Zirve Yayınevi Davası Ertelendi

Malatya’da 3 misyonerin öldürülmesine yönelik olarak Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Zirve Yayınevi davasının duruşmasında tanık olarak mahkemeye yeni ifade veren tutuklu sanık Hüseyin Yelki tahliye edildi.

Mahkeme, AB Bakanı Egemen Bağış içinde ilginç bir karar verdi.
Zirve Yayınevi davasının 90. duruşmasının ikinci oturumunda tutuklu sanık Uzman Çavuş Mehmet Çolak, TÜBİTAK’ın dosyadaki ses kayıtları için seslerin kime ait olduğunun belirlenmediği şeklinde rapor gönderdiğini, buna karşın yaptırılan iki ayrı bilirkişi raporunun birbirinden farklı olduğunu söyleyerek, “İlk bilirkişi raporu ile ikinci bilirkişi raporu birbirinden farklı. Haber elemanı ile görüşmek suç değil. Ben Malatya’da yapılan hiçbir toplantıya katılmadım” dedi.

Tutuklu sanık Uzman Çavuş Adem Gedik ise, “Ses kayıtlarında ben vardım. Benim olduğum ortamda Mehmet Çolak ve Murat Göktürk yoktu. Bunu en başta söyledim. İkinci ses çözüm raporunda bana ait olmayan kısımlar bana aitmiş gibi yazılmış. Hiç kimse bana kanunsuz görev vermedi. Bende böyle bir görev yapmadım” diye konuştu

Sanık Hüseyin Yelki, kendisinin tanık olarak vermiş olduğu ifadesine karşın diğer sanıkların yaptığı savunma için, “Hepsine toplu olarak cevap vereceğim” dedi.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa’nın “Tanık olarak ifade verirken yönlendirme oldu mu, baskı yapıldı mı?” sorusuna da sanık Hüseyin Yelki, “Savcılıkta herhangi bir yönlendirme olmadı. 4 Ekim’de vermiş olduğum beyanlarımdan sonra bazı beyanlarım var. Onları daha sonra vereceğim. Levent Ercan Gelegen askerliğini 1999’de Malatya’daki Çakmak Kışlası’nda yapıyor. Komutanı Kahramanmaraşlı. 1999’da askerliği bitiyor, 2000 yılında misyonerlerin arasına giriyor. Bunu komutanın isteği ile yapıyor. Bunları kendisi bana anlattı” iddialarında bulundu

Avukatının “Hüseyin Yelki’nin akıl sağlığı ile ilgili olarak rapor aldırılması” talebiyle ilgili olarak da sanık Hüseyin Yelki, “Akıl sağlığım yerinde” dedi.

Tutuklu bulunduğu Elbistan Cezaevi’nden görüntülü sistemle duruşmaya bağlanan sanık Varol Bülent Aral, “1995 yılında DHKP-C’ye üye olduk. Bombalı olaylara karıştık. Ancak hiç kimse ölmedi” diye konuştu

“Birilerinin artık beni ciddiye alma zamanı geldi” diyen sanık Aral, yakında hakim ve savcılara yönelik saldırılar olacağını öne sürdü. Suriye Özgür Ordusu benzeri Türkiye’de Türkiye Özgür Ordusu’nun kurulacağını ileri süren Aral, “Alevileri bir takım paşalar öldürtüyor” iddiasında bulundu

Zirve Yayınevi davası ile ilgili olarak yeni bilgiler vermek için savcılığa ifade vereceğini söyleyen sanık Varol Bülent Aral, “Sizi duruşmalarda bilerek tehdit ettim (Mahkeme başkanına). Diğer sanıkların samimiyetlerini kazanayım diye sizi tehdit edip hakaret edince Mehmet Ülger ile Levent Ercan Gelegen çok iyi konuştular. Ruhi Abat’ın ağzı sıkıymış, konuşmadı. Savcı bey çağırınca hepsini ayrıntılı olarak açıklayacağım” dedi.

Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, Varol Bülent Aral’ın “Cezaevi girişinde Mehmet Ülger bana ‘Bülentçiğim ancak bu çocukları bulabildik, ne yapalım’ dediğini hatırlatması üzerine sanık emekli Albay Mehmet Ülger, “Biz hiçbir zaman Varol Bülent Aral ile cezaevine geliş ve gidişlerde karşılaşmadık. Tamamen iftiradır. Zamanı, saati söylesin, kim o zaman görevliyse burada dinlensin” dedi.

O esnada söz alan sanık Cuma Özdemir, “Ben böyle bir şey duymadım” dedi.

GİZLİ TANIĞIN CEZAEVİ MAAŞ TALEP DİLEKÇESİ
Davanın tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, sanık ve gizli tanık İlker Çınar’ın sürekli yalan söylediğini ve Hurşit Tolon’un da şuanda İlker Çınar’ın ifadelerinden dolayı bu davada yargılandığını belirterek, İlker Çınar’ın girmediğini söylediği askeri cezaevinden maaşını istemek için yazmış olduğu 24 Eylül 1993 tarihli dilekçenin mahkemeye intikal ettirildiğini belirtti.

“Komutanlık önüne” başlıklı ve “Özü: cezaevinde tutuklu iken maaş alma hakkında” üst başlıklı mektupta şu ifadeler yer alıyor:
“13 Eylül 1993 tarihinden itibaren 33 Mknz P. Tug. 2. Sınıf Askeri Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunmaktayım. Adıma tahakkuk edilen, maaşımın Askeri Cezaevi kanalı ile bildirilmesini, ödenmesini arz ederim.”
Gizli tanık ve sanık İlker Çınar, herhangi bir cezaevinde kalmadığını iddia etmişti.

JİTEM konusunda emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer ile bir süre konuşan Mahkeme Başkanı Hayrettin Kısa, bazı orgenerallerin “JİTEM’i duymadı” ifadeleri ile ilgili olarak, “Yaşadığım hadiseleri bana anlattırıp, gazetelere beni manşet yaptırmayın. 1999-2004 yılları arasında Mardin’de çalıştım. O bölgede çalışıp da (Büyükanıt ve Hasan Kundakçı için) JİTEM’i duymadıysa bana garip geliyor” dedi

BAKAN BAĞIŞ’IN AKRABALARININ TESPİTİ İÇİN KARAR
Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, ara kararlarını açıklayarak, savcılığa dava ile ilgili olanak tanık sıfatıyla ifade veren sanık Hüseyin Yelki’nin tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti, harddiskte çıkan bir belgede ismi geçen Emanuel Bağış adlı misyonerin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın akrabası olup olmadığının araştırılması için Malatya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şubesi’ne yazı yazılmasını da karalaştırdı. Mahkeme heyeti, Ergenekon ve Balyoz davalarının gerekçeli kararlarının istenmesine de karar verirken, Ankara’daki Kozmik Oda soruşturmasının sonuçlanmasının da beklenilmesine karar verdi. Mahkeme, duruşmayı 16 Aralık 2013 tarihine erteledi.
Kaynak: İHA