Atso’dan “İş Sağlığı ve Güvenliği” Semineri

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) tarafından, değişen "6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu” hakkında, üye ve çalışanlarına yönelik olarak bilgilendirme semineri düzenlendi.

Atso’dan “İş Sağlığı ve Güvenliği” Semineri
Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Alparslan Yılmaz tarafından verilen seminere üyeler büyük ilgi gösterdi. Seminerin açılışında bir konuşma yapan ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, İş sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun geçen yıl Haziran ayında kabul edildiğini belirterek, “Kanuna göre artık her işyerinin sorumlu işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı olması gerekiyor” dedi.

Uygulamanın çalışan sayısı 50’den fazla olan işyerleri için yıl sonunda başladığını hatırlatan Budak, çalışan sayısı 50’den az olan tehlikeli sınıftaki işyerleri için Temmuz ayında, diğer sınıftakiler için gelecek yıl temmuzda başlayacağını bildirdi.

İŞ KAZALARI KONUSUNDAKİ SİCİLİMİZ DÜZGÜN DEĞİL

Kanunun işverene ciddi yükümlülükler getirdiğini ve uygulamayan işyerlerine ciddi para cezaları öngörüldüğünü belirten Budak şunları kaydetti; “Elbette işçi ve çalışan sağlığı ve güvenliği, bir işverenler için çok önemli bir sorumluluktur. Yaptığımız işte hem çalışanın hem de toplumun güvenliğini, sağlığını korumak zorundayız. Hatta gönül ister ki, böyle bir konuda yasaya ihtiyaç olmadan gelenek ve kültürle azami çaba harcansın ve sorun olmasın. Ancak, gerçek hayatta böyle olmuyor. Türkiye’de iş kazaları konusundaki sicilimiz düzgün değil. Ölümlü iş kazası oranında Avrupa ülkelerinin bazılarından 4, bazılarından ise 10 kat daha yukardayız. Yılda 1440 kadar can kaybı, her gün 170 civarında iş kazası, 4 can kaybı, 6 ciddi sakatlanma gibi bir bilanço asla kabul edilemez. Geçen yıllarda tersanelerde, madenlerde ve sanayi sitelerinde çok fazla ölümlü kaza oluyordu. Bazen bir vatandaş olarak isyan ediyorduk. Dolayısıyla, böyle bir kanunun çıkması gerekiyordu, hatta gecikmiştir.” İSTİHDAM ÜZERİNDEKİ VERGİ YÜKÜ YÜKSEKTİR Türkiye’de işveren olmanın zorluğundan sözden ATSO Başkanı Budak, son zamanlara kadar 50’den fazla çalışanı olan işyerlerine getirilen zorunluluklar nedeniyle birçok işyerinin çalışan sayısını 49’da tuttuğunu belirtti.

Hekim, mühendis, avukat, kreş açma ve diğer istihdam yükümlülükleriyle birlikte işverenin yükünün ağırlaştığını bildiren Budak, “Türkiye’de ücret maliyeti Doğu Avrupa’dan yüksektir. İstihdam üzerindeki vergi yükü yüksektir. Banka ücretlerinden harçlara kadar maliyetler yüksektir. Enerji ve diğer girdi maliyetleri son derece yüksektir. Böyle olunca, rekabet baskısı altındaki şirketler de çareyi başka yollara sapmakta buluyorlardı. Bu sadece bize has bir durum değil. İşte görüyoruz, et ürünlerine at eti karıştırılması İngiltere’de Almanya’da önemli marka şirketlerde bile çıktı. Rekabet baskısı böyle bir şey. O nedenle şirketler üzerinde maliyet yaratan her uygulamanın ciddi ve çok geniş kapsamlı bir şekilde ele alınması gerekir” dedi.

HERKES İÇİN ZORUNLU Kanunun çalışan sayısına bakmadan herkes için zorunlu hale geldiğini belirten Budak, sadece çalışan sayısı 10’dan az olan işyerleri için devlet desteği öngörüldüğünü hatırlattı. Budak, "Artık her işyeri bir uzmanla, bir hekimle çalışacak. Her işyeri risk değerlendirmesi yaptıracaktır. Büyük kaza önleme belgesi hazırlanacaktır. İş kazası veya meslek hastalığı SGK’ya mutlaka bildirilecektir. Çalışanlara eğitim verilmesi zorunludur. Bunlar aslında gerçekten gereklidir. Önemli olan bunların mantıklı uygulanması ve işyerlerine yüksek maliyetler de yüklememesidir” ifadelerini kullandı.

ANTALYA’DA TOPLU İŞYERLERİ KURULMALI

Konuşmasında bir başka noktaya dikkat çeken Budak, ATSO olarak yıllardır Antalya’da toplu işyerleri kurulmasını savunduklarını ifade etti.

Budak sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bunun hem üyelerimizin işleri açılsın, hem maliyetleri düşsün hem de şehirde ulaşım ve yerleşim daha sağlıklı olsun, şehirler güzelleşsin, esnafımız da apartman altlarından kurtulsun diye istiyoruz. Ama bir türlü arazi sorununu çözemedik. Antalya İstanbul’da bile olmayan bir arazi fakirliği yaşıyor. Arazi ev ve bina yapmaya var, ama başka proje yapmaya yok. Toplu işyerleri konusuna şunun için girdim. Eğer biz bu modele geçmiş olsaydık. Şimdi bu iş güvenliği gibi konularda ortaklaşa çözümler de geliştirebilirdik. Maliyetleri de düşürebilirdik. Ama maalesef bu tür en önemli konularda ilerleme sağlayamıyoruz.” ATSO olarak yılda yaklaşık 50 konuda eğitim verdiklerini belirten Budak, eğitimin hayat boyu önemli olduğunu söyledi.

Üyelere aktif olmalarını ve görev almalarını söyleyen Budak, “30 bin üyeli bir kurumuz, resmi görevleri mecburen az sayıda kişi üstlenecektir. Ama lider mutlaka ünvanı olan değildir, bir işe öncülük edendir. Her üye odada lider olabilir. Ama liderlik de hizmetle olur.

Antalya herhangi bir yer, sıradan bir yer değildir. Bizim için cennetten bir parçadır. Cennette yaşamanın bedeli vardır ve olmalıdır. Antalya’da yaşamanın ve iş yapmanın bedeli de iyi ve düzgün çalışmak, sektörüne örnek olmak, kaliteyi yükseltmek, çevreye ve Antalya’ya da faydalı olmaktır. İşveren olmak aslında zaten bir katkıdır. Ama bizler hep beraber bu katkıyı yükseltmeye çalışalım” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA