Ülkü Ocakları'ndan,milliyetçiler Günü Açıklaması
Şanlıurfa Ülkü Ocakları İl Başkanı Emin Özkutlu 3 Mayıs Milliyetçiler Günü münasebetiyle bir açıklama yaptı.
Özkutlu, mücadele biçimi ve ortaya çıkardığı anlam açısından Türk milliyetçiliğinin tefekkür tarihinde müstesna bir yeri bulunan 3 Mayıs Milliyetçiler Gününde, tüm dava arkadaşlarının bu mana ve şuur dolu kutlu gününü kutladığını belirterek,"3 Mayıs 1944 olayları, Türk milliyetçiliğinin mücadele tarihinde şerefli yerini almış, aynı zamanda dünden bugüne milliyetçiliğine yönelen saldırılarda bir değişiklik olmadığını göstermiştir" dedi.
Özkutlu, 3 Mayıs olaylarının merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın, hakkında açılan davaya katılmak için Ankara’ya geldiği sırada başladığını, bu tarihte Türk gençliğinin her türlü baskıcı siyasal ortama rağmen demokratik muhalefetin belki de ilk örneğini vererek bölücü ve yıkıcı tehdidi teşhis ederek bunlara karşı tepkisini ortaya koyduğunu söyledi
Türk gençliğinin milli muhalefeti neticesinde 165 kişinin tutuklandığını, birçoğunun işkence ve eziyetlere maruz kaldığını ifade eden Özkutlu, "Aslında 3 Mayıs olaylarının geri planında II. Dünya Savaşı’nın o aşamasında Almanlara karşı üstünlük kuran Ruslara yaranmaya çalışan Milli Şef döneminin yaklaşımı bulunmaktadır. Böylelikle Ruslar’a şirin görünmeye gayret eden hukümet milliyetçileri hedef haline getirerek, her türlü kötü muameleyi Türk milliyetçilerine reva görmüştür" dedi.
Özkutlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu durum Türk milletine mensubiyetten gurur duyan Türk milliyetçilerinin, inandıkları değerler uğruna karşılaştıkları zulmün birincisi olacak, ancak sonuncusu olmayacaktır! Büyük siyaset ve devlet adamı merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey ve 23 arkadaşı Türk milletinin muhatap olduğu yabancı ve aykırı ideolojik saldırılara karşı, milli muhalefeti bayrak yapışının üzeriden tam 69 yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu geçen zaman süresinde Türk milliyetçileri, milletimizin birliği ve dirliği için fedakarlık ve vefakarlığı göstermiş, 3 Mayıs 1944’ün anılarını hafızasından hiçbir zaman çıkarmamıştır. Tarihimize tabutluklar olarak geçen, tavanlarında beş yüzer mumluk ampüllerin yandığı işkence odalarında, büyük Türk milletine olan sonsuz bağlılık ve karşılıksız sevgiyle direnç gösterilmiş, Sansaryan Han’ın duvarlarında işkenceden değil de, Türk milletine bağlılıktan çınlayan gür sesin kararlılığı Türk milletinin vicdanında şükür olsun ki karşılık bulmuştur. Bu itibarla Türk milliyetçileri, yakın tarihimizin değişik evrelerinde mağrur bir ruh halinde mağdur olmuş, ama asla mağlup olmamıştır, olmayacaktır! Nitekim Türk milliyetçilerinin 3 Mayıs da ortaya koyduğu azim ve kararlılık, Türk milletine olan sarsılmaz inancı dün olduğu gibi bugünde ziyadesiyle devam etmektedir.
İçinde bulunduğumuz karanlık dönemde, küresel güç koalisyonu ve bunların içerideki acentası olan AKP iktidarının, Türk milliyetçiliğini tahrip etme konusunda tartışmasız uzlaştıkları anlaşılmaktadır. AKP iktidarının Türk kimliği ve doğal sonucu olan Türk milliyetçiliğine sistemli bir şekilde saldırması tesadüfi değildir. Türk milletiyle sorunlu, geleceğiyle uyumsuz; sadece ikbal peşinde milli her türlü kaynağı talanla meşgul ve görevli AKP iktidarının, Türk milletinin öz güveni olan Türk milliyetçiliğini bu denli aşağılamasına dur deminin vakti gelmiş, çoktan geçmektedir."
Milli bir hesaplaşmanın sandıkta tecelli edeceğini vurgulayan Özkutlu, Türk Milletinin kendisine yönelik bu şer oyunu mutlaka bozacağını söyleyen Özkutlu şöyle devam etti:
"Dün olduğu gibi, bugün de Türk milletinin en doğru kararı vereceğine inancımız tamdır. Türk milliyetçiliği, şanlı bir kurtuluş mücadelesi verip Cumhuriyet kuran ideolojinin Cumhuriyeti koruyup geliştirmesi için tek başına Cumhuriyet Hukümeti kurmasının artık zamanı gelmiştir. Dün olduğu gibi bugün de bir tercihle karşı karşıya bulunulmaktadır. Dün manda ve himaye diyenlerin karşında, tam bağımsızlık, 3 Mayıs 1944’de yıkıcı ve bölücü hareketlere karşı millet sevdası, bugün ise teslimiyetçilik karşısında milliyetçilik diyenler Milliyetçi - Ülkücü Hareketin kuracağı hukümetin ruhunda bulaşacaklardır. Türk milletinin birliği ve dirliği, Türk Devleti’nin bağımsız üniter yapısının devamlılığından yana tercihini tavizsiz bir şekilde belirleyen Türk milliyetçileri, hali hazırda yaşanılan gerilim ve kaos ortamının gelecek açısından ne büyük bir tehlike ve tehdit içerdiğinin bilincindedir. Başbakanın ve AKP’nin sahte mağdur imajına, sözde fedakarlık aldatmalarına, makam ve mevki hırsından arındırılmış bir görüntü vermeye çalışmasına artık Türk milleti itibar etmemektedir.
3 Mayıs Milliyetçiler Günü gelenekten geleceğe Ziya Gökalp, Nihal Atsız, Mümtaz Turhan, Alparslan Türkeş, Erol Güngör ve daha nice fikir ve siyaset adamını Türk milletinin maddi varlığında buluşturmuş, ülkenin bölünmez bütünlüğü, varlık ve bekası için sönmez bir inanç meşalesini yakmıştır. Her türlü engelleme ve zorluğa rağmen; Türk milletini şanlı mazisinden onurlu geleceğine her şeyi göze alarak taşıyacak olan milliyetçiler olacaktır."
Kaynak: İHA
Özkutlu, 3 Mayıs olaylarının merhum Hüseyin Nihal Atsız’ın, hakkında açılan davaya katılmak için Ankara’ya geldiği sırada başladığını, bu tarihte Türk gençliğinin her türlü baskıcı siyasal ortama rağmen demokratik muhalefetin belki de ilk örneğini vererek bölücü ve yıkıcı tehdidi teşhis ederek bunlara karşı tepkisini ortaya koyduğunu söyledi
Türk gençliğinin milli muhalefeti neticesinde 165 kişinin tutuklandığını, birçoğunun işkence ve eziyetlere maruz kaldığını ifade eden Özkutlu, "Aslında 3 Mayıs olaylarının geri planında II. Dünya Savaşı’nın o aşamasında Almanlara karşı üstünlük kuran Ruslara yaranmaya çalışan Milli Şef döneminin yaklaşımı bulunmaktadır. Böylelikle Ruslar’a şirin görünmeye gayret eden hukümet milliyetçileri hedef haline getirerek, her türlü kötü muameleyi Türk milliyetçilerine reva görmüştür" dedi.
Özkutlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bu durum Türk milletine mensubiyetten gurur duyan Türk milliyetçilerinin, inandıkları değerler uğruna karşılaştıkları zulmün birincisi olacak, ancak sonuncusu olmayacaktır! Büyük siyaset ve devlet adamı merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş Bey ve 23 arkadaşı Türk milletinin muhatap olduğu yabancı ve aykırı ideolojik saldırılara karşı, milli muhalefeti bayrak yapışının üzeriden tam 69 yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu geçen zaman süresinde Türk milliyetçileri, milletimizin birliği ve dirliği için fedakarlık ve vefakarlığı göstermiş, 3 Mayıs 1944’ün anılarını hafızasından hiçbir zaman çıkarmamıştır. Tarihimize tabutluklar olarak geçen, tavanlarında beş yüzer mumluk ampüllerin yandığı işkence odalarında, büyük Türk milletine olan sonsuz bağlılık ve karşılıksız sevgiyle direnç gösterilmiş, Sansaryan Han’ın duvarlarında işkenceden değil de, Türk milletine bağlılıktan çınlayan gür sesin kararlılığı Türk milletinin vicdanında şükür olsun ki karşılık bulmuştur. Bu itibarla Türk milliyetçileri, yakın tarihimizin değişik evrelerinde mağrur bir ruh halinde mağdur olmuş, ama asla mağlup olmamıştır, olmayacaktır! Nitekim Türk milliyetçilerinin 3 Mayıs da ortaya koyduğu azim ve kararlılık, Türk milletine olan sarsılmaz inancı dün olduğu gibi bugünde ziyadesiyle devam etmektedir.
İçinde bulunduğumuz karanlık dönemde, küresel güç koalisyonu ve bunların içerideki acentası olan AKP iktidarının, Türk milliyetçiliğini tahrip etme konusunda tartışmasız uzlaştıkları anlaşılmaktadır. AKP iktidarının Türk kimliği ve doğal sonucu olan Türk milliyetçiliğine sistemli bir şekilde saldırması tesadüfi değildir. Türk milletiyle sorunlu, geleceğiyle uyumsuz; sadece ikbal peşinde milli her türlü kaynağı talanla meşgul ve görevli AKP iktidarının, Türk milletinin öz güveni olan Türk milliyetçiliğini bu denli aşağılamasına dur deminin vakti gelmiş, çoktan geçmektedir."
Milli bir hesaplaşmanın sandıkta tecelli edeceğini vurgulayan Özkutlu, Türk Milletinin kendisine yönelik bu şer oyunu mutlaka bozacağını söyleyen Özkutlu şöyle devam etti:
"Dün olduğu gibi, bugün de Türk milletinin en doğru kararı vereceğine inancımız tamdır. Türk milliyetçiliği, şanlı bir kurtuluş mücadelesi verip Cumhuriyet kuran ideolojinin Cumhuriyeti koruyup geliştirmesi için tek başına Cumhuriyet Hukümeti kurmasının artık zamanı gelmiştir. Dün olduğu gibi bugün de bir tercihle karşı karşıya bulunulmaktadır. Dün manda ve himaye diyenlerin karşında, tam bağımsızlık, 3 Mayıs 1944’de yıkıcı ve bölücü hareketlere karşı millet sevdası, bugün ise teslimiyetçilik karşısında milliyetçilik diyenler Milliyetçi - Ülkücü Hareketin kuracağı hukümetin ruhunda bulaşacaklardır. Türk milletinin birliği ve dirliği, Türk Devleti’nin bağımsız üniter yapısının devamlılığından yana tercihini tavizsiz bir şekilde belirleyen Türk milliyetçileri, hali hazırda yaşanılan gerilim ve kaos ortamının gelecek açısından ne büyük bir tehlike ve tehdit içerdiğinin bilincindedir. Başbakanın ve AKP’nin sahte mağdur imajına, sözde fedakarlık aldatmalarına, makam ve mevki hırsından arındırılmış bir görüntü vermeye çalışmasına artık Türk milleti itibar etmemektedir.
3 Mayıs Milliyetçiler Günü gelenekten geleceğe Ziya Gökalp, Nihal Atsız, Mümtaz Turhan, Alparslan Türkeş, Erol Güngör ve daha nice fikir ve siyaset adamını Türk milletinin maddi varlığında buluşturmuş, ülkenin bölünmez bütünlüğü, varlık ve bekası için sönmez bir inanç meşalesini yakmıştır. Her türlü engelleme ve zorluğa rağmen; Türk milletini şanlı mazisinden onurlu geleceğine her şeyi göze alarak taşıyacak olan milliyetçiler olacaktır."