Alman Eğitim Sistemi Göçmen Çocuklara Şans Tanımıyor

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD'nin yaptığı 'Eğitime bir bakış' adlı araştırmada Alman Eğitim Sistemi bir kez daha kırık not aldı.

Araştırmaya göre Alman Eğitim Sistemi öğrencilerin yeteneklerini bulup desteklemiyor, sistem yüzünden Almanya, öğrencilerinin birçoğunun potansiyelini heba ediyor. OECD bünyesindeki 36 ülkeyi kapsayan araştırmaya göre Almanya, ekonomik ve sosyal olarak dezavantajlı ailelerin çocuklarının eğitim yoluyla yükselme şansı konusunda ancak 33'üncü olabildi.

Buna göre Almanya OECD ülkeleri arasında Slovakya ve Estonya'dan sonra, dar gelirli ailelerin çocuklarının en fazla dezavantajlı olduğu üçüncü ülke. Bu şekilde Almanya'da bir öğrencinin okul başarısının çok büyük ölçüde onun sosyoekonomik şartlarına bağlı olduğu bir kez daha ortaya konulmuş oldu. Ancak daha önce de benzer araştırma sonuçlarına rağmen siyaset, eğitim sisteminde reform konusunda kılını kıpırdatmıyor.Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Eyalet Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek, “OECD'nin yeni araştırmasına göre Almanya'daki okullarda, sosyoekonomik durum, birçocuğun okul başarısında karar verici oluyor.

İşçi çocuklarının eğitimle yükselme konusunda çok az şansları var. Hatta araştırmaya göre bu çocuklar çoğu zaman anne babalarının eğitim seviyesinin de gerisinde kalıyor. Bu durum özellikle göçmen kökenli gençlerde, göçmen kökenli olmayanlara göre ortalamanın da üzerinde bir düzeyde görülüyor. Siyasetin reaksiyon gösterip bir şeyler yapması için daha kaç araştırma yapılması lazım?” diye sordu.Siyasilere sorular yönelten KRV Eyalet Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek, “Siyaset ne zaman harekete geçecek? Eğitim sistemi içinde, dezavantajlı hale düşüren şartlar ne zaman düzeltilecek? Eğitime sürekli daha az harcama yapıldığı daha önce 2011 yılındaki araştırmalarda tespit edilmişti ve Almanya, 36 ülke arasında 30. olmuştu. Bu koşullar altında eğitimde durumun düzelmesini düşünebilmek mümkün değil. Bizim eğitim sistemimiz, nesiller arasında yükselme şansını sunamıyor. Genç nesillerin arasında sadece yüzde 20'lik bir kesimin anne babasından daha iyi bir eğitim seviyesine, diplomaya sahip olabilmesi bu nedenle şaşırtıcı değil. Diğer ülkelerde ise bu oran neredeyse iki katı.” dedi.

Daha önceki eğitim araştırmalarını hatırlatan Keltek, “11 yıl önceki PISA Araştırması'ndan sonra ülkemizde çok az şey değişti. Sosyal olarak zayıf olanların eğitimde dezavantajlı olmaları hala devam ediyor. Bu gelecek için bizi çok endişelendirmeli.” ifadelerini kullandı. Bunun toplumsal zararlarına dikkat çeken KRV Uyum Meclisi Başkanı, “Eğitim sistemimizdeki bu durum, toplumumuzu bölmeye devam ediyor ve geleceğimize zarar veriyor.” dedi.

Araştırmada, göçmen öğrencilerin başarısı için, ‘Onların özel ihtiyaçlarına konsantre olunmalı, spesifik faktörler hesaba katılmalı' denildiğine dikkat çeken Keltek, eğitim sisteminde yapılması gereken reformları ise, "Sosyoekonomik durumun eğitime etkisi en hızlı şekilde giderilmeli. Birlikte eğitim sözde kalmamalı, yerel yapılarda reform yapılmalı. Göçmenlere bakışta bir paradigma değişikliğine ihtiyacımız var, onlara ‘eksiklikler' açısından değil, doğal çok dillilik gibi özel yetenekler açısından bakılmalı. Çok dillilik derslere bağlanmalı, potansiyeller desteklenmeli. Çok kültürlülük öğretmen yetiştirmede entegre edicilik de gerektirir." diye özetledi.

Kuzey Ren Vestfalya Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTEV) Yönetim Kurulu Üyesi Levent Ulus da, "2000 yılından beri bu ve benzeri araştırmalar yapılıyor ve hep birbirine yakın sonuçlar çıktığı halde, Almanya'daki politikacılar hiçbir hareket göstermeyip, yapılması gereken reformları yapmadıkları gibi, yerine göre engelledikleri bile oluyor. Göçmen çocukları sayı itibariyle Almanya'nın geleceğinde çok daha büyük bir rol oynamaya uygun bir kitle olmasına rağmen onlara biçilen rol, anaokullarından başlayarak, ilkokul ve diğer okul kademelerinde yabancıların sorunlarını çözebilecek hiçbir tedbir alınmamakta, entegrasyonları sağlanmamakta. FÖTEV olarak politikacılardan nihayet reform talep ediyoruz. KRV Eğitim Bakanlığı'nın partneri olan FÖTEV, çözüm için işbirliğine her zaman hazırdır. Ama sorumlu noktadakiler tarafından daha istekli, daha arzulu şekilde bu çözümlerin ifade edilmesi gerekir." dedi.