Hüseyin Çelik'ten Gündeme İlişkin Değerlendirmeler
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP'yi eleştirerek, "Meclis açıkken siz Meclis'i çalıştırmamak, sabote etmek için elinizden ne geliyorsa yapacaksınız, ama bir olay meydana gelecek, bu olaydan sonra BDP diyecek ki 'Meclis hemen toplansın', siz de BDP'nin kuyrguna takılacaksınız" diye konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasının başında bütün Müslümanların Kadir Gecesi'ni tebrik eden ve AK Parti'nin 11. kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatan Çelik, kuruluş yıl dönümüyle ilgili özel bir program düzenlemediklerini söyledi.
İftar programları düzenlendiğini ve buralarda partinin kuruluşuyla ilgili konuşmalar yapıldığını hatırlatan Çelik, "Bunun dışında özel başka bir program olmayacaktır" dedi.
"AK Parti büyük bir karamsarlık ve ümitsizliğin adeta ülkemizi kuşattığı bir dönemde kuruldu" diyen Hüseyin Çelik, geride kalan 10 yılın şanla, şerefle ve büyük başarılarla geçtiğini ifade etti.
"28 Şubat'ın gölgesinin en ağır şekilde hissedildiği bir dönemde AK Parti kuruldu" diyen Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın önünü kesebilmek için çok büyük senaryoların önlerine engel olarak konulduğunu kaydetti.
AK Parti'nin Türkiye'de siyasi konsepti değiştirdiğini savunan Hüseyin Çelik, "Biz kurulduğumuz günden itibaren dedik ki, devlet adına millet üzerinde siyaset yapmayacağız dedik" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, terörle mücadelenin devam ettiğini ve hükümetin bu konudaki kararlılığının tam ve kesin olduğunu söyledi.
Çelik, halkın kendilerini eleştirme hakkı olduğunu söyleyerek, "Bütün nezih eleştirilere, vicdanlı eleştirelere sonuna kadar aklımızda vicdanımız da açıktır" dedi.
HÜSEYİN AYGÜN'ÜN KAÇIRILMASI
Hüsey Çelik, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını da değerlendirdi. "Sayın Hüseyin Aygül'ün şahsına değir, TBMM'nin şahsı manevisine karşı yapılmış bir eylemdir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade ettik" diyen Çelik, "Bu konuda yapılması gereken devletin kurumları tarafından, ilgili birimleri tarafından yapılıyor, yapılmaktadır" ifadelerini kullandı. Bu konudaki üzüntülerini CHP ile paylaştıklarını ve bu manada CHP ile dayanışma içinde olduklarını ifade eden Çelik, buna rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bugün Meclis'teki konuşmasında yine yakışıksız ifadeler kullandığını söyledi.
Daha kendilerinin yaptığı açıklamalarda kendilerine yönelik gelen bu tür yakışıksız ifadelere karşılık vermeyeceklerini açıkladıklarını söyleyen Çelik, "Tekrar söylüyorum Sayın Kılıçdaroğlu'nun bize yönelik kullandığı kelimeleri tekrar kullanarak o seviyesizliğe düşmeyeceğiz, ağzımızı o kelimelerle kirletmeyeceğiz" diye konuştu.
Muhalefeti daha nazik bir dil kullanmaya davet eden Hüseyin Çelik, ayrıca Kılıçdaroğlu'nun hükümeti Suriye'de kardeş kanı dökülmesine destek vermekle suçlamasını da eleştirdi.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştirerek şunları söyledi: "Zalimin dikdatörü, Müslümanı, gayri müslimi olmaz. Zalim her yerde zalimdir. Bir devlet başkanı eğer topuyla, tüfeğiyle demokratik hak talebinde bulunan kendi halkının üzerine acımasız bir şekilde mermiler, gülleler yağdırıyorsa, bizim insanlık vicdanı adına ona seyirci kalmamız, 'oh olsun, oh oldu' dememiz mümkün değil. Efendim, Suudi Arabistan'da da demokrasi yokmuş. Biz bütün dünyaya rejim ihraç eden, bütün dünyadaki ülkelerin yönetimini belirleyen bir konumda değiliz arkadaşlar, kusura bakmasın. Her ülkenin hükümranlık hakları vardır. Eğer Suudi Arabistan kralı veya bir başka ülkenin başındaki monarş kendi halkına kendi halkına Beşar Esed'in yaptığını yaparsa biz aynı tepkiyi ona da gösteririz. Tekrar söylüyorum, Türkiye'nin menfaatleri elbette önemlidir, komşuluk ilişkilerimiz... Ve bunu en iyi yapan Türkiye'dir. Hatırlayın, nükleer program meselesinde bütün dünya İran'ın üzerine gelirken biz ABD ve uluslararası camia ile ters düşme pahasına dedik ki, 'İsrail'in elinde varsa, Amerika'nın ve diğer ülkelerin elinde bir nükleer programı varsa, İran'ın elindeki nükleer programa aslında sizin kafayı takmanız, aslında adil değil. Doğru değil, bu ikincikli bir durumdur ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Türkiye bu manada bildiği doğruyu yapmıştır. Biz komşularımız için bunu yaparız. Beşar Esed'e bugüne kadar bütün krediler açıldı. Arap Baharı'yla birlikte Suriye'nin de karışacağını, bazı tedbirle alması gerektiğini, demokratikleşme yapması gerektiğini, kendi halkı, vatandaş bile olmayan, Suriye'deki Kürtlerin önemli bir kısmına kimlik kartı verilmemiştir, vatandaş bile değildir. Bütün bunları Türkiye Cumhuriye'nin Başbakanı, Suriye'den talep etmiştir, dost ve komşu olarak telkilerde bulunmuştur. Her seferinde Sayın Beşşar Esed, bizi ve dünya kamuoyunu oyalama yoluna gitmiştir. Bir bakıyorsunuz, sahibi CHP'li milletvekili olan bir gazetede 'Esed güçleri teröristleri Halep'ten söküp attı' diyor. Çok önemlidir, sahibi CHP'li bir milletvekili olan bir gazete. Esed'de aynı şeyi söylüyor, İran'da aynı şeyi söylüyor. Siz İran'da Maliki yönetimiyle, Hafız Esed yönetimiyle nasıl bir ağız birliği içerisinez girersiniz, Baascı rejimin buradaki temsilcileri CHP'li arkadaşlar siz misiniz? Bu Türkiye'nin duruşuna yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun teklif ettiği şeyler var, sayın Kılıçdaroğlu sizin kendinizden haberiniz yok. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nce yapılmıştır. Uluslararası camiada ne yapılması gerekiyorsa yapılmıştır, malesef Beşşar Esed, uluslararası camianın bütün telkinlerine kapıyı kapatmış ve silahı tercih etmiştir. Dolayısıyla Suudi Arabistan'da demokrasi mi var, niye oraya müdahale edilmiyor', biz bütün dünyanın jandarması falan değiliz. Uluslararası politikada, bir ülkenin yöneticisini beğenmeyin, mezhebini, dinini, tarzını beğenmeyin, armutun sapı, üzümün çöpü hesabı yapılmaz."
"REJİM İHRAÇ EDEN BİR ÜLKE DEĞİLİZ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine cevap verdiği konuşmasında, Türkiye'nin başka ülkelere rejim ihraç eden bir ülke olmadığını sölyedi. "İran'ın kendine has bir rejimi var, biz İran ile dost olmak istiyoruz. Biz İran'a rejim ihraç eden, ithal eden ülke değiliz" diyen Hüseyin Çelik, Suriye'de ise durumun farklı olduğunu söyledi.
Çelik, "Buradaki durum farklı, Bir devlet başkanı, bizim bitişiğimizdeki evini yakıyor, biz diyoruz ki 'bu yangın bizim evimize sıçrar.' 60 bin kişi bizim kapımıza dayandı, bunun 160 bin olmayacağını kimse garanti edemez. Bugün bunu yapan Türkiye, geçmişte Saddam Hüseyin'in zulmünden kaçan Kuzey Iraklı Kürtleri de bize yakışan misafirperverlikle ağırlamıştır, peşmergelere aynı şeyi yapmıştır. Bizim bu politikamızı anlamayanlar konuşup duruyorlar. Efendim, 'TBMM toplandı, TBMM yan gelip yatma yeri değildir' diyor sayın Kılıçdaroğlu. Meclis açıkken yasama dönemi devam ederken başta CHP olmak üzere, muhalefetin Meclis'i çalıştırmamak için nasıl akla hayala gelmeyen yöntemleri kullandığını biliyoruz. Kürsüyü işgal etmekte bunlara dahildir. Meclis açıkken siz Meclis'i çalıştırmama, sabote etmek için elinizden ne geliyorsa yapacaksınız, ama bir olay meydana gelecek bu olaydan sonra BDP diyecek ki 'Meclis hemen toplansın', siz de BDP'nin kuyrguna takılacaksınız. İktidarın da sizin kuyruğunuza takılmasını istiyoruzsunuz" dedi.
"SÖZLERİM SAĞA SOLA ÇEKİLDİ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bir kaç gün önce ifade ettiği ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran açıklamalarının başka yönlere çekildiğini söyledi.
Çelik, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "1984'ten beri Türkiye terör örgütüyle silahlı mücadele yapıyor. Ben geçen gün söyledim. Sağa sola çekildi, çarpıtıldı. Ben ona gerekli cevabı verdim. Dediğim şudur; Bugün PKK, bir şantiyeyi basar, yarın yol keser, öbür gün güvenlik güçlerimizden birini veya daha fazlasını şehit eder. Bir başka gün havaalanında çalışan işçileri kaçırır. Bundan dolayı, tüm medyamız bütün sayfalarını bu eylemlere çarşaf çarşaf açarsa, TBMM PKK'nın eylemlerine göre açılıp kapanırsa biz PKK'nın oluşturmak istediği psikolojik propagandanın peşine takılıp gitmişiz demektir. Türkiye'yi PKK'nın propagandasına ram olan bir ülke yapmayacaktır bu iktidar. Benim söylediğim budur. Biz şehitliğin ve gaziliğin ne anlama geldiğini biliriz. Bu meseyele adeta en önemli meselelerinden biri haline getiren bir başka iktidar mı var? Dolayısıyla şehit edebiyatı yaparakbir kaç ulusalçı hackerin peşine takılarak sanal medyada alka hayale gelmeyecek şeyleri yazıp bize hakaret edenlere, biz diyoruz ki siz kusura bakmayın, her seçimde yenilmiş olmanın, tezlerinizin halk tarafından karşılık bulmamasının verdiği bir aşağılık kompleksi içindesiniz. Hüseyin Çelik, bir şey dedi.
Oradan bir kelimeyi cımbızlayıp oradan veryansın edeceksiniz. Biz ne dediğini bilen insanlarız. Kelimelerin altındaki manayı bilen insanlarız. Ben gönül yarası olan, oğul evlat yarası olan şehit ailelerini incitecek onları en ufak şekilde rahatsız edecek bir şey söylersem bin kere toplum içinde onlardan özür dilerim. Şehitlerimizi kimse günlük siyasi emellerine alet etmesin. Biz terör örgütünün, terör örgütünün uzantılarının ve onlara eklemlenmiş CHP'nin oluşturduğu bir gündemle Türkiye'yi yönetmeyeceğiz. Tek şehidimizin hayatını kurtaracağını bilsek 365 gün 24 saat o Meclis'te nöbet bekleriz." "
'HAS PARTİ + AK PARTİ = YENİ PARTİ' DİYE BİRŞEY YOK"
Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'nun AK Parti'ye katılımlarıyla ilgili sorusu üzerine, "HAS Parti + AK Parti = yeni bir parti diye birşey yok'' cevabını verdi. Hüseyin Çelik, Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye gelmesiyle eş başkanlık sisteminin olmayacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bizde bir eş başkanlık sistemi falan yoktur. Ankara'daki HAS Parti'nin değerli il başkanı bizim il başkanımızın yanına bir sandalye atılacak, orada oturacak böyle birşey söz konusu değil, ama HAS Parti'nin tabanı aslında netice itibariyle AK Parti'nin tabbanıya üç aşağı, beş yukarı aynı hassasiyetleri olan insanlardır. Önümüzde büyük kongre var, Numan Bey ve birlikte gelecek bazı arkadaşlar büyük kongrede değerlendirilebilir. Bu konuda bir pazarlık söz konusu değli, tahahüt söz konusu değil, tamamen gönüllü bir bütünleşmeden söz ediyoruz. 2013 sonbaharında yapılırsa, muhalefet bunu kabul ederse mahalli seçimleri öne alacağız, burada yine HAS Parti'den gelen bazı arkadaşlarımız partimizin çatısı altında belediye başkanlıklarına, belediye meclis, il meclis üyeliklerine aday olabilirler, ama bu konuda şu kadar kişi, şu kadar kontenjan böyle birşey asla söz konusu değil, böyle bir pazarlık, hesap kitap içine asla girilmemiştir. Onun dışında da yine önümüzde 2015 milletvekilli seçimi var, bu esnada da bu tekrar arkadaşlarımız değerlendirilebilir, ama HAS Parti'den şu kadar kişiyi MKYK'ya girecek, buyük kongrede şu kadar kişi dahil olacak, şu kadar belediye başkanlığı adaylığı verilecek şeklinde birşey konuşulmamıştır, bunun pazarlığı olmamıştır. Sadece HAS Parti kendi içerisinde değerlendirmesini yapmıştır, AK Parti'de tabanıyla beraber, tabanın iradesi kimsenin cebinde değil, AK Parti ile birleşme kararı almıştır. Sayın Soylu şu anda bir partinin genel başkanı, üyesi değil. O bizim de sevdiğimiz bir arkadaşımız. O da AK Parti'ye katılacaktır. İşin özeti budur."
HATAY MİLLETVEKİLİ'NİN DURUMU
Gazetecilerin, Hatay'da meydana gelen ve polislerin sıraya dizildiği olayla ilgili sorumlu tutulan AK Parti Milletvekili Bayram Türkoğlu'nun durumunu sorması üzerine Çelik şunları ifade etti: "Hatay milletvekiliyle ilgili, adli ve idari inceleme ve soruşturmaların sonunda bir disiplin kurulan sevk edilip edilmeyeceği, disiplin işleminin gerekli olup olmadığı daha önceki MKYK'den sonra açıklanmıştı. Şu anda adli soruşturma devam ediyor, mülkiye müfettişleri çalışmalarını sürdürüyor, onların raporlarına göre karar vereeceğiz. henüz elimizde sonuçlar yok, milletvekilimiin bir eksiği, ihmali kusuru olursa o zaman böyle bir işlem yapılabilir ama bugün itibariyle böyle bir şey söz konusu değil."
"PKK, DEVLETİN KENDİSİYLE MUHATAP OLMASINI İSTİYOR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir soru üzerine ise PKK terör örgütünün devlete şantaj yaparak, kendisiyle muhatap olunmasını istediğini söyledi.
Çelik, Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: "BDP milletvekillerinin sıklıkla 'bu kadar insan kaçırıldı, hükümet bir şey yapmıyor' söyleminin altıda bu var. Israrla devleti PKK ile muhattap etme çabaları var. Dün bir ajansta yapılan açıklamada, Aygün'ün bırakılacağı ama gerekli yasal işlemlerin devam ettiği açıklaması vardı. Bunun anlamı şudur, kendilerine göre sanal devlet oluşturmuşlar. Bu sanal devleti, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile muhattap etmeye çalışıyorlar ve BDP'de bunun olması için özel bir gayret gösteriyor. CHP'nin açıklamaları da malesef buna yöneliktir. Ne yapılmasını istiyor, bugün sayın Kılıçdaroğlu Başbakan olsaydı, CHP iktidar olsaydı, böyle bir şey olmazda farzımahal, ne yapacaklardı? Gidip Kandil ile pazarlık mı yapacaklardı, Abdullah Öcalan ile pazarlık mı yapacaklardı? PKK devlete şantaj yapıyor. BDP, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, deletini PKK'ya muhattap kılmaya çalışıyor, bir taraftan da ses getirici eylemlerle PKK propaganda yapıyor. Bir milletvekili kaçırıldığı zaman kulağımızı tıkamayacağız, ama bütün gündemimizi kesip buraya odaklandığmıız zamanda bence PKK hedefine ulaşmış olur." Bir gazetecinin "MKYK iki isim üzerinde mi değermelerini sürdürüyor Bu iki isim mi kesinleşti? Bilmediğimiz başka isimler de var mı bizi şaşırtacak?" sorusu üzerine Çelik, "Sizin duymanızı istediğimiz isimler olursa biz onları da daha sonra açıklarız ama şuanda gerçekten üzerinde görüştüğümüz konuştuğumuz isimler bu iki değerli arkadaşımızdır. MKYK üyesi arkadaşların uygun gördüğü, telaffuz ettikleri, olabilir, olmasını istedikleri arkadaşlar elbette vardır. Türkiye'de hakikaten siyasete kazandırmamız gereken şahsiyetler var" cevabını verdi. Çelik son olarak ise, gözleri ile sözleri aynı şeyi söyleyen herkese bugüne kadar gel dediklerini, bundan sonra da gel diyeceklerini ifade etti.
Kaynak: İHA
Konuşmasının başında bütün Müslümanların Kadir Gecesi'ni tebrik eden ve AK Parti'nin 11. kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatan Çelik, kuruluş yıl dönümüyle ilgili özel bir program düzenlemediklerini söyledi.
İftar programları düzenlendiğini ve buralarda partinin kuruluşuyla ilgili konuşmalar yapıldığını hatırlatan Çelik, "Bunun dışında özel başka bir program olmayacaktır" dedi.
"AK Parti büyük bir karamsarlık ve ümitsizliğin adeta ülkemizi kuşattığı bir dönemde kuruldu" diyen Hüseyin Çelik, geride kalan 10 yılın şanla, şerefle ve büyük başarılarla geçtiğini ifade etti.
"28 Şubat'ın gölgesinin en ağır şekilde hissedildiği bir dönemde AK Parti kuruldu" diyen Hüseyin Çelik, Başbakan Erdoğan'ın önünü kesebilmek için çok büyük senaryoların önlerine engel olarak konulduğunu kaydetti.
AK Parti'nin Türkiye'de siyasi konsepti değiştirdiğini savunan Hüseyin Çelik, "Biz kurulduğumuz günden itibaren dedik ki, devlet adına millet üzerinde siyaset yapmayacağız dedik" diye konuştu.
Hüseyin Çelik, terörle mücadelenin devam ettiğini ve hükümetin bu konudaki kararlılığının tam ve kesin olduğunu söyledi.
Çelik, halkın kendilerini eleştirme hakkı olduğunu söyleyerek, "Bütün nezih eleştirilere, vicdanlı eleştirelere sonuna kadar aklımızda vicdanımız da açıktır" dedi.
HÜSEYİN AYGÜN'ÜN KAÇIRILMASI
Hüsey Çelik, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasını da değerlendirdi. "Sayın Hüseyin Aygül'ün şahsına değir, TBMM'nin şahsı manevisine karşı yapılmış bir eylemdir. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bunu şiddetle kınadığımızı ifade ettik" diyen Çelik, "Bu konuda yapılması gereken devletin kurumları tarafından, ilgili birimleri tarafından yapılıyor, yapılmaktadır" ifadelerini kullandı. Bu konudaki üzüntülerini CHP ile paylaştıklarını ve bu manada CHP ile dayanışma içinde olduklarını ifade eden Çelik, buna rağmen CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun bugün Meclis'teki konuşmasında yine yakışıksız ifadeler kullandığını söyledi.
Daha kendilerinin yaptığı açıklamalarda kendilerine yönelik gelen bu tür yakışıksız ifadelere karşılık vermeyeceklerini açıkladıklarını söyleyen Çelik, "Tekrar söylüyorum Sayın Kılıçdaroğlu'nun bize yönelik kullandığı kelimeleri tekrar kullanarak o seviyesizliğe düşmeyeceğiz, ağzımızı o kelimelerle kirletmeyeceğiz" diye konuştu.
Muhalefeti daha nazik bir dil kullanmaya davet eden Hüseyin Çelik, ayrıca Kılıçdaroğlu'nun hükümeti Suriye'de kardeş kanı dökülmesine destek vermekle suçlamasını da eleştirdi.
Çelik, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarını eleştirerek şunları söyledi: "Zalimin dikdatörü, Müslümanı, gayri müslimi olmaz. Zalim her yerde zalimdir. Bir devlet başkanı eğer topuyla, tüfeğiyle demokratik hak talebinde bulunan kendi halkının üzerine acımasız bir şekilde mermiler, gülleler yağdırıyorsa, bizim insanlık vicdanı adına ona seyirci kalmamız, 'oh olsun, oh oldu' dememiz mümkün değil. Efendim, Suudi Arabistan'da da demokrasi yokmuş. Biz bütün dünyaya rejim ihraç eden, bütün dünyadaki ülkelerin yönetimini belirleyen bir konumda değiliz arkadaşlar, kusura bakmasın. Her ülkenin hükümranlık hakları vardır. Eğer Suudi Arabistan kralı veya bir başka ülkenin başındaki monarş kendi halkına kendi halkına Beşar Esed'in yaptığını yaparsa biz aynı tepkiyi ona da gösteririz. Tekrar söylüyorum, Türkiye'nin menfaatleri elbette önemlidir, komşuluk ilişkilerimiz... Ve bunu en iyi yapan Türkiye'dir. Hatırlayın, nükleer program meselesinde bütün dünya İran'ın üzerine gelirken biz ABD ve uluslararası camia ile ters düşme pahasına dedik ki, 'İsrail'in elinde varsa, Amerika'nın ve diğer ülkelerin elinde bir nükleer programı varsa, İran'ın elindeki nükleer programa aslında sizin kafayı takmanız, aslında adil değil. Doğru değil, bu ikincikli bir durumdur ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Türkiye bu manada bildiği doğruyu yapmıştır. Biz komşularımız için bunu yaparız. Beşar Esed'e bugüne kadar bütün krediler açıldı. Arap Baharı'yla birlikte Suriye'nin de karışacağını, bazı tedbirle alması gerektiğini, demokratikleşme yapması gerektiğini, kendi halkı, vatandaş bile olmayan, Suriye'deki Kürtlerin önemli bir kısmına kimlik kartı verilmemiştir, vatandaş bile değildir. Bütün bunları Türkiye Cumhuriye'nin Başbakanı, Suriye'den talep etmiştir, dost ve komşu olarak telkilerde bulunmuştur. Her seferinde Sayın Beşşar Esed, bizi ve dünya kamuoyunu oyalama yoluna gitmiştir. Bir bakıyorsunuz, sahibi CHP'li milletvekili olan bir gazetede 'Esed güçleri teröristleri Halep'ten söküp attı' diyor. Çok önemlidir, sahibi CHP'li bir milletvekili olan bir gazete. Esed'de aynı şeyi söylüyor, İran'da aynı şeyi söylüyor. Siz İran'da Maliki yönetimiyle, Hafız Esed yönetimiyle nasıl bir ağız birliği içerisinez girersiniz, Baascı rejimin buradaki temsilcileri CHP'li arkadaşlar siz misiniz? Bu Türkiye'nin duruşuna yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu'nun teklif ettiği şeyler var, sayın Kılıçdaroğlu sizin kendinizden haberiniz yok. Bunların hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nce yapılmıştır. Uluslararası camiada ne yapılması gerekiyorsa yapılmıştır, malesef Beşşar Esed, uluslararası camianın bütün telkinlerine kapıyı kapatmış ve silahı tercih etmiştir. Dolayısıyla Suudi Arabistan'da demokrasi mi var, niye oraya müdahale edilmiyor', biz bütün dünyanın jandarması falan değiliz. Uluslararası politikada, bir ülkenin yöneticisini beğenmeyin, mezhebini, dinini, tarzını beğenmeyin, armutun sapı, üzümün çöpü hesabı yapılmaz."
"REJİM İHRAÇ EDEN BİR ÜLKE DEĞİLİZ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine cevap verdiği konuşmasında, Türkiye'nin başka ülkelere rejim ihraç eden bir ülke olmadığını sölyedi. "İran'ın kendine has bir rejimi var, biz İran ile dost olmak istiyoruz. Biz İran'a rejim ihraç eden, ithal eden ülke değiliz" diyen Hüseyin Çelik, Suriye'de ise durumun farklı olduğunu söyledi.
Çelik, "Buradaki durum farklı, Bir devlet başkanı, bizim bitişiğimizdeki evini yakıyor, biz diyoruz ki 'bu yangın bizim evimize sıçrar.' 60 bin kişi bizim kapımıza dayandı, bunun 160 bin olmayacağını kimse garanti edemez. Bugün bunu yapan Türkiye, geçmişte Saddam Hüseyin'in zulmünden kaçan Kuzey Iraklı Kürtleri de bize yakışan misafirperverlikle ağırlamıştır, peşmergelere aynı şeyi yapmıştır. Bizim bu politikamızı anlamayanlar konuşup duruyorlar. Efendim, 'TBMM toplandı, TBMM yan gelip yatma yeri değildir' diyor sayın Kılıçdaroğlu. Meclis açıkken yasama dönemi devam ederken başta CHP olmak üzere, muhalefetin Meclis'i çalıştırmamak için nasıl akla hayala gelmeyen yöntemleri kullandığını biliyoruz. Kürsüyü işgal etmekte bunlara dahildir. Meclis açıkken siz Meclis'i çalıştırmama, sabote etmek için elinizden ne geliyorsa yapacaksınız, ama bir olay meydana gelecek bu olaydan sonra BDP diyecek ki 'Meclis hemen toplansın', siz de BDP'nin kuyrguna takılacaksınız. İktidarın da sizin kuyruğunuza takılmasını istiyoruzsunuz" dedi.
"SÖZLERİM SAĞA SOLA ÇEKİLDİ"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, bir kaç gün önce ifade ettiği ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran açıklamalarının başka yönlere çekildiğini söyledi.
Çelik, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "1984'ten beri Türkiye terör örgütüyle silahlı mücadele yapıyor. Ben geçen gün söyledim. Sağa sola çekildi, çarpıtıldı. Ben ona gerekli cevabı verdim. Dediğim şudur; Bugün PKK, bir şantiyeyi basar, yarın yol keser, öbür gün güvenlik güçlerimizden birini veya daha fazlasını şehit eder. Bir başka gün havaalanında çalışan işçileri kaçırır. Bundan dolayı, tüm medyamız bütün sayfalarını bu eylemlere çarşaf çarşaf açarsa, TBMM PKK'nın eylemlerine göre açılıp kapanırsa biz PKK'nın oluşturmak istediği psikolojik propagandanın peşine takılıp gitmişiz demektir. Türkiye'yi PKK'nın propagandasına ram olan bir ülke yapmayacaktır bu iktidar. Benim söylediğim budur. Biz şehitliğin ve gaziliğin ne anlama geldiğini biliriz. Bu meseyele adeta en önemli meselelerinden biri haline getiren bir başka iktidar mı var? Dolayısıyla şehit edebiyatı yaparakbir kaç ulusalçı hackerin peşine takılarak sanal medyada alka hayale gelmeyecek şeyleri yazıp bize hakaret edenlere, biz diyoruz ki siz kusura bakmayın, her seçimde yenilmiş olmanın, tezlerinizin halk tarafından karşılık bulmamasının verdiği bir aşağılık kompleksi içindesiniz. Hüseyin Çelik, bir şey dedi.
Oradan bir kelimeyi cımbızlayıp oradan veryansın edeceksiniz. Biz ne dediğini bilen insanlarız. Kelimelerin altındaki manayı bilen insanlarız. Ben gönül yarası olan, oğul evlat yarası olan şehit ailelerini incitecek onları en ufak şekilde rahatsız edecek bir şey söylersem bin kere toplum içinde onlardan özür dilerim. Şehitlerimizi kimse günlük siyasi emellerine alet etmesin. Biz terör örgütünün, terör örgütünün uzantılarının ve onlara eklemlenmiş CHP'nin oluşturduğu bir gündemle Türkiye'yi yönetmeyeceğiz. Tek şehidimizin hayatını kurtaracağını bilsek 365 gün 24 saat o Meclis'te nöbet bekleriz." "
'HAS PARTİ + AK PARTİ = YENİ PARTİ' DİYE BİRŞEY YOK"
Hüseyin Çelik, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Bir gazetecinin HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu'nun AK Parti'ye katılımlarıyla ilgili sorusu üzerine, "HAS Parti + AK Parti = yeni bir parti diye birşey yok'' cevabını verdi. Hüseyin Çelik, Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye gelmesiyle eş başkanlık sisteminin olmayacağını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bizde bir eş başkanlık sistemi falan yoktur. Ankara'daki HAS Parti'nin değerli il başkanı bizim il başkanımızın yanına bir sandalye atılacak, orada oturacak böyle birşey söz konusu değil, ama HAS Parti'nin tabanı aslında netice itibariyle AK Parti'nin tabbanıya üç aşağı, beş yukarı aynı hassasiyetleri olan insanlardır. Önümüzde büyük kongre var, Numan Bey ve birlikte gelecek bazı arkadaşlar büyük kongrede değerlendirilebilir. Bu konuda bir pazarlık söz konusu değli, tahahüt söz konusu değil, tamamen gönüllü bir bütünleşmeden söz ediyoruz. 2013 sonbaharında yapılırsa, muhalefet bunu kabul ederse mahalli seçimleri öne alacağız, burada yine HAS Parti'den gelen bazı arkadaşlarımız partimizin çatısı altında belediye başkanlıklarına, belediye meclis, il meclis üyeliklerine aday olabilirler, ama bu konuda şu kadar kişi, şu kadar kontenjan böyle birşey asla söz konusu değil, böyle bir pazarlık, hesap kitap içine asla girilmemiştir. Onun dışında da yine önümüzde 2015 milletvekilli seçimi var, bu esnada da bu tekrar arkadaşlarımız değerlendirilebilir, ama HAS Parti'den şu kadar kişiyi MKYK'ya girecek, buyük kongrede şu kadar kişi dahil olacak, şu kadar belediye başkanlığı adaylığı verilecek şeklinde birşey konuşulmamıştır, bunun pazarlığı olmamıştır. Sadece HAS Parti kendi içerisinde değerlendirmesini yapmıştır, AK Parti'de tabanıyla beraber, tabanın iradesi kimsenin cebinde değil, AK Parti ile birleşme kararı almıştır. Sayın Soylu şu anda bir partinin genel başkanı, üyesi değil. O bizim de sevdiğimiz bir arkadaşımız. O da AK Parti'ye katılacaktır. İşin özeti budur."
HATAY MİLLETVEKİLİ'NİN DURUMU
Gazetecilerin, Hatay'da meydana gelen ve polislerin sıraya dizildiği olayla ilgili sorumlu tutulan AK Parti Milletvekili Bayram Türkoğlu'nun durumunu sorması üzerine Çelik şunları ifade etti: "Hatay milletvekiliyle ilgili, adli ve idari inceleme ve soruşturmaların sonunda bir disiplin kurulan sevk edilip edilmeyeceği, disiplin işleminin gerekli olup olmadığı daha önceki MKYK'den sonra açıklanmıştı. Şu anda adli soruşturma devam ediyor, mülkiye müfettişleri çalışmalarını sürdürüyor, onların raporlarına göre karar vereeceğiz. henüz elimizde sonuçlar yok, milletvekilimiin bir eksiği, ihmali kusuru olursa o zaman böyle bir işlem yapılabilir ama bugün itibariyle böyle bir şey söz konusu değil."
"PKK, DEVLETİN KENDİSİYLE MUHATAP OLMASINI İSTİYOR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bir soru üzerine ise PKK terör örgütünün devlete şantaj yaparak, kendisiyle muhatap olunmasını istediğini söyledi.
Çelik, Hüseyin Aygün'ün kaçırılmasıyla ilgili olarak da şunları söyledi: "BDP milletvekillerinin sıklıkla 'bu kadar insan kaçırıldı, hükümet bir şey yapmıyor' söyleminin altıda bu var. Israrla devleti PKK ile muhattap etme çabaları var. Dün bir ajansta yapılan açıklamada, Aygün'ün bırakılacağı ama gerekli yasal işlemlerin devam ettiği açıklaması vardı. Bunun anlamı şudur, kendilerine göre sanal devlet oluşturmuşlar. Bu sanal devleti, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile muhattap etmeye çalışıyorlar ve BDP'de bunun olması için özel bir gayret gösteriyor. CHP'nin açıklamaları da malesef buna yöneliktir. Ne yapılmasını istiyor, bugün sayın Kılıçdaroğlu Başbakan olsaydı, CHP iktidar olsaydı, böyle bir şey olmazda farzımahal, ne yapacaklardı? Gidip Kandil ile pazarlık mı yapacaklardı, Abdullah Öcalan ile pazarlık mı yapacaklardı? PKK devlete şantaj yapıyor. BDP, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, deletini PKK'ya muhattap kılmaya çalışıyor, bir taraftan da ses getirici eylemlerle PKK propaganda yapıyor. Bir milletvekili kaçırıldığı zaman kulağımızı tıkamayacağız, ama bütün gündemimizi kesip buraya odaklandığmıız zamanda bence PKK hedefine ulaşmış olur." Bir gazetecinin "MKYK iki isim üzerinde mi değermelerini sürdürüyor Bu iki isim mi kesinleşti? Bilmediğimiz başka isimler de var mı bizi şaşırtacak?" sorusu üzerine Çelik, "Sizin duymanızı istediğimiz isimler olursa biz onları da daha sonra açıklarız ama şuanda gerçekten üzerinde görüştüğümüz konuştuğumuz isimler bu iki değerli arkadaşımızdır. MKYK üyesi arkadaşların uygun gördüğü, telaffuz ettikleri, olabilir, olmasını istedikleri arkadaşlar elbette vardır. Türkiye'de hakikaten siyasete kazandırmamız gereken şahsiyetler var" cevabını verdi. Çelik son olarak ise, gözleri ile sözleri aynı şeyi söyleyen herkese bugüne kadar gel dediklerini, bundan sonra da gel diyeceklerini ifade etti.