Başbakan Yardımcısı Babacan Açıklaması

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, köprü ve otoyollar için Karayolları Kanunu'nda ''sadece işletme hakkı devriyle özelleştirilebilir'' ifadesinin yer aldığını belirterek, ''Bu konuda, yeni bir yasal düzenlemeyle köprü ve otoyolların şirketleştirilip, halka arz yöntemiyle özelleştirilmesi konusunda ilgili yasal zemini hazırlamamız lazım'' dedi.

Babacan, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin işbirliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansı'nın ana yayın sponsoru olduğu ''Uludağ Ekonomi Zirvesi''nde yaptığı konuşmanın ardından NTV ve CNBC-e'nin ortak canlı yayınına katılarak soruları yanıtladı.

Çözüm sürecine değinen Babacan, bu süreçle beraber Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerine yapılan yatırımların artacağını söyledi.

Bu sürecin, Standard and Poor's'un not artırım kararını etkileyip etkilemediği yönündeki bir soru üzerine Babacan, şunları kaydetti:

''Aylık gelişmeler, o kuruluşun kararını ne kadar etkilemiştir bilemiyorum, bunu kendilerine sormak lazım. Bir de açıkçası çok eskisi kadar önem vermiyoruz bu kredi notu meselesine. Tabii ki bakıyoruz, ediyoruz, onlar analistlerini gönderiyorlar, bizim arkadaşlar görüşüyorlar, ben muhatap olmuyorum kendileriyle. Eskiden biz kabul eder, görüşürdük ama baktık ki hele hele bu krizden sonra çok bir şey de yok. Bizimkiler teknik bilgilendirme yapıp gönderiyorlar, onlar da kapanıp çalışıyorlar ve bir not açıklıyorlar.''

Ali Babacan, ''çözüm sürecinin önünde bir engel görüyor musunuz-'' sorusu üzerine de bunun çetrefilli bir süreç olduğunu, uluslararası bağlantısının çok olduğunu ifade etti.

Yıllar boyu terör örgütünü istismar eden, kullanan bazı çevrelerin olduğuna değinen Babacan, işin Türkiye dışındaki boyutunun da çok dikkatle yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Bu sürece, muhalefet partilerinin çok yapıcı yaklaşmadığının altını çizen Babacan, ''Halbuki dünyada benzer örneklere baktığımızda, terör sorununu kökünden çözen pek çok ülkede iktidar muhalefet el ele verip bunu çözmüşler. Biz muhalefete rağmen şu anda bu süreci yürütüyoruz ama şu ana kadar da gayet olumlu neticeler almış durumdayız. Ümit ediyoruz ki böyle devam eder'' diye konuştu.

-'' Anayasa Mahkemesi sürecini bekliyoruz''-

''Not artışı, kamu bankalarının halka arz takvimini etkileyebilir mi-'' sorusu üzerine Babacan, şöyle konuştu:

''Biz sıralamada önce Vakıfbank'ı düşünüyoruz. Vakıfbank'ın ikincil halka arzı... Onun için de Anayasa Mahkemesi'nde beklediğimiz bir süreç var. Arkasından bizim bir yasal düzenleme yapmamız gerekiyor ve ondan sonra yapılacak bir iş. Daha biliyorsunuz Halkbank'ın ikincil halka arzını yeni yaptık ve şimdiye kadarki en başarılı özelleştirme operasyonumuzdu. Dolayısıyla bunu biraz piyasa hazmetsin. Çok da acelemiz yok açıkçası. Halkbank'ın ikincil halka arzı da uzun zamandır gündemdeydi, kriz sonrasında baktık ki piyasa değeri fena değil, aklımızdaki rakamlara ulaştı ve düğmeye bastık, 1 hafta 10 günde de tamamlandı. Vakıfbank'ı da 1 hafta 10 günde tamamlarız. Ziraat Bankası'nın yüzde 25'ini halka açıyoruz desek, o da en fazla birkaç aylık iştir bizim için ama arka arkaya yaptığınızda bunun birbirini etkilemesi, piyasanın bunu hazmetmesi... Dolayısıyla çok büyük incelikler var orada. Zamanlamasını iyi seçmemiz gerekiyor.

Sıralama Vakıfbank'ın ikincil halka arzı, daha sonra da Ziraat'ın ilk halka arzı düşünüyoruz ama Ziraat'ın ilk halka arzının bu sene olma ihtimali yok. Bir de yasa çıkartmamız gerekiyor hisselerin Hazine'ye devriyle ilgili. Ondan sonra da hemen ikincil halka arzını yapabileceğiz Vakıfbank'ın.''

-Türk Telekom-

Babacan, Türk Telekom'un yüzde 31'inin Hazine'nin olduğunu, bunun yüzde 25'ine kadarının halka arzının gerçekleştirilebileceğini belirterek, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının zamanlama ve usulü konusunda endişesi olduğunu anlattı. Babacan, ''Yüzde 25'in altına indiğinizde altın hisse çalışmamaya başlıyor. Yüzde 6 çok büyük bir şey değil, oradan çok büyük miktarda gelir de gelmeyecek. Bunu önümüzdeki dönemde Maliye Bakanımız ile Ulaştırma Bakanımızı davet edip, konuşup Türk Telekom ile ilgili yol haritası çizeriz'' diye konuştu.

-''Milli Piyango'nun bir an önce özelleştirilmesi lazım''-

Başbakan Yardımcısı Babacan, köprü ve otoyolların halka arzının sorulması üzerine, Karayolları Kanunu'nda ''sadece işletme hakkı devriyle özelleştirilebilir'' maddesinin bulunduğunu belirterek, ''Bu konuda yeni bir yasal düzenlemeyle köprü ve otoyolların şirketleştirilip halka arzla özelleştirilmesiyle ilgili yasal zemini önce hazırlamamız lazım. Ondan sonra arkadaşlarımız piyasayı yoklamaya başlarlar. Halka arzla olursa ne kadarlık gelir olur, farklı bir metotla ne kadar olur... Belki süreyi kısaltıp, 25 yıl değil de daha kısa süreli bir operasyonla olabilir'' diye konuştu.

Milli Piyango'nun özelleştirilmesine ilişkin bir soruya karşılık Babacan, bunun için en iyi zamanın seçilmesi gerektiğini belirterek, ''Devletin bu işten kesinlikle çıkması gerektiği konusunda karar vermiş durumdayız. Milli Piyango'nun bir an önce özelleştirilmesi lazım'' dedi.

-''Her iki tarafa kaygılar iletildi''-

Ali Babacan, Gümrük Birliği'nden kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi yapılan görüşmelerin sorulması üzerine de şöyle konuştu:

''Avrupa'da da ABD'de de çok ciddi bir hayvancılık ve genel tarım lobisi var. Bu lobiler arasında savaş başlayacak. Küçücük mesele büyüyecek, manşetler olacak. Çok tartışmalı bir sürece giriyor. Neticede bu anlaşmanın yapılması ABD ve AB açısından çok faydalı. Dünyanın en büyük iki pazarı birleşmiş oluyor. Bu ikisinin birleşmesi devasa pazar oluşturuyor. Bizim Gümrük Birliğinde olup da onların ABD ile yapacağı anlaşmanın dışında kalmamız bizi olumsuz etkiler. Zaten bu Gümrük Birliği feryadı oradan kaynaklanıyor. Her iki tarafa da kaygılar iletildi.''

-''Dünyanın en iyi Merkez Bankası seçilmezdi''-

Babacan, başka bir soru üzerine, BDDK'nın gereken konularda devreye girdiğini ifade ederek, yatırımla ilgili kredi hacmine sınır konulmasının yanlış olacağını ancak tüketim kredileri konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

''Merkez Bankası'nın birden fazla hedefi göstererek birden fazla araç kullandığı ve bunun kafa karışıklığına sebep olduğu'' yönündeki eleştirilerin hatırlatılarak değerlendirmesinin sorulması üzerine de Başbakan Yardımcısı Babacan, şunları kaydetti:

''Bir kafası karışanlar var, bir de gayet iyi meseleyi anlayıp Merkez Bankamızın gerçekten yenilikçi para politikasını çok takdir edenler var. Tabii ki bu politika klasik bir politika değil. Eğer bunlar 40-50 sene önce iktisat okuduysa, bugünkü Merkez Bankamızın yaptıklarını anlamaya çalışıyorsa belki zorlanıyor olabilir ya da tamamen şartlanmış, belli bir kalıpta iktisat öğrendiyse dönüp TCMB ne yapıyor diye anlamaya çalıştığında zorlanıyor olabilir. Ama asıl gerçekten konuyu derinlemesine anlayabilen, bunun bütününü iyi kavramış pek çok analist, iktisatçı Merkez Bankamızın yaptığını çok çok takdir ediyor. Zaten dünyanın en iyi Merkez Bankası herhalde seçilmezdi, öyle bir durum olsaydı. Bazıları hesap kitap, yatırım yaparken daha net, açık şeyler görmek istiyor ama öyle bir dönemden geçiyoruz ki daha önce bu yaşadıklarımız yaşanmadı dünyada. Böylesine bir ekonomik, finansal tablo dünyada yaşanmadı. Çok özel ve daha önce yaşanmamış bir dönemden geçiyoruz. Bu özel dönemden geçerken de bu döneme özel, daha önce uygulanmamış politikaları uygulamak gerekiyor ki istikrarı koruyabilelim. Bu da çok çok doğal.''

-Bankaların işlem ücretlerine ilişkin düzenleme-

Bankaların tüketicilerden aldığı işlem ücretlerine ilişkin bir soru üzerine de Babacan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ilgili bütün taraflarla görüşerek bu konuda çalışma yaptığını anlattı. Düzenlemenin taslak haline getirildikten sonra görüşeceklerini ve TBMM'ye gönderileceğini belirten Babacan, hem tüketicilerin hakkını koruyan hem de sektörlerin hassasiyetlerini dikkate alan bir çözüm getirileceğini vurguladı.

-''Allah sonlarını hayır etsin''-

Babacan, ''Sizce Avrupa'da kriz derinleşecek mi-'' sorusuna karşılık, Güney Kıbrıs Rum kesimi için getirilen çözümün diğer Avrupa ülkelerindeki insanların mevduatlarını çekmelerine neden olabileceğini söyledi.

Avrupa'nın geneline bakıldığında Avrupa Merkez Bankası'nın bastığı parayla çarkın döndürüldüğünü belirten Babacan, ''Avrupa Merkez Bankası diyor ki, . Allah sonlarını hayır etsin, diyoruz'' ifadelerini kullandı.

-''Macera aramaya gerek yok''

Başbakan Yardımcısı Babacan, SKY Türk'teki canlı yayında da yaklaşan seçimler öncesi bir seçim ekonomisinin gündeme gelip gelmeyeceğine yönelik soruyu şöyle yanıtladı:

''İktidar partisi kan kaybediyor olsa, halk desteği düşmüş olsa, sıkıntılı bir durum olsa bekli bazı şeyler akla gelebilir. Çok şükür ihtiyaç da yok. Kaldı ki yüzde 34 aldığımız seçimde de yüzde 42 aldığımız seçimde de yüzde 49,8 oy aldığımız seçimde de aynı politikayı uyguladık. Dolayısıyla halkın güveni çok yüksek. Bütün anketler bugün seçim olsa şimdiye kadar ki en yüksek oyu alacağımızı gösteriyor. Seçim ekonomisi için bir gerekçe yok. Gerekçe olsa bile gerekçenin olduğu dönemlerde bile yapmadığımızı ortaya koyduk, defalarca test edildi. Türkiye'de bugün herhangi bir alanda popülist politika uygulamaya çalışan olduğu zaman buna 'dur, yapma' diyecek çok çevreler var. En başta kendi partimizde böyle bir şeye müsaade edilmez. 10 yıldır uygulananlar bir yere getirdi Türkiye'yi, bundan sonra macera aramanın gereği görülmez.''

AK Parti Tüzüğü'ndeki 3 dönem şartı ve belediye başkan adaylığı yönündeki soruya karşılık Babacan, adaylık için ''Böyle bir şey yok'' dedi.

Ali Babacan, ''Ama 3 dönemi dolacak arkadaşlarımızdan belediye başkanı olmak isteyen arkadaşlarımız var o doğru. Şu andaki bakanlarımızdan milletvekillerimizden 3 dönem dolunca 'ben herhalde iyi bir belediye başkanı olurum' diye kendini düşünen çok arkadaşımız var ama nihai tercihi de Sayın Başbakanımız yapıyor. Her gönlünden geçen belediye başkanı olacak diye de bir şey yok ama benim öyle bir niyetim yok'' şeklinde konuştu.

Muhabir: Seval Ocak Adıyaman - Recep Demir - Göksel Yıldırım

Yayıncı: Necati Keleş
Kaynak: AA