ama bizim özel görüşmeler yaptığımız ülkelerin liderleri bana hep şunu söylemişlerdir, yani 'Siz çok iyi bir ivme yakaladınız, tek başınıza iktidarla bunu götürüyorsunuz', başbakanlığım dönemini kastediyor, 'Biz ise koalisyonda tamam bu işi götürüyoruz ama sıkıntılarımız çok' derlerdi, hep böyle ifade ederlerdi. 'Çünkü birçok şeylerde anlaşamıyorsunuz' derlerdi. Bunlarda bu koalisyon kültürü olduğu halde bunu böyle ifade ediyorlardı. Bizde koalisyon dönemleri yaşanmadı mı? Yaşandı ama neticelerini gördük. Koalisyon dönemlerinde Türkiye hep geri gitti ama tek başına bir siyasi partinin iktidar olduğu dönemlerde tırmanışa geçtik. Bunları geçmişte hep yaşadık, gördük. Gerek merhum Demirel döneminde gerek merhum Özal döneminde bunları hep yaşadık. Fakat koalisyon olunca hemen geri gidiş başladı."
AK Parti ile Türkiye'nin 2002'den bu yana yeniden tek parti dönemini yakaladığını aktaran Erdoğan, "3 Kasım 2002'deki bütün parametreler, her yönden, ekonomik, demokratik bütün konularda alın yatırın masaya, Türkiye neredeydi, bugün Türkiye nerede? Şöyle bir 13 yılın analizini yaptığımız zaman nereden nereye geldiğimizi, nasıl geldiğimizi 2 kavram ifade eder. Bunlardan birisi istikrardır, bir diğeri güvendir. Güven ve istikrar kavramı hakim olunca o toplum uçuşa geçer. Bizde de böyle oldu. Bütün ekonomik parametrelere bakıyorsunuz hep bire üç, bire dört, bazı bire beş, bu tür yükselmeler hamdolsun oldu" ifadelerini kullandı.
- "Duraksama havası esti"
Koalisyon görüntüsünün olduğu 7 Haziran'dan sonraki 4,5-5 aylık dönemde Türkiye'de adeta bir "duraksama havası" estiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yapılan koalisyon görüşmelerinde de tabii belli ki bazı dayatmalar oldu ve oralardan bir netice çıkmadı. İşte bu arada bakın 'hayırcılar' türedi. Öbür taraftan 'şöyle olursa böyle olur' bu türedi. Bunun neticesinde bana görevi Sayın Başbakan iade edince, şimdi kalan orada bir hafta 8 günlük bir süreç var. Bu süreç içinde bana Anayasa'nın verdiği bir yetki vardı. Bu yetkiyle benim yeniden bir yetkilendirme yapmam ve zaten kendileriyle görüşmeler yapılmış olan bu siyasi partilerin bir tanesi çıkıyor diyor ki, 'Şunlarla beraber zaten hiç olmam.' Dolayısıyla burada yeni bir arayışın içine girmenin anlayışı yoktu. Demek ki parlamento kendi içinde bu işi çözemedi, öyleyse bu işi en iyi çözecek yer neresiydi, mili iradeydi, yani halktı."
Zaman kaybetmeden TBMM Başkanı İsmet Yılmaz'la da görüşerek, "Milli iradeye müracaat edelim. Millet yeniden tercihini yapsın" dediklerini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Millet de yeniden tercihini yaptı. Şimdi milletin bu tecelli eden tercihi bana göre; istikrar ve güven tercihidir. Şimdi bu istikrar ve güven tercihiyle birlikte dikkat edin, böyle basit bir yükselme yok. Yüzde 41'den sizi tekrar yüzde 49,5'e çıkarıyor. Ben de bıraktığımda partimizi yüzde 49,5 civarında bir oranda bırakmıştık. Şimdi de böyle bir oranla tekrar milletimiz iktidara AK Parti'yi getirdi. İkinci anamuhalefet partisine bakıyorsunuz durumu hemen hemen aynı, üçüncü, dördüncü bakıyorsunuz orada bir yer değişikliği oluyor, yer değişikliği, oy oranından dolayı değil, milletvekili sayısı itibarıyla oluyor. Böyle bir tabloyla da şu anda bir istikrar güven ortamı çıktı ve ben bu istikrar güven ortamının milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum.
Özellikle de şu mutluluğumu milletimle paylaşmak istiyorum. G20'de bunu gördüğümüzde çok mutlu oldum. Bir defa dünya ülkelerinin Türkiye'ye bakışındaki hava farklılaştı. Bir taraftan o G20'deki başarıyı gördüler, o organizasyondaki başarıyı gördüler, bundan dolayı hem tebriklerini yaparken bir taraftan da bu seçim neticesiyle ilgili olarak da bunu bütünleştirdiler. Bir tebrik yaptılar ve Türkiye'nin dünyadaki belirleyici rolü G20'de çok daha öne çıkmış oldu. Bunu zaten bütün ana başlıklarda, çalışma yemeklerinde de gayet güzel bir şekilde değerlendirme fırsatını bulduk."
(Sürecek)