Afyonkarahisar Barosu’ndan Hsyk Bildirisine Muhtıra Benzetmesi
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yayınlanan bildirinin, sertlik ve müdahaleci anlayışla kaleme alındığını kaydederek, “Adeta bir muhtıra gibi olan bu bildiri, zaten güvenilirliği azalmış olan yargı algısını iyiden tartışılır hale getirmiştir” dedi.
Gündeme ilişkin konularla ilgili bir basın açıklaması yapan Başkan Şahin, eski Türkiye sayfasını kapatıp demokratik bir hukuk devleti kurmak ümidiyle yapılan hukuk reformunun eski Türkiye tarafından çiğnendiğini, yenilgiye uğratıldığını söyledi.
Yargıçlar devletine doğru giden bir Türkiye’de demokratik, çok sesli, denetlenebilir bir yargı inşa etmek amacıyla 12 Eylül referandumu yapıldığını hatırlatan Başkan Şahin, anayasa değişikliğine gidilerek adil, tarafsız ve demokratik bir yargı sistemi kurulması amaçlandığını söyledi.
“EN MAHREM DİNLEME KAYITLARI ULUORTA SERVİS EDİLİYOR”
Yargıya demokrasinin edlinin değmesi için iki farklı yol bulunduğuna değinen Başkan Şahin, açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Anayasa değişikliğinde yüksek yargı üyelerinin doğrudan halk tarafından seçilmesi veya ağırlıklı bir kısmının Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından belirlenmesine riayet edilmemiş, kapalı devre bir seçim sistemi getirilmiştir. Kapalı bir seçim metodunun demokrasi demek olmayacağı da bu vesile ile tecrübe edilmiştir. Bu nedenle ve ne yazık ki mahkeme kararlarının başlığında yer alan ‘Bağımsız Türk milleti adına’ klişesi havada kalmıştır. Savunma hakkının kısıtlandığı hatta yok sayıldığı iddialarının ayyuka çıktığı, delillerin daha sanık avukatlarına verilmeden basına sızdırıldığı, en mahrem dinleme kayıtlarının hatta yasak ve suç neticesinde elde edilen delillerin ulu orta servis edildiği bu yargılamalar, yargılama konusu olan cunta ve darbe teşebbüsü suçlarının halkımız nezdinde ki ağırlığını azaltmış, neticeye bağlanan ümitleri aşındırmıştır.”
“YASALARDA HSYK’YI KİMİN TEMSİL EDECEĞİ NET OLARAK BELİRTİLMİŞTİR”
17 Aralık operasyonlarının ardından yolsuzluk ve rüşvet kavramlarının taraflı soruşturma ve hastalıklı usullerin gölgesinde kaldığını, kamuoyu nezdinde ki vahamet algısının zayıfladığını dile getiren Başkan Şahin, “Bundan sonra bir hırsız iş üstünde yakalansa bile hiç kimse yargıya güvenmeyecek ve 'Acaba? Neden şimdi? Neden bu şahıs?’ gibi sorular gündeme gelecektir. Son olarak adli kolluk yönetmeliğinde yapılan bir değişiklik bahanesi ile HSYK tarafından açıklanan bildiri ortaya çıkan tablo üzerine tüy dikmiştir. HSYK’nın daha önceki tüm karar ve açıklamalarını dikkatle incelediğimizde hiç görmediğimiz bir üslup, sertlik ve müdahaleci anlayışla kaleme alınan bu bildiri adeta bir muhtıra, bir ültimatom etkisi yaratmış, zaten güvenilirliği azalmış olan yargı algısını iyiden tartışılır hale getirmiştir. Yasalarda HSYK’yı kimin temsil edeceği net olarak belirtildiği gibi bu kurumun görev ve yetkileri de açıkça sayılmıştır. Bu sayılanlar arasında bildiri, muhtıra veya ültimatom yayınlamak yoktur. Tüm bu hadiseler göstermektedir ki yargı ne demokratik olabilmiştir, ne çok sesli yapıya kavuşmuştur. Ne denetlenebilir haldedir, ve nihayet ne de bağımsız durumdadır” dedi.