“barış Süreci, Mhp ve Chp’nin Irkçı Yaklaşımına Heba Edilmemeli'

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) milletvekili Nursel Aydoğan, hükümetin verdiği takvime göre yeni anayasanın Eylül ya da Ekim ayında yapılacağını söyledi.

Türkiye’nin barış sürecinde yeni bir yola girdiğini belirten Aydoğan, “Yeni süreç, MHP ve CHP’nin ırkçı ve şoven yaklaşımlarına heba edilecek bir süreç değildir.”dedi.

KKTC’de kutlanan Nevruz etkinliğine katılan Nursel Aydoğan, Cihan Haber Ajansı'na(Cihan) gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kürt sorunun çözümündeki en kritik noktanın anayasanın yapım süreci olduğunu kaydeden Aydoğan, anayasa yapım sürecinin de sağlıklı işleyebilmesi için bu süreçte her kesimin düşüncelerini rahatlıkla çatışmasız bir ortamda, baskı olmadan ifade edebilmesi gerektiğine vurgu yaptı. Aydoğan, bu nedenle PKK’nın silah bırakması gerektiğini ifade etti.

Nursel Aydoğan, anayasanın çatışmasız bir ortamda, silahların sustuğu bir ortamda yapılmasının son derece önemli olduğunu kaydetti.

PKK’nın önemli bir adım atarak ateşkes ilan ettiğini dile getiren BDP’li vekil, komisyonların hemen kurulması durumunda da geri çekilme sürecinin hemen başlatılabileceğini ifade etti.

Hükümetin verdiği takvime göre muhtemelen anayasanın Eylül ve Ekim aylarında yapılacağını tahmin ettiklerini belirten Aydoğan, anayasa çalışmalarının yapımının bu saatten sonra MHP’nin ve CHP’nin kaderine bırakmanın doğru olamayacağını savundu. Türkiye’nin artık bir değişim sürecine girdiğini aktaran Aydoğan, “ MHP ve CHP’nin bu ırkçı, şoven yaklaşımlarına heba edilebilecek süreç değildir. Eğer süreci doğru okur, sürecin içerisine katılır yeni demokratik ve çoğulcu bir anayasanın oluşmasına evet derlerse, bu anayasa meclisten geçebilir. “şeklinde konuştu.

“BAHÇELİ, SÜRECİN RUHUNU OKUYAMAYAN BİR LİDERDİR”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yeni süreci okuyamadığını ileri süren Aydoğan, “Bahçeli eğer süreci doğru okuyabilseydi, bence ne bu mitingleri düzenler ne de mitinglerdeki bu talihsiz konuşmayı yapardı.”dedi.

Süreci doğru okuyamayanların bu süreçten zarar göreceklerini ifade eden Nursel Aydoğan, bu sürecin çözüm ve barış süreci olduğunu kaydetti.

Aydoğan, MHP’nin bundan sonra yapacağı tek şeyin de bu sürece katkı koymak olduğunu belirtti.

Eski ülkücülerin bile sürece destek verdiğini anlatan Aydoğan, atık süreci doğru okuyacak olanların Türkiye’de siyaset yapabileceklerini söyledi.

“ADALET BAKANLIĞI ÖNÜNDE PATLAYAN BOMBLAR, ERGENEKON’UN YÖNLENDİRMESİ”

Türkiye’de süreci sabote edebilecek güçlerin bir kısmının cezaevinde olduğuna vurgu yapan BDP’li vekil şunları söyledi: “ Biz bunu Ergenekon olarak tanımlıyoruz. Ama hepsi de cezaevinde değil. Ergenekon’un merkezindeki bazı yapılarının da dışarıda olduğunu, süreci anti şekilde yönlendirmeye çalıştıklarını biliyoruz. Son olarak AKP’ye Adalet Bakanlığı önünde patlayan bombaların da biz Ergenekon’un yönlendirmesi olduğuna inanıyoruz. Bu saatten sonra artık başarılı olamazlar. Çünkü artık 1990’lı süreçlerde değiliz. Türkiye’de yeni bir süreç başladı.

Bu konuda yapılabilecek her türlü süreci sabote etme anlamındaki girişimi de biz karşılamaya hazırız. Süreci sabote edecek hiçbir şey bizi yürüdüğümüz bu yoldan geri çevirmeyecek. O yüzden kendilerini heba edip süreci zora sokmak için yormasınlar. Hükümetin de bu konuda iradesi olduğunu Başbakan’ın söylemlerinden anlıyoruz.” “İSRAİL’İN TÜRKİYE’DEN ÖZÜR DİLEMESİ OBAMA’NIN AKP’YE YAPTIĞI JESTTİR”İsrail’in Türkiye’den özür dilemesi ile ilgili de açıklama yapan Nursel Aydoğan, İsrail’in normal şartlarda özür dileyecek bir devlet olmadığını kaydetti.

Türkiye ve Ortadoğu’daki gelişmelerin de bunda etkili olduğunu aktaran Aydoğan, sözlerini şu şekilde tamamladı: “ ABD Başkanı Obama’nın İsrail’e gidişi bazı şeyleri değiştirdi diye düşünüyorum. Sonuç olarak Türkiye’deki bu çözüme ve barışa dair olan sürece ABD’nin destek verdiğini ve İmralı ile olan görüşmelerde Başbakanı selamladığını ifade etmişti. Ben İsrail’in Türkiye’den özür dilemesini ABD ve Obama’nın Erdoğan hükümetine bir desteği olarak algılıyorum. Obama hükümetin elini güçlendirmeye çalışıyor. Obama’dan hükümete bir jest diyebiliriz.”