Karayalçın: CHP’nin Kürt Sorununa İlişkin Başlattığı Girişimler Olumlu
Karadeniz'in Özelliklerini Koruma Derneği (KÖK) Genel Başkanı Murat Karayalçın, CHP’nin Kürt sorununa ilişkin başlattığı girişimlerin son derece önemli olduğunu söyledi.
Karayalçın, “Bu sorunun çözümünde herkesin kendi pozisyonunu ortaya koyması doğru bir yaklaşım değil.” dedi.
Beraberinde eski Rize Valisi ve KÖK Genel Sekreteri Erol Zihni Gürsoy ile birlikte Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği’nde basın toplantısı düzenleyen eski başbakan yardımcılarından Murat Karayalçın, KÖK olarak bugüne kadar Karadeniz’de Samsun, Trabzon ve Kastamonu’da 3 kurultay düzenlediklerini, 4’üncü kurultayı 31 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında Rize’de gerçekleştireceklerini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin, Kürt sorununa ilişkin başlattığı girişimlere yönelik bir soru üzerine Karayalçın, CHP’nin bu konudaki girişiminin son derece önemli olduğunu söyledi.
CHP’nin yıllardan bu yana yaşanan ve toplumun bütün kesimlerine acı veren birlik ve bütünlüğü sarsan sorunun çözümü için inisiyatif kullandığını vurgulayan Karayalçın, şunları söyledi: “CHP, sorunun çözümü ile ilgili bir süreç önerisinde bulunmuştur. CHP, kendisine göre doğru olan bir çözüm paketini ortaya koyması yerine çözüme giden sürecin ne olması gerektiğine ilişkin öneride bulunması doğru olmuştur. Sonuç itibariyle herkesin görüşü farklı olabilir. Bu önemli sorunun çözümü için nelerin yapılması gerektiği, nasıl bir sürecin işletilmesi gerektiği CHP tarafından önerilmiştir. Aslında nasıl adlandırırsak adlandıralım 30 yıldır yaşamakta olduğumuz bu sorunun çözümüne ilişkin olarak kendisini görevli addeden, yetkili olarak değerlendiren insanların, kuruluşların ve siyasi partilerin açıklamaları hep oldu. Kendisini Kürt tarafı görenlerin ile Türk tarafı görenlerin de açıklamaları oldu. Aslında bu hepimizin sorunu. Bu topraklarda yaşayan bu topraklara bağlı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yurttaşı olan tüm insanların sorunu. Bu sorunun çözümünde herkesin kendi pozisyonunu ortaya koyması doğru bir yaklaşım değil. Diyalog süreci o şekilde işletilemez. Birbirleri ile ilişkisi olmayan aynı masanın etrafına oturmayan kişilerin kuruluşların uzaktan bu sorun çözülürse ancak böyle çözülür diye açıklama yapması olayı katılaştırmaktadır. Olayı bana göre çıkmaza sokmaktadır. Eğer böyle iki kesimden söz edilecekse Kürt kesimi acaba 'neleri alsak neleri talep etsek' diyecek. Türk kesimi de 'acaba neleri versek, nereye kadar verebiliriz' derse bu bir çıkmazdır. Bence bunun yerine 'ne veririz, ne alırız' değil 'nasıl birlikte yaşarız' denilmelidir. Birlikte yaşamamızın koşulları nedir bunu ortaya koymamız lazım. Bu bir alma verme meselesi değil, bu bir kardeşlik meselesidir. Hatta ben buna Türk sorunu diyorum, Kürt sorunu da demiyorum. Bu hepimizin sorunu. Türkiye iki tane denemede bulunuyor. Bunlardan biri anayasa süreci ile ilgili. Anayasa mutabakat komisyonu kuruldu. Yeni anayasayı gerekli gören siyasi partiler burada bir araya geliyorlar da hepimizi yakan, topraklarımızı yakan, gençlerimizi yakan, aileleri yakan bu sorunun çözümü için siyasi partiler niye bir araya gelmesinler. Bunu anlamak mümkün değil. CHP büyük bir cesaretle, iyi niyetle bu süreci başlatmıştır, doğru yapmıştır. Umarım herkes katılır. Herkes katılmazsa katılanlarla birlikte umarım yol alınır ve sorun çözülür. Bu sorun çözülürse Türkiye için hepimiz için ne anlama gelecektir onu söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.”
Beraberinde eski Rize Valisi ve KÖK Genel Sekreteri Erol Zihni Gürsoy ile birlikte Rize Gazeteciler ve Muhabirler Derneği’nde basın toplantısı düzenleyen eski başbakan yardımcılarından Murat Karayalçın, KÖK olarak bugüne kadar Karadeniz’de Samsun, Trabzon ve Kastamonu’da 3 kurultay düzenlediklerini, 4’üncü kurultayı 31 Ekim-1 Kasım tarihleri arasında Rize’de gerçekleştireceklerini söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin, Kürt sorununa ilişkin başlattığı girişimlere yönelik bir soru üzerine Karayalçın, CHP’nin bu konudaki girişiminin son derece önemli olduğunu söyledi.
CHP’nin yıllardan bu yana yaşanan ve toplumun bütün kesimlerine acı veren birlik ve bütünlüğü sarsan sorunun çözümü için inisiyatif kullandığını vurgulayan Karayalçın, şunları söyledi: “CHP, sorunun çözümü ile ilgili bir süreç önerisinde bulunmuştur. CHP, kendisine göre doğru olan bir çözüm paketini ortaya koyması yerine çözüme giden sürecin ne olması gerektiğine ilişkin öneride bulunması doğru olmuştur. Sonuç itibariyle herkesin görüşü farklı olabilir. Bu önemli sorunun çözümü için nelerin yapılması gerektiği, nasıl bir sürecin işletilmesi gerektiği CHP tarafından önerilmiştir. Aslında nasıl adlandırırsak adlandıralım 30 yıldır yaşamakta olduğumuz bu sorunun çözümüne ilişkin olarak kendisini görevli addeden, yetkili olarak değerlendiren insanların, kuruluşların ve siyasi partilerin açıklamaları hep oldu. Kendisini Kürt tarafı görenlerin ile Türk tarafı görenlerin de açıklamaları oldu. Aslında bu hepimizin sorunu. Bu topraklarda yaşayan bu topraklara bağlı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yurttaşı olan tüm insanların sorunu. Bu sorunun çözümünde herkesin kendi pozisyonunu ortaya koyması doğru bir yaklaşım değil. Diyalog süreci o şekilde işletilemez. Birbirleri ile ilişkisi olmayan aynı masanın etrafına oturmayan kişilerin kuruluşların uzaktan bu sorun çözülürse ancak böyle çözülür diye açıklama yapması olayı katılaştırmaktadır. Olayı bana göre çıkmaza sokmaktadır. Eğer böyle iki kesimden söz edilecekse Kürt kesimi acaba 'neleri alsak neleri talep etsek' diyecek. Türk kesimi de 'acaba neleri versek, nereye kadar verebiliriz' derse bu bir çıkmazdır. Bence bunun yerine 'ne veririz, ne alırız' değil 'nasıl birlikte yaşarız' denilmelidir. Birlikte yaşamamızın koşulları nedir bunu ortaya koymamız lazım. Bu bir alma verme meselesi değil, bu bir kardeşlik meselesidir. Hatta ben buna Türk sorunu diyorum, Kürt sorunu da demiyorum. Bu hepimizin sorunu. Türkiye iki tane denemede bulunuyor. Bunlardan biri anayasa süreci ile ilgili. Anayasa mutabakat komisyonu kuruldu. Yeni anayasayı gerekli gören siyasi partiler burada bir araya geliyorlar da hepimizi yakan, topraklarımızı yakan, gençlerimizi yakan, aileleri yakan bu sorunun çözümü için siyasi partiler niye bir araya gelmesinler. Bunu anlamak mümkün değil. CHP büyük bir cesaretle, iyi niyetle bu süreci başlatmıştır, doğru yapmıştır. Umarım herkes katılır. Herkes katılmazsa katılanlarla birlikte umarım yol alınır ve sorun çözülür. Bu sorun çözülürse Türkiye için hepimiz için ne anlama gelecektir onu söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.”