Bu Hafta Vizyona Biri Yerli Olmak Üzere 8 Yeni Film Girecek.
Korku ve Gerilim Sevenleri Bu Hafta, ''kuzgun'', ''dehşet Kapanı'' ve ''ölümün Sesi'' Olmak Üzere Üç Ayrı Seçenek Bekliyor
Haftanın gerilim filmlerinden ''Kuzgun'' filminde başrolü üstlenen John Cusack, hayatı skandallarla dolu Amerikalı yazar Edgar Allan Poe'yu canlandırıyor.
Yönetmenliğini sinemaseverlerin ''V for Vendetta'' filminden hatırlayacağı James McTeigue'ın ve senaryo yazarlığını Hannah Shakespeare ve Ben Livingston'un yaptığı filmin konusu ise şöyle:
''Delinin biri, Poe'nun yazdığı en dehşetengiz hikayelerden esinlenerek korkunç cinayetler işlemeye başladığında Baltimorlu genç bir dedektif ve Poe elele vererek, yazarın şiddet dolu öykülerinin birer birer gerçeğe dönüşmesini önlemek için katilin peşine düşer. Yaşanan ölümcül kedi-fare oyunu, Poe'nun sevgilisi katilin hedefi haline geldiğinde zirveye ulaşır.''
-Korku filmi geleneklerini alt üst eden ''Dehşet Kapanı''-
Drew Goddard'ın yönettiği ''Dehşet Kapanı'' beş arkadaşın ormanda bir kır evine gitmeleriyle yaşanan kötü olaylara ilişkin klasik bir korku filmi gibi başlıyor.
Ancak her tarafın kan gölüne dönmesinin ardından gençler geleneksel korku filmi tepkileri vermeye başlayınca, kontrol odasındaki bir grup teknisyen, korkan gençlerin her hareketini takip ediyor, hatta hareketlerine yön veriyor. Film bu aşamadan sonra hayal gücü ve ince mizah harmanından oluşan bir macerada korku filmi geleneklerini alt üst ediyor.
Filmin başrollerini Chris Hemsworth, Kristen Connolly, Anna Hutchison, Fran Kranz, Jesse Williams, Richard Jenkins ve Bradley Whitford paylaşıyor.
-Paranoid bir korku gerilim ''Ölümün Sesi''-
''Ejderha Dövmeli Kız'' filminin yıldızı Noomi Rapace'in başrolde olduğu ''Ölümün Sesi'' , Anna ve sekiz yaşındaki oğlu Anders'in yeni taşındıkları apartmandaki hikayesini anlatan paranoid bir korku-gerilim filmi.
Eski kocasından kaçarak adresini gizli tuttuğu bir yere taşınan Anna, oğlunun güvenliği için başucuna koyabileceği bir bebek telsizi alır, ancak zamanla telsizden garip sesler, çığlıklar gelmeye başlar.
Pal Sletaune'un yazıp yönettiği filmin diğer oyuncuları arasında, Kristoffer Joner, Vetle Qvenild Werring, Stig R. Amdam yer alıyor.
-Kötü zamanlarda birbirine iyi gelenlerin hikayesi-
Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Rezzan Tanyeli'nin yaptığı ''Pazarları Hiç Sevmem'' filmi, hayatlarının en kötü dönemlerinde tesadüf eseri karşılaşan Oğuz ve Deniz'in birbirlerine ''iyi gelmeleri''nin hikayesini anlatıyor.
Bu haftanın tek yerli yapımı, ayrılıklar, yollar, düğünler, cenazeler, takıntılar ve insanlık halleri üzerine bir film.
Filmde, Melisa Sözen, Edhem Dirvana, Umut Kurt, Ezgi Mola, Hasibe Eren, Ayşen Gruda, Kenan Demirok, Şebnem Dilligil ve Barış Bağcı rol alıyor.
-Paris'te sıradışı bir aşk-
Haftanın romantik komedi filmi ''Aşkın Renkleri''nin yönetmenliğini David Foenkinos üstlendi.
Audrey Tautou, François Damiens, Bruno Todeschini, Melanie Bernier, Josephine de Meaux gibi isimlerin rol aldığı filmin konusu şöyle:
''Güzel, mutlu ve başarılı Parisli bir yönetici olan Nathalie üç senelik evliliğin ardından aniden dul kalır. Ruh eşi olan kocasının ölümüyle baş edebilmek için, kendisini işine adar. Bir gün Nathalie'nin yaşama sevinci açıklanamaz bir biçimde kendisine bağlı çalışan Markus tarafından yeniden alevlenir. Markus görünüşte sıradan, beceriksiz ve çok da yakışıklı olmayan bir adamdır. Başta Nathalie'nin beklenmedik ilgisi karşısında afallayan Markus, zamanla onun duygularına inanmaya başlar ve aralarındaki romantizm artar. Bir süre sonra, ilişkileri tuhaf olmaktan çıkıp gerçek sevgiye dönüşen Nathalie ve Markus, kendi şüpheleri kadar çevrelerindeki insanların yargılayıcı tavırları da dahil birçok engeli aşmak zorunda kalır.''
-20. yüzyılın başlarında Arabistan'da geçen ''Kara Altın''-
''Kara Altın'' , acımasız topraklar üzerinde aşk ve gücün efsanesini anlatan bir dram.
Tahar Rahim, Antonio Banderas, Mark Strong, Freida Pinto, Riz Ahmed ve Akin Gazi'nin rol aldığı filmin yönetmenliğini Jean Jacques Annaud üstlendi.
Filmin, 20. yüzyılın başlarında Arabistan'da geçen hikayesi şöyle:
''Acımasız çöl güneşinin altında, iki savaşçı kabile karşı karşıyadır. Hobeika Emiri Nesib ve rakibi Salmaah Sultanı Amaar , barış için 'Sarı Kuşak' adı verilen, kimsenin yaşamadığı topraklar üzerinde hak iddia etmemeye karar verir. Karşılığında Nesib o zamanın kabile yasalarına göre Amaar'ın iki oğlunu kendi evladı gibi büyütecektir. Oğullardan biri büyüdüğünde yenilmez bir savaşçı olan Saleeh, diğeri kendini kitaplar ve bilgiye adamış Auda'dır. Bir gün Nesib'in topraklarını ziyaret etmek için Amerika'dan gelen bir petrolcü emir, topraklarında hayal bile edemeyeceği kadar büyük değer taşıyan petrol rezervleri olduğunu söyler. Tek sorun, rezervlerin 'Sarı Kuşak' içinde yer almasıdır. Babasının topraklarına dönmeye çalışırken öldürülen Saleeh, iki emirin arasındaki bağları gerginleştirir. Tekrar sulhu sağlamak için Nesib'in güzel kızı Prenses Leyla ile Auda'nın evlenmesine karar vermişlerdir. Çocukluklarında başlayan aşkları, iki kabile için de yeni bir başlangıç olacaktır. Fakat bunun gerçekleşmesi için üstesinden gelmeleri gereken çok büyük problemler vardır.''
-Yaşını almış İngilizler, Hindistan'daki egzotik tatilde aşkı yeniden keşfeder-
''Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili'' , Deborah Moggach'ın ''These Foolish Things'' romanından esinlenilerek, Ol Parker'ın senaryosu ile beyaz perdeye aktarılmış bir komedi-dram.
Oyuncuları arasında Maggie Smith, Judi Dench gibi Oscar ödüllü oyuncuların yanı sıra Bill Nighy, Tom Wilkinson, Dev Patel, Penelope Wilton, Celia Imrie, Tena Desae, Ronald Pickup gibi yıldızların yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda ''Aşık Shakespeare'' filmiyle tanınan John Madden oturuyor.
Filmde yaşını almış bir grup İngiliz, emeklilik dönemindeki tatillerini ucuz ve bir o kadar da egzotik Hindistan'da geçirmeye karar veriyor. Marigold Oteli'nin reklamları ve sunduğu rahat yaşam düşlerine kapılan bu birbirinden bağımsız grup, oraya vardıklarında otelden geriye yalnızca eski şatafatlı halinin kaldığını görür. Bekledikleri lüks tatilden eser olmasa da bu mekanda yaşadıkları ve birbirleriyle kurdukları ilginç bağ sonucunda hayatın tadını ve aşkı yeniden keşfeder.
-Komediye dönüşen bir soygun-
Rob Minkoff'un yönettiği komedi-suç filmi ''Çifte Soygun''nda izleyenler, birbirlerinden habersiz olarak aynı bankayı soymaya çalışan iki grubun hikayesine tanık olacak.
Çıkan çatışma sonrası bankada rehin kalan Tripp Kennedy , güzel ve akıllı veznedar Kaitlin ile yakınlaşır. Çetelerin biri profesyonellerden, diğeri de şuursuzluk derecesinde amatör olan iki saf adamdan oluşmaktadır. Ancak güvenlik sistemi, gün sonu kilidini devreye sokunca herkes binaya kilitlenir. Gece ilerledikçe şamatalı bir kedi-fare oyunu oynanacaktır .
Kaynak: AA
Yönetmenliğini sinemaseverlerin ''V for Vendetta'' filminden hatırlayacağı James McTeigue'ın ve senaryo yazarlığını Hannah Shakespeare ve Ben Livingston'un yaptığı filmin konusu ise şöyle:
''Delinin biri, Poe'nun yazdığı en dehşetengiz hikayelerden esinlenerek korkunç cinayetler işlemeye başladığında Baltimorlu genç bir dedektif ve Poe elele vererek, yazarın şiddet dolu öykülerinin birer birer gerçeğe dönüşmesini önlemek için katilin peşine düşer. Yaşanan ölümcül kedi-fare oyunu, Poe'nun sevgilisi katilin hedefi haline geldiğinde zirveye ulaşır.''
-Korku filmi geleneklerini alt üst eden ''Dehşet Kapanı''-
Drew Goddard'ın yönettiği ''Dehşet Kapanı'' beş arkadaşın ormanda bir kır evine gitmeleriyle yaşanan kötü olaylara ilişkin klasik bir korku filmi gibi başlıyor.
Ancak her tarafın kan gölüne dönmesinin ardından gençler geleneksel korku filmi tepkileri vermeye başlayınca, kontrol odasındaki bir grup teknisyen, korkan gençlerin her hareketini takip ediyor, hatta hareketlerine yön veriyor. Film bu aşamadan sonra hayal gücü ve ince mizah harmanından oluşan bir macerada korku filmi geleneklerini alt üst ediyor.
Filmin başrollerini Chris Hemsworth, Kristen Connolly, Anna Hutchison, Fran Kranz, Jesse Williams, Richard Jenkins ve Bradley Whitford paylaşıyor.
-Paranoid bir korku gerilim ''Ölümün Sesi''-
''Ejderha Dövmeli Kız'' filminin yıldızı Noomi Rapace'in başrolde olduğu ''Ölümün Sesi'' , Anna ve sekiz yaşındaki oğlu Anders'in yeni taşındıkları apartmandaki hikayesini anlatan paranoid bir korku-gerilim filmi.
Eski kocasından kaçarak adresini gizli tuttuğu bir yere taşınan Anna, oğlunun güvenliği için başucuna koyabileceği bir bebek telsizi alır, ancak zamanla telsizden garip sesler, çığlıklar gelmeye başlar.
Pal Sletaune'un yazıp yönettiği filmin diğer oyuncuları arasında, Kristoffer Joner, Vetle Qvenild Werring, Stig R. Amdam yer alıyor.
-Kötü zamanlarda birbirine iyi gelenlerin hikayesi-
Yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Rezzan Tanyeli'nin yaptığı ''Pazarları Hiç Sevmem'' filmi, hayatlarının en kötü dönemlerinde tesadüf eseri karşılaşan Oğuz ve Deniz'in birbirlerine ''iyi gelmeleri''nin hikayesini anlatıyor.
Bu haftanın tek yerli yapımı, ayrılıklar, yollar, düğünler, cenazeler, takıntılar ve insanlık halleri üzerine bir film.
Filmde, Melisa Sözen, Edhem Dirvana, Umut Kurt, Ezgi Mola, Hasibe Eren, Ayşen Gruda, Kenan Demirok, Şebnem Dilligil ve Barış Bağcı rol alıyor.
-Paris'te sıradışı bir aşk-
Haftanın romantik komedi filmi ''Aşkın Renkleri''nin yönetmenliğini David Foenkinos üstlendi.
Audrey Tautou, François Damiens, Bruno Todeschini, Melanie Bernier, Josephine de Meaux gibi isimlerin rol aldığı filmin konusu şöyle:
''Güzel, mutlu ve başarılı Parisli bir yönetici olan Nathalie üç senelik evliliğin ardından aniden dul kalır. Ruh eşi olan kocasının ölümüyle baş edebilmek için, kendisini işine adar. Bir gün Nathalie'nin yaşama sevinci açıklanamaz bir biçimde kendisine bağlı çalışan Markus tarafından yeniden alevlenir. Markus görünüşte sıradan, beceriksiz ve çok da yakışıklı olmayan bir adamdır. Başta Nathalie'nin beklenmedik ilgisi karşısında afallayan Markus, zamanla onun duygularına inanmaya başlar ve aralarındaki romantizm artar. Bir süre sonra, ilişkileri tuhaf olmaktan çıkıp gerçek sevgiye dönüşen Nathalie ve Markus, kendi şüpheleri kadar çevrelerindeki insanların yargılayıcı tavırları da dahil birçok engeli aşmak zorunda kalır.''
-20. yüzyılın başlarında Arabistan'da geçen ''Kara Altın''-
''Kara Altın'' , acımasız topraklar üzerinde aşk ve gücün efsanesini anlatan bir dram.
Tahar Rahim, Antonio Banderas, Mark Strong, Freida Pinto, Riz Ahmed ve Akin Gazi'nin rol aldığı filmin yönetmenliğini Jean Jacques Annaud üstlendi.
Filmin, 20. yüzyılın başlarında Arabistan'da geçen hikayesi şöyle:
''Acımasız çöl güneşinin altında, iki savaşçı kabile karşı karşıyadır. Hobeika Emiri Nesib ve rakibi Salmaah Sultanı Amaar , barış için 'Sarı Kuşak' adı verilen, kimsenin yaşamadığı topraklar üzerinde hak iddia etmemeye karar verir. Karşılığında Nesib o zamanın kabile yasalarına göre Amaar'ın iki oğlunu kendi evladı gibi büyütecektir. Oğullardan biri büyüdüğünde yenilmez bir savaşçı olan Saleeh, diğeri kendini kitaplar ve bilgiye adamış Auda'dır. Bir gün Nesib'in topraklarını ziyaret etmek için Amerika'dan gelen bir petrolcü emir, topraklarında hayal bile edemeyeceği kadar büyük değer taşıyan petrol rezervleri olduğunu söyler. Tek sorun, rezervlerin 'Sarı Kuşak' içinde yer almasıdır. Babasının topraklarına dönmeye çalışırken öldürülen Saleeh, iki emirin arasındaki bağları gerginleştirir. Tekrar sulhu sağlamak için Nesib'in güzel kızı Prenses Leyla ile Auda'nın evlenmesine karar vermişlerdir. Çocukluklarında başlayan aşkları, iki kabile için de yeni bir başlangıç olacaktır. Fakat bunun gerçekleşmesi için üstesinden gelmeleri gereken çok büyük problemler vardır.''
-Yaşını almış İngilizler, Hindistan'daki egzotik tatilde aşkı yeniden keşfeder-
''Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili'' , Deborah Moggach'ın ''These Foolish Things'' romanından esinlenilerek, Ol Parker'ın senaryosu ile beyaz perdeye aktarılmış bir komedi-dram.
Oyuncuları arasında Maggie Smith, Judi Dench gibi Oscar ödüllü oyuncuların yanı sıra Bill Nighy, Tom Wilkinson, Dev Patel, Penelope Wilton, Celia Imrie, Tena Desae, Ronald Pickup gibi yıldızların yer aldığı filmin yönetmen koltuğunda ''Aşık Shakespeare'' filmiyle tanınan John Madden oturuyor.
Filmde yaşını almış bir grup İngiliz, emeklilik dönemindeki tatillerini ucuz ve bir o kadar da egzotik Hindistan'da geçirmeye karar veriyor. Marigold Oteli'nin reklamları ve sunduğu rahat yaşam düşlerine kapılan bu birbirinden bağımsız grup, oraya vardıklarında otelden geriye yalnızca eski şatafatlı halinin kaldığını görür. Bekledikleri lüks tatilden eser olmasa da bu mekanda yaşadıkları ve birbirleriyle kurdukları ilginç bağ sonucunda hayatın tadını ve aşkı yeniden keşfeder.
-Komediye dönüşen bir soygun-
Rob Minkoff'un yönettiği komedi-suç filmi ''Çifte Soygun''nda izleyenler, birbirlerinden habersiz olarak aynı bankayı soymaya çalışan iki grubun hikayesine tanık olacak.
Çıkan çatışma sonrası bankada rehin kalan Tripp Kennedy , güzel ve akıllı veznedar Kaitlin ile yakınlaşır. Çetelerin biri profesyonellerden, diğeri de şuursuzluk derecesinde amatör olan iki saf adamdan oluşmaktadır. Ancak güvenlik sistemi, gün sonu kilidini devreye sokunca herkes binaya kilitlenir. Gece ilerledikçe şamatalı bir kedi-fare oyunu oynanacaktır .