Dışişleri Bakanı Davutoğlu Açıklaması

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, " Bu gezinin en önemli sonuçlarından biri, Suriye bağlamında çıkartılmak istenen Sünni-Şii mezhep çatışmasına karşı Türk ve Iraklı yetkililerin birlikte davranması gerektiği oldu" dedi.


Davutoğlu, Irak ziyaretinin ardından NTV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Mart ayından beri Irak ve Türkiye'nin karşılıklı olarak söylemlerine dikkat ederek ilişkilerdeki yumuşamaya zemin oluşturduğunu ifade eden Davutoğlu, Irak'ta Şii-Sünni ilişkilerindeki iyileşmenin Ankara-Bağdat hattındaki yakınlaşma için de şartları olgunlaştırdığını belirtti.

Davutoğlu, Türkiye-Irak ilişkilerinin Ocak 2012 ile Mart 2013 arasında konjonktürel şartların, Suriye ve Irak içindeki gelişmelerin, Arap Baharı'nın getirdiği risklerin rol oynadığı 15 aylık parantezi kapatarak, doğal haline döndüğünü ifade etti.

Özellikle Başbakan Nuri el-Maliki ile görüşmesini son derece samimi bulduğunu ve tam bir güven içinde ayrıldığını vurgulayan Davutoğlu, diğer Şii liderler ve halk tarafından da büyük muhabbetle karşılandığını söyledi.

Davutoğlu, tüm Iraklı grupların da Türkiye'nin katkısıyla daha da ileri taşınacağını ilettiğini ifade ederek, "Biz madem ki Irak'ta yeni bir ortam var, bunu desteklemeye hazırız. Irak'taki tüm taraflara yakınlık duyanların, Irak'a muhabbet duyan herkesin bu süreci desteklemesi lazım" dedi.

Türkiye'nin hiçbir mezhep ya da etnik grubu siyasi kart olarak görmediğinin altını çizen Davutoğlu, "Birileri bunu bir satranç oyunu, çıkar çatışması oyunu gibi görüp bunu düşünebilir ama belli bir topluluk için kutsiyet ifade eden şeyleri hiçbir zaman kart gibi görmedik. Son yıllarda Türkiye'nin artan etkisini dışarda engellemeye çalışanlar, içerde de AK Parti'nin ısrarla ve istikrarla gösterdiği uluslararası ve bölgesel etkinliği eleştirmeye çalışanlar, mezhepçilik diye olmayan birşeyi bize yapıştırmaya çalıştılar" diye konuştu.

Davutoğlu, Irak'ta ziyaret ettiği Necef ve Kerbela'da karşılatığı İran ve Hindistan'dan gelen Şiilerin kendisine büyük muhabbetle sarıldığını, hiçbir tepki vermediklerini vurguladı ve "Biliyorlar ki bizim onlara karşı hiçbir dışlayıcı tutumumuz olmadı. Ben her muharrem ayını Necef'te, Kerbela'da o kardeşlerimizle geçirmek isterim" ifadesini kullandı.

Irak'ta olağanüstü heyecanla yeni dönem başlatma isteği olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Biz de elimizden geleni yapacağız. Bu gezinin en önemli sonuçlarından biri, özellikle Şii liderlerle görüşmelerde, Suriye bağlamında çıkartılmak istenen Sünni-Şii mezhep çatışmasına karşı Türk ve Iraklı yetkililerin birlikte davranması gerektiği oldu" diye konuştu.

-Ulaştırma ve enerji projeleri

Davutoğlu, iki ülke arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kapsamında ulaştırma projelerinin süratle devreye sokulması gerektiğine değinerek, Habur Sınır Kapısı'nda oluşan kuyrukları önlemek için Aktepe'de ikinci kapının ve üçüncü köprünün inşaatı konusunda Maliki ile anlaşıldığını belirtti.

"Habur'da 5 kapı daha açmak istiyoruz" diyen Davutoğlu, enerji konusunda da Kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Yönetimi ile gelişen ilişkilerin yanı sıra, Bağdat merkezi yönetimiyle de daha önce mutabık kalınan Basra'dan Türkiye üzerinden Avrupa'ya enerji aktarımı konusunda da son derece hızlı bir ivme olduğunu kaydetti.

-Türkiye-Ermenistan, Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri

Davutoğlu, cumhurbaşkanı seçildikten sonra Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'le görüşmeleri kapsamında Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan hattındaki gelişmeleri de değerlendirdi.

Ermenistan ile normalleşme sürecinin Türkiye-Ermenistan ilişkileri, Ermenistan-Azerbaycan ilişkileri, diasporayı da kapsayan Türk-Ermeni ilişkilerinden oluşan üç ayağının birlikte yürütülmesi için çaba sarfedildiğini belirten Davutoğlu, "Ermenistan'ın bizlere olan güvensizliğini aşmak da gerekiyor ama aynı şekilde Azerbaycan'ın haklı taleplerini de hiçbir şekilde gözardı etmeden, topraklarının yüzde 20'si işgal altında olan bir toplumun beklentilerini gözardı etmeden yeni çığır açmak lazım" diye konuştu.

Davutoğlu, Ermenistan ve Azerbaycan'daki seçimlerden güçlenerek çıkan liderlerin varlığında Kafkasya'da barışın tesis edilmesi için gerekli şartların oluşmaya başladığını söyledi.

Konuyu Aliyev ile istişare ettiğini ifade eden Davutoğlu, gelecek haftalarda ABD ve Rusya ziyaretleri sırasında da Kafkasya barışının ele alınacağını belirtti.

Davutoğlu, ortaya çıkan çözüm iradesinden tüm taraflarla değerlendirerek istifade etmeye çalıştıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Sağlıklı işleyiş için zihnimizde zamanlandırmalar var ama bu tüm taraflarla görüşerek ilerleyecek bir süreç. Türkiye ve Azerbaycan'ın aynı perspektiften bakması, Ermenistan'ın bu perspektif içinde Kafkasya barışı çerçevesinde bir anlamda kendi sıkıntılarından çıkması, ABD'nin, Rusya'nın, Fransa'nın eşbaşkan olarak devreye girmesi önemli. İstişareler ile önümüzü açan, daha sonraki adımlara zemin teşkil edecek süreç oluşturmaya çalışıyoruz."

Türkiye ve Azerbaycan'ın çalışmalarına bu şekilde devam etmesi halinde ümit vaad eden gelişmeler yaşanabileceğinden emin olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "20 seneyi tamamlamış donmuş bir krizi belli bir ısıtma sürecinden geçirmemiz gerekir. ABD-Rusya ve Fransa'dan oluşan Minsk Üçlüsü şimdiye kadar çözecek duruma gelmedi. Bizim şimdiki kanaatimiz adım adım ilerleyen süreçlerin hedefe ulaşmada çok daha sağlıklı olabileceği yönünde" diye konuştu.

Davutoğlu, son aylarda ABD, Rusya ve Fransa'yla görüşmelerinin olduğunu ama Ermenistan ile doğrudan temas kurulmadığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA