Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç'tan Gündeme İlişkin Değerlendirmeler...(1)
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, dershane tartışmalarına ilişkin, "Bu konuda bir dönüşüm programı uygulanacak.
Bu dönüşüm programının kısa ve uzun vadede neler getireceğini kestirmek mümkün değil. Bu dönüşüm programından Türkiye'nin daha fazla faydalanması mümkün olabilir mi? Bu yönüyle konuya yaklaşmak lazım. Kırmadan, incitmeden bu meseleyi çözüme kavuşturmak lazım" dedi.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, TGRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Kılıç, dershaneler konusuna getirilen eleştirilere ilişkin, "Dershaneler konusu senelerden beri Türkiye'de tartışılan bir konu. Üzerinde tam manasıyla kesin bir mutabakat sağlanamayan bir konu. Çözümlerin üzerinde duruldu. Bu konu tartışılırken üslubun da korunması gerektiğini düşünüyorum. Dershane konusunda taraf ve karşıt olanlar açısından da korunması gereken bir üslup olduğu kanaatindeyim. Eğer üslup korunursa mesele enine boyuna toplum tarafından algılanacaktır. Her hükümetin belli uygulamaları vardır. Eğitim bir hükümetin, hangi hükümetin olursa olsun vazgeçilmez politika dinamiklerinden ve sahalarından birisidir. AK Parti de kendi bakış, yaklaşımları ve seçim beyannameleri çerçevesinde bunları ortaya koyacaktır. Hükümet politikalarının belli itirazlarla karşılaşması gibi bir durum varsa bu durumda da o itirazlara kulak vermekten daha demokratik bir yöntem olamaz. Detaylar üzerinde bir kısım dinlemelere ve fikir alışverişine devam edilecek. Dershaneler konusunda hükümetin kararlı tutumu bariz. Bu konuda bir dönüşüm programı uygulanacak. Bu dönüşüm programının kısa ve uzun vadede neler getireceğini kestirmek mümkün değil. Bu dönüşüm programından Türkiye daha fazla faydalanması mümkün olabilir mi? Bu yönüyle konuya yaklaşmak lazım. Kırmadan, incitmeden bu meseleyi çözüme kavuşturmak lazım. Dershane meselesinde samimi olarak taraf da olmayan bazı kesimler bu meseleden hareketle Türkiye'deki fikirdaş çevreler arasına nifak tohumları ekmek üzere çok ciddi gayret içindeler. Sosyal medyada sahte hesaplar üzerinden karşı tarafa yumruk sallamalar var. Samimiler mi, değiller mi? Gerçek kimliklerine bakmak lazım, tabii bunları bulabilirseniz. Kalıcı husumetlere yol açmamak lazım. Bir hükümet politikası varsa, bunu anlamaya gayret anlamak lazım. Dershaneler meselesini savunanlar ve karşı çıkanların da görüşünü ifade ederken, kırıcı, yıkıcı ve incitici olmaması lazım. Bugün olduğu gibi yarında yüzümüze bakacağız, bu noktanın unutulmaması lazım. Bize birbirimizden daha yakın kimse yok" dedi.
Bakanlar Kurulu'nda bu konuyla ilgili ilk tasarı taslağının sunumunun geçtiğimiz pazartesi yapıldığını bildiren Kılıç, "Nihayetinde, kırmadan, dökmeden yürümek lazım. Her zaman aynı şeyler düşünülemeyebilir. Belli sorunların çözümünde aynı yaklaşımlar benimsenemeyebilir ama bu Türk milletine ve Türkiye'ye ilişkin hayırlı düşüncesi olan insanların o düşüncesinden uzaklaştığı anlamına gelmez. Fetullah Gülen hoca efendi ve hizmet hareketi, Türk insanı, Anadolu için samimi ve katkıları olan bir insan. Sayın Başbakanımızın da endişelerinin neler olduğunu biliyorum. Nihayetinde biraya gelindiğinde konuşulacak 100 meselenin tereddütsüz 99'unda ittifak sağlanacaktır. Belli noktalarda farklı düşünceler olabilir. Bu farklılıkları da zaman içinde tolere edebilmenin yol ve yöntemleri için aklı selim çalışmalar yürütmek lazım. Dışarıdan birileri bir gerilim yaratmak istiyor olabilir. Bugün Türkiye'nin önünde çok konu var. Gündem olması son derece normal. Bu yıl itibarıyla dershanelerde kayıtlı olan öğrenci sayısı 1 milyon 12 bindir, geçen yıl itibarıyla 1 milyon 280 bin. Dolayısıyla çok sayıda öğrenci ve öğrenci velisini alakadar ediyor. Nihayetinde dershaneler sadece bir kesimin dershaneleri değil. Farklı grupların ve tamamen ticari maksatlarla kurulmuş işletmeler var. Dün bu meseleye tamamen karşı olanların bugün tarafmış görüntüleri garip geliyor. Dershaneciliğe de temelinde karşı olan birtakım kesimlerin bugün farklı sahalar içinde olması da çok farklı düşünceleri akıllara getirebilir. Nihayetinde bir dönüşüm, bu dönüşümün faydaları ve zararları da olacaktır. Bu dönüşüm devam ederken mahzurlu olan yönlerine ilişkin olarak da empati ve görüş alışverişi trafiği devam ettirilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, dershaneler konusunda 'cemaat-hükümet gerginliği' iddialarına ilişkin, "Bu tür tartışmalar, hizmet çevrelerinde sempatik bulunmayan tartışmalar çünkü oradaki öğretimin ve adabın da gereği şu, 'devlet söz konusu olduğunda devletle karşı karşıya gelmemek' noktasında bu tür yaklaşımlar Türkiye'nin normalleri içinde makul bir zeminde konuşulamayacak konulardır" dedi
Bunun bu açıdan normal bulunmayan bir yaklaşım olduğunu söyleyen Kılıç, gerilimi tırmandıranlara bakıldığında bu yaklaşımların Türkiye'nin huzur ikliminde olmasını istemeyen yaklaşımlar olduğunu ifade etti.
Kurulmuş olan bir dershane sisteminin olduğunu anlatan Kılıç, bu sistemin realize ettiği belli hizmetlerin olduğunu ve bu dönüşümün günün sonunda yeni hayırlara vesile olma ihtimalinin olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin son yıllarında yaşanan normalleşmelerinin yok sayılmasının haklı bir yaklaşım olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Kılıç, bugün dershaneler meselesinde hükümetin görüşleri ve karşıt görüşte olanların Türkiye'nin özgürleşme süreçlerinde demokrasiden, özgürlüklerden ve sivil anayasadan yana tavır koyduğunu ifade etti.
Kılıç, "Elbetteki itirazlar yapılacaktır, eleştiren ve karşı çıkan olacaktır ama bütün bunları yaparken demokrasinin sınırları içinde kalmak lazım. Kırıcı olmamak lazım çünkü yarın bizler yine birbirimizin yüzüne bakacağız. Dostları üzmemek ve geçmişten gelen husumeti olanları da sevindirmemek lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti için muhalefetin yaptığı eleştirilere ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıç, "Türkiye'de hangi iyi olan şeye muhalefetin destek verdiğini gördük ki Diyarbakır'da yaşanan çözüm sürecine ilişkin önemli ve tarihi bir inisiyatife muhalefetin destek vermesini bekleyelim. Türkiye'de terörle mücadele siyaset üstü bir mesele olarak ele alınabilseydi terör meselesiyle AK Parti hükümetinin mücadele etmesine gerek kalmazdı. 20 sene önce zaten o mesele zaten çözüme kavuşurdu" dedi.
Türkiye'de terörün yarattığı ortamlardan beslenenlerin olduğunu anlatan Kılıç, terörün yönettiği güçler dengesinden kendine güç çıkaranlar olduğunu ve bunların çoğu zaman siyaset dışı karanlık güç odakları olduğunu ifade etti.
Terör sorununun kalıcı çözüme kavuşturulmasının Türkiye'de istenmediğini anlatan Kılıç, AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın terörle mücadele konusunda ezber bozduğunu dile getirdi
Kaynak: İHA
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, TGRT Haber'de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Kılıç, dershaneler konusuna getirilen eleştirilere ilişkin, "Dershaneler konusu senelerden beri Türkiye'de tartışılan bir konu. Üzerinde tam manasıyla kesin bir mutabakat sağlanamayan bir konu. Çözümlerin üzerinde duruldu. Bu konu tartışılırken üslubun da korunması gerektiğini düşünüyorum. Dershane konusunda taraf ve karşıt olanlar açısından da korunması gereken bir üslup olduğu kanaatindeyim. Eğer üslup korunursa mesele enine boyuna toplum tarafından algılanacaktır. Her hükümetin belli uygulamaları vardır. Eğitim bir hükümetin, hangi hükümetin olursa olsun vazgeçilmez politika dinamiklerinden ve sahalarından birisidir. AK Parti de kendi bakış, yaklaşımları ve seçim beyannameleri çerçevesinde bunları ortaya koyacaktır. Hükümet politikalarının belli itirazlarla karşılaşması gibi bir durum varsa bu durumda da o itirazlara kulak vermekten daha demokratik bir yöntem olamaz. Detaylar üzerinde bir kısım dinlemelere ve fikir alışverişine devam edilecek. Dershaneler konusunda hükümetin kararlı tutumu bariz. Bu konuda bir dönüşüm programı uygulanacak. Bu dönüşüm programının kısa ve uzun vadede neler getireceğini kestirmek mümkün değil. Bu dönüşüm programından Türkiye daha fazla faydalanması mümkün olabilir mi? Bu yönüyle konuya yaklaşmak lazım. Kırmadan, incitmeden bu meseleyi çözüme kavuşturmak lazım. Dershane meselesinde samimi olarak taraf da olmayan bazı kesimler bu meseleden hareketle Türkiye'deki fikirdaş çevreler arasına nifak tohumları ekmek üzere çok ciddi gayret içindeler. Sosyal medyada sahte hesaplar üzerinden karşı tarafa yumruk sallamalar var. Samimiler mi, değiller mi? Gerçek kimliklerine bakmak lazım, tabii bunları bulabilirseniz. Kalıcı husumetlere yol açmamak lazım. Bir hükümet politikası varsa, bunu anlamaya gayret anlamak lazım. Dershaneler meselesini savunanlar ve karşı çıkanların da görüşünü ifade ederken, kırıcı, yıkıcı ve incitici olmaması lazım. Bugün olduğu gibi yarında yüzümüze bakacağız, bu noktanın unutulmaması lazım. Bize birbirimizden daha yakın kimse yok" dedi.
Bakanlar Kurulu'nda bu konuyla ilgili ilk tasarı taslağının sunumunun geçtiğimiz pazartesi yapıldığını bildiren Kılıç, "Nihayetinde, kırmadan, dökmeden yürümek lazım. Her zaman aynı şeyler düşünülemeyebilir. Belli sorunların çözümünde aynı yaklaşımlar benimsenemeyebilir ama bu Türk milletine ve Türkiye'ye ilişkin hayırlı düşüncesi olan insanların o düşüncesinden uzaklaştığı anlamına gelmez. Fetullah Gülen hoca efendi ve hizmet hareketi, Türk insanı, Anadolu için samimi ve katkıları olan bir insan. Sayın Başbakanımızın da endişelerinin neler olduğunu biliyorum. Nihayetinde biraya gelindiğinde konuşulacak 100 meselenin tereddütsüz 99'unda ittifak sağlanacaktır. Belli noktalarda farklı düşünceler olabilir. Bu farklılıkları da zaman içinde tolere edebilmenin yol ve yöntemleri için aklı selim çalışmalar yürütmek lazım. Dışarıdan birileri bir gerilim yaratmak istiyor olabilir. Bugün Türkiye'nin önünde çok konu var. Gündem olması son derece normal. Bu yıl itibarıyla dershanelerde kayıtlı olan öğrenci sayısı 1 milyon 12 bindir, geçen yıl itibarıyla 1 milyon 280 bin. Dolayısıyla çok sayıda öğrenci ve öğrenci velisini alakadar ediyor. Nihayetinde dershaneler sadece bir kesimin dershaneleri değil. Farklı grupların ve tamamen ticari maksatlarla kurulmuş işletmeler var. Dün bu meseleye tamamen karşı olanların bugün tarafmış görüntüleri garip geliyor. Dershaneciliğe de temelinde karşı olan birtakım kesimlerin bugün farklı sahalar içinde olması da çok farklı düşünceleri akıllara getirebilir. Nihayetinde bir dönüşüm, bu dönüşümün faydaları ve zararları da olacaktır. Bu dönüşüm devam ederken mahzurlu olan yönlerine ilişkin olarak da empati ve görüş alışverişi trafiği devam ettirilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıç, dershaneler konusunda 'cemaat-hükümet gerginliği' iddialarına ilişkin, "Bu tür tartışmalar, hizmet çevrelerinde sempatik bulunmayan tartışmalar çünkü oradaki öğretimin ve adabın da gereği şu, 'devlet söz konusu olduğunda devletle karşı karşıya gelmemek' noktasında bu tür yaklaşımlar Türkiye'nin normalleri içinde makul bir zeminde konuşulamayacak konulardır" dedi
Bunun bu açıdan normal bulunmayan bir yaklaşım olduğunu söyleyen Kılıç, gerilimi tırmandıranlara bakıldığında bu yaklaşımların Türkiye'nin huzur ikliminde olmasını istemeyen yaklaşımlar olduğunu ifade etti.
Kurulmuş olan bir dershane sisteminin olduğunu anlatan Kılıç, bu sistemin realize ettiği belli hizmetlerin olduğunu ve bu dönüşümün günün sonunda yeni hayırlara vesile olma ihtimalinin olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin son yıllarında yaşanan normalleşmelerinin yok sayılmasının haklı bir yaklaşım olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını söyleyen Kılıç, bugün dershaneler meselesinde hükümetin görüşleri ve karşıt görüşte olanların Türkiye'nin özgürleşme süreçlerinde demokrasiden, özgürlüklerden ve sivil anayasadan yana tavır koyduğunu ifade etti.
Kılıç, "Elbetteki itirazlar yapılacaktır, eleştiren ve karşı çıkan olacaktır ama bütün bunları yaparken demokrasinin sınırları içinde kalmak lazım. Kırıcı olmamak lazım çünkü yarın bizler yine birbirimizin yüzüne bakacağız. Dostları üzmemek ve geçmişten gelen husumeti olanları da sevindirmemek lazım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti için muhalefetin yaptığı eleştirilere ilişkin değerlendirmede bulunan Kılıç, "Türkiye'de hangi iyi olan şeye muhalefetin destek verdiğini gördük ki Diyarbakır'da yaşanan çözüm sürecine ilişkin önemli ve tarihi bir inisiyatife muhalefetin destek vermesini bekleyelim. Türkiye'de terörle mücadele siyaset üstü bir mesele olarak ele alınabilseydi terör meselesiyle AK Parti hükümetinin mücadele etmesine gerek kalmazdı. 20 sene önce zaten o mesele zaten çözüme kavuşurdu" dedi.
Türkiye'de terörün yarattığı ortamlardan beslenenlerin olduğunu anlatan Kılıç, terörün yönettiği güçler dengesinden kendine güç çıkaranlar olduğunu ve bunların çoğu zaman siyaset dışı karanlık güç odakları olduğunu ifade etti.
Terör sorununun kalıcı çözüme kavuşturulmasının Türkiye'de istenmediğini anlatan Kılıç, AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın terörle mücadele konusunda ezber bozduğunu dile getirdi