Asya Pasifik Perakende Kongresi ve Fuarı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Adaletsizlik, katliamlar, darbeler, ticaretin yollarını kapatır. Çocukların kimyasal silahlarla öldürüldüğü, çocuklarının kanının aktığı bir dünya, vicdanı, kalbi kuruttuğu kadar, refahı da kurutur. İşte onun için vicdanın küreselleşmesi, kanaatin küreselleşmesi, ekonomi ve ticaretin farklı bir boyut kazanması, hepimiz için, bizim ve geleceğimiz için şarttır" dedi.

Başbakan Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen, "Asya Pasifik Perakende Kongresi ve Fuarı"nın açılışında yaptığı konuşmada, ticaretin sürdürülebilir olması için, tarihin en eski zamanlarından bugüne kadar değişmeyen ve değişmeyecek şartlar olduğunu söyledi.

Bu şartlardan ilkinin "adalet" olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkeler adil olacak ve adalet küreselleşecek. İki; yollar açık olacak. Yollarda haramiler, yani hırsızlar, yol kesenler olmayacak, korsanlar olmayacak, eşkıya olmayacak. Üç; hem yerel anlamda, hem küresel anlamda, huzur olacak, güvenlik olacak, istikrar olacak. Ticareti küreselleştirmek istiyorsak, refahı küreselleştirmek istiyorsak, işte bu şartların ortadan kalkmaması için de mücadele etmek zorundayız. Yani, markalarımızı küresel hale getirirken, barışı ve demokrasiyi de küreselleştirmek, en önemlisi de, vicdanı küreselleştirmek zorundayız."

Erdoğan, savaş ve çatışmaların, ticaretin yollarını kapatacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Adaletsizlik, katliamlar, darbeler, ticaretin yollarını kapatır. Çocukların kimyasal silahlarla öldürüldüğü, çocuklarının kanının aktığı bir dünya, vicdanı, kalbi kuruttuğu kadar, refahı da kurutur. İşte onun için vicdanın küreselleşmesi, kanaatin küreselleşmesi, ekonomi ve ticaretin farklı bir boyut kazanması, hepimiz için, bizim ve geleceğimiz için şarttır. Türkiye olarak, çok eski devlet geleneklerimiz rehberliğinde, refah ve huzur için, barışın çok çok önemli olduğuna inanıyor ve politikalarımızı da buna göre belirliyoruz. Son derece zorlu bir coğrafyada bulunmamıza rağmen, Türkiye'nin istikrar ve huzur içinde kalkınmasını önemsiyor; bunu bölgeye hakim kılmak için de samimi mücadele veriyoruz."

Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, huzur, istikrar, refah, özellikle de demokrasi noktasında, bölgenin müstesna ülkelerinden birisi olduğuna değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülke içinde var olan mevcut sorunları, tamamen demokrasi ve hukuk çerçevesinde tek tek çözüme kavuşturuyoruz. Bölgesel meselelerde ise barışı, huzur ve istikrarı, özellikle de halkın taleplerinin yönetime yansıdığı sistemleri, yani demokrasiyi, yani halkın iradesinin egemen olduğu iktidar sistemlerini en güçlü şekilde destekliyoruz. Az önce ifade ettim Somali'deki yoksulluğu dünya gündemine taşıyoruz ama önce kendimiz gidiyoruz. Bir yerde deprem mi var, bir felaket, sel felaketleri mi var, Şili de mi var, biz oradayız. Pakistan'da mı var, biz oradayız. Asla Müslümandır, bu Hristiyandır, böyle bir ayrım yapmadan oradayız. Niye ? Çünkü bu asrı, bir dayanışma, bir paylaşım asrı kılmak zorundayız."

-"Bu millet, Türk milleti şanına yaraşır olanı yapmak durumundadır"

"Bu millet, Türk milleti şanına yaraşır olanı yapmak durumundadır ve bugüne kadar yaptık, yapıyoruz ve yapacağız" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Örneğin Somali'deki yoksulluğu dünya gündemine taşırken, ne yazık ki çok açık söyleyeyim uluslararası kuruluşlar hala Somali'ye elini ciddi manada uzatmış değil. Aynı şekilde Filistin meselesinde yine çözüm için elimizden gelen gayretleri gösteriyoruz. Bunun yanında işte yanımızda 911 kilometre sınırımız olan Suriye'de, bakınız şu anda sadece bin 700 insan, bunların 400'ü çocuktur kimyasal silahlarla öldürüldü. Hala Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bununla ilgili kararını veremiyor. Aynı şekilde 110 bin insan tanklarla, toplarla, helikopterlerden indirilen, yağdırılan bombalarla uçaklardan yağdırılan bombalarla yaklaşık 3 yıldır öldürülüyor. 110 bin kişi öldü. Hala Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bununla ilgili kararını veremiyor."

-"Birleşmiş Milletler barış için kurulmuş bir kuruluştur"

Başbakan Erdoğan, "Birleşmiş Milletler neye yarar ?" diye sorarak, "Birleşmiş Milletler barış için kurulmuş, tesis edilmiş bir kuruluştur" dedi.

Birleşmiş Milletler'in 196 üyesi olduğunu anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle devam ettirdi:

"Peki görevini şu anda yapabiliyor mu? Maalesef görevini yapamıyor. O zaman sorarlar, niye kurduk biz Birleşmiş Milletler Teşkilatını ? 5 tane daimi üyenin dudakları arasına kilitlenmiş bir dünya, işte az önce de söyledim, adil bir dünya olamaz. 5 tane... Şimdi ben diyorum ki; bizim gençlerimiz güzel bir kampanya başlattılar. Dünya 5'ten büyüktür. 5'ten büyük olan dünyanın artık görevini yapması lazım. 'Bugün Somali'ye, yarın bana' diye düşünerek bu adımları atması lazım. Eğer barış istiyorsak, huzur istiyorsak, refah istiyorsak bu adımların atılması lazım. İşte iki tane üye bakıyorsunuz atılacak adımları kilitleyebiliyor. Bir üye de kilitleyebilir. Bu sistemin dönerli olması şart."

Kaynak: AA