Niğde'de Sivil Toplum Kuruluşlarının Temsilcileri İle Bir Araya Geldi

Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Bölgesi Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, çözüm sürecine ilişkin, "Üç aydan beri çatışma haberi gelmiyor, üç aydan beri medyaya cenaze ve genç ölüm haberi gelmiyor. İstenen ne- Bu üç ayların çoğalması, senelerce sürmesidir" dedi.

Grup Başkanı Ahmet Taşgetiren, Başkan Vekili Beril Dedeoğlu, grup üyeleri Erol Göka, Doğu Ergil, Hilal Kaplan, Cemal Uşşak, Cemalettin Can, Mustafa Kumlu ve Vahap Coşkun Niğde'de bir otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi.

Taşgetiren, burada yaptığı konuşmada, gruptaki herkesin farklı işleri ve dünya görüşleri olmasına rağmen Türkiye'nin sulh ve selametinde buluştuklarını söyledi.

Ülke olarak böyle bir ortamı özlediklerini dile getiren Taşgetiren, şöyle devam etti:

"30 yıldan beri yaşanan, gençlerin canını alan bir süreç var. Dolayısıyla evvela yüreklere ateş düşüren bir süreç oldu. Bunun ortaya çıkardığı başka toplumsal sancılar var. Bir yerde bunu bitirmeliyiz yani bu kan süreci bitmeli. Bunda bu heyet ortak kaygıya ve düşünceye sahip. Memleketimiz eğer böyle bir süreçten kurtulursa, sulh ve selamete ererse Türkiye'nin çok daha büyük potansiyelleri olduğunu, çok daha büyük bir tırmanışa geçebileceğini, kendi coğrafyasındaki gerilimleri, hareketlilikleri çok daha güçlü bir şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz. En zor hadiselerden birisi kan kaybıdır. Genç insanların ölümüdür. Bunun toplumun yüreğinde açtığı yara, asla göz ardı edilemez. Bunların telafi edilmesi ortadan kalkması süreci başladı.

Üç aydan beri çatışma haberi gelmiyor, üç aydan beri medyaya cenaze ve genç ölüm haberi gelmiyor. İstenen ne- Bu üç ayların çoğalması, senelerce sürmesidir."

-"Hükümetin yan kuruluşu değiliz"-

Taşgetiren, hükümetin bir yan kuruluşu olmadıklarına dikkati çekerek, "Hepimiz yazılarımız yazıyoruz, televizyonlarda konuşuyoruz, mülakatlar veriyoruz ve bunu özgürce yapıyoruz. 'Hükümet çizgisinde konuşun' diye söyleyen kimse yok. Tamamen özgürce ifade ediyoruz. Bizim de kaygılarımız varsa yazılarımızda dile getiriyoruz. Bu toplantılarda da bütün bu hassasiyetleri tespit edelim istiyoruz'' diye konuştu.

Grup Başkan Vekili Beril Dedeoğlu ise sürecin büyük ölçüde PKK'nın bağlantılarının kesilip Türkiye'ye hapsedilmeye çalışılmasıyla ilgili olduğunu kaydetti.

Sorunun Türkiye'ye hapsedildiğinde kontrol etmenin kolaylaşacağını vurgulayan Dedeoğlu, şöyle konuştu:

"Yani devletin bir dizi gücü bunu kendi inisiyatifiyle takip edebilir, istediği yere sevk edebilir, denetleyebilir ama çevresi çok geniş olduğunda Türkiye Cumhuriyeti'nin yetki alanından çıkar. Dış bağlantılar meselesi var. Bu bağlantıların da iki ayağı var. Siyaseten tanımak ve onun eylemlerini meşru kılmaya çalışmakla ilgili, diğeri de mali boyutuyla, varlığını sürdürebilmesiyle ilgili bir süreç. Epey zamandır Türkiye Cumhuriyeti'nin dış temsilcilikleri, güvenlik güçleri, istihbarat birimleri ve Dışişleri Bakanlığı bu konuda inanılmaz bir çaba sarf ettiler."

Dedeoğlu, hem Türkiye'nin hem de dünyanın çok değiştiğini belirterek, ''Ortadoğu'da büyük riskler var. Türkiye kendini kurtarmak istiyor. O yüzden çözüm süreci şimdi gündeme geldi'' dedi.

-"Memleket iyi halde değil"-

Heyet üyelerinden Erol Göka ise ülkede gönül köprülerinin ortadan kalktığını öne sürerek, "Bizim bulunduğumuz heyette siz de olabilirdiniz. Hiç önemli değil ama bir akıl, 'birbirinden değişik insanları buraya koyarsak, herkes kendinin temsil edildiğini düşünür, ona göre de toplum sorunlarını konuşur' diye düşünülmüş. Bu iyi bir şey'' dedi.

Özellikle siyasilerin söylemlerine dikkat etmeleri gerektiğini belirten Göka, "Parti grup toplantıları nedeniyle 'salı gelmesin' diye dua ediyorum. Biz sulh, sükun gelsin diye uğraşıyoruz ama salı günleri eline çakmağı alan, benzini alan gidiyor" diye konuştu.

Grup üyeleri daha sonra sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin çözüm sürecine ilişkin görüşlerini dinledi ve soruları yanıtladı.

Öte yandan, toplantı öncesinde otel önünde toplanan bir grup heyeti protesto etti.

Muhabir: Orhan Canbulatel

Yayıncı: Ersin Altınsoy
Kaynak: AA