Bakan Şahin, Strazburg'da ‘kadının Toplumdaki Rolü’ Konulu Panelde Konuştu

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Dünya Sağlık Örgütü, sezaryenin yüzde 20'nin üzerine çıkmaması gerektiği yönünde bir eşik nokta koymuş” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 69. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu’nda düzenlenen “Kadının Toplumdaki Rolü” konulu panelde sezaryen, kürtaj ve 4+4+4 eğitim sistemi hakkında parlamenterlerin sorularını yanıtladı.

"4+4+4 KONUSUNDA ÇOK ÖNEMLİ BİR ANAHTAR VAR O DA ZORUNLU EĞİTİM"

4+4+4 eğitim sisteminde ilk 4 yıldan sonra kız çocuklarının okuldan alınması konusunda endişelerin dile getirildiği toplantıda Şahin, “Eğitim olsun başka konular olsun ki, bunu kürtajda da yaşıyoruz; aslında bizim en büyük sorunumuz biraz iç politikadan kaynaklı doğru dürüst tartışamıyor olmamız. Eğitimi eğitimcilerin, sağlığı sağlıkçıların tartıştığı ve bilgiyi topluma net verdiğimiz bir ortamdan ziyade daha çok ciddi bir bilgi kirliliği oluşuyor ve toplumun da kafası karışıyor. Aslında 4+4+4 konusunda çok önemli bir anahtar var o da zorunlu eğitim. Yani biz temel eğitimi 8'den 12'ye çıkarıyoruz ancak tümünü zorunlu kıllıyoruz. İlk 4 yıldan sonra olabilecekler konusunda endişeler var. Bu haklı bir endişe. Bunu beraber takip edeceğiz. Örgün eğitim içersinde kalması için gereken şeyleri yapacağız. Eğer öğrencinin özel bir durumu varsa, bir engeli varsa, aşırı zekalıysa vs. belki üçüncü dördün içerisinde yine zorunlu olmak kaydıyla evde eğitimi getirebiliriz. Yapmamız gereken bunu takip etmemiz gerekliliğidir” dedi.

"DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ, SEZARYENİN YÜZDE 20'NİN ÜZERİNE ÇIKMAMASI GEREKTİĞİ YÖNÜNDE BİR EŞİK NOKTA KOYMUŞ"

Sezeryan konusu hakkında ise Bakan Şahin, “BM Dünya Nüfus Kalkınma Fonu'nda 400 parlamenter İstanbul'a geldi ve toplantı yapıldı. Toplantıda konu anne ölümü çocuk ölümü ve burada dünya ile Türkiye'nin durumu. Gelen raporda iki önemli çalışma vardı. Sezaryen oranında Türkiye'de iki kadından birinin bunu tercih ettiği. AB standartları diyoruz ve buraya bakınca oran yüzde 15-20. Dünya Sağlık Örgütü de yüzde 20'nin üzerine çıkmaması gerektiği yönünde bir eşik nokta koymuş. Sayın Başbakanımızın rakamı görünce sezeryanın doğal bir yöntem olmadığı sadece zorunluluk halinde sezeryan gerekiyorsa tabi ki olacak ama sanki bunu doktor eliyle bir avantaja dönüştürmek bir cazibeye dönüştürmek olduğu zaman ailenin kararının sezaryene döndüğünü görünce bunu bir kampanyaya dönüştürdü Başbakan. Sezaryenin sonraları kadının vücudu ve sağlığı üzerinde oluşturduğu zararların anlatıldığı 'sigarayla mücadeledeki’ gibi bir kampanyaya dönüştürüp burada anne sağlığı ile ilgili olabilecek dezavantajları yayınlayacağımız bir sürecin gerektiğini yüksek bir dille ifade etti” dedi.

"KÜRTAJIN ONCA SEBEBİNE TEK TİP, TEPEDEN İNMECİ 'YASAKLIYORUM' DİYE BİR BAKIŞ OLABİLİR Mİ?"

Kürtaj konusunda ise Bakan Şahin, “Bu da belki ileri demokrasiye gitme aşaması ve belki olgunlaşma süreci. Bunlardan hiç korkmamak gerekiyor çünkü hakikat fikirlerin çatışması ile oluşacak. Bunu Başbakan söylemeyip, DSÖ Başkanı söylemiş olsaydı bu kadar gündemde olmayacaktı. İstenmeyen gebelik oranını düşürmek dünya sağlık örgütünün de en büyük kampanyasının içerisinde. Ya kendiyle ilgili bedeniyle ilgili ruh sağlığı ile ilgili bir sorunu vardır ya çevre faktörü o çocuğu doğurmaya müsait değildir. Ya tecavüz vardır, ensest vardır. Şimdi bu kadar değişkeni olan bir noktada tek tip, indirmeci, tepeden bakışla ben bunların hepsini yasaklıyorum diye bir bakış olabilir mi? Eğer biri örneğin ekonomik sebeplerden dolayı çocuk istemiyorsa 'bana yardım edin, hayatımı kolaylaştırın ben de bu çocuğu doğurayım' diyen bir bakış varsa biz burada modellerimizi çalıştırıyoruz. Alternatifleri koyuyoruz” dedi.

Tecavüz sonucu olan çocuğun doğup doğmaması tartışması kadar tecavüzcünün alacağı cezanın da en ileri düzeyde olmasının çok önemli olduğuna değinen Şahin bu tartışmaların Amerikan seçim kampanyalarında yapıldığında ileri demokrasi olarak nitelendirildiğini ancak Türkiye'de olduğunda böyle bakılmadığını ileri sürdü. Eğitimde talim ve terbiye kurulunun yeni müfredata yeni erkek tipiyle ilgili algıları değiştirecek ve gelenekselleşmiş bakış açısını dönüştürecek şeyler konulacağını açıklayan Bakan Şahin artık gazete okuyan değil eşiyle mutfakta olan, elinde ütü olan erkek fotoğrafları görüleceğini kaydetti.

Kürtaj konusunda Şahin’e soru yönelten CHP’li Aylin Nazlıkara'nın "Siz kendinizi kadın bir bakan olarak başbakanın zihin haritasını değiştirebilecek güçte buluyor musunuz? Eğer böyle hissetmiyorsanız bu koltukta otururken acaba burayı gereksiz yere işgal ediyorum duygusuna sahip oluyor musunuz? Ben sizin bir hemcinsim olarak sizinle empati kurmaya çalışıyorum ve gerçekten sizin adınıza zaman zaman kendinizi çok çaresiz hissettiğinizi düşünerek üzülüyorum" demesi üzerine Bakan Şahin “Yine niyet okuyorsunuz Aylin Hanım” diyerek araya girdi.

Bu arada KPK Eşbaşkanı Helene Fleutre kürtajın doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmasının önüne geçmek için ilginç bir öneride bulunarak şunları söyledi: “Siz de o zaman gerçek doğum kontrol yöntemlerini topluma, tabana ve gençlere daha iyi ve yeterli anlatın. Onların bu yöntemlere ulaşmasını erişmesini sağlayın. Örneğin liselerde doğum kontrol veya ertesi gün hapı dağıtın. "
Kaynak: İHA