Dsp Lideri Türker, Eğitim-iş Genel Başkanı’nı Kabul Etti

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Masum Türker, uzlaşı ile bir anayasa yapılamaması durumunda AK Parti’nin kendi anayasa teklifini verme ihtimalini TBMM üzerinde ciddi bir darbe olarak gördüklerini belirterek, “Daha başkanlık sistemi olmadan yasama organına rest çeken bir anlayış, başkanlık sistemini alıp, yürütmeyi istediği gibi yönlendirme imkanına sahip olduğu zaman daha beter işler yapacaktır” dedi.

Dsp Lideri Türker, Eğitim-iş Genel Başkanı’nı Kabul Etti
DSP Genel Başkanı Masum Türker, Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir’i kabul etti. DSP Genel Merkezi’nde gerçekleşen kabulde konuşan Eğitim-İş Genel Başkanı Demir, öğretmenlerin yaşadığı sıkıntıları anlattı. Türkiye’deki öğretmenlerin Avrupa’daki öğretmenlere oranla daha fazla çalıştıklarını ifade eden Demir, 4+4+4 düzenlemesinin bedelini de öğretmenlerin ödediğini iddia etti. “Öğretmenlerin büyük bölümü mutsuz, mutsuz öğretmen de başarısız” diyen Demir, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kurduğu ‘Alo 147’ hattının ise öğretmenleri mağdur ettiğini anlattı. Velilerin her türlü konuyu ‘Alo 147’ hattı üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’na bildirdiğini, bazı konuların bile bu numara üzerinden abartıldığını anlatan Demir, “Veliler, çocuklarının oturacağı yeri belirlemek için bile bu numarayı arıyor” diye konuştu.

Demir, bu numara üzerinden öğretmenlerin yargısız infaz edildiğini savundu.

Veli Demir ayrıca, 19 Ocak’ta Tandoğan Meydanı’ndan Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüyeceklerini belirterek, DSP lideri Masum Türker’i de bu yürüyüşe davet etti. “TBMM’NİN YASAMA FAALİYETİNE İNDİRİLMİŞ BİR DARBEDİR” DSP Genel Başkanı Masum Türker ise, öğretmenlerin bir toplumun inşasında önemli bir rol oynadığını kaydederek, “İnşallah sizin bu eyleminiz öğretmenlerin özlük haklarını oluşturmak bakımından etkili bir araç olur” şeklinde konuştu.

Türker, kabulde yaptığı konuşmanın ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Türker, bir gazetecinin TBMM’de anayasa yapımının bir uzlaşma ile yapılamaması halinde AK Parti’nin kendi anayasa teklifini sunabileceğini hatırlatması üzerine, “AK Parti’nin böyle bir mutabakat sağlanmazsa ‘ben getiririm’ tehdidinde bulunması bu bir partinin devleti, yürütmeyi kullanarak yasama organını tehdit etmesi ve baskı kurmasıdır” değerlendirmesinde bulundu. AK Parti’nin kendi teklifini verme ihtimali için, “TBMM üzerinde ciddi bir darbe” diyen Türker, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mevcut milletvekili sayısı anayasayı kabul etmeye yetmediği gibi, anayasanın halk oylamasına gitmesi için gerekli 330 oyu da bulmadığına göre, demek ki parlamentodaki bazı milletvekillerine şantaj veya çıkar sağlama yoluyla bu 330’un elde edilmesi planlanmış veya bunun olabileceği konusunda bir çalışma yapılmıştır. AK Parti’nin bu konudaki tutumunu TBMM üzerinde ciddi bir darbe olarak görüyoruz. TBMM’nin yasama faaliyetine indirilmiş bir darbedir bu. Ve bu konuda başkanlık sisteminin ne kadar yanlış olduğunu da ortaya koyan bir eylemdir. Çünkü daha başkanlık sistemi olmadan yasama organına rest çeken bir anlayış, başkanlık sistemini alıp, yürütmeyi istediği gibi yönlendirme imkanına sahip olduğu zaman daha beter işler yapacaktır. Bu konuda Sayın Cemil Çiçek’in saygınlığını koruyan deneyim ve birikimine dayanarak bu görüşmeleri yaparken AK Parti fikrini dayatmaktan çok partilerin müşterek mutabakat sağladıkları maddeler konusunda bir anayasa önerisi yaratması ve bunu oylamaya götürmesi gerekir.” “SIFIRDAN BAŞLAYAN BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ YOKTUR” Türker, yeni anayasa yapımı konusunda yeni bir devlet kurulmadığı için anayasanın da sıfırdan yapılmasına gerek olmadığını belirterek, şunları kaydetti: “Türkiye yeniden kurulmuyor. Yeniden inşa edilmiyor. Onun için yepyeni, sıfırdan başlayan bir anayasaya ihtiyaç yoktur. Özgürlükleri kısıtlayan, insanların haklarını ortadan kaldıran ve haksızlıklar getiren hükümler varsa bunların değiştirilmesi gayet doğaldır. Ama bazı konuları ortadan kaldırmak, aslında Başbakan’ın söylediği kuvvetler ayrılığı ilkesini çiğneme amacı taşımaktadır. Çünkü anayasadaki bazı hükümler, kuvvetler ayrılığının korunmasında bazı anayasal kuruluşları da teminat altına almaktadır. Bu bakımdan bu olayı dayatarak değil, uzlaşarak yapmak gerekir. Dayatılarak yapılmış anayasalar meşru değildir. Ve o toplumu temsil etmez. Sayın Cemil Çiçek’in parlamento içindeki sağlayacağı mutabakattan sonra da beklentimiz kendisine destek veren parlamento dışındaki partilerle de bir görüşme yapmasıdır.”
Kaynak: İHA