Kadınlar ‘cinsiyet’ Erkekler ‘işsizlik’ Baskısı Altında
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan ‘Yaşam Memnuniyeti Araştırması’ sonuçlarına göre; Türkiye’de kadınlar cinsiyetleri nedeniyle toplumsal baskı gördüğünü belirtirken, erkekler ise işsiz olduğu için kendisini baskı altında hissediyor.
Kırsalda insanlar birbirini dini inancına göre değerlendirirken, kentlerde daha çok bireylerin aile yaşamına bakılıyor.
Türkiye’de yaşam memnuniyetinin genel olarak irdelendiği sorunların yanında temel kamusal hizmetlerden memnuniyet düzeyinin de ölçüldüğü araştırmada; ‘Hanehalkı Yaşam Koşulları’, ‘Bireysel Mutluluk ve Memnuniyet’, ‘Kamu Hizmetlerinden Memnuniyet’, ‘Beklenti, Kişisel Gelişim ve Umut’, ‘Değerler’ ile ‘Avrupa Birliği’ne (AB) Bakış’ konu başlığı altında bilgilere de yer verildi.
Araştırmaya göre; bireylerin yüzde 51.8’i çevrelerindeki diğer kilerin kendileri için en önemli özelliğinin aile yaşam biçimleri olduğunu belirtirken, buna karşılık en az önem ev eşyası veya kişisel eşyalara verildiği ortaya çıktı. Değer verilen özellikler arasında kent ve kırda farklılık gösterirken, kentte önem verilen özelliklerin ilk üçü; aile yaşamı, arkadaş çevresi ve çocukları başarısı iken, kırda bu sıralama; dini inanç, çocukların başarısı ve aile yaşam biçimi şeklinde değişiyor.
BİREYLER SİYASİ DÜŞÜNCEDEN ÇOK BİRBİRİNİN DİNİ İNANCINA BAKIYOR
Araştırma çarpıcı sonuçlara da yer verildi.
Türkiye genelinde araştırmaya katılanların yüzde 67.6’sı siyasi inancın önemli olmadığı görüşünü dile getirirken, bu oran kentte yüzde 66.7’ye gerilirken, kırsalda ise yüzde 69.5’e yükseliyor. Türkiye genelinde dini inanca verilen önem; aile yaşam biçimleri ve arkadaş çevresinden sonra yüzde 49.1 ile üçüncü sırada yer alıyor. Dini inanca önem verme kentte yüzde 46.2’lik bir orana gerilerken, bu bakış açısı kırsalda büyük önem taşıyor. Kırsal kesimde yaşayanların yüzde 55.5’i, çevrelerindeki diğer kişilerde önem verdikleri en önemli konu olarak dini inancı gösteriyor. Bireyler, çevredeki diğer kişilerin kendi çocuklarının başarılarına ilişkin düşüncelerine önem verirken, yüzde 42.7’si aile yaşam biçimlerine ilişkin düşüncelere önem verdiğini belirtti.
Kentte önem verilen konuların başında çocukları başarısı gelirken, kırsalda ise dini inanç ilk sırayı aldı.
ERKEKLER İŞSİZLİK, KADINLARSA CİNSİYETİ NEDENİYLE BASKI GÖRÜYOR
‘Toplumsal Baskı Algısı’ konusunun da işlendiği araştırmada; bireylerin yüzde 7.2’si cinsiyetlerinden dolayı bazen, sıklıkla veya her zaman toplumsal baskı hissettiklerini ifade ederken, toplumsal baskı cinsiyetler arasında da farklılık gösteriyor. Erkekler en fazla işsiz olması nedeniyle toplumdan baskı görürken, kadınlar ise cinsiyetlerinden dolayı toplumsal baskı gördüğünü belirtiyor. Erkeklerin yüzde 5.3’ü siyasi görüşlerinden dolayı baskı gördüğünü ifade ederken, kadınlarda bu oran ise yüzde 4.4 olarak öne çıkıyor. Kadınların en fazla toplumsal baskı gördüğü bir diğer konu ise; işsizlik. Söz konusu kadınların yüzde 7.1’i bu baskıyı kabul ederken, yüzde 4.9’u da gelenek ve görenekler nedeniyle kendisini toplumsal baskı altında hissediyor. Kılık kıyafetinden dolayı toplumsal baskı altında olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 4.8 olarak öne çıkarken, aynı kadınların yüzde 3.6’sı da medeni durumlarından dolayı baskı altında tutulduğu görüşünü savundu. Erkeklerin yüzde 3.9’u memleketlerinden dolayı, yüzde 3.1’i medeni durumundan dolayı, yüzde 2.5’i de dini inancından dolayı toplumsal bir baskı hissettiğini vurguluyor .
Kaynak: İHA
Türkiye’de yaşam memnuniyetinin genel olarak irdelendiği sorunların yanında temel kamusal hizmetlerden memnuniyet düzeyinin de ölçüldüğü araştırmada; ‘Hanehalkı Yaşam Koşulları’, ‘Bireysel Mutluluk ve Memnuniyet’, ‘Kamu Hizmetlerinden Memnuniyet’, ‘Beklenti, Kişisel Gelişim ve Umut’, ‘Değerler’ ile ‘Avrupa Birliği’ne (AB) Bakış’ konu başlığı altında bilgilere de yer verildi.
Araştırmaya göre; bireylerin yüzde 51.8’i çevrelerindeki diğer kilerin kendileri için en önemli özelliğinin aile yaşam biçimleri olduğunu belirtirken, buna karşılık en az önem ev eşyası veya kişisel eşyalara verildiği ortaya çıktı. Değer verilen özellikler arasında kent ve kırda farklılık gösterirken, kentte önem verilen özelliklerin ilk üçü; aile yaşamı, arkadaş çevresi ve çocukları başarısı iken, kırda bu sıralama; dini inanç, çocukların başarısı ve aile yaşam biçimi şeklinde değişiyor.
BİREYLER SİYASİ DÜŞÜNCEDEN ÇOK BİRBİRİNİN DİNİ İNANCINA BAKIYOR
Araştırma çarpıcı sonuçlara da yer verildi.
Türkiye genelinde araştırmaya katılanların yüzde 67.6’sı siyasi inancın önemli olmadığı görüşünü dile getirirken, bu oran kentte yüzde 66.7’ye gerilirken, kırsalda ise yüzde 69.5’e yükseliyor. Türkiye genelinde dini inanca verilen önem; aile yaşam biçimleri ve arkadaş çevresinden sonra yüzde 49.1 ile üçüncü sırada yer alıyor. Dini inanca önem verme kentte yüzde 46.2’lik bir orana gerilerken, bu bakış açısı kırsalda büyük önem taşıyor. Kırsal kesimde yaşayanların yüzde 55.5’i, çevrelerindeki diğer kişilerde önem verdikleri en önemli konu olarak dini inancı gösteriyor. Bireyler, çevredeki diğer kişilerin kendi çocuklarının başarılarına ilişkin düşüncelerine önem verirken, yüzde 42.7’si aile yaşam biçimlerine ilişkin düşüncelere önem verdiğini belirtti.
Kentte önem verilen konuların başında çocukları başarısı gelirken, kırsalda ise dini inanç ilk sırayı aldı.
ERKEKLER İŞSİZLİK, KADINLARSA CİNSİYETİ NEDENİYLE BASKI GÖRÜYOR
‘Toplumsal Baskı Algısı’ konusunun da işlendiği araştırmada; bireylerin yüzde 7.2’si cinsiyetlerinden dolayı bazen, sıklıkla veya her zaman toplumsal baskı hissettiklerini ifade ederken, toplumsal baskı cinsiyetler arasında da farklılık gösteriyor. Erkekler en fazla işsiz olması nedeniyle toplumdan baskı görürken, kadınlar ise cinsiyetlerinden dolayı toplumsal baskı gördüğünü belirtiyor. Erkeklerin yüzde 5.3’ü siyasi görüşlerinden dolayı baskı gördüğünü ifade ederken, kadınlarda bu oran ise yüzde 4.4 olarak öne çıkıyor. Kadınların en fazla toplumsal baskı gördüğü bir diğer konu ise; işsizlik. Söz konusu kadınların yüzde 7.1’i bu baskıyı kabul ederken, yüzde 4.9’u da gelenek ve görenekler nedeniyle kendisini toplumsal baskı altında hissediyor. Kılık kıyafetinden dolayı toplumsal baskı altında olduğunu düşünen kadınların oranı yüzde 4.8 olarak öne çıkarken, aynı kadınların yüzde 3.6’sı da medeni durumlarından dolayı baskı altında tutulduğu görüşünü savundu. Erkeklerin yüzde 3.9’u memleketlerinden dolayı, yüzde 3.1’i medeni durumundan dolayı, yüzde 2.5’i de dini inancından dolayı toplumsal bir baskı hissettiğini vurguluyor .