28 Şubat Soruşturmasına Müdahil Olmak İstiyor
Antalya'da, 14 yaşındayken Refah Partisi'nin düzenlediği gösteriye katılmasının ardından tutuklanan ve 8 yıldan fazla cezaevinde kalan Yakup Köse, 28 Şubat soruşturmasına müdahil olmak istiyor.
28 Şubat sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Köse, 1996 yılında Refah Partisi'nin Antalya'da Muratpaşa Camisi'nin avlusunda Çeçenistan'daki savaşı protesto etmek amacıyla düzenlediği gösteriye katıldığını, aynı yılın haziran ayında gözaltına alındığını söyledi.
''Evine yapılan baskın'' sırasında evdeki herkesin yere yatırıldığını ve başına çuval geçirilerek ellerinin kelepçelendiğini ifade eden Köse, ''İki gün sonra önüme hakkımdaki eylem ve iddialarla ilgili bir metin koydular. Metinde IBDA-C adına eylemlerde bulunduğum yazıyordu. Çocuksunuz, korkuyorsunuz... Size 'şu kağıtları imzala seni ailene vereceğiz' diyorlar. Ben de önüme konulan kağıtları imzaladım'' diye konuştu.
Savcılığa çıkartılmadan önce işkence gördüğünü, kendisine imzalatılan metinleri savcılıkta da söylememesi halinde tutuklanacağının söylenmesi üzerine savcılıkta da yapmadığı eylemleri gerçekleştirdiğini kabul ettiğini kaydeden Köse, şöyle konuştu:
''Daha sonra yargılandığım İzmir DGM'de hakkımdaki iddiaları kabul etmedim. Ama yargılama sonucunda 'İBDA-C örgütüne üye olmak ve anayasal düzeni silahla yıkmaya teşebbüs' iddiasıyla önce idam cezasına çarptırıldım, daha sonra ceza 18 yıl 8 aya indirildi. Yaşım nedeniyle çocuk ıslah evine konulmam gerekirken yetişkinlerle Antalya E Tipi Cezaevi'ne konuldum. Burada pek çok işkence gördüm. Cüzdanımda Sezen Aksu'nun fotoğrafının çıkması nedeniyle 13 gün hücre cezası verildi.
Daha sonra birçok cezaevi dolaştım. 8 yıldan fazla cezaevinde kaldıktan sonra Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 2004 yılının aralık ayında tahliye oldum.''
Cezaevinde olduğu dönemde 'görevli askere mukavemet, kamu malına zarar verme' gibi suçlardan dolayı hakkında bir dava daha açıldığını anlatan Köse, ''Dava kapsamında 1 yıl hapis cezası almış, ancak kararı temyiz etmiştim. Kısa bir süre önce Yargıtay'ın cezamı onadığını öğrendim. Bu davayı AİHM'ye taşıyacağım'' dedi.
Yargılandığı yılların 28 Şubat'ın en şatafatlı dönemi olduğunu kaydeden Köse, ''Suçumun ne olduğunu bilmeden hakim karşısına çıktım. Daha önce adını bile duymadığım bir örgütün üyesi olarak gösterildim. Hiç uğruna yıllarımı cezaevinde geçirdim. Karanlık mihraklar hayatımı mahvetti. O dönem çocukluğumu, gençliğimi çaldı'' şeklinde konuştu.
-Savcılık ifadesine başvurdu-
Yakup Köse, hakkını aramak için ilk olarak 2011 yılında sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak takipsizlik kararı verildiğini anlatarak, bir süre önce 28 Şubat ile ilgili dava sürecinin başlamasıyla yeniden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu ve müdahil olmak istediğini söyledi.
Şikayeti üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadesine başvurulduğunu belirten Köse, hayatının en güzel yıllarını cezaevinde geçirmesine neden olan ve hakkında haksız yere hüküm verenlerin cezalandırılmasını istediğini kaydetti.
Başkalarının hayatının da karartılmasını istemediğini dile getiren Köse, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sistem kendi düşmanını kendisi yetiştirmesin. Herkese adalet olsun. Hukuk mücadelemin temelinde de bu var. 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi ve yeni Yakup Köse'lerin olmamasını istiyorum. O dönem aldığım cezalar ve sabıkam nedeniyle bugün işe bile giremiyorum. Babamın iş yerinde ona yardım ediyorum.' '
Kaynak: AA
''Evine yapılan baskın'' sırasında evdeki herkesin yere yatırıldığını ve başına çuval geçirilerek ellerinin kelepçelendiğini ifade eden Köse, ''İki gün sonra önüme hakkımdaki eylem ve iddialarla ilgili bir metin koydular. Metinde IBDA-C adına eylemlerde bulunduğum yazıyordu. Çocuksunuz, korkuyorsunuz... Size 'şu kağıtları imzala seni ailene vereceğiz' diyorlar. Ben de önüme konulan kağıtları imzaladım'' diye konuştu.
Savcılığa çıkartılmadan önce işkence gördüğünü, kendisine imzalatılan metinleri savcılıkta da söylememesi halinde tutuklanacağının söylenmesi üzerine savcılıkta da yapmadığı eylemleri gerçekleştirdiğini kabul ettiğini kaydeden Köse, şöyle konuştu:
''Daha sonra yargılandığım İzmir DGM'de hakkımdaki iddiaları kabul etmedim. Ama yargılama sonucunda 'İBDA-C örgütüne üye olmak ve anayasal düzeni silahla yıkmaya teşebbüs' iddiasıyla önce idam cezasına çarptırıldım, daha sonra ceza 18 yıl 8 aya indirildi. Yaşım nedeniyle çocuk ıslah evine konulmam gerekirken yetişkinlerle Antalya E Tipi Cezaevi'ne konuldum. Burada pek çok işkence gördüm. Cüzdanımda Sezen Aksu'nun fotoğrafının çıkması nedeniyle 13 gün hücre cezası verildi.
Daha sonra birçok cezaevi dolaştım. 8 yıldan fazla cezaevinde kaldıktan sonra Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde 2004 yılının aralık ayında tahliye oldum.''
Cezaevinde olduğu dönemde 'görevli askere mukavemet, kamu malına zarar verme' gibi suçlardan dolayı hakkında bir dava daha açıldığını anlatan Köse, ''Dava kapsamında 1 yıl hapis cezası almış, ancak kararı temyiz etmiştim. Kısa bir süre önce Yargıtay'ın cezamı onadığını öğrendim. Bu davayı AİHM'ye taşıyacağım'' dedi.
Yargılandığı yılların 28 Şubat'ın en şatafatlı dönemi olduğunu kaydeden Köse, ''Suçumun ne olduğunu bilmeden hakim karşısına çıktım. Daha önce adını bile duymadığım bir örgütün üyesi olarak gösterildim. Hiç uğruna yıllarımı cezaevinde geçirdim. Karanlık mihraklar hayatımı mahvetti. O dönem çocukluğumu, gençliğimi çaldı'' şeklinde konuştu.
-Savcılık ifadesine başvurdu-
Yakup Köse, hakkını aramak için ilk olarak 2011 yılında sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, ancak takipsizlik kararı verildiğini anlatarak, bir süre önce 28 Şubat ile ilgili dava sürecinin başlamasıyla yeniden Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu ve müdahil olmak istediğini söyledi.
Şikayeti üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'nda ifadesine başvurulduğunu belirten Köse, hayatının en güzel yıllarını cezaevinde geçirmesine neden olan ve hakkında haksız yere hüküm verenlerin cezalandırılmasını istediğini kaydetti.
Başkalarının hayatının da karartılmasını istemediğini dile getiren Köse, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sistem kendi düşmanını kendisi yetiştirmesin. Herkese adalet olsun. Hukuk mücadelemin temelinde de bu var. 28 Şubat yargı kararlarının iptal edilmesi ve yeni Yakup Köse'lerin olmamasını istiyorum. O dönem aldığım cezalar ve sabıkam nedeniyle bugün işe bile giremiyorum. Babamın iş yerinde ona yardım ediyorum.' '