Muş'ta 'Anayasal Reformda Üniversitelerin Rolü' Paneli Düzenlendi
Muş Alparslan Üniversitesi'nde (MŞÜ), Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı (TESEV) işbirliğinde, "Anayasal Reformda Üniversitelerin Rolü" konulu panel düzenlendi.
Prof. Dr. Sebahattin Zaim Konferans Salonu'nda düzenlenen panelde açılış konuşması yapan MŞÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, anayasa ve hukuka yıllardır ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
"Anayasa, kağıt üstünde belki bir metindir ama hayatımızın içinde hayatımızı yönlendiren hayatımıza değer katan veya hayatı zindan eden bir metindir" diyen İnanç, anayasa reformunu önemsediklerini kaydetti.
İnanç, anayasanın öznesinde halkı barındırdığını ancak temelinde devlet olduğunu söyledi.
Eskiden uygulanan psikolojik savaş yöntemleri yerine günümüzde psikolojik-teknolojik savaş yöntemleri uygulandığını belirten İnanç, şöyle konuştu:
"Son derece haksız oldukları bir ortamda teknolojiyi kullanarak güya son derece haklı bir edayla özgürlük demokrasi, barış gibi söylemleri hakim kılınmaya çalışıldığını hep birlikte görüyoruz. Barış, kendi anlayışını bir başkasına dayatmanın adı değildir. İşte sivil insanların tehdit altında kalmasından dükkanlarını, araçlarını yakılmasına can güvenliğini hata canına kast etmeden bir dizi eylemle bizi karşı karşıya getiriyorlar. O zaman dönüp sormak zorunda kalıyoruz bu güvenlik mi? Özgürlük mü? Anayasaya muhakkak bir sınır çizmemiz gerekiyor. Maalesef Türkiye'de bu denge bozulmuştur. Dolayısıyla bunun masaya yatırılması ve aslında özgürlüğün teminatı olan güvenlik konseptinin halkı koruyan reflekslerden bir adım ileriye geçmesi gerekiyor."
Halkın güvenliği söz konusu değilse oradan özgürlükten söz edilmeyeceğini aktaran İnanç, bu ince ayrıntının muhakkak yasalara, anayasaya yansıması gerektiğini kaydetti.
"Eğer birileri sırf farklı olduğu için yahut güçsüz, masum olduğu için canına, ticaretine, siyasetine, düşüncesine kastediliyorsa orada barıştan, demokrasiden, özgürlükten söz etmek mümkün değildir" diyen İnanç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir anlayışta yoktur. Son 15 güne baktığımızda Türkiye halkı bu ortamı hak ettiğini düşünmüyorum. Hiç kimsenin bir başkasının hayatını zindan etsin diye bir hakkı olamaz. Bu hak dünyanın hiç bir ülkesinde özgürlük barış demokrasi olarak tanınmaz böyle bir şey yoktur. Eğer konuşan bir insanın özgürlüğü varsa susan bir insanın özgürlüğü de vardır."
MŞÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Özcan moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Doç. Dr. Abdullah Kıran, Yrd. Doç. Cennet Uslu ve Özgür Sevgi Göral sunum yaptı.
Kaynak: AA
"Anayasa, kağıt üstünde belki bir metindir ama hayatımızın içinde hayatımızı yönlendiren hayatımıza değer katan veya hayatı zindan eden bir metindir" diyen İnanç, anayasa reformunu önemsediklerini kaydetti.
İnanç, anayasanın öznesinde halkı barındırdığını ancak temelinde devlet olduğunu söyledi.
Eskiden uygulanan psikolojik savaş yöntemleri yerine günümüzde psikolojik-teknolojik savaş yöntemleri uygulandığını belirten İnanç, şöyle konuştu:
"Son derece haksız oldukları bir ortamda teknolojiyi kullanarak güya son derece haklı bir edayla özgürlük demokrasi, barış gibi söylemleri hakim kılınmaya çalışıldığını hep birlikte görüyoruz. Barış, kendi anlayışını bir başkasına dayatmanın adı değildir. İşte sivil insanların tehdit altında kalmasından dükkanlarını, araçlarını yakılmasına can güvenliğini hata canına kast etmeden bir dizi eylemle bizi karşı karşıya getiriyorlar. O zaman dönüp sormak zorunda kalıyoruz bu güvenlik mi? Özgürlük mü? Anayasaya muhakkak bir sınır çizmemiz gerekiyor. Maalesef Türkiye'de bu denge bozulmuştur. Dolayısıyla bunun masaya yatırılması ve aslında özgürlüğün teminatı olan güvenlik konseptinin halkı koruyan reflekslerden bir adım ileriye geçmesi gerekiyor."
Halkın güvenliği söz konusu değilse oradan özgürlükten söz edilmeyeceğini aktaran İnanç, bu ince ayrıntının muhakkak yasalara, anayasaya yansıması gerektiğini kaydetti.
"Eğer birileri sırf farklı olduğu için yahut güçsüz, masum olduğu için canına, ticaretine, siyasetine, düşüncesine kastediliyorsa orada barıştan, demokrasiden, özgürlükten söz etmek mümkün değildir" diyen İnanç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Dünyanın hiç bir ülkesinde böyle bir anlayışta yoktur. Son 15 güne baktığımızda Türkiye halkı bu ortamı hak ettiğini düşünmüyorum. Hiç kimsenin bir başkasının hayatını zindan etsin diye bir hakkı olamaz. Bu hak dünyanın hiç bir ülkesinde özgürlük barış demokrasi olarak tanınmaz böyle bir şey yoktur. Eğer konuşan bir insanın özgürlüğü varsa susan bir insanın özgürlüğü de vardır."
MŞÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Özcan moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Prof. Dr. Bekir Berat Özipek, Doç. Dr. Abdullah Kıran, Yrd. Doç. Cennet Uslu ve Özgür Sevgi Göral sunum yaptı.