Odunlukta Tanımlanamayan Hayvan İskeleti Bulundu
Kent merkezindeki bir evin odunluğunda bulunan, kafa tası evcil hayvanlara benzemeyen, yırtıcı dişlere sahip ve ön ayakları olmayan 55 santimetre boyundaki iskelet, vatandaşları korkuttu.
Hayvan iskeletini evinin odunluğunda bulan Adile Karataş, AA muhabirine, iskeletin önce kediye ait olduğunu sandığını ancak büyüklüğü ve yapısı nedeniyle korku yaşadığını söyledi.
Karaboyunlu Mahallesi'ndeki evinin odunluğuna yakacak almak için girdiği esnada fıstık kabukları arasında bulduğu iskeletin yeğenleri tarafından yetkililere götürüldüğünü belirten Karataş, "Ne olduğunu bilmediğimiz hayvan iskeleti için endişelendik. Olayı komşularımız da öğrendi. Evlerimizden çıktığımızda tedirginlik yaşıyoruz. Çocuklarımız da oyun oynarken korkuyor" dedi.
Mahalledeki vatandaşlar da tedirginliklerini dile getirerek, "Burası dağ değil, ormanlık alan değil, şehrin içinde bir mahalle. Bu hayvan buraya nereden geldi, odunluğa nasıl girdi, bilmiyoruz. Ön ayakları bulunmadığı ve yırtıcı dişleri olması nedeniyle korkuyoruz. Evlerimizin avlusunda bile dolaşmaya çekiniyoruz. Yetkililerden, içimizi rahatlatacak açıklama yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
İskeleti inceleyen veteriner hekim Ali Laçinbala, iskeletin ön ayaklarının olmaması, kafa tasının büyüklüğü ve diş yapısı nedeniyle insanların endişe duymakta haklı olabileceğini belirtti.
Laçinbala, "Hayvan iskeletinin ön bacaklarının olmaması normal değil. Bu hayvan ya genetik bozukluğa sahip ya da ön ayakları başka hayvan tarafından koparılmış. İskelet, karpal kemiklerinin uzun olmasından dolayı kesinlikle kedi ve köpeğe ait değil. Başka hayvanlar tarafından parçalanmış ve buraya getirilmiş olabileceğini düşüyorum. Hayvanın türünün belirlenmesi için üniversitedeki hocalarımıza fotoğraflarını gönderdim" diye konuştu.
İskeletinin fotoğraflarını inceleyen Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aslan da iskeletin üzerinde yağ dokusu bulunduğunu, bağ ve dokuları henüz çürümediği için söz konusu hayvanın 6 ay ya da bir yıl içinde ölmüş olabileceğini kaydetti.
İskeletin ön bacaklarının olmaması hakkında yorumda bulunamayacağını ifade eden Aslan, sırt bölgesine, omurga yapısına ve kaburgalarının kısa olmasına bakılarak iskeletin sansargiller familyasından gelinciğe ait olduğunu söyleyebileceğini aktardı.
Bu tür hayvanların şehir merkezlerinde görülmesinin sıra dışı olduğuna dikkat çeken Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayvanın ön ayaklarının bulunmaması ve kent merkezinde ortaya çıkması düşündürücü. İlk incelemeler, sansargiller familyasından olduğunu gösteriyor. Dişleri ve kafatası yapısı, onun bir etçil hayvan olduğunu gösteriyor, yaban kedisi de olabilir. Muhtemelen yabani ortamında aç kalarak kent merkezine inmiş ve burada diğer hayvanlar tarafından öldürülmüş olabilir. İnsanların iddia ettiği gibi fosil ya da dinozor olması mümkün değil."
Kaynak: AA
Karaboyunlu Mahallesi'ndeki evinin odunluğuna yakacak almak için girdiği esnada fıstık kabukları arasında bulduğu iskeletin yeğenleri tarafından yetkililere götürüldüğünü belirten Karataş, "Ne olduğunu bilmediğimiz hayvan iskeleti için endişelendik. Olayı komşularımız da öğrendi. Evlerimizden çıktığımızda tedirginlik yaşıyoruz. Çocuklarımız da oyun oynarken korkuyor" dedi.
Mahalledeki vatandaşlar da tedirginliklerini dile getirerek, "Burası dağ değil, ormanlık alan değil, şehrin içinde bir mahalle. Bu hayvan buraya nereden geldi, odunluğa nasıl girdi, bilmiyoruz. Ön ayakları bulunmadığı ve yırtıcı dişleri olması nedeniyle korkuyoruz. Evlerimizin avlusunda bile dolaşmaya çekiniyoruz. Yetkililerden, içimizi rahatlatacak açıklama yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.
İskeleti inceleyen veteriner hekim Ali Laçinbala, iskeletin ön ayaklarının olmaması, kafa tasının büyüklüğü ve diş yapısı nedeniyle insanların endişe duymakta haklı olabileceğini belirtti.
Laçinbala, "Hayvan iskeletinin ön bacaklarının olmaması normal değil. Bu hayvan ya genetik bozukluğa sahip ya da ön ayakları başka hayvan tarafından koparılmış. İskelet, karpal kemiklerinin uzun olmasından dolayı kesinlikle kedi ve köpeğe ait değil. Başka hayvanlar tarafından parçalanmış ve buraya getirilmiş olabileceğini düşüyorum. Hayvanın türünün belirlenmesi için üniversitedeki hocalarımıza fotoğraflarını gönderdim" diye konuştu.
İskeletinin fotoğraflarını inceleyen Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kadir Aslan da iskeletin üzerinde yağ dokusu bulunduğunu, bağ ve dokuları henüz çürümediği için söz konusu hayvanın 6 ay ya da bir yıl içinde ölmüş olabileceğini kaydetti.
İskeletin ön bacaklarının olmaması hakkında yorumda bulunamayacağını ifade eden Aslan, sırt bölgesine, omurga yapısına ve kaburgalarının kısa olmasına bakılarak iskeletin sansargiller familyasından gelinciğe ait olduğunu söyleyebileceğini aktardı.
Bu tür hayvanların şehir merkezlerinde görülmesinin sıra dışı olduğuna dikkat çeken Aslan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hayvanın ön ayaklarının bulunmaması ve kent merkezinde ortaya çıkması düşündürücü. İlk incelemeler, sansargiller familyasından olduğunu gösteriyor. Dişleri ve kafatası yapısı, onun bir etçil hayvan olduğunu gösteriyor, yaban kedisi de olabilir. Muhtemelen yabani ortamında aç kalarak kent merkezine inmiş ve burada diğer hayvanlar tarafından öldürülmüş olabilir. İnsanların iddia ettiği gibi fosil ya da dinozor olması mümkün değil."