Açıkta Bırakılan Zehirli Maddeler Çocukları Ölüme Götürebiliyor

Ülkemizde her yıl ailelerin ihmalinden kaynaklanan nedenlerden dolayı birçok çocuk ağzı açık bırakılan ya da ulaşabileceği yerlere bırakılan sağlığa zararlı maddeler yüzünden ölümle burun buruna gelirken, uzmanlar ise aileleri bu konuda ciddi şekilde uyarıyor.

Açıkta Bırakılan Zehirli Maddeler Çocukları Ölüme Götürebiliyor
Bitlis Tatvan Devlet Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Damla Kaçmaz, okul öncesi ve oyun çağı yaş gruplarındaki çocukların bilmediklerini keşfetmek merakıyla eline geçen her şeyi ağzına attıklarını, bu yüzdende her gün hastaneye zehirlenme sebebiyle başvuran hasta sayısında artış yaşandığı söyledi.

Çeşitli yollarla vücuda giren herhangi bir maddenin organizmada hastalık yapması nedeniyle zehirlenmeler meydana geldiğini ifade eden Dr. Kaçmaz, zehirlenmelerin özellikle yaz aylarında ve çocuk gruplarında meydana geldiğini açıkladı.

Kaçmaz, ailelerin ihmaliyle açıkta ve kolay ulaşılır yerde bırakılan ilaçların çoğunlukla çocuklar tarafından şeker sanılıp yenildiğini ve yüzden de çoğunlukla ölüm gibi istenmeyen kötü sonuçlarla sonuçlanabildiğini ifade etti.

“ZEHİRLİ MADDELER ÇOCUKLARIN ULAŞAMAYACAĞI YERLERE BIRAKILMALI”
Çocukların sağlığını tehdit edecek olan maddelerin çocukların ulaşamayacakları yerlere bırakılması gerektiğine vurgu yapan Kaçmaz, “İlaçlar kapalı kutularda ve çocukların erişemeyeceği yerlerde olmalıdır. Çamaşır suyu ve deterjan gibi sıvı temizlik maddeleri kolay ulaşılır alt dolaplarda bulundurulmamalıdır. Böcek ve tarım ilaçları mutlaka çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanmalıdır. Kapaklarında çocuk kilidi olan ürünler tercih edilmelidir” dedi.

“ZEHİRLEME DURUMUNDA VAKİT KAYBEDİLMEDEN HASTANEYE BAŞVURULMALI”
Ailelerin zehirlenme durumunda vakit kaybetmeden hastaneye başvurmaları gerektiğine vurgu yapan Damla Kaçmaz, “Gelirken mutlaka yanlarında çocuğun yediği ve içtiği maddenin ismi veya kutusu olmalıdır. Bize başvuru yapıldığında ilk başta çocuğun hızlıca muayenesini yaparız. Ardından Ulusal Zehir Danışma Merkezi’ni arar hastanın kimlik ve klinik bilgilerini veririz. Hastanın kaç saat önce ne aldığı ve ne miktarda aldığı bilgisi mutlaka bilinmelidir. Bu bilgileri verdikten sonra hastanın takibi konusunda öneriler merkez tarafından yapılır ve biz de hasta için uygun görülenleri imkanlar doğrultusunda yapmaya çalışırız. İlaç içen veya zehirli maddeye maruz kalan çocuklar çocuk acilde, adli vaka olarak değerlendirilir. Çocuğun güvenliğinden sorumlu olan ailesidir. Güvenlik konusunda bir boşluk olup olmadığını denetlemek açısından bu vakaların adli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.

“ERİŞKİNLERE ZARAR VERMEYECEK OLAN İLAÇ DOZLARI ÇOCUKLARDA ÖLÜMCÜL OLABİLİR”
Erişkinlere zarar vermeyecek olan ilaç dozlarının çocuklarda ölümle sonuçlanabileceğine dikkat çeken Dr. Kaçmaz, “Bu ilaçları alan çocukların yoğun bakımda izlemleri gerekebilir. Ani kalp ve solunum durması yapan veya bilinç düzeyine etki eden ilaçların çocuklar tarafından alınması yoğun bakım izlemi gerektirir. Başvuru sırasında hiçbir klinik bulgusu olmayan çocuk hasta, saatler içinde kötüleşebilir. Aileler genellikle çocuklarının mevcut iyilik hali sebebiyle yoğun bakım önerisini ve üst merkeze sevkini kabul etmezler. İyilik halinin geçici olduğunu ve hastanın sağlığı açısından sevk edilmesi gerektiğini anlatmak için çoğu zaman saatler harcarız. Bazen Ulusal Zehir Danışma Merkezi hastaların belirli bir süre gözlem altında tutulmasını önerir. Yine hastanın mevcut iyilik hali sebebiyle aileler bu gözetim altında tutulma kararına direnç gösterir ve hastalarını eve götürmeyi tercih ederler. Sonrasında çok kritik aşamada hastaların hastaneye getirildiğini ve müdahalede gecikme sebebiyle geri dönüşümsüz hasarların oluştuğunu biliyoruz ve ailelerin bu konuda bilinçlenmesini istiyoruz” dedi.

“ÇATAPAT EN TEHLİKELİ ZEHİRLENNMELERİN BAŞINDA GELİYOR”
İlaçlar, temizlik malzemeleri, soba (karbon monoksit) zehirlenmesi, güzel avrat otu zehirlenmesi gibi farklı tipte birçok zehirlenme çeşidi olduğunu anlatan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Kaçmaz, çatapat zehirlenmesinin en tehlikeli zehirlenmelerin başında geldiğinin altını çizdi. Çatapatın, içeriğindeki sarı fosfor nedeniyle karaciğere zarar verdiğini söyleyen Kaçmaz, “Bu sebepten tarafımıza başvuran bir hastamızı organ nakli için üniversite hastanesine sevk etmemiz gerekti. Güzel avrat otu doğada bulunan bir ottur. Çocuklar tadı sebebiyle bu ottan tükettikleri takdirde içeriğindeki atropin maddesi sebebiyle; ağız kuruluğu, aşırı susama, görme bozukluğu, göz bebeklerinde genişleme, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, idrar yapamama, yüksek ateş, yüzde kızarma, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, felç, nöbet, koma, solunum durması gibi bulgular görülebilir. Güzel avrat otu zehirlenmesi sebebiyle tarafımıza başvuran hastalardan kliniği hafif seyredenleri gözetim altında tutup, iyilik halinden emin olduğumuzda evlerine gönderdik. Klinikte kötüleşen hastalarımızı da yoğun bakım takibi amacıyla üst merkeze sevk etmemiz gerekti. Özet olarak, ev içerisinde ilaçları ve temizlik malzemelerini çocukların ulaşamayacağı yerlerde tutmalıyız. İlaç veya zehirli madde alımından şüphelendiğimizde eğer bulabiliyorsak boş kutu, kapak veya şişeyi yanımıza alıp en kısa sürede hastaneye başvurmalıyız. Çocuğun aldığı miktar ve ne zaman aldığı bizim için önemli bilgilerdir ve hastaya olan yaklaşımımızı şekillendirir. Hastaneye zehirlenme ile yapacağınız başvurular adli olarak değerlendirilir ve Ulusal Zehir Danışma Merkezi’ne danışılır. Hasta ile ilgili yapılacak müdahaleler, takip ve tedavi önerileri konusunda doktorunuzla işbirliği içinde ve en kısa sürede karar vermeniz çocuğunuzun sağlığı açısından önemlidir” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA