Bursa Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Ümran Babacan:

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Ümran Babacan, hazırlanan yeni yasa değişikliği teklifinin hayvan katliamının önünü açacağını iddia ederek, "Hayvanların da birer canlı bireyler olduğu unutulmamalıdır.

Bursa Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Ümran Babacan:
Aksi takdirde bu canlılara yönelik, hesabını hiç bir zaman veremeyeceğimiz ciddi zararlar doğacaktır" dedi.

Bursa Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Ümran Babacan, hayvan hakları ile alakalı hazırlanan yasa değişikliği teklifini eleştirdi.

Değişikliğe tamamıyla karşı çıktıklarını ifade eden Avukat Babacan, "Çünkü bu yasa, yeni hayvan katliamlarının önünü açacaktır. Yeni yasa, hayvanları korumaktan çok uzak, insanlardan çok daha fazlasını hissedebilen, duyguları ve bilinci olan, acı çekme yetileri olan hayvanlar hakkında mevzuat çıkartılırken, hayvanlar mevcut yasalar karşısında birer eşya, mal olsalar dahi onların gerçekte insanlar gibi acı çekebilen, hissedebilen, canlı bireyler oldukları unutulmamalıdır. Bu unutulduğu takdirde ekosistemde insanlar kadar bir yere ve doğal haklara sahip olan hayvanlar üzerindeki bencil hükümranlığın sonucunda, önce vicdanlarımıza sonrada tüm canlılara karşı hiç bir şekilde hesabını veremeyeceğimiz, telafisi olmayan ciddi zararlar olacağı acı gerçeğin ta kendisi olarak karşımıza çıkacaktır" diye konuştu.

Hayvanları korumak ve haklarını savunmak için çıkarılan yasaların adına yaraşır bir içeriği barındırması, ilkeleri ve amacıyla çelişmemesi gerektiğini ifade eden Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hayvanların hepsinin birer birey olduğu unutulmamalı. Hayvan haklarını savunan bir zihniyetle, sivil toplum kuruluşlarının görüşü alınarak katılımcı ve çoğulcu bir perspektifle yeniden Hayvan Hakları Kanunu kaleme alınmalıdır. Hayvanlar için öldürülmek, hak olamaz. Taleplerini dile getiremeyen hayvanlar üzerinde uyutma; yani cinayeti uygulamak, yaşama karşı ciddi suçlar işlenmesine neden olacaktır. Biz yeni kanun tasarısında, 5199 sayılı yasada amaçlanan 'kısırlaştır, aşılat, yaşat' vurgusundan hareketle hayvanların yaşadıkları sokaklara bırakılmasını istemekteyiz. Aksi halde hayvanların ormanlara götürülerek, gözlerden uzak, tecrit alanlarına hapsedilmesi düşünülemez. Oralarda, o hayvanların başına neler geleceği hiç belli değil. Barınaklara baktığımızda hepsi amacının dışında kullanılmaktadır. Ve oraları ölüm kampı halindedir. Orada ağlayanı, işkence çekeni, eziyet göreni ve yaşamını tamamlamadan, acı çekerek ölen her gün bir sürü hayvanın ölümüne şahit olmaktayız. O sebeple bu yasa tasarısı, sadece insanlıktan uzak olarak hazırlanmıştır. Biz atalarımıza karşı da sorumluyuz. İnsanlıktan uzak olarak hazırlanmış bizim için çok üzücü olan bir tasarıdır. Umarım bu yapılan yanlışlıktan bir an önce dönülür." Yeni tasarıda, 'doğal yaşam parkları' adı altında 'bakım evi' denilen barınaklardan bahsedildiğini anlatan Komisyon Başkanı Babacan, "Bunun yanında pet shop’larda havyan satışının yasaklanması meselesi, yurt dışından kaçak hayvan girişinin engellenmesi, av vahşetinin önüne geçilmesi, yumurta et ve süt endüstrisindeki hayvanların dramı, sirklerde hayvan kullanımının yasaklanması, yunus parklarının ve hayvanat bahçelerinin kapatılması, bu hayvanların yeri nerede bu yasada? Bu nasıl bir yasa teklifi? Ayrıca yeni yasada hayvanlara eziyet eden Kabahatler Kanunu'ndan çıkarılacak, TCK kapsamına konulacak şeklindeydi. Hayvanlara karşı suç işlendiğinde yeni yasada 2 yıl ve altı hapis verilecek durumlarda CMK gereği verilen ceza, adli paraya çevrilecekti. Yani hapis verilmediği için dağ fare doğurmuş olacaktır. Bu da insanların kandırılmasından başka bir şey değildir" dedi.

Kaynak: İHA