Amerikalılar Gelecek Konusunda Karamsar
ANKARA - ABD'de yapılan bir araştırma, Amerikalıların gelecek konusunda karamsar olduğunu ve çoğunun yönetimin fakir ile zengin arasındaki boşluğu kapatmak için daha çok çalışması gerektiğini düşündüğünü gösterdi.
Brookings Enstitüsü ile Kamu Din Araştırma Enstitüsü'nün iş birliğiyle, "2013 Ekonomik Değerler Araştırması" için 2 bin kişiyle anket yapıldı.
Ankette, Amerikalıların kapitalizm, yönetim, ekonomi politikası ve mali refah konularına bakışı değerlendirildi. Buna göre, Amerikalıların yüzde 26'sı işsizlik, yüzde 17'si bütçe açığı, yüzde 18'i sağlık hizmetlerinde yükselen maliyet ve yüzde 9'u eğitim konularında endişelendiğini dile getirdi.
Ankete katılanlar genel olarak gelecekte kendilerini nelerin beklediği konusunda karamsarken, yarısından fazlası sıkı çalışma ve kararlılığın başarının garantisi olmadığına inandığını belirtti.
Halkın yüzde 52'si ise maddi durumlarının gelecek kuşakların maddi durumuna göre çok daha iyi olacağını ifade etti.
Ekonomi ve mali refah konularındaki olumsuz bakış açılarına rağmen Amerikalıların yüzde 54'ü kapitalizmin az da olsa iyi çalıştığını düşünürken, 10 Amerikalının 6'sı ise yönetimin fakir ile zengin arasındaki boşluğu kapatmak için daha çok çalışması gerektiğini belirtti.
-İnanç-
Araştırma ayrıca Amerikalılar arasındaki inanç konusunda farklılık ve benzerlikleri saptamak ve siyasi partileri oluşturan seçmenleri daha iyi anlamak için yeni bir "dini yönelim ölçeği" de geliştirdi.
Buna göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 56'sı kendisini dindar muhafazakar diye tanımlarken, yüzde 6'sı dindar olmadığını belirtti.
Demokratların yüzde 42'si "Ilımlı dindar" olduğunu, yüzde 17'si ise dindar olmadığını vurguladı.
İlerici dindar ve dindar muhafazakarlar, "dindar bir insan olma"nın ne anlama geldiği konusunda da farklı görüşlere sahip. Yaklaşık 10 ilerici dindardan 8'i dindar bir insan olmanın "doğru şeyi yapmak" olduğu görüşünü savunurken, dindar muhafazakarların yüzde 54'ü bunun öncelikle doğru inançlara sahip bulunmakla ilgili olduğu görüşünü dile getirdi.
Dindar muhafazakarların dörtte üçü Tanrı'ya inanmanın ahlaklı ve iyi değerlere sahip bulunmak için gerekli bir ön koşul olduğunu kaydederken, ılımlı dindarların yüzde 70'i bireylerin Tanrı'ya inanmadan da ahlaklı olabileceğini düşündüğünü söyledi.
Araştırmaya göre, 10 dindar muhafazakardan 8'inden fazlası sosyal sorunların bireysel eylem ve kararlardan doğduğu ve ne kadar çok kişi Tanrı'yla ilişki kurarsa, toplumsal sorunların o kadar azalacağını belirtirken, ılımlı dindarların 10'da 7'si bu görüşe katılmadığını kaydetti.
Kaynak: AA
Ankette, Amerikalıların kapitalizm, yönetim, ekonomi politikası ve mali refah konularına bakışı değerlendirildi. Buna göre, Amerikalıların yüzde 26'sı işsizlik, yüzde 17'si bütçe açığı, yüzde 18'i sağlık hizmetlerinde yükselen maliyet ve yüzde 9'u eğitim konularında endişelendiğini dile getirdi.
Ankete katılanlar genel olarak gelecekte kendilerini nelerin beklediği konusunda karamsarken, yarısından fazlası sıkı çalışma ve kararlılığın başarının garantisi olmadığına inandığını belirtti.
Halkın yüzde 52'si ise maddi durumlarının gelecek kuşakların maddi durumuna göre çok daha iyi olacağını ifade etti.
Ekonomi ve mali refah konularındaki olumsuz bakış açılarına rağmen Amerikalıların yüzde 54'ü kapitalizmin az da olsa iyi çalıştığını düşünürken, 10 Amerikalının 6'sı ise yönetimin fakir ile zengin arasındaki boşluğu kapatmak için daha çok çalışması gerektiğini belirtti.
-İnanç-
Araştırma ayrıca Amerikalılar arasındaki inanç konusunda farklılık ve benzerlikleri saptamak ve siyasi partileri oluşturan seçmenleri daha iyi anlamak için yeni bir "dini yönelim ölçeği" de geliştirdi.
Buna göre, Cumhuriyetçilerin yüzde 56'sı kendisini dindar muhafazakar diye tanımlarken, yüzde 6'sı dindar olmadığını belirtti.
Demokratların yüzde 42'si "Ilımlı dindar" olduğunu, yüzde 17'si ise dindar olmadığını vurguladı.
İlerici dindar ve dindar muhafazakarlar, "dindar bir insan olma"nın ne anlama geldiği konusunda da farklı görüşlere sahip. Yaklaşık 10 ilerici dindardan 8'i dindar bir insan olmanın "doğru şeyi yapmak" olduğu görüşünü savunurken, dindar muhafazakarların yüzde 54'ü bunun öncelikle doğru inançlara sahip bulunmakla ilgili olduğu görüşünü dile getirdi.
Dindar muhafazakarların dörtte üçü Tanrı'ya inanmanın ahlaklı ve iyi değerlere sahip bulunmak için gerekli bir ön koşul olduğunu kaydederken, ılımlı dindarların yüzde 70'i bireylerin Tanrı'ya inanmadan da ahlaklı olabileceğini düşündüğünü söyledi.
Araştırmaya göre, 10 dindar muhafazakardan 8'inden fazlası sosyal sorunların bireysel eylem ve kararlardan doğduğu ve ne kadar çok kişi Tanrı'yla ilişki kurarsa, toplumsal sorunların o kadar azalacağını belirtirken, ılımlı dindarların 10'da 7'si bu görüşe katılmadığını kaydetti.