28 Şubat Davası'nın 26. Duruşması Sona Erdi

28 Şubat Davası'nda savunmasını yapan dönemin Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı emekli Albay Hüsnü Dağ, "Vatan ve millet uğrunda her zaman seve seve can vermeye hazırım ama canımı acıtan, vicdanları kanatan, hukukun araç olarak kullanılmasıdır" dedi.


Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın öğleden sonraki bölümünde, Dağ, savunmasına devam etti.

28 Şubat soruşturmasında gizliliğin basına yansıyan haberlerle ihlal edildiğini ileri süren Dağ, şunları kaydetti:

"İddianamede adı geçen belgeleri ilk kez emniyetteki sorgulamada gördüm. 7 Nisan 1997'de Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonu'da yapılan 'İrtica Konusunda Alınacak Tedbirler' konulu toplantıya katılmadım. Bunu idddianameyi aldığımda öğrendim. Toplantıya katılanların isimlerinin olduğu liste de gerçeğe aykırıdır. Bu toplantı general ve amiral toplantısıdır. Bu, daire başkanlarının katılacağı bir toplantı değildir. Hiç bir amiral ve general toplantısına görevim süresince katılmadım, çağırılmadım. Bu toptantıya katıldığımı gösteren hiç bir bilgi, belge yok. İddianamedeki suçlamalar mesnetsizdir."

BÇG'den takdir belgesi almadığını savunan Dağ, sadece daire başkanlığı yaptığı süre içerisinde göreviyle ilgili bir takdir belgesi aldığını belirterek, bunu mahkemeye sundu.

Dağ, aramalar sırasında konutundan çıkan belgenin de asılsız olduğunu idida ederek, dava dosyasından çıkartılmasını talep etti.

Genelkurmay karargahında yapılan brifingleri kendisinin hazırlamadığını savunan Dağ, "Brifingleri komutanlık hazırlamıştır. Benim iradem dışında gerçekleşmiştir" diye konuştu.

- "Delil yok ki karartılsın"

BÇG'de çalışmadığını belirten Dağ, BÇG'nin çalışma yerinin neresi olduğunu bile bilmediğini söyledi.

Delillerin huhuka uygun yoldan elde edilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Dağ, dava dosyasında delil olarak bulunan, Genelkurmay antetli CD'nin hukuka aykırı şekilde oluşturulduğunu iddia etti.

Hukuka aykırı hiçbir emir almadığını savunan Dağ, "Hukuken geçersiz sahte iki belge, tutukluluğumun devamına gerekçe olarak gösterilmektedir. Tutuklama gerekçeleri soyut ve hukuki gerekçelerden yoksundur. Delil yok ki karartılsın" dedi.

- Gözyaşlarını tutamadı

Hüsnü Dağ, "Vatan ve millet uğrunda her zaman seve seve can vermeye hazırım ama canımı acıtan, vicdanları kanatan, hukukun araç olarak kullanılmasıdır" diye konuştu.

Tutuklanmasının ardından, ailesinin maruz kaldığı sıkıntılara değinen Dağ'ın, gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

Adalete ve Türk milletine güvenlerinin devam ettiğini vurgulayan Dağ, beraatını talep etti.

- "Beni yaralıyorsunuz"

Daha sonra, savunmasını tamamlayan Dağ'ın çapraz sorgusuna geçildi.

Üye hakim Hakan Oruç'un, "Kurban bağışı başlıklı bir yazı var, bu evinizde yapılan aramada da bulunmuş. Buradaki yazı size mi ait? Yazının sizin evinizde bulunduğu doğru mu?" sorusuna Dağ, " Bana ait değil. Bilemiyorum. 400-500 makale arasından çıkmış bir yazı, benim vardı, yoktu gibi bir beyanda bulunmam doğru olmaz" cevabını verdi.

Oruç'un "Evinizde yapılan aramada, 'gazetecilere verilecek temalar' isimli belge bulunmuş, bu doğru mu?" sorusuna ise Dağ, "Ben, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren hiçbir belgeyi görmedim, duymadım. Ben gözaltına alındığımda belgeleri emniyette gördüm. Neden soruyorsunuz, beni yaralıyorsunuz" karşılığını verdi.

Hakim Oruç da "Hüsnü bey, ben, sizi yaralamak için sormuyorum, böyle bir amacımız yok" dedi.

- Duruşma ertelendi

Üye hakimin sorusunu tamamlamasının ardından, bugünkü duruşma sona erdi.

Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği'ne yazı yazılarak, 7 Nisan 1997'de İnönü Salonu'nda yapılan "İrtica Konusunda Alınacak Tedbirler" konulu toplantı tutanağının, Genelkurmay'daki örneğinin nerede, ne zaman, kim tarafından nasıl bulunduğunun öğrenilmesine karar veren mahkeme, belgenin, arşiv kayıtlarında olup olmadığının, bulunduktan sonra herhangi bir işleme tabi tutulup tutulmadığının, bu konuda bir tutanak düzenlenip düzenlenmediğinin ve ne şekilde saklandığının sorulmasını kararlaştırdı.

Duruşmaya, yarın saat 10|00'da devam edilecek.

Kaynak: AA