Anayasa Mahkemesi’nin Uzun Tutuklulukla İlgili Kararı
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi’nin 3 yargı paketinde yer alan terör suçlarına 10 yıllık tutukluluk süresini öngören maddeyi iptal etmesiyle ilgili, kararın derhal uygulanması gerektiğini belirterek, “Yoksa Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan bir kanunun maddesinin, bir yıl daha uygulamada kalması ve mahkemelerin Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan kuralı bir yıl daha uygulaması gibi garip bir durum düşünülemez” dedi.
TBMM basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi’nin, 3. yargı paketinde yer alan terör suçlarına 10 yıllık tutukluluk süresini öngören maddeyi iptal etmesini değerlendirdi. 2012 yılında TBMM’nin tatile girmeden önce 3. Yargı paketinin kabul edildiğini anımsatan Hamzaçebi, kabul edilen yasanın 5 Temmuz 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini kaydetti.
Paketin bazı hükümlerinin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne açılan iptal davasına konu edildiğini hatırlatan Hamzaçebi, “Söz konusu yasa ile CMK’da yer alan özel yetkili mahkemelere ilişkin düzenlemeler olduğu gibi Terörle Mücadele Kanunu’na taşındı ve yine bu çerçevede CMK’daki özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçlarda tutukluluk süresi 10 yıl olarak uygulanır şeklindeki düzenlemede yine Terörle Mücadele Kanunu’nun içerisine taşındı” dedi.
Tutukluluk süresinin 10 yıla kadar uzaya bilmesinin bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durum olduğunu ifade eden Hamzaçebi, bunun açıkça insan haklarına ve Anayasa’da güvence altına alınmış olan temel özgürlüklere aykırı bir durum olduğunu vurguladı. Partisinin bunun tespitini yaparak 10 yıla kadar uzayan tutukluluk süresini Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak iptal davası açtığını belirten Hamzaçebi, “İptal kararlarının geleceğe yönelik olarak ertelenip, bir yıl sonra yürürlüğe girmesi yönündeki uygulama, yasama organına konuyla ilgili gerekli yasal düzenlemeyi yapmak üzere süre vermek amaçlı olup, herhangi bir hukuki boşluğun doğmasını önlemeye yöneliktir. Yoksa Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan bir kanunun maddesinin, bir hukuk kuralının bir yıl daha uygulamada kalması ve mahkemelerin Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan kuralı bir yıl daha uygulaması gibi garip durum düşünülemez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararının yargı tarafından Anayasa gereği uygulanması gerekir. Bugüne kadar ortaya konulan içtihatlar, yargı kararları, bir yıllık sürenin sadece yasama organına yönelik olduğu yönündedir. Onun dışındaki bütün kurumların kararın gereği yerine getirmesi gerekir. Süre, CMK'da tarif edildiği şekilde sadece 5 yıldır. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren konularda CMK tutukluluk süresini 2 yıl olarak öngörmüştür, ‘ bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir' şeklindeki kanun hükmü, yargı tarafından farklı veya yanlış yorumlanarak 3 yıl uzatma şeklinde yorumlanmış ve 2 yıllık tutukluluk süresi 5 yıla uzamıştır.
Şu anda içtihatları göz önüne aldığımızda, 5 yılın üzerinde tutuklu herhangi bir kimsenin cezaevinde kalmaması gerekir. Bu kural; tutukluluk süresine ilişkin yapılan düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı, ceza yargılama hukuk kuralıdır. Ceza yargılama hukukuna göre kurallar derhal uygulanır. Herhangi bir şekilde bunun geciktirilmesi, ileriye bırakılması söz konusu değildir. Tutukluluk süresi, doğrudan doğruya ceza yargılama hukukunu ilgilendiren durumdur. Ceza yargılama hukuku kuralları da kesinlikle lehe ve aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın derhal uygulanır. Yine tutukluluk süresine ilişkin kurallar, ceza infaz hukukunun bir parçasıdır. İnfaz hukukunda lehe olan kurallar derhal uygulanır, herhangi şekilde bunun geciktirilmesi mümkün değildir. Hukukumuz, içtihatlarımız, Anayasamız bu yöndedir. Yapılması gereken bu kuralı derhal uygulamaya koymaktır” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin, 10 yıl gibi insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan tutukluluk süresinin iptali yönünde karar verdiğini ifade eden Hamzaçebi, “Böylesi bir uzun tutukluluk süresini sistemde muhafaza etmek mümkün değildir. O halde yapılması gereken hemen bu süreyi uluslararası normlara indirmektir. CHP olarak tutukluluk süresinin en fazla 4 yıl olmasını içeren yasa teklifimiz TBMM'de bekliyor. Hemen bunu yasalaştırabiliriz. Hükümet ve TBMM'deki siyasi parti gruplarına bu konuda çağrıda bulunuyorum” diye konuştu.
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi’nin kararı oybirliğiyle vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna, “Demek ki Anayasa Mahkemesi böylesi bir düzenlemenin hukuka çok aykırı olduğunu tespit etmiştir. Ne olursa olsun sonuçta ortada bir Anayasa Mahkemesi vardır. Üyelerin siyasi kaygılarla hareket ederek karar vereceği şeklinde değerlendirme yaparak, Anayasa Mahkemesi'ni böylesi bir düşüncenin içine hapsetmeyi doğru bulmam. Anayasa Mahkemesi tarafsızlığını kararlarıyla ortaya koyacaktır. Bu anlamda çok doğru bir karar vermiştir. Bu kararda belki eleştirilmesi gereken tek konu, iptal kararının yürürlüğe girmesi için bir yılık süre öngörmüştür. Bir yıllık süre, bir hukuki boşluğun doğmamasına yöneliktir. Ancak iptal kararının hemen yürürlüğe girmesi halinde herhangi bir hukuki boşluk doğmayacaktır ama bu süre sadece yasama organına yöneliktir” şeklinde konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'e verilen disiplin cezasına ilişkin değerlendirmede bulanan Hamzaçebi, birleşimi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut'un Genç'e uyguladığı disiplin cezasının gerekçesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hakaret ettiği iddiası olduğunu belirterek, “Ben o birleşimde bulundum. Genç'in cümlelerinde herhangi bir şekilde hakarete yönelik ifade bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı makamını korumak, o makamın saygınlığını korumak, tüm siyasi partilerin ve tüm milletvekillerinin görevidir. O makama yönelik hakaret ifadesi CHP tarafından desteklenemez, kabul edilemez, biz bunu şiddetle reddederiz. Ancak Genç'in Sayın Cumhurbaşkanı'nın cümlelerine yönelik olarak yaptığı eleştirel ifadesini, Başkanvekilinin kendi yöresel siyasi seçim kaygıları veya parti içindeki bir takım dengeleri gözeterek disiplin cezasına götüren süreci başlatması, Parlamento'nun saygınlığına gölge düşürmüştür. Yasama sorumsuzluğu, milletvekillerinin düşünce ve ifadelerini serbestçe yapmasına imkan veren Anayasal düzenlemedir. Her türlü eleştiriyi milletvekilleri yapabilirler, kesinlikle hakarete veya karşı tarafı rencide edecek cümleleri kullanmamak şartıyla. Ancak Sayın Sadık Yakut kraldan çok kralcı davranmıştır. Yakut'un tutumunu kınıyoruz. Yakut'un TBMM Başkanlık Divanı'nın tarafsızlığına gölge düşüren uygulaması konusunda gereğinin yapılması için dün CHP Grubu olarak Sayın Cemil Çiçek'e yazıyla talepte bulunduk. Sayın Çiçek'i de bu konuda hassasiyete ve gereğini yapmaya davet ediyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Paketin bazı hükümlerinin CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne açılan iptal davasına konu edildiğini hatırlatan Hamzaçebi, “Söz konusu yasa ile CMK’da yer alan özel yetkili mahkemelere ilişkin düzenlemeler olduğu gibi Terörle Mücadele Kanunu’na taşındı ve yine bu çerçevede CMK’daki özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçlarda tutukluluk süresi 10 yıl olarak uygulanır şeklindeki düzenlemede yine Terörle Mücadele Kanunu’nun içerisine taşındı” dedi.
Tutukluluk süresinin 10 yıla kadar uzaya bilmesinin bir hukuk devletinde olmaması gereken bir durum olduğunu ifade eden Hamzaçebi, bunun açıkça insan haklarına ve Anayasa’da güvence altına alınmış olan temel özgürlüklere aykırı bir durum olduğunu vurguladı. Partisinin bunun tespitini yaparak 10 yıla kadar uzayan tutukluluk süresini Anayasa Mahkemesi’ne taşıyarak iptal davası açtığını belirten Hamzaçebi, “İptal kararlarının geleceğe yönelik olarak ertelenip, bir yıl sonra yürürlüğe girmesi yönündeki uygulama, yasama organına konuyla ilgili gerekli yasal düzenlemeyi yapmak üzere süre vermek amaçlı olup, herhangi bir hukuki boşluğun doğmasını önlemeye yöneliktir. Yoksa Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan bir kanunun maddesinin, bir hukuk kuralının bir yıl daha uygulamada kalması ve mahkemelerin Anayasaya aykırılığı tespit edilmiş olan kuralı bir yıl daha uygulaması gibi garip durum düşünülemez. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararının yargı tarafından Anayasa gereği uygulanması gerekir. Bugüne kadar ortaya konulan içtihatlar, yargı kararları, bir yıllık sürenin sadece yasama organına yönelik olduğu yönündedir. Onun dışındaki bütün kurumların kararın gereği yerine getirmesi gerekir. Süre, CMK'da tarif edildiği şekilde sadece 5 yıldır. Ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren konularda CMK tutukluluk süresini 2 yıl olarak öngörmüştür, ‘ bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir' şeklindeki kanun hükmü, yargı tarafından farklı veya yanlış yorumlanarak 3 yıl uzatma şeklinde yorumlanmış ve 2 yıllık tutukluluk süresi 5 yıla uzamıştır.
Şu anda içtihatları göz önüne aldığımızda, 5 yılın üzerinde tutuklu herhangi bir kimsenin cezaevinde kalmaması gerekir. Bu kural; tutukluluk süresine ilişkin yapılan düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı, ceza yargılama hukuk kuralıdır. Ceza yargılama hukukuna göre kurallar derhal uygulanır. Herhangi bir şekilde bunun geciktirilmesi, ileriye bırakılması söz konusu değildir. Tutukluluk süresi, doğrudan doğruya ceza yargılama hukukunu ilgilendiren durumdur. Ceza yargılama hukuku kuralları da kesinlikle lehe ve aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın derhal uygulanır. Yine tutukluluk süresine ilişkin kurallar, ceza infaz hukukunun bir parçasıdır. İnfaz hukukunda lehe olan kurallar derhal uygulanır, herhangi şekilde bunun geciktirilmesi mümkün değildir. Hukukumuz, içtihatlarımız, Anayasamız bu yöndedir. Yapılması gereken bu kuralı derhal uygulamaya koymaktır” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin, 10 yıl gibi insan haklarına, evrensel hukuk kurallarına aykırı olan tutukluluk süresinin iptali yönünde karar verdiğini ifade eden Hamzaçebi, “Böylesi bir uzun tutukluluk süresini sistemde muhafaza etmek mümkün değildir. O halde yapılması gereken hemen bu süreyi uluslararası normlara indirmektir. CHP olarak tutukluluk süresinin en fazla 4 yıl olmasını içeren yasa teklifimiz TBMM'de bekliyor. Hemen bunu yasalaştırabiliriz. Hükümet ve TBMM'deki siyasi parti gruplarına bu konuda çağrıda bulunuyorum” diye konuştu.
Basın toplantısında gazetecilerin sorularını da cevaplandıran Hamzaçebi, Anayasa Mahkemesi’nin kararı oybirliğiyle vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna, “Demek ki Anayasa Mahkemesi böylesi bir düzenlemenin hukuka çok aykırı olduğunu tespit etmiştir. Ne olursa olsun sonuçta ortada bir Anayasa Mahkemesi vardır. Üyelerin siyasi kaygılarla hareket ederek karar vereceği şeklinde değerlendirme yaparak, Anayasa Mahkemesi'ni böylesi bir düşüncenin içine hapsetmeyi doğru bulmam. Anayasa Mahkemesi tarafsızlığını kararlarıyla ortaya koyacaktır. Bu anlamda çok doğru bir karar vermiştir. Bu kararda belki eleştirilmesi gereken tek konu, iptal kararının yürürlüğe girmesi için bir yılık süre öngörmüştür. Bir yıllık süre, bir hukuki boşluğun doğmamasına yöneliktir. Ancak iptal kararının hemen yürürlüğe girmesi halinde herhangi bir hukuki boşluk doğmayacaktır ama bu süre sadece yasama organına yöneliktir” şeklinde konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'e verilen disiplin cezasına ilişkin değerlendirmede bulanan Hamzaçebi, birleşimi yöneten Başkanvekili Sadık Yakut'un Genç'e uyguladığı disiplin cezasının gerekçesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hakaret ettiği iddiası olduğunu belirterek, “Ben o birleşimde bulundum. Genç'in cümlelerinde herhangi bir şekilde hakarete yönelik ifade bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı makamını korumak, o makamın saygınlığını korumak, tüm siyasi partilerin ve tüm milletvekillerinin görevidir. O makama yönelik hakaret ifadesi CHP tarafından desteklenemez, kabul edilemez, biz bunu şiddetle reddederiz. Ancak Genç'in Sayın Cumhurbaşkanı'nın cümlelerine yönelik olarak yaptığı eleştirel ifadesini, Başkanvekilinin kendi yöresel siyasi seçim kaygıları veya parti içindeki bir takım dengeleri gözeterek disiplin cezasına götüren süreci başlatması, Parlamento'nun saygınlığına gölge düşürmüştür. Yasama sorumsuzluğu, milletvekillerinin düşünce ve ifadelerini serbestçe yapmasına imkan veren Anayasal düzenlemedir. Her türlü eleştiriyi milletvekilleri yapabilirler, kesinlikle hakarete veya karşı tarafı rencide edecek cümleleri kullanmamak şartıyla. Ancak Sayın Sadık Yakut kraldan çok kralcı davranmıştır. Yakut'un tutumunu kınıyoruz. Yakut'un TBMM Başkanlık Divanı'nın tarafsızlığına gölge düşüren uygulaması konusunda gereğinin yapılması için dün CHP Grubu olarak Sayın Cemil Çiçek'e yazıyla talepte bulunduk. Sayın Çiçek'i de bu konuda hassasiyete ve gereğini yapmaya davet ediyoruz” dedi.