Bakan Kılıç’tan Muhalefete ‘Suriye’ Eleştirisi
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç muhalefetin, Reyhanlı’daki saldırılarla ilgili failin Esad olduğunu bilmesine rağmen kınamadığını belirterek, “Sınır komşumuzdaki meselelere alaka gösteriyoruz diye itham ediliyoruz, iftiraya maruz kalıyoruz” dedi.
Zirvenin açılışına Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek ile öğrenciler katıldı.
Bir konuşma yapan YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, zirve aracılığıyla, gençlerin, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşılması için çaba gösteren bakanlıklar ve sektörün önde gelen kişi ve kurumlarıyla bir araya getirdiklerini belirterek, “Gençlerimizin üretecekleri en küçük düşünce kırıntısına bile ihtiyacımız olacak” dedi.
Zirvenin açılışında konuşan Bakan Suat Kılıç, Reyhanlı’da meydana gelen terör saldırılarını hatırlatarak, Türkiye’nin saldırılarla derinden sarsıldığını söyledi.
Bakan Kılıç, “Bu dramatik hadise Türkiye’nin iç politikasını da, dış politikasını da, güvenlik politikasını da derinden etkiledi. Ama biz biliyoruz ki 1000 yıldır yaklaşık yaşadığımız bu coğrafyada bedelsiz barınmanın imkanı yoktur. Bugün dışarıdan bakanların bizi yadırgamalarını bir açıdan anlayabiliriz. Ama içerden bakanların Türkiye’nin Suriye politikasını anlayamamalarını anlamamız mümkün değil. Kimse de bizden bunu beklememelidir. Suriye Türkiye’nin 910 kilometrelik sınır komşusudur” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika ziyaretine de değinen Bakan Kılıç, “Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve heyetinin Amerika Birleşik Devletleri’nde karşılanma düzeyini gördünüz. Eğer Türkiye’nin Başbakanı Amerika’da, Amerikan Başkanı ile saatler süren görüşmesini sadece Türkiye’nin iç dinamikleri üzerine kurgulamış olsaydı emin olun yeni nesil gençler olarak bundan dolayı üzülmemiz hüzünlenmemiz gerekirdi. Eğer yaklaşık 4 saat süren görüşmenin önemli bir bölümünü küresel sorunlar, diplomatik sorunlar, uluslararası toplumun genel problemleri ilgilendiriyorsa demek ki o masada iki dünya lideri var demektir. Sadece lokal 15 dakikalık bir görüşmeyle geçiştirilen bir Türk başbakan değildir” diye konuştu.
“TÜRKİYE DEMİR PERDE ÜLKESİ OLMADI”
Türkiye’nin geçmişinden bu güne hiçbir zaman demir perde ülkesi olmadığını, kapalı kapılar ardına kapanan bir ülke olmadığını, kendi gündemiyle boğuşurken dünyayı unutan bir millet olmadığını bildiren Bakan Kılıç, Türkiye’nin zaman zaman hedeflerini ufaltmaya zorlandığını söyledi.
Kılıç, “Devekuşunun kafayı kuma gömmesi güneşin doğduğu gerçeğini değiştirmiyor” dedi.
Kılıç, Anadolu’da birliğin bin yıl önce tesis edildiğini ancak bu birlikten huzursuzluk duyanların Ortadoğu’yu cetvelle böldüğü gibi bu birlik duygusunu parçalamaya çalıştığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Paranoyak olmaya gerek yok. Korkuyla, kaygıyla büyük devlet olunmaz, büyük toplum inşa etmemiz mümkün değil. Büyük olduğumuza, kuvvetli olduğumuza inanıyorsak önce korkulardan kurtulmamız lazım. Bölünme paranoyasıyla, yıkılma kaygısıyla, her an bizi parçalayabilirler endişesiyle ne büyük millet olmak, ne büyük devlet olup küresel sorunlarda inisiyatif kullanabilmek mümkündür.”
Muhalefetin Suriye eleştirilerine de tepki gösteren Bakan Suat Kılıç, “Bugün iç muhalefetimiz Reyhanlı’da arka arkaya patlayan bombalar nedeniyle failin katil Esad olduğunu bilmesine rağmen kınayamıyor. Sınır komşumuzdaki meselelere alaka gösteriyoruz diye itham ediliyoruz, iftiraya maruz kalıyoruz” dedi.
Bakan Kılıç, hayal etmenin bir bedeli olmadığını ancak bu topraklarda var olmanın bir bedeli olduğunu aktararak, Reyhanlı ve terör belasının bu bedelin bir yansıması olduğunu aktardı. Kılıç, “Biz bugün savaşlar üzerinden, savaş odaklı bir toplum inşa etmenin gayreti içinde değiliz. Biz geçmişte yaşanan büyük zaferler ve savaşlar üzerinden bu coğrafyanın kıymetini anlayan nesiller olsun istiyoruz” şeklinde konuştu.
Gençlere de seslenen Bakan Kılıç, “Terör meselesini çözüme kavuşturmuş olarak emanet etmemiz lazım. ‘30 yıldır böyle geldi böyle gider’ diyemeyiz. Siz doğduğunuzda bu ülkede şehit cenazeleri vardı. Bu ülkenin kahraman evlatları mübarek bedenleri bayrağa sarılı vaziyette toprağın kara bağlarına sunulmaktaydı. 20’li yaşlara geldiniz hala bu ülkede şehit cenazeleri var. Ama bugün bizim hedefimiz size gelecek yıllarda ve sizin çocuklarınıza bir daha şehit cenazesi göstermemektir. Anaların yüreğini kor ateşe döndüren bu yangını söndürmekte kararlıyız. İstekliyiz, irademiz sağlam. Bir şey vermek ya da almak zorunda değiliz. Her iyiliğin bir galibinin ya da mağlubunun olması şart değil. Çözebileceğimize inanıyoruz. Çözemeyeceğimizi söyleyenler, büyük millet, büyük devlet vurgusunu en çok yapanlar, yani milliyetçilik namına mangalda kül bırakmayanlar” dedi.