Hanefi Bostan: 'Yardımcı Doçentlerin Mağduriyeti Giderilmeli”
Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M.
Hanefi Bostan, başta yardımcı doçentler olmak üzere bütün öğretim elemanlarına konumlarına uygun bir ücret artışının bir an önce yapılması gerektiğini belirterek, “Bu maaş artışı da en az yüzde 50 oranında olmalıdır” dedi.
Hanefi Bostan, üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin, YÖK Kanunu’na göre, profesör ve doçentler gibi öğretim üyesi sınıfında değerlendirildiğini belirterek, “Eğitim-öğretim ile bilimsel araştırma yükünün önemli bir bölümünü bunların üslendiği görülmektedir. Ancak maaşları ve ek göstergeleri komik durumdadır. Hatta üniversitelerde çalışan memurların bir kısmından daha az ücret almakta ve emekli maaşları da daha düşük seviyede bulunmaktadır” diye konuştu.
Yüksek Öğretim Kanunu’nun çıktığı ilk yıllarda (Resmi Gazetede yayım 6 Kasım 1981) öğretim elemanlarının ücretlerinde ve çalışma düzenlerinde bir dengesizlik söz konusu değildi. Profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve araştırma görevlisi arasındaki ücret farkları, kimseyi rahatsız edecek boyutta bulunmamaktaydı. Maaş oranları kabul edilebilir bir düzeydeydi. Ancak 2013 yılına geldiğimizde, özellikle 2002 yılından itibaren maaş oranları yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve araştırma görevlileri aleyhinde bozuldu” açıklamasında bulundu.
2013 yılındaki bir yardımcı doçentin maaşının, profesörün aldığı maaşla mukayese edildiğinde, 1982 yılına oranla yüzde 25 nispetinde azaldığını kaydeden Bostan, “1982 yılının Aralık ayında profesörün maaşı 65.464 TL, yardımcı doçentlerin 53.226 TL (profesör maaşının % 81.30’u oranında) iken, 2000 yılının Aralık ayında profesör maaşı 560|135.000 TL, yardımcı doçentlerin de 361.472.000 TL düzeyinde (profesör maaşının % 64.53’ü oranında) bulunmaktaydı (Bk. Tuncer Bülbül, Üniversite Öğretim Elemanı Ücretlerinin Akademik Yaşama Yansımalarının Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, 2006, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü). Bugün ¼’deki en kıdemli profesörün maaşı 4729 lira, ¼’deki en kıdemli doçentin 3376 lira, ¼’deki en kıdemli yardımcı doçentin 2706 lira, ¼’deki en kıdemli öğretim görevlisi ve okutmanın 2395 lira ve 4/9’daki en kıdemli araştırma görevlisinin maaşı da 2331 liradır. 2013 yılındaki bir yardımcı doçentin maaşı profesörün aldığı maaşla mukayese edildiğinde, 1982 yılına oranla %25 nispetinde azaldığı görülmektedir” dedi.
Bostan, 1993-2000 yılları arasında yardımcı doçentlerin maaşı 4 kişilik bir ailenin geçinme sınırı olan yoksulluk sınırı (asgari geçim) düzeyindeyken, bugün yoksulluk sınırının 900 lira altında olduğunu ifade ederek, şunları söyledi;
“Bugün en kıdemli yardımcı doçent 3610 lirayı aşan Asgari Geçim Endeksinin yaklaşık yüzde 75’i’ oranında bir maaşa mahkûm edilmiş bulunmaktadır. Günümüz koşullarında profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman ve araştırma görevlilerinin aldığı maaş, Milletvekili danışmanı ve milletvekili sekreteri ile uzmanların maaşı karşısında gülünç durumdadır. Ayrıca öğretim üyelerinin profesörler hariç tamamı doktor, mühendis, hâkim, savcı, kaymakam, avukat ve uzman doktorlardan daha az maaş alırken, profesörler de Rekabet Kurulu Uzmanı, Bakanlık Daire Başkanı ve SPK Uzmanlarından daha az maaş aldıkları görülmektedir. Yine yardımcı doçentler emekli olduklarında, daire başkanı, müfettiş ve uzmanlardan daha az emekli maaşı almakla yüz yüze bırakıldı. Nitekim 31 yıl çalışıp emekli olan bir yardımcı doçent 2026 lira emekli maaşı alırken, aynı süre çalışıp emekli olan daire başkanı, müfettiş ve uzmanlar 2825 Lira almaktadır. Orantısız maaş farklılıklarının giderileceği belirtilmekle beraber on iki yıldan beri bu konuda ciddi bir adım atılmadı.”
Öğretim üyeleri içerisinde en büyük haksızlık ve mağduriyetin, öğretim üyeleri kategorisinde yer almalarına rağmen yardımcı doçentlere yapıldığını belirten Hanefi Bostan, “Yardımcı doçentlere reva görülen maaş zulmü ve emekli maaşı rezaleti bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. On iki yılda üniversite öğretim elemanları dışındaki diğer kamu çalışanlarının ortalama maaşı, reel olarak yüzde 61 artarken, öğretim üyelerinin maaşı ortalama yüzde 6’lık bir artış gösterdi. Bu durum hakkaniyete uygun bir tablo değildir. Yardımcı doçentlerin ek göstergeleri 3600’den 4800’e çıkarılarak emekli maaşları yükseltilmeli, başta yardımcı doçentler olmak üzere bütün öğretim elemanlarına konumlarına uygun bir ücret artışı bir an önce yapılmalıdır. Bu maaş artışı da en az %50 oranında olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Hanefi Bostan, üniversitelerde görev yapan yardımcı doçentlerin, YÖK Kanunu’na göre, profesör ve doçentler gibi öğretim üyesi sınıfında değerlendirildiğini belirterek, “Eğitim-öğretim ile bilimsel araştırma yükünün önemli bir bölümünü bunların üslendiği görülmektedir. Ancak maaşları ve ek göstergeleri komik durumdadır. Hatta üniversitelerde çalışan memurların bir kısmından daha az ücret almakta ve emekli maaşları da daha düşük seviyede bulunmaktadır” diye konuştu.
Yüksek Öğretim Kanunu’nun çıktığı ilk yıllarda (Resmi Gazetede yayım 6 Kasım 1981) öğretim elemanlarının ücretlerinde ve çalışma düzenlerinde bir dengesizlik söz konusu değildi. Profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve araştırma görevlisi arasındaki ücret farkları, kimseyi rahatsız edecek boyutta bulunmamaktaydı. Maaş oranları kabul edilebilir bir düzeydeydi. Ancak 2013 yılına geldiğimizde, özellikle 2002 yılından itibaren maaş oranları yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman, uzman ve araştırma görevlileri aleyhinde bozuldu” açıklamasında bulundu.
2013 yılındaki bir yardımcı doçentin maaşının, profesörün aldığı maaşla mukayese edildiğinde, 1982 yılına oranla yüzde 25 nispetinde azaldığını kaydeden Bostan, “1982 yılının Aralık ayında profesörün maaşı 65.464 TL, yardımcı doçentlerin 53.226 TL (profesör maaşının % 81.30’u oranında) iken, 2000 yılının Aralık ayında profesör maaşı 560|135.000 TL, yardımcı doçentlerin de 361.472.000 TL düzeyinde (profesör maaşının % 64.53’ü oranında) bulunmaktaydı (Bk. Tuncer Bülbül, Üniversite Öğretim Elemanı Ücretlerinin Akademik Yaşama Yansımalarının Değerlendirilmesi, Doktora Tezi, 2006, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü). Bugün ¼’deki en kıdemli profesörün maaşı 4729 lira, ¼’deki en kıdemli doçentin 3376 lira, ¼’deki en kıdemli yardımcı doçentin 2706 lira, ¼’deki en kıdemli öğretim görevlisi ve okutmanın 2395 lira ve 4/9’daki en kıdemli araştırma görevlisinin maaşı da 2331 liradır. 2013 yılındaki bir yardımcı doçentin maaşı profesörün aldığı maaşla mukayese edildiğinde, 1982 yılına oranla %25 nispetinde azaldığı görülmektedir” dedi.
Bostan, 1993-2000 yılları arasında yardımcı doçentlerin maaşı 4 kişilik bir ailenin geçinme sınırı olan yoksulluk sınırı (asgari geçim) düzeyindeyken, bugün yoksulluk sınırının 900 lira altında olduğunu ifade ederek, şunları söyledi;
“Bugün en kıdemli yardımcı doçent 3610 lirayı aşan Asgari Geçim Endeksinin yaklaşık yüzde 75’i’ oranında bir maaşa mahkûm edilmiş bulunmaktadır. Günümüz koşullarında profesör, doçent, yardımcı doçent, öğretim görevlisi, okutman ve araştırma görevlilerinin aldığı maaş, Milletvekili danışmanı ve milletvekili sekreteri ile uzmanların maaşı karşısında gülünç durumdadır. Ayrıca öğretim üyelerinin profesörler hariç tamamı doktor, mühendis, hâkim, savcı, kaymakam, avukat ve uzman doktorlardan daha az maaş alırken, profesörler de Rekabet Kurulu Uzmanı, Bakanlık Daire Başkanı ve SPK Uzmanlarından daha az maaş aldıkları görülmektedir. Yine yardımcı doçentler emekli olduklarında, daire başkanı, müfettiş ve uzmanlardan daha az emekli maaşı almakla yüz yüze bırakıldı. Nitekim 31 yıl çalışıp emekli olan bir yardımcı doçent 2026 lira emekli maaşı alırken, aynı süre çalışıp emekli olan daire başkanı, müfettiş ve uzmanlar 2825 Lira almaktadır. Orantısız maaş farklılıklarının giderileceği belirtilmekle beraber on iki yıldan beri bu konuda ciddi bir adım atılmadı.”
Öğretim üyeleri içerisinde en büyük haksızlık ve mağduriyetin, öğretim üyeleri kategorisinde yer almalarına rağmen yardımcı doçentlere yapıldığını belirten Hanefi Bostan, “Yardımcı doçentlere reva görülen maaş zulmü ve emekli maaşı rezaleti bir an önce çözüme kavuşturulmalıdır. On iki yılda üniversite öğretim elemanları dışındaki diğer kamu çalışanlarının ortalama maaşı, reel olarak yüzde 61 artarken, öğretim üyelerinin maaşı ortalama yüzde 6’lık bir artış gösterdi. Bu durum hakkaniyete uygun bir tablo değildir. Yardımcı doçentlerin ek göstergeleri 3600’den 4800’e çıkarılarak emekli maaşları yükseltilmeli, başta yardımcı doçentler olmak üzere bütün öğretim elemanlarına konumlarına uygun bir ücret artışı bir an önce yapılmalıdır. Bu maaş artışı da en az %50 oranında olmalıdır” ifadelerini kullandı.