4. Arap-türk Sosyal Bilimler Kongresi
AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Ortadoğu'da uyuşukluğa meydan okuyan yeni bir uyanışın bulunduğunu ve bölge halklarının kendi kaderlerini belirleme noktasında geri döndürülemez bir yere ulaştığını söyledi.
4. Arap-Türk Sosyal Bilimler Kongresi kapanış programında konuşan İşler, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın köklü bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçtiğini belirtti.
Bu değişimin görünen yüzünün 'Arap Baharı' denilen süreç olduğuna değinen İşler, "Sürecin başladığı güne dek otoriter rejimlerin dünyadaki tüm değişim dalgalarına karşı koyarak ayakta kalmanın yolunu hep bulduğu bölgede kentli orta sınıfların başını çektiği bir özgürlük ve egemenlik hareketi sarsılmaz denilen pek çok yerleşik yapıyı sarstı ve bir anda hem bölgenin hem de dünya siyasetinin niteliğini değiştiren bir boyut aldı. Sürece yönelik yapılan tüm saldırılara rağmen halkların ortaya koyduğu iradeli tavır bölgemizde daha iyi bir gelecek için umutları artırmıştır" diye konuştu.
Bölge halklarının özgürlük, itibar ve refah yönündeki taleplerinin, bu yeni dönemin temelini teşkil ettiğini ifade eden İşler, "Fırsatları ve sınamaları birlikte barındıran bu dönüşüm sürecinde bölge, uzun ve zorlu bir yolculuğa başlamıştır. Bu süreçte iniş ve çıkışların yaşanması doğaldır" ifadesini kullandı.
İşler, bölgede "hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını" kaydederek, "Ortadoğu'da uyuşukluğa meydan okuyan yeni bir uyanışın" bulunduğunu ve bölge halklarının kendi kaderlerini kendileri belirleme noktasında geri döndürülemez bir yere ulaştığını söyledi.
Ortadoğu'daki gelişmeleri mezhepsel çatışma ve din mücadelesi zaviyesinden anlamaya ve anlatmaya çalışanlara karşı ortak bir mücadele verilmesi gerektiğini belirten İşler, Ortadoğu'nun kendine has çok dinli, mezhepli ve kültürlü yapısı, farklı din ve mezheplere mensup halkların karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma içerisinde bir arada yaşayabileceğinin en canlı örneği olduğunu söyledi.
"Haksız yere bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" ayet mealini hatırlatan İşler, "Değişik isimlerdeki hareketler ve gruplar tarafından sebepsiz yere katledilen insanlar, masum kadınlar ve günahsız çocukların öldürülmesine tanıklık etmekteyiz. İsmi dahi güvenlik, esenlik ve barış olan bir dinin mensuplarının bu hale düşmesi kabul edilebilecek bir durum değildir. Yüz yıllar boyu aynı coğrafyayı huzur içinde paylaşan Müslümanların şu an düştüğü durum çok acıdır. Halbuki Müslümanlar, birbirleriyle karşı karşıya gelebilecek her türlü oyuna ve tuzağa karşı her zamankinden daha fazla uyanık olması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki İslam dünyasındaki kimi dini akımlar İslamofobiye hizmet etmeye devam etmektedir" diye konuştu.
İşler, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası tüm kuruluşların, bu tür tehlikenin tüm dünyayı sarmasından önce tedbir alması gerektiğini söyleyerek, özellikle İslam ülkelerinin ayrımcılığa fırsat vermeden, Müslümanların karşı karşıya getirilmesine, her türlü etnik, mezhebi ve meşrebi düşünceye karşı birlikte politikalar geliştirmeye ve ayrımcılığa fırsat verilmeme çağrısı yaptı. İşler, Türkiye'nin model ülke olma hedefinin olmadığını belirtti.
-Suriyeli sığınmacılar
İşler, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara da değinerek, Türkiye'nin Suriyeli ve Iraklı sığınmacılara "ensar şuuruyla" kucak açtığını ve insani yardım konusunda hiçbir sorumluluk ve yükümlülükten kaçınmadığını vurguladı.
Ürdün Kralı Abdullah'ın amcası Prens Hasan da İslam ülkelerine, karşılaştıkları tehditlere karşı birleşme çağrısı yaparak, "Müslümanların şura geleneği neden kayboldu?" diye sordu.
"Türkiye harika işler başardı" diyen Prens Hasan, Türkiye'nin Asya'dan Avrupa'ya yeni bir köprü inşa ettiğini söyledi.
Prens Hasan, Türkiye'nin Arap-Türk Sosyal Bilimler Kongresi gibi başlattığı hareketleri överek, bu girişimlerin artırılması gerektiğine dikkati çekti. Hasan, eğitim ve öğretimdeki karşılıklı kültür alışverişinin çeşitlenerek artırılmasını temenni etti.
Kaynak: AA
Bu değişimin görünen yüzünün 'Arap Baharı' denilen süreç olduğuna değinen İşler, "Sürecin başladığı güne dek otoriter rejimlerin dünyadaki tüm değişim dalgalarına karşı koyarak ayakta kalmanın yolunu hep bulduğu bölgede kentli orta sınıfların başını çektiği bir özgürlük ve egemenlik hareketi sarsılmaz denilen pek çok yerleşik yapıyı sarstı ve bir anda hem bölgenin hem de dünya siyasetinin niteliğini değiştiren bir boyut aldı. Sürece yönelik yapılan tüm saldırılara rağmen halkların ortaya koyduğu iradeli tavır bölgemizde daha iyi bir gelecek için umutları artırmıştır" diye konuştu.
Bölge halklarının özgürlük, itibar ve refah yönündeki taleplerinin, bu yeni dönemin temelini teşkil ettiğini ifade eden İşler, "Fırsatları ve sınamaları birlikte barındıran bu dönüşüm sürecinde bölge, uzun ve zorlu bir yolculuğa başlamıştır. Bu süreçte iniş ve çıkışların yaşanması doğaldır" ifadesini kullandı.
İşler, bölgede "hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını" kaydederek, "Ortadoğu'da uyuşukluğa meydan okuyan yeni bir uyanışın" bulunduğunu ve bölge halklarının kendi kaderlerini kendileri belirleme noktasında geri döndürülemez bir yere ulaştığını söyledi.
Ortadoğu'daki gelişmeleri mezhepsel çatışma ve din mücadelesi zaviyesinden anlamaya ve anlatmaya çalışanlara karşı ortak bir mücadele verilmesi gerektiğini belirten İşler, Ortadoğu'nun kendine has çok dinli, mezhepli ve kültürlü yapısı, farklı din ve mezheplere mensup halkların karşılıklı sevgi, saygı ve dayanışma içerisinde bir arada yaşayabileceğinin en canlı örneği olduğunu söyledi.
"Haksız yere bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" ayet mealini hatırlatan İşler, "Değişik isimlerdeki hareketler ve gruplar tarafından sebepsiz yere katledilen insanlar, masum kadınlar ve günahsız çocukların öldürülmesine tanıklık etmekteyiz. İsmi dahi güvenlik, esenlik ve barış olan bir dinin mensuplarının bu hale düşmesi kabul edilebilecek bir durum değildir. Yüz yıllar boyu aynı coğrafyayı huzur içinde paylaşan Müslümanların şu an düştüğü durum çok acıdır. Halbuki Müslümanlar, birbirleriyle karşı karşıya gelebilecek her türlü oyuna ve tuzağa karşı her zamankinden daha fazla uyanık olması gerekmektedir. Ancak ne yazık ki İslam dünyasındaki kimi dini akımlar İslamofobiye hizmet etmeye devam etmektedir" diye konuştu.
İşler, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası tüm kuruluşların, bu tür tehlikenin tüm dünyayı sarmasından önce tedbir alması gerektiğini söyleyerek, özellikle İslam ülkelerinin ayrımcılığa fırsat vermeden, Müslümanların karşı karşıya getirilmesine, her türlü etnik, mezhebi ve meşrebi düşünceye karşı birlikte politikalar geliştirmeye ve ayrımcılığa fırsat verilmeme çağrısı yaptı. İşler, Türkiye'nin model ülke olma hedefinin olmadığını belirtti.
-Suriyeli sığınmacılar
İşler, Türkiye'deki Suriyeli sığınmacılara da değinerek, Türkiye'nin Suriyeli ve Iraklı sığınmacılara "ensar şuuruyla" kucak açtığını ve insani yardım konusunda hiçbir sorumluluk ve yükümlülükten kaçınmadığını vurguladı.
Ürdün Kralı Abdullah'ın amcası Prens Hasan da İslam ülkelerine, karşılaştıkları tehditlere karşı birleşme çağrısı yaparak, "Müslümanların şura geleneği neden kayboldu?" diye sordu.
"Türkiye harika işler başardı" diyen Prens Hasan, Türkiye'nin Asya'dan Avrupa'ya yeni bir köprü inşa ettiğini söyledi.
Prens Hasan, Türkiye'nin Arap-Türk Sosyal Bilimler Kongresi gibi başlattığı hareketleri överek, bu girişimlerin artırılması gerektiğine dikkati çekti. Hasan, eğitim ve öğretimdeki karşılıklı kültür alışverişinin çeşitlenerek artırılmasını temenni etti.