'Bitkisel Kopyalama'Yla Yerli Patates Tohumu Üretimi
Türkiye'nin patates tohumunda dışa bağımlılığını sona erdirmek amacıyla Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) ile ortak çalışma yürüten bir firmanın Nevşehir'deki laboratuvarında kopyalanan bir tohumdan 4 yılda sera ve tarladaki faaliyetler sonucunda 25 ton tohum elde ediliyor.
Türkiye'de patates üretiminde ikinci sırada bulunan Nevşehir'de yerli tohum üretimi üzerine faaliyet gösteren bir firma, tohum üretimi için doku kültürü laboratuvarında önemli çalışmalar yürütüyor.
Firmanın genel müdürü Kamil Aşkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılda 4,5 milyon ton patates üreten bir ülkenin tohumda dışa bağımlı bir ülke olmaması gerektiğini düşünerek çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
TİGEM'in desteğiyle Konya ve Sivas'ta tesis kurduklarını belirten Aşkın, 2009 yılında kurdukları doku kültürü laboratuvarında biyoteknolojik yöntemle tohum üretimi yaptıklarını dile getirerek, "Mikropsuz koşullarda hızlı kesim teknikleriyle tamamen yapay ortamda sadece tüpteki bir bitkiden bir nevi bitkisel kopyalama işlemi yaparak işe başlıyoruz. Kopyalanan bitkiler, aynı yıl seralara aktarılıyor ve bu bitkilerden 100 gün sonra minyatür yumrular alınıyor. Daha sonra hasat edilen milyonlarca patates yumrusu, ertesi yıl tarla ortamına alınıyor" diye konuştu.
Yumruların tarlada 3 yıl daha çoğaltıma devam etmesinin sağlandığını ifade eden Aşkın, "Yaptığımız yöntemle bir tüpteki patates bitkisi, dört yıl sonra bir tır patates tohumu haline geliyor" dedi.
Aşkın, yerli tohum üretim sürecinde 5 yılda 20 bin tona ulaştıklarını ve bu sayede sektörün ihtiyacına cevap verdiklerini kaydederek, Azerbaycan, Suriye ve Irak'ın ardından Rusya'ya da tohum gönderdiklerini söyledi.
Patatesin Türkiye'ye ilk olarak 175 yıl önce Rusya'dan geldiğini anlatan Aşkın, "Bugün biz, firma olarak bu ülkeye patatesin tohumunu ihraç ederek bir ilki başardık. Bu girişim, hem anlamlı hem de önemli" ifadelerini kullandı.
- "Rusya, çok büyük bir pazar"
Patates tohumu alıcısı konumundaki Türkiye'nin yaptıkları çalışmalar sonucunda Avrupa'da tohum üreten 5'inci ülke konumuna geldiğini belirten Aşkın, Türkiye'nin anaç tohum anlamında ihtiyacının 50 bin ton olduğunu, bunun 15 ila 20 bin tonunun yurt dışından ithal edildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Özel sektörde diğer bir firma ile bizim çalışmalarımız neticesinde üretim 25 bin tona ulaştı. Demek ki ithal edilen tohumun büyük bir kısmını artık Türkiye karşılayabiliyor. Önümüzdeki yıllarda artacak olan üretimle de Türkiye tohum ithal eden bir ülke değil, tohum ihraç eden bir ülke haline gelecektir. Bunun pırıltıları geliyor çünkü geçen sene Azerbaycan'a 3 bin ton, bir önceki sene 2 bin ton tohum ihraç ettik. Geçen yıl yine Rusya'ya tohum ihracatını yaparak bir ilki gerçekleştirmiş olduk. Rusya, çok büyük bir pazar, bugün Kuzey Avrupa'daki tohum üreten ülkelerin birinci pazarı Rusya'dır. Bugünkü koşullarda gizli ambargo nedeniyle Türkiye'nin bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun dışında Suriye ve Irak diğer pazarlarımızın arasındadır. Ülke pazarını önde tutmakla ihracat fırsatlarını da firma ve Türkiye olarak çok yakın bir gelecekte değerlendireceğimize inanıyorum."
- "Hastalıkları yok etmek için yerli tohum kullanılması gerekiyor"
Aşkın, ülkede olmayan birçok bitki hastalığının ithal tohumlarla toprağa bulaştığını ileri sürerek, üreticilerin aldıkları ithal tohumları yüksek fiyatlar nedeniyle en az 3 yıl çoğaltmak zorunda kaldıklarını, dolayısıyla toprağa hastalıkların bulaştığını söyledi.
"Bundan yaklaşık 12 yıl önce yurt dışından ülkemize ithal tohumla patates siğili hastalığı geldi" diyen Aşkın, "Bunun yanı sıra Erwinia (Karabacak) gibi bazı mantari ve bakteriyel hastalıklar da giriyor. Özellikle patates siğili bildiğiniz gibi Nevşehir ve Niğde'de büyük tarım alanlarının kapanmasına yol açtı. Söz konusu etmen, aşağı yukarı 30 yıl varlığını sürdüren bir mantardır. Bu etmenin yok edilmesi açısından bu alanlara buğday, arpa ve yonca gibi ürünlerin ekilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kamil Aşkın, "Halihazırda bildiğim kadarıyla patates siğili nedeniyle 40 ila 50 bin dekar alanın karantina altında olduğunu söylemek lazım. Bu tür hastalıkları yok etmek anlamında ithal patatesin mutlaka limitlendirilmesi ve yerli tohum üretiminin artırılması ve kullanılması gerekiyor" dedi.
Kaynak: AA
Firmanın genel müdürü Kamil Aşkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yılda 4,5 milyon ton patates üreten bir ülkenin tohumda dışa bağımlı bir ülke olmaması gerektiğini düşünerek çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
TİGEM'in desteğiyle Konya ve Sivas'ta tesis kurduklarını belirten Aşkın, 2009 yılında kurdukları doku kültürü laboratuvarında biyoteknolojik yöntemle tohum üretimi yaptıklarını dile getirerek, "Mikropsuz koşullarda hızlı kesim teknikleriyle tamamen yapay ortamda sadece tüpteki bir bitkiden bir nevi bitkisel kopyalama işlemi yaparak işe başlıyoruz. Kopyalanan bitkiler, aynı yıl seralara aktarılıyor ve bu bitkilerden 100 gün sonra minyatür yumrular alınıyor. Daha sonra hasat edilen milyonlarca patates yumrusu, ertesi yıl tarla ortamına alınıyor" diye konuştu.
Yumruların tarlada 3 yıl daha çoğaltıma devam etmesinin sağlandığını ifade eden Aşkın, "Yaptığımız yöntemle bir tüpteki patates bitkisi, dört yıl sonra bir tır patates tohumu haline geliyor" dedi.
Aşkın, yerli tohum üretim sürecinde 5 yılda 20 bin tona ulaştıklarını ve bu sayede sektörün ihtiyacına cevap verdiklerini kaydederek, Azerbaycan, Suriye ve Irak'ın ardından Rusya'ya da tohum gönderdiklerini söyledi.
Patatesin Türkiye'ye ilk olarak 175 yıl önce Rusya'dan geldiğini anlatan Aşkın, "Bugün biz, firma olarak bu ülkeye patatesin tohumunu ihraç ederek bir ilki başardık. Bu girişim, hem anlamlı hem de önemli" ifadelerini kullandı.
- "Rusya, çok büyük bir pazar"
Patates tohumu alıcısı konumundaki Türkiye'nin yaptıkları çalışmalar sonucunda Avrupa'da tohum üreten 5'inci ülke konumuna geldiğini belirten Aşkın, Türkiye'nin anaç tohum anlamında ihtiyacının 50 bin ton olduğunu, bunun 15 ila 20 bin tonunun yurt dışından ithal edildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Özel sektörde diğer bir firma ile bizim çalışmalarımız neticesinde üretim 25 bin tona ulaştı. Demek ki ithal edilen tohumun büyük bir kısmını artık Türkiye karşılayabiliyor. Önümüzdeki yıllarda artacak olan üretimle de Türkiye tohum ithal eden bir ülke değil, tohum ihraç eden bir ülke haline gelecektir. Bunun pırıltıları geliyor çünkü geçen sene Azerbaycan'a 3 bin ton, bir önceki sene 2 bin ton tohum ihraç ettik. Geçen yıl yine Rusya'ya tohum ihracatını yaparak bir ilki gerçekleştirmiş olduk. Rusya, çok büyük bir pazar, bugün Kuzey Avrupa'daki tohum üreten ülkelerin birinci pazarı Rusya'dır. Bugünkü koşullarda gizli ambargo nedeniyle Türkiye'nin bu fırsatı çok iyi değerlendirmesi gerektiğine inanıyorum. Bunun dışında Suriye ve Irak diğer pazarlarımızın arasındadır. Ülke pazarını önde tutmakla ihracat fırsatlarını da firma ve Türkiye olarak çok yakın bir gelecekte değerlendireceğimize inanıyorum."
- "Hastalıkları yok etmek için yerli tohum kullanılması gerekiyor"
Aşkın, ülkede olmayan birçok bitki hastalığının ithal tohumlarla toprağa bulaştığını ileri sürerek, üreticilerin aldıkları ithal tohumları yüksek fiyatlar nedeniyle en az 3 yıl çoğaltmak zorunda kaldıklarını, dolayısıyla toprağa hastalıkların bulaştığını söyledi.
"Bundan yaklaşık 12 yıl önce yurt dışından ülkemize ithal tohumla patates siğili hastalığı geldi" diyen Aşkın, "Bunun yanı sıra Erwinia (Karabacak) gibi bazı mantari ve bakteriyel hastalıklar da giriyor. Özellikle patates siğili bildiğiniz gibi Nevşehir ve Niğde'de büyük tarım alanlarının kapanmasına yol açtı. Söz konusu etmen, aşağı yukarı 30 yıl varlığını sürdüren bir mantardır. Bu etmenin yok edilmesi açısından bu alanlara buğday, arpa ve yonca gibi ürünlerin ekilmesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Kamil Aşkın, "Halihazırda bildiğim kadarıyla patates siğili nedeniyle 40 ila 50 bin dekar alanın karantina altında olduğunu söylemek lazım. Bu tür hastalıkları yok etmek anlamında ithal patatesin mutlaka limitlendirilmesi ve yerli tohum üretiminin artırılması ve kullanılması gerekiyor" dedi.