Ergenekon Sanığı Paksüt: AK Parti Dahil Birçok Partiden Teklif Aldım

Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt, bir partinin kapatılmasının demokratik yollardan gerçekleşmesi taraftarı olduğunu söyledi.

  Paksüt, 'İsteseydim siyaset de yapabilirdim. AK Parti dahil birçok siyasi partiden siyaset yapmam için teklif aldım ama kabul etmedim. 'dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi`nde görülen ikinci Ergenekon davasının 155. duruşmada; Mustafa Balbay, İbrahim Şahin, Tuncay Özkan ve Hasan Atilla Uğur`un da aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık hazır bulundu. Tutuksuz sanıklardan Ferda Paksüt, Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Nazlıkul, Mesut Özcan, Mahir Akkar, Hakan Şanlı, Doğukan Yorulmaz, Adnan Bulut ve Tunç Akkoç duruşmaya katıldı. Tutuklu sanıklar Mehmet Haberal, Levent Ersöz, Fatih Hilmioğlu, Mustafa Dönmez ve Oğuz Bulut ise duruşmaya gelmedi.

Kimlik yoklamasının ardından tutuksuz sanıkların savunmaları ile duruşmaya devam edildi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt`ün eşi sanık Ferda Paksüt, `darbeye zemin oluşturmak`la suçlandığını hatırlatarak bu konuda savunma yapacağını söyledi. Paksüt, hakkında yapılan suçlamalara kesinlikle katılmadığını söyledi.

`EN İYİ ASKERİ YÖNETİM, EN KÖTÜ SİVİL YÖNETİMDEN DAHA KÖTÜDÜR`
Bizzat teröre maruz kalan bir kişi olduğunu söyleyen Paksüt, 'Terörün ne olduğunu bilen bir kişi olarak terörün her türlüsüne karşıyım ve nefret ederim. 'diye konuştu. 2003 yılında eşi Osman Paksüt`ün Bağdat Büyükelçisi olduğu dönemde 500 kilo patlayıcı yüklü bir kamyon ile büyükelçiliğe terör saldırısı yapıldığını ifade eden Paksüt, olay sırasında can kaybı yaşanmadığını, sadece birkaç görevlinin yaralandığını dile getirdi. Paksut, 'O günden sonra terörün ne kadar insanlık dışı olduğunu daha iyi anladım. En iyi yabancı işgali, en kötü kendi yönetiminden daha kötüdür. En iyi askeri yönetim, en kötü sivil yönetimden daha kötüdür. En önemlisi demokrasidir. Ben laik bir insanım, laikçi değilim. Başörtüsü konusundaki olumlu düşüncelerim de çıkan haberlerde görülecektir. 'ifadelerini kullandı.

Sanıklardan Turhan Çömez haricinde hiçbiri ile telefon görüşmesi yapmadığını söyleyen Paksüt, herhangi bir organizasyonda da sanıklardan bir tanesi ile bile bir araya gelmediğini savundu. Paksüt, 'Bağdat`ta yaşadığımız terör saldırı sonrası Türkiye`den gelen sağlık ekibinin yanında Turhan Çömez de vardı. Kendisi ile tanışmamız da bu sebepledir. Hurşit Tolon paşayı da eşimin diplomat olması nedeniyle kamusal alanlarda düzenlenen törenler ve resepsiyonlardan tanırım. İddianamede, Hurşit Tolon ile haberleşmem konusunda Turhan Cömez`i aracı olarak kullandığım iddia ediliyor. Yaptığımız telefon konuşmalarında kendisine şifreli olarak AK Partinin kapatılması davası ile ilgili gizli bilgiler verdiğim ve bu eylemin de örgütsel faaliyet olduğu iddia edilmektedir. Ben Hurşit Tolon ile aracı olmadan konuşamayacak kadar aciz bir insan değilim. Turhan Çömez`in tavassutuna mı ihtiyacım var? 'dedi.


`BİR PARTİNİN KAPATILMASININ DEMOKRATİK YOLLARDAN GERÇEKLEŞMESİ TARAFTARIYIM`
AK Parti`nin kapatılması için örgütsel faaliyet içinde olmakla suçlandığını belirten Paksüt, 'Ben bir partinin kapatılmasının demokratik yollardan gerçekleşmesinden yanayım. Hakkımda bu konu ile ilgili iddiayı kabul etmiyorum. Kaldı ki ben istesem siyaset de yapabilirdim. Hatta AK Parti dahil birçok partiden bana teklif geldi ama kabul etmedim. 'şeklinde konuştu.

Sanık Paksüt, 'Hurşit Tolon eğer gerçekten örgütün yöneticisi ise benim bunu nereden bildiğim iddianamede belirtilmeliydi. Her suçun bir saiki vardır. Eğer bu davada da bir saik iddia ediliyorsa ortaya konulması gerekir. 'diye konuştu.

Kaos oluşturmak için Gazeteci Ersin Bal`a gerçek dışı ve yönlendirici haberler yaptırdığı iddialarını da reddeden Paksüt, 'Yaptığımız görüşmelere ilişkin bir tane bile haber yapmamıştır. Üstelik bu konu ile ilgili olarak Ersin Bal hakkında bir soruşturma yürütülmüş, ancak suç unsuru bulunamamıştır. 'diye konuştu.