Japon Öğrenciler, Deprem Sonrası Küllerinden Doğan Kocaeli'nde Eğitim Görüyor

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) ve Ashinaga Vakfı iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında 1999'daki Marmara depreminin ardından adeta küllerinden doğan Kocaeli'nde bir yıl eğitim alan felaket mağduru öksüz Japon öğrenciler, Türk kültürünü tanıma fırsatı yakalıyor.

KOÜ Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölüm Başkanı ve Ashinaga Vakfı Koordinatörü Doç. Dr. Doğan Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vakıfla iş birliği sayesinde dönem içinde 4 Japon öğrencinin KOÜ'de öğrenime başladığını söyledi.

Yüksel, vakfın anne veya babalarını felakette kaybeden öğrencilere destek sağladığını belirterek, "Burada öğrenciler misafirimiz olarak 12 ay boyunca kalıyor. Hem İngilizce hem de Türkçe'yle alakalı çeşitli derslere katılıyorlar. Aynı zamanda farklı bölümlerde okullarına devam ediyorlar" şeklinde konuştu.

Proje kapsamında ülkeye gelen öğrencilerin sosyal etkinliklere katıldığını, uluslararası günlerde kültürlerini tanıttıklarını anlatan Yüksel, "Ayrıca depremle ve çeşitli felaketlerle alakalı farkındalık çalışmalarında bulunuyorlar. Mesela bir süre önce Japonya'dan bir mühendis deprem ve güvenlik hakkında sunum yaptı. Bu arkadaşlar organize etmişlerdi" bilgisini paylaştı.
Japon öğrencilerin, ilk geldiklerinde kültürel farklılıklar gibi birtakım temel sıkıntılar yaşadıklarına dikkati çeken Yüksel, azimli olduklarını ve Türkçe'yi çabuk öğrendiklerini dile getirdi.
"İngilizce bilgilerini geliştirmeye çalışıyorlar ve bir şekilde sisteme uyum sağlıyorlar" diyen Yüksel, şöyle devam etti:
"Genelde şubat sonu, martta ülkelerine geri dönmeleri ve yeni öğrencilerin gelmesi gerekiyor. Yeni gelecek 4 öğrencinin isimleri belli oldu, vize işlemleriyle uğraşıyoruz. Bunu her yıl devam ettiriyoruz. Bu, tek yönlü bir proje değil. Buradan da 4 öğrenciyi anne ve babasının vefat etmesi şartıyla Japonya'ya gönderiyoruz. Orada aynı şekilde bir yıl ücretsiz eğitim görme şansı yakalıyorlar. Kalacak yerleri ve cep harçlıkları veriliyor. Hem kültürel değişim hem de bir şekilde sosyal farkındalık anlaşması. Genel olarak üniversiteye açık bir anlaşma. Özelde eğitim fakültesinde yürütülen bir anlaşma."
- "Deprem ve afet farkındalık programlarında ön plandalar"
Yüksel, Japon öğrencilerin anlaşmalar kapsamında 7 ülkeye gidebileceklerini ama genel olarak Türkiye'ye gelmek istediklerini anlattı.
Kocaeli'nin yaşadığı deprem tecrübesinin, öğrencilerin Türkiye'ye gelmek istemelerinin temel sebeplerinden olduğunu vurgulayan Doğan, şunları kaydetti:
"1999'da bir deprem felaketi yaşamamız, ayrıca Van depreminden ötürü özel durum olması da sebeplerindendir. Dolayısıyla deprem ve Japonya'daki tsunami felaketi, iki şehri birbirine daha da yakınlaştırdı. İki ülkeyi, iki kültürü birbirine daha fazla yakınlaştırdığını söyleyebiliriz. Öğrenciler de buraya geldiklerinde bu konularla alakalı projelerde yer alıyor. Belediye ve valilikle, Japonya Konsolosluğuyla iş birliği halindeler. Deprem ve afet farkındalık programlarında hep ön plandalar. Bu projeden ötürü çok memnunuz. Bu projenin bir ülkeye değil, diğer ülkelere de yayılması temel amacımız."
- "Türkiye, hem Avrupa hem de Asya kültürü olan bir yer"
KOÜ Eğitim Fakültesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan Yujiro Yamazaki de 7 aydır Türkiye'de bulunduğunu söyledi.

Yamazaki, 7 ülkeye gitme seçeneği bulunduğunu belirterek, özellikle Türkiye'yi seçtiğini dile getirdi.
Türkiye'nin kendisi için çok ilginç olduğunu vurgulayan Yamazaki, "Türkiye, hem Avrupa hem de Asya kültürü olan bir yer. Nasıl bir yer olduğunu merak ediyordum. Japonya'da Müslüman yok. Burada hemen hemen herkes Müslüman" diye konuştu.

Yamazaki, Hristiyanlık hakkında bilgisi olduğunu fakat İslamiyet'le Türkiye'de tanıştığını aktararak, "Müslümanlar, nasıl hayat yaşıyor' diye merak ediyordum. Şu an Türk arkadaşlarımla yaşıyorum. 'Dinler ayrı olsa bile insanların hayatları aynı' diye düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Japonya'da anneannesinin evinin tsunami felaketinin yaşandığı bölgeye yakın olduğuna işaret eden Yamazaki, şunları kaydetti:
"Anneannemin evi yıkıldı. Denize yakın her yeri yıktı. Eve yakın bir köprü vardı. O köprüden sonra denize yakın her yer yok oldu. O yüzden gittiğim zaman çok korktum. Kocaeli'ndeki ve Van'daki depremi biliyordum. Yaz tatilinde Van'a gittim. Hala evlerin bozuk olduğunu gördüm. Japonya'dan daha kötü olduğunu gördüm oradaki durumun çünkü binalar daha dayanıksız bizimkilere göre."
Hukuk Fakültesi öğrencilerinden Airi Ito da tsunami felaketinin ardından Türkiye'ye geldiğini belirtti.

Kocaeli'ni tercih ederken Marmara depremini göz önüne aldığına değinen Ito, Türkiye'deki yapıların Japonya'ya göre daha az dayanıklı olduğunu söyledi.

Mimarlık Fakültesinde eğitimine devam eden Keisuke Wakita da Nagazaki'de yaşadığını, bu bölgenin tsunami felaketinin meydana geldiği merkeze uzak olduğunu kaydetti.

Tsunamiden iki yıl sonra bölgeye gittiği bilgisini veren Wakita, felaketin ardından yıkılan binaları gördüğünü anlattı.
Wakita, "Bir şey yapamadım. Yardım etmek için gidemedim. Bu yüzden kendimi çok üzgün hissettim" ifadesini kullandı.
- Japonya ve Marmara'daki deprem
Japonya'nın Tohoku bölgesinde 11 Mart 2011'de meydana gelen deprem ve tsunami felaketinin ardından 23 binden fazla kişi ölmüş veya kaybolmuştu.
Deprem ve tsunami, Fukuşima santralinde radyoaktif sızıntıya yol açarak, Çernobil'den 25 yıl sonra dünyanın en büyük ikinci nükleer felaketine neden olmuştu. Nükleer santral çevresindeki kentlerde yaşayan 100 bin kişi tahliye edilmişti.
"Asrın felaketi" diye adlandırılan Marmara depreminde en fazla hasar gören Kocaeli'nde de yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetmiş, 40 bin kişi yaralanmıştı. Depremin etkisiyle 4 bin bina yıkılmış, 100 bine yakın sayıda binada ise hasar meydana gelmişti.
Kaynak: AA