Bakan Çelik: Ateşi Söndürmek İçin Ateşe Yaklaşmak Gerekiyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, terörist başı Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmeleri değerlendirdi.Bakan Çelik, “Ateşi söndürmek için ateşe yaklaşmak gerekiyor. Su olacaksınız. Suyun nereden olduğu önemli değil.” dedi.

Bursa Olay TV’deki ‘Her açıdan’ programına katılan Bakan Faruk Çelik, Türkiye'nin şeffaf bir ülke olduğunu ve demokrasi çıtasının da yükseldiğini belirterek, İmralı ve diğer görüşmelerin gizli saklı bir tarafının olmadığını söyledi.

Çelik şunları kaydetti: “Keşke siyasi platformda halkın Meclis'e gönderdiği milletvekilleri bu sorumluluğu üstlenebilselerdi. Şimdi göreceğiz, önümüzdeki günlerde bu çalışma neticesinde perde arkasında Ne Var Ne Yok. Yani terör örgütü ve bağlantıları nereye kadar uzanıyor. Çözümden yana mı gerçekten. AK Parti olarak artık anaların gözyaşı dinsin diyoruz. Biz bunun için inisiyatif almış durumdayız.

”"ATEŞİ YAKLAŞARAK SÖNDÜRMEK GEREKİYOR"
Türkiye'de yanan terör ateşinin söndürülmesi gerektiğini anlatan Faruk Çelik, şunları kaydetti: “Bir ateş var mı var. Bu ateşi söndürmek gerekiyor. Ateşi söndürmek için ateşe yaklaşmak gerekiyor. Bir yangından bahsediyorsak, yangına uzaktan kumandayla bir şey yapmanız mümkün değil. O ateşe bir yaklaşacaksınız ve onu söndüreceksiniz. Suyu olacaksınız. Suyun nereden olduğu önemli değil. Yangını söndürmek mi hedef, suyu bulacaksınız ve bu yangını söndüreceksiniz. Yapılması gereken budur. Yangının sönmesini bütün millet istiyor mu, en çok da bölge halkı istiyor. Hükümetlerin amacı bu yangını söndürmektir. Bu niyetle biz yola çıkmış bulunuyoruz. Bu meselede yeni bir süreç başladı.

Tabii ki biz hayalperestlik ya da macera peşinde değiliz. Çözümden yanayız. Çözüm şahsa endeksli falan da değil. Artık anaların gözyaşı dinsin diyoruz. Birilerini mutlu etmek için biz bu çözümü üretmiyoruz. İmralı'daki adam mutlu olsunun peşinde değiliz. Biz 75 milyonun mutluluğundan yanayız. Şartımız gayet açık; çözüm için silahlar kesinlikle bırakılmalıdır. Bütün derdimiz; birliğimizi güçlendirmek. Aslında kimse ayrılık-gayrılık istemiyor. "