Acıbadem Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik Açıklaması
Kadınlar arasında en sık görülen meme kanseri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 1-31 Ekim meme kanseri bilinçlendirme ayı ve meme kanseri hakkında açıklamalarda bulunan Acıbadem Hastanesi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik, “Her altı kadından bir tanesi meme kanserine yakalanıyor” dedi.
Meme kanserinin kadınlar arasında en sık görülen kanserlerden birisi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Abdullah Büyükçelik,” Son 20 yıllık bir dönemi gözden geçirirsek bütün dünyada meme kanseri kadınlar arasında giderek artmaktadır. Her 12 kadından biri meme kanserine yakalanırken aradan geçen süreç içerisinde bu durum gittikçe arttı. Her dokuz kadından bir tanesi meme kanserine yakalanıyordu. Son dönemlerde her altı kadından bir tanesi meme kanserine yakalanıyor. Meme kanseri kolay, erken dönemde teşhis edilebilen ve uygun tedavi yapıldığında tamamen şifaya kavuşabilecek türden bir kanserdir” şeklinde konuştu.
Meme kanserine bağlı risk faktörlerinin iki gruba ayrıldığını belirten Abdullah Büyükçelik,” Birincisi genetik risk faktörleri, ikincisi ise yaşamla ilgili olan risk faktörleridir. Genetik risk faktörlerine baktığımız zaman ailesinde meme kanseri olanların bu kansere yakalanma riski artmaktadır. Diğer taraftan bir takım genetik değişiklikler var. Bu genetik değişikliklere bağlı da meme kanseri riski artmaktadır. Diğer risk faktörleri ise erken yaşta adet görmeye başlamış olmak, adet görme süresinin uzaması yani menopoza geç girmek, obezite, hormonal tedavi kullanmış olmak, doğum kontrol hapları ve ilaçları kullanmak, kaloriden ve karbonhidrattan zengin beslenmek gibi nedenler meme kanseri için önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
Emzirmenin meme kanseri riskini önemli derecede azalttığını vurgulayan Büyükçelik, şunları söyledi: ”Hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gelmeleri gerekiyor. Yılda bir defa bir hekim muayenesinden geçmek gerekir. Riskli hasta grubunda gerekiyorsa mamografileri, sofistike meme emarı, meme ultrason gibi incelemeleri yapmak gerekir. Her kadının kendi memesinden haberdar olması lazım. Yani her adet sonunda kendi meme muayenelerini mutlaka düzenli olarak yapmaları gerekir. Her kadın kendi göğsünü muayene etmeyi öğrenirse yapısını fark ediyor ve değişiklik olursa hekime bildirebiliyor. 40 yaşından sonra kadınların düzenli olarak meme taraması dediğimiz mamografi ve düzenli hekim muayenlerini 1 ile 2 yılda bir mutlaka yaptırmaları gerekiyor. Meme kanserinde tıbbi gelişmelerde önemli ilerlemeler olmasına rağmen hala en önemli tedavi seçeneğimiz cerrahidir. Birinci sıraya cerrahiyi yerleştirmek gerekir. Bunun yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi seçenekleri ve son zamanlardaki gelişmelere bağlı olarak da daha yeni hedefe yönelik yani akıllı ilaçlar gibi ilaçların kullanılmasıyla yapılan tedavilerimiz vardır. “
Kaynak: İHA
Meme kanserine bağlı risk faktörlerinin iki gruba ayrıldığını belirten Abdullah Büyükçelik,” Birincisi genetik risk faktörleri, ikincisi ise yaşamla ilgili olan risk faktörleridir. Genetik risk faktörlerine baktığımız zaman ailesinde meme kanseri olanların bu kansere yakalanma riski artmaktadır. Diğer taraftan bir takım genetik değişiklikler var. Bu genetik değişikliklere bağlı da meme kanseri riski artmaktadır. Diğer risk faktörleri ise erken yaşta adet görmeye başlamış olmak, adet görme süresinin uzaması yani menopoza geç girmek, obezite, hormonal tedavi kullanmış olmak, doğum kontrol hapları ve ilaçları kullanmak, kaloriden ve karbonhidrattan zengin beslenmek gibi nedenler meme kanseri için önemli risk faktörlerini oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.
Emzirmenin meme kanseri riskini önemli derecede azalttığını vurgulayan Büyükçelik, şunları söyledi: ”Hastaların düzenli olarak doktor kontrollerine gelmeleri gerekiyor. Yılda bir defa bir hekim muayenesinden geçmek gerekir. Riskli hasta grubunda gerekiyorsa mamografileri, sofistike meme emarı, meme ultrason gibi incelemeleri yapmak gerekir. Her kadının kendi memesinden haberdar olması lazım. Yani her adet sonunda kendi meme muayenelerini mutlaka düzenli olarak yapmaları gerekir. Her kadın kendi göğsünü muayene etmeyi öğrenirse yapısını fark ediyor ve değişiklik olursa hekime bildirebiliyor. 40 yaşından sonra kadınların düzenli olarak meme taraması dediğimiz mamografi ve düzenli hekim muayenlerini 1 ile 2 yılda bir mutlaka yaptırmaları gerekiyor. Meme kanserinde tıbbi gelişmelerde önemli ilerlemeler olmasına rağmen hala en önemli tedavi seçeneğimiz cerrahidir. Birinci sıraya cerrahiyi yerleştirmek gerekir. Bunun yanı sıra kemoterapi ve radyoterapi gibi tedavi seçenekleri ve son zamanlardaki gelişmelere bağlı olarak da daha yeni hedefe yönelik yani akıllı ilaçlar gibi ilaçların kullanılmasıyla yapılan tedavilerimiz vardır. “