Meslekte 30 Yılını Dolduran Doktorlara Plaket

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görev yapan, meslekte 30 yılını doldurmuş ve emekli olan doktorlara hizmetlerinin anısına plaket verildi.

Meslekte 30 Yılını Dolduran Doktorlara Plaket
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla tören düzenlendi. Hastanenin konferans salonunda düzenlenen törende hastanenin tarihçesi slayt gösterisi ile anlatıldı ve hastane kreşinin öğrencileri şiirler okudu. Müzik dinletisinin de yer aldığı kutlamalarda hastanede 30 yıldır görev yapan ve emekli olanlara hizmetlerinin anısına plaket verildi.

Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. S. Sırrı Kılıç, günün anlam ve önemini belirten konuşma yaptı. Başhekim Kılıç konuşmasında, 'Ortaçağın başlangıcında hekimlik, yaşlı ustaların yanında çıraklık yaparak öğrenilen bir işti. Bu ilk öğrencilerin bütün zamanı şifalı otları öğrenmekle geçerdi. Aynı yıllarda manastırlarda rahipler, dinsel metinlerdeki şifalı bitkileri keşfetmekle meşgullerdi. Batı dünyasında akademi öncesi ilk tıp eğitiminin 10. yüzyılın sonunda başladığı söylenebilir. 16. ve 17. yüzyıl ise büyük biyoloji devrimlerinin gerçekleştiği dönemler oldu. Pedagoji anlamında bir ilk olan Leyden tıp okulunda eğitim sadece kitaplara değil gözlemlere ve deneylere dayandırılmaya başlandı. 19. yüzyıl tıp bilimi ve eğitimi için çok parlak bir dönemdir. Oxford ve Cambridge'in akademik tıp merkezleri, yerlerini Londra ve Edinburgh'da tıp eğitimi yapılan ünlü hastanelere bıraktı. 19. yüzyıl, tıp eğiminde Avrupa'nın özellikle Alman ekolünün öne çıktığı, 20. yüzyıl ise tıp eğitimini, Amerika Birleşik Devletleri'nin şekillendirdiği dönemler olmuştur. Türkiye'de Cumhuriyet öncesi dönemde ilk tıp okulu II. Mahmut zamanında 14 Mart 1827'de açılmıştır. Bunu 1847'de Mekteb-i Tıbbiyeyi Şahane ismiyle açılan Askeri Tıp Okulu izlemiştir. 1909 yılında İstanbul Tıp Fakültesi kurulmuştur. Cumhuriyet döneminde, 1945'te Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1955'te Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1963'te Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1966'da Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 1967'de İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, 1968'de Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi kurulmuştur ' dedi.

Kutlanması gelenek haline gelen 14 Martların artık günümüzde ya kutlanmadığını ya da protestolu kutlamalar şeklinde yapıldığını hatırlatan Başhekim Prof. Dr. S.Sırrı Kılıç, 'Ancak, 14 Mart Tıp Bayramı'nın her yıl sorumluluklarımızı gözden geçirme, nereden nereye geldiğimizin sorgulandığı ve nereye gideceğimizin planlandığı bir gün olması gerektiğini düşünüyorum. Hekimlik insanlığın sağlığı ve mutluluğu adına, hekimin kendi yaşamından çok fazla özveride bulunmasını gerektirdiği için, biz hekimler en büyük sorumluluğu üstlenmiş bir mesleğin mensuplarıyız. Her türlü özverinin kaynağını, en kutsal varlık olan insana duyduğumuz saygı ve sevgiden almaktayız. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tıp alanında çok büyük ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu ilerlemeler teknoloji ve iletişimde kaydedilen gelişmelerle paraleldir. Ancak moral değerlerin giderek zayıfladığı günümüzde erdemin yerini çıkar duygusunun, ben duygusunun almaması için 'önce insan olmalı' ilkesine bağlı kalmalı, birbirimize birlik beraberlik duygularını, sevgi ve saygıyı telkin etmeliyiz. Çok uzun ve zor bir eğitimden geçerek, insanların daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesi için özveriyle çalışan, Atatürk'ün de kendisini emanet ettiği bütün meslektaşlarımın 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutluyorum. 1915 yılında Çanakkale Savaşı'na gönüllü olarak katılıp şehit düşen ve böylece 1921 yılında mezun veremeyen İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mensubu şehitlerimizi, hastalarıyla ilgilenirken kendisi hastalanıp görev şehidi olan tüm meslektaşlarımızı da rahmetle anıyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum ' diye konuştu.
Kaynak: İHA