28 Şubat'ta Özkasnak, Show TV'yi Arayıp Asker Hakkında Soru Sormayı Engellemiş
Eski Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak'ın 28 Şubat döneminde Show TV'nin sahibi Erol Aksoy'u arayıp askerle ilgili soru sorulmasını engellediği ortaya çıktı.
Tarihe post-modern darbe olarak geçen 28 Şubat'a ilişkin bir belgesel hazırlayan Mehmet Ali Birand, bir televizyon programında o dönemle ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Belgeseli herhangi bir öç alma duygusuyla yapmadığını dile getiren Birand, askerlerin neden konuşmadığına ilişkin ise 28 Şubat'ın zor bir süreç olduğunu belirtmekle yetindi.
Çevik Bir ve Erol Özkasnak ile görüşmeyi çok denediğini dile getiren Birand, 'Aydın Doğan Bey'e rica ettim. Dedim ki siz güvence verin, patronsunuz, Karadayı Paşa'ya... Çünkü o katılmayınca; o demiş ki kimse katılmayacak. Şimdi orada emir verdi mi, emekli de olsa ne Çevik Bir ne Özkasnak, hiçbiri konuşmadılar. Bana konuşmayıp da başka birine konuşmuş da değiller. Metni de gösterelim, nasıl kullandığını da; sonuçta bu bir oyun değil. 'Yok' demiş, 'biz o dönemi, kendimizi doğru dürüst anlatamayız' demiş. 'Bundan dolayı konuşmamakta daha yarar var' demiş. ' dedi.
Tansu Çiller'in hem arşivini açtığını hem de anlattığını dile getiren Birand, sadece ekranda konuşmadığını, her şeyi anlattığını, ancak ekranda konuşmadığı için hata ettiğini düşündüğünü söyledi. ODTÜ'de yaptıkları bir programı hatırlatan Birand, şöyle devam etti: 'Yönetmen Musa bize dedi ki kanalın sahibi Erol Bey burda. Biraz önce Özkasnak Erol Beyi aramış; 'bu yayında, canlı yayında eğer askerle ilgili bir tartışma başlatırsa Mehmet Ali Birand, bu sonudur bu işin' demiş. Erol Bey de demiş, 'söyleyin Mehmet Ali Birand'a rejide oturuyorum, şarteli indireceğim.' Öğrencilere de çıkıp bunu söyledim, 'durum böyle böyle, bizi eğer yok etmek istiyorsanız istediğinizi yapın; istediğiniz soruyu sorun, istediğiniz tezahüratı yapın.' Bir tek kelime ters çıkarmadılar. '
BÜLENT ARINÇ: ERBAKAN'IN İMZALAMAMASINI İSTEDİK
Rahmetli Necmettin Erbakan'ın o dönem askerle ilgili sorunları iktidar olmak için hep kapatmaya çalıştığını ileri süren Birand, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın o döneme ilişkin 'Biz orada bekledik dik durmasını, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Erbakan'ın paşalara 'kusura bakmayın hürmetim size karşı çok yüksektir, ama ben bunu imzalayamam' demesini istedik' dediğini aktardı.
O dönem Recep Tayyip Erdoğan'ı pek ciddiye almadıklarını dile getiren Birand, askerin pek izin vereceğini düşünmediklerini ifade etti. Gazeteciler olarak süreci kendilerinin de iyi okuyamadığını vurgulayan Birand, 'Biz öyle büyüdük ve hep öyle gördük. Durmadan asker gelirdi şöyle yap; peki emret komutanım deyip, biz şey yapardık. İçimizde şu vardı; asker doğruyu yapar, asker siyasetçiden daha namusludur, vatanını daha çok sever, daha güçlüdür ve bu millet de kalkıp buna hayır demez. Meğer bu öyle değilmiş. ' diye konuştu.
Erbakan'ın Refah Partisi içinde 'Allah' gibi olduğunu iddia eden Birand, eğer asker Refah ve Fazilet Partisi'ni kapatmasaydı AK Parti'nin çok daha güç kurulacağını savundu. AK Parti'nin bu kadar oy alacağını tahmin etmediklerini dile getiren Birand, olaylara asker gözüyle baktıklarını ifade etti. O dönem 'asker gazeteciler' olduğunu anlatan Birand, kendilerinin hiçbir zaman kimsenin borazanı olmadıklarını savundu.
DİNDARLARIN NE KADAR BÜYÜK ACI ÇEKTİĞİNİ BİLEMEDİM
Türban yasağına başından beri karşı olduğunu vurgulayan Birand, dindarlara çok büyük baskı yapıldığının farkında olduğunu belirterek, çevresinden dolayı ise dindarların ne kadar büyük acı çektiğini bilemediğini ifade etti. Dindarların çektiği acının daha sonra farkına varmaya başladığını anlatan Birand, mütemadiyen çoğunluğu görmemeye alıştıklarını söyledi. Birand, Türk okullarıyla ilgili yaptıkları programdan dolayı da askerden eleştiri aldıklarını belirtti.
Çevik Bir ve Erol Özkasnak ile görüşmeyi çok denediğini dile getiren Birand, 'Aydın Doğan Bey'e rica ettim. Dedim ki siz güvence verin, patronsunuz, Karadayı Paşa'ya... Çünkü o katılmayınca; o demiş ki kimse katılmayacak. Şimdi orada emir verdi mi, emekli de olsa ne Çevik Bir ne Özkasnak, hiçbiri konuşmadılar. Bana konuşmayıp da başka birine konuşmuş da değiller. Metni de gösterelim, nasıl kullandığını da; sonuçta bu bir oyun değil. 'Yok' demiş, 'biz o dönemi, kendimizi doğru dürüst anlatamayız' demiş. 'Bundan dolayı konuşmamakta daha yarar var' demiş. ' dedi.
Tansu Çiller'in hem arşivini açtığını hem de anlattığını dile getiren Birand, sadece ekranda konuşmadığını, her şeyi anlattığını, ancak ekranda konuşmadığı için hata ettiğini düşündüğünü söyledi. ODTÜ'de yaptıkları bir programı hatırlatan Birand, şöyle devam etti: 'Yönetmen Musa bize dedi ki kanalın sahibi Erol Bey burda. Biraz önce Özkasnak Erol Beyi aramış; 'bu yayında, canlı yayında eğer askerle ilgili bir tartışma başlatırsa Mehmet Ali Birand, bu sonudur bu işin' demiş. Erol Bey de demiş, 'söyleyin Mehmet Ali Birand'a rejide oturuyorum, şarteli indireceğim.' Öğrencilere de çıkıp bunu söyledim, 'durum böyle böyle, bizi eğer yok etmek istiyorsanız istediğinizi yapın; istediğiniz soruyu sorun, istediğiniz tezahüratı yapın.' Bir tek kelime ters çıkarmadılar. '
BÜLENT ARINÇ: ERBAKAN'IN İMZALAMAMASINI İSTEDİK
Rahmetli Necmettin Erbakan'ın o dönem askerle ilgili sorunları iktidar olmak için hep kapatmaya çalıştığını ileri süren Birand, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın o döneme ilişkin 'Biz orada bekledik dik durmasını, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Erbakan'ın paşalara 'kusura bakmayın hürmetim size karşı çok yüksektir, ama ben bunu imzalayamam' demesini istedik' dediğini aktardı.
O dönem Recep Tayyip Erdoğan'ı pek ciddiye almadıklarını dile getiren Birand, askerin pek izin vereceğini düşünmediklerini ifade etti. Gazeteciler olarak süreci kendilerinin de iyi okuyamadığını vurgulayan Birand, 'Biz öyle büyüdük ve hep öyle gördük. Durmadan asker gelirdi şöyle yap; peki emret komutanım deyip, biz şey yapardık. İçimizde şu vardı; asker doğruyu yapar, asker siyasetçiden daha namusludur, vatanını daha çok sever, daha güçlüdür ve bu millet de kalkıp buna hayır demez. Meğer bu öyle değilmiş. ' diye konuştu.
Erbakan'ın Refah Partisi içinde 'Allah' gibi olduğunu iddia eden Birand, eğer asker Refah ve Fazilet Partisi'ni kapatmasaydı AK Parti'nin çok daha güç kurulacağını savundu. AK Parti'nin bu kadar oy alacağını tahmin etmediklerini dile getiren Birand, olaylara asker gözüyle baktıklarını ifade etti. O dönem 'asker gazeteciler' olduğunu anlatan Birand, kendilerinin hiçbir zaman kimsenin borazanı olmadıklarını savundu.
DİNDARLARIN NE KADAR BÜYÜK ACI ÇEKTİĞİNİ BİLEMEDİM
Türban yasağına başından beri karşı olduğunu vurgulayan Birand, dindarlara çok büyük baskı yapıldığının farkında olduğunu belirterek, çevresinden dolayı ise dindarların ne kadar büyük acı çektiğini bilemediğini ifade etti. Dindarların çektiği acının daha sonra farkına varmaya başladığını anlatan Birand, mütemadiyen çoğunluğu görmemeye alıştıklarını söyledi. Birand, Türk okullarıyla ilgili yaptıkları programdan dolayı da askerden eleştiri aldıklarını belirtti.