Bakan Şimşek ve Bakan Çağlayan Mersin’de
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kayıt dışılığın terör kadar tehlikeli olduğunu belirterek, “Çünkü 75 milyon kişiden bir şeyi alıkoymak, 75 milyonun hakkına riayet etmemek, bir anlamda hırsızlık yapmak demektir ve bunun da vebali çok ağırdır” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından düzenlenen "Mersin 2011 Yılı Vergi Rekortmenleri ve Başarılı İhracatçıları Ödül Töreni"ne katılmak üzere Mersin’e geldi. Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) toplantı salonunda düzenlenen törene Bakan Şimşek’ten önce gelen Bakan Çağlayan, Şimşek’i AKİB’in önünde karşıladı. Törene, Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Mersin milletvekilleri Nebi Bozkurt ile Ahmet Tevfik Uzun, CHP Milletvekili Vahap Seçer ve MHP Milletvekili Ali Öz’ün yanı sıra Mersin Vergi Dairesi Başkanı Serdar Aksoy, MTSO Başkanı Şerafettin Aşut, oda başkanları ve çok sayıda iş adamı katıldı.
Törende Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer, Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, MTSO Başkanı Aşut ve Mersin Valisi Güzeloğlu’nun ardından konuşan Maliye Bakanı Şimşek, ESOB Başkanı Dinçer’in dile getirdiği sıkıntılara değindi. TBMM’nin yakın bir tarihte Maliye Bakanlığı'nın bir tasarısını kabul ettiğini, bu sayede çok önemli adımlar atıldığını ifade eden Şimşek, daha önce gerçek usule tabi mükelleflerin basit usule geçemediklerini anımsatarak, yapılan düzenleme ile bunun kaldırıldığını kaydetti.
Türkiye'deki vergiyi sadece küçük esnafın ödemediğine işaret eden Şimşek, Türkiye'deki en büyük bin firmanın toplam vergilerin yüzde 45'ini ödediğini söyledi.
Esnafın aylık ortalama 28 lira civarında vergi ödediğini dile getiren Şimşek, “Vergi ödeyen herkese müteşekkiriz. Bu ülkede sermayesini istihdam yaratmak üzere tahsis eden, risk alan herkesin başımızın üstünde yeri var" diye konuştu.
“KAYIT DIŞILIK HIRSIZLIK YAPMAKTIR” Konuşmasında kayıt dışılık üzerinde de duran Şimşek, kayıt dışılığın iki önemli boyutu olduğuna dikkat çekti. Kayıt dışılığın büyük bir haksız rekabete yol açtığını, ölçeğin küçük kaldığını ve uluslararası rekabette zorlanıldığını, arzulanan inovasyonu getirmediğini vurgulayan Şimşek, 1,2 milyon konut sahibi mükellefe mektup gönderdiklerini, bu sayede 340 bin civarında ilave mükellef kazandıklarını anlattı. “Vergi, 75 milyonun hakkı demektir” diyen Şimşek, vergi yeterince alınmadığı zaman 75 milyona da arzulanan hizmetin sunulamadığını veya ülkenin borçlanmak zorunda kaldığını ve gelecek nesillere büyük bir yük olarak ortaya çıktığını aktardı. Şimşek, “İdeal olan kamunun bütün harcamalarının sağlıklı vergi gelirleriyle finanse edilmesidir. Aslında kayıt dışı kalındığı zaman şirketler kendilerine zarar veriyorlar. Bankalar onlara güven duymuyor ve ilave teminat istiyor ve kredi alamıyorlar, ölçek büyütemiyorlar, rekabette zorlanıyorlar. Bu, kendilerine verdikleri zarar” ifadelerini kullandı. “KAYIT DIŞILIK TERÖR KADAR TEHLİKELİ” Kayıt dışılığın bir diğer boyutunun da 75 milyonu doğrudan ilgilendirdiğine vurgu yapan Şimşek, şunları söyledi: “Takdir edersiniz ki, kayıt dışılık terör kadar tehlikeli bir şeydir. Çünkü 75 milyon kişiden bir şeyi alıkoymak, 75 milyonun hakkına riayet etmemek, bir anlamda hırsızlık yapmak demektir ve bunun da vebali çok ağırdır. Alternatifi, bu salonu dolduran çok değerli mükellefler gibi bu ülkenin dört bir yanında yapılan her güzel hizmette sevabı olması, katkısı olması demek. Çünkü sizlerin sayesinde bunlar yapılıyor, sizler vergi verdiğiniz zaman bu ülke arzulanan performansı yakalıyor.” Kayıt dışılığın hiçbir yerde sıfır olmadığının da altını çizen Şimşek, amaçlarının bunu mümkün olduğunca minimize etmek olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nde ortalama kayıt dışılık oranı yüzde 19-20 civarında. Çok düşük veya daha yüksek olan ülkeler var tabii. Bizim ülkemiz maalesef yüksekler arasında ve yüzde 27’ler civarında. Bizim arzumuz bunu çok daha aşağılara, öncelikle AB ortalamalarına çekmektir. Bunun için de yoğun bir çaba içerisindeyiz. Kendimizi sürekli iyileştirmemiz, reform yapmamız lazım. Bir yandan mükelleflerimizin hakkını, hukukunu gözetmemiz lazım. Bizim mükelleflere saygıyla ve şükranla yaklaşmamız lazım. Çünkü onlar bu riski almazlarsa, vergiye konu ekonomik faaliyet olmaz. Mükellef bizim için hakikaten çok önemli. Özellikle son 2-3 yıldır yasal anlamda mükellefimizin hayatını kolalaştırmaya yönelik çok önemli adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz." Türkiye’deki vergi yükünün iddia edildiği gibi yüksek olmadığını savunan Şimşek, OECD ülkeleri ile Türkiye’deki vergi oranları rakamlarını karşılaştırdı. Grafikler üzerinde bir sunum yapan Bakan Şimşek, cumhuriyet tarihinin en büyük vergi indirimine gittiklerini kaydederek, “Biz, girişimcimiz üretim, yatırım ve istihdam yapsın diye vergi gelirinden vazgeçiyoruz. 2009 yılından bu yana bir kuruş vergi artırımı yapmamışız. İstihdam üzerindeki vergi yükünü indirebilirsek indirmemiz lazım. Çünkü bu rekabeti ve istihdamı artırır, kayıt dışını azaltır. Vergi sistemi statik değil. Biz sürekli iyileştirmeye çalıştık, iyileştirmeye de devam edeceğiz. Daha şeffaf ve hesap verebilir hale gelmek istiyoruz. Bir kanun hazırlığı içerisindeyiz. Vatandaş, devletin parasının nereye gittiğini en ince detayına kadar öğrenip, görebilecek. Bunu bizden kimse istemedi. Ama yapmalıyız. Vatandaş, paranın nereye harcandığını görmeli” şeklinde konuştu.
Bakan Şimşek’in ardından kürsüye gelen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise, bugün bir başarıdan söz ediliyorsa bu başarının özel sektöre ait olduğunu söyledi.
Vergi yükünü azaltmaya yönelik bir gayret içinde olduklarını vurgulayan Çağlayan, AB ülkelerinin, AB’nin anayasası anlamına gelen Maastricht Kriterleri’ndeki rakamları tutturmaktan uzaklaştığı bir ortamda Türkiye’nin adeta bir başarı hikayesi yazdığını kaydetti.
“EDEPSİZLİK YAPMAYIN” AB ülkelerinin Türk işadamlarına uyguladığı vizeye çok sert tepki gösteren Bakan Çağlayan, vize konusunda çok yoğun gayret sarf ettiklerini dile getirerek, şunları söyledi: “Benim 5 yıldır diplomatik pasaporta sahip olmam, özellikle ikiyüzlü AB’nin vize konusunda benim işadamıma, girişimcime vermiş olduğu eziyeti asla bize unutturamaz. Bu konuda çok yoğun çalışmalar yapıyoruz ama bir türlü masada elini uzatmayan bu ikiyüzlü AB’dir. Türkiye 17 yıldır Gümrük Birliği yaptığınız Türk girişimcisine vize engeli koyuyorsunuz. Vize engeli insan haklarına aykırıdır, ticarete teknik engeldir ve haksız rekabet unsurudur. Kısa bir süre önce gazetelerimizde flaş bir haber gördüm çok rahatsız oldum. Diyor ki zat-ı şahaneleri, eski Türkiye zannederek, ‘Biz Türkiye’nin vize isteğini çok haklı görüyoruz. Onun için karar verdik, biz Türkiye’den ülkemize gelecek olanlara vize kolaylığı getireceğiz.’ Ben de dedim ki, ‘al vize kolaylığını başına çal’. Biz sizden vize kolaylığı istemiyoruz, biz size diyoruz ki, çifte standart yapmayın, edepsizlik yapmayın. Türk girişimcisini, işadamını, vatandaşını AB’ye gelmiş olduğu seyahatlerde, nasıl AB ülkeleri elini kolunu sallayarak bizim ülkemize giriyorsa siz de aynısını yapın. AB bu konuda her türlü engeli Türkiye’ye uygulamaya devam ediyor.” Türkiye’nin 2023 yılında kişi başına milli gelirini 25 dolara çıkaracağını söyleyen Çağlayan, “AB, o zaman gelip yalvaracak bize üye olun diye. O zaman ona biz karar vereceğiz, düşünürüz diyeceğiz” dedi.
Kayıt dışılığa da değinen Bakan Çağlayan, kayıt dışı ekonomi devlete bir zarar veriyorsa aynı sektörde iş yapan özel sektöre en az 5 zarar verdiğini söyledi.
Çağlayan, işadamlarından, esnaftan, etraflarında kayıt dışı çalışanlar varsa onları Maliye’ye şikayet etmelerini de isteyerek, “Otokontrolünüzü geliştirin. Her şeyi devletten beklemeyin” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Bakan Şimşek ve Bakan Çağlayan, Mersin’de 2011 yılında kurumlar ve gelir vergisinde vergi rekortmeni olan ilk 10 kişi ile başarılı ihracatçılara ödüllerini verdi .
Kaynak: İHA
Törende Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Talat Dinçer, Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, MTSO Başkanı Aşut ve Mersin Valisi Güzeloğlu’nun ardından konuşan Maliye Bakanı Şimşek, ESOB Başkanı Dinçer’in dile getirdiği sıkıntılara değindi. TBMM’nin yakın bir tarihte Maliye Bakanlığı'nın bir tasarısını kabul ettiğini, bu sayede çok önemli adımlar atıldığını ifade eden Şimşek, daha önce gerçek usule tabi mükelleflerin basit usule geçemediklerini anımsatarak, yapılan düzenleme ile bunun kaldırıldığını kaydetti.
Türkiye'deki vergiyi sadece küçük esnafın ödemediğine işaret eden Şimşek, Türkiye'deki en büyük bin firmanın toplam vergilerin yüzde 45'ini ödediğini söyledi.
Esnafın aylık ortalama 28 lira civarında vergi ödediğini dile getiren Şimşek, “Vergi ödeyen herkese müteşekkiriz. Bu ülkede sermayesini istihdam yaratmak üzere tahsis eden, risk alan herkesin başımızın üstünde yeri var" diye konuştu.
“KAYIT DIŞILIK HIRSIZLIK YAPMAKTIR” Konuşmasında kayıt dışılık üzerinde de duran Şimşek, kayıt dışılığın iki önemli boyutu olduğuna dikkat çekti. Kayıt dışılığın büyük bir haksız rekabete yol açtığını, ölçeğin küçük kaldığını ve uluslararası rekabette zorlanıldığını, arzulanan inovasyonu getirmediğini vurgulayan Şimşek, 1,2 milyon konut sahibi mükellefe mektup gönderdiklerini, bu sayede 340 bin civarında ilave mükellef kazandıklarını anlattı. “Vergi, 75 milyonun hakkı demektir” diyen Şimşek, vergi yeterince alınmadığı zaman 75 milyona da arzulanan hizmetin sunulamadığını veya ülkenin borçlanmak zorunda kaldığını ve gelecek nesillere büyük bir yük olarak ortaya çıktığını aktardı. Şimşek, “İdeal olan kamunun bütün harcamalarının sağlıklı vergi gelirleriyle finanse edilmesidir. Aslında kayıt dışı kalındığı zaman şirketler kendilerine zarar veriyorlar. Bankalar onlara güven duymuyor ve ilave teminat istiyor ve kredi alamıyorlar, ölçek büyütemiyorlar, rekabette zorlanıyorlar. Bu, kendilerine verdikleri zarar” ifadelerini kullandı. “KAYIT DIŞILIK TERÖR KADAR TEHLİKELİ” Kayıt dışılığın bir diğer boyutunun da 75 milyonu doğrudan ilgilendirdiğine vurgu yapan Şimşek, şunları söyledi: “Takdir edersiniz ki, kayıt dışılık terör kadar tehlikeli bir şeydir. Çünkü 75 milyon kişiden bir şeyi alıkoymak, 75 milyonun hakkına riayet etmemek, bir anlamda hırsızlık yapmak demektir ve bunun da vebali çok ağırdır. Alternatifi, bu salonu dolduran çok değerli mükellefler gibi bu ülkenin dört bir yanında yapılan her güzel hizmette sevabı olması, katkısı olması demek. Çünkü sizlerin sayesinde bunlar yapılıyor, sizler vergi verdiğiniz zaman bu ülke arzulanan performansı yakalıyor.” Kayıt dışılığın hiçbir yerde sıfır olmadığının da altını çizen Şimşek, amaçlarının bunu mümkün olduğunca minimize etmek olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Avrupa Birliği’nde ortalama kayıt dışılık oranı yüzde 19-20 civarında. Çok düşük veya daha yüksek olan ülkeler var tabii. Bizim ülkemiz maalesef yüksekler arasında ve yüzde 27’ler civarında. Bizim arzumuz bunu çok daha aşağılara, öncelikle AB ortalamalarına çekmektir. Bunun için de yoğun bir çaba içerisindeyiz. Kendimizi sürekli iyileştirmemiz, reform yapmamız lazım. Bir yandan mükelleflerimizin hakkını, hukukunu gözetmemiz lazım. Bizim mükelleflere saygıyla ve şükranla yaklaşmamız lazım. Çünkü onlar bu riski almazlarsa, vergiye konu ekonomik faaliyet olmaz. Mükellef bizim için hakikaten çok önemli. Özellikle son 2-3 yıldır yasal anlamda mükellefimizin hayatını kolalaştırmaya yönelik çok önemli adımlar attık, atmaya da devam edeceğiz." Türkiye’deki vergi yükünün iddia edildiği gibi yüksek olmadığını savunan Şimşek, OECD ülkeleri ile Türkiye’deki vergi oranları rakamlarını karşılaştırdı. Grafikler üzerinde bir sunum yapan Bakan Şimşek, cumhuriyet tarihinin en büyük vergi indirimine gittiklerini kaydederek, “Biz, girişimcimiz üretim, yatırım ve istihdam yapsın diye vergi gelirinden vazgeçiyoruz. 2009 yılından bu yana bir kuruş vergi artırımı yapmamışız. İstihdam üzerindeki vergi yükünü indirebilirsek indirmemiz lazım. Çünkü bu rekabeti ve istihdamı artırır, kayıt dışını azaltır. Vergi sistemi statik değil. Biz sürekli iyileştirmeye çalıştık, iyileştirmeye de devam edeceğiz. Daha şeffaf ve hesap verebilir hale gelmek istiyoruz. Bir kanun hazırlığı içerisindeyiz. Vatandaş, devletin parasının nereye gittiğini en ince detayına kadar öğrenip, görebilecek. Bunu bizden kimse istemedi. Ama yapmalıyız. Vatandaş, paranın nereye harcandığını görmeli” şeklinde konuştu.
Bakan Şimşek’in ardından kürsüye gelen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise, bugün bir başarıdan söz ediliyorsa bu başarının özel sektöre ait olduğunu söyledi.
Vergi yükünü azaltmaya yönelik bir gayret içinde olduklarını vurgulayan Çağlayan, AB ülkelerinin, AB’nin anayasası anlamına gelen Maastricht Kriterleri’ndeki rakamları tutturmaktan uzaklaştığı bir ortamda Türkiye’nin adeta bir başarı hikayesi yazdığını kaydetti.
“EDEPSİZLİK YAPMAYIN” AB ülkelerinin Türk işadamlarına uyguladığı vizeye çok sert tepki gösteren Bakan Çağlayan, vize konusunda çok yoğun gayret sarf ettiklerini dile getirerek, şunları söyledi: “Benim 5 yıldır diplomatik pasaporta sahip olmam, özellikle ikiyüzlü AB’nin vize konusunda benim işadamıma, girişimcime vermiş olduğu eziyeti asla bize unutturamaz. Bu konuda çok yoğun çalışmalar yapıyoruz ama bir türlü masada elini uzatmayan bu ikiyüzlü AB’dir. Türkiye 17 yıldır Gümrük Birliği yaptığınız Türk girişimcisine vize engeli koyuyorsunuz. Vize engeli insan haklarına aykırıdır, ticarete teknik engeldir ve haksız rekabet unsurudur. Kısa bir süre önce gazetelerimizde flaş bir haber gördüm çok rahatsız oldum. Diyor ki zat-ı şahaneleri, eski Türkiye zannederek, ‘Biz Türkiye’nin vize isteğini çok haklı görüyoruz. Onun için karar verdik, biz Türkiye’den ülkemize gelecek olanlara vize kolaylığı getireceğiz.’ Ben de dedim ki, ‘al vize kolaylığını başına çal’. Biz sizden vize kolaylığı istemiyoruz, biz size diyoruz ki, çifte standart yapmayın, edepsizlik yapmayın. Türk girişimcisini, işadamını, vatandaşını AB’ye gelmiş olduğu seyahatlerde, nasıl AB ülkeleri elini kolunu sallayarak bizim ülkemize giriyorsa siz de aynısını yapın. AB bu konuda her türlü engeli Türkiye’ye uygulamaya devam ediyor.” Türkiye’nin 2023 yılında kişi başına milli gelirini 25 dolara çıkaracağını söyleyen Çağlayan, “AB, o zaman gelip yalvaracak bize üye olun diye. O zaman ona biz karar vereceğiz, düşünürüz diyeceğiz” dedi.
Kayıt dışılığa da değinen Bakan Çağlayan, kayıt dışı ekonomi devlete bir zarar veriyorsa aynı sektörde iş yapan özel sektöre en az 5 zarar verdiğini söyledi.
Çağlayan, işadamlarından, esnaftan, etraflarında kayıt dışı çalışanlar varsa onları Maliye’ye şikayet etmelerini de isteyerek, “Otokontrolünüzü geliştirin. Her şeyi devletten beklemeyin” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Bakan Şimşek ve Bakan Çağlayan, Mersin’de 2011 yılında kurumlar ve gelir vergisinde vergi rekortmeni olan ilk 10 kişi ile başarılı ihracatçılara ödüllerini verdi .