Haksen Genel Başkanı Ayhan Çivi Açıklaması
Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Ayhan Çivi, ''Biz 2014 yılı için maaş artışı istemiyoruz. Sıfır maaş artışı istiyoruz. Ancak, neyin karşılığında- Ek ödemelerin emekli maaşına dahil edilmesi karşılığında'' dedi.
Çivi, Adıyaman'da bir otelde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Maaş artışı konularına değinen Çivi, bu konuda sendikalara da seslenerek, ''Biz 2014 yılı için maaş artışı istemiyoruz. Sıfır maaş artışı istiyoruz. Ancak neyin karşılığında- Ek ödemelerin emekli maaşına dahil edilmesi karşılığında. Buradan sendikalara da çağrıda bulunmak istiyorum, bırakın artık şu yüzdelik zamlar peşinde koşmayı. Hayatın gerçekleriyle yüzleşin. Çalışanların gerçek gündemine dönün. Çalışanlar maalesef Türkiye'de çalışmaya mahkum edilmiştir. Emekliler ise ikinci bir işte çalışmaya mahkum edilmiştir'' diye konuştu.
Çivi, 2013 yılında kamu dairelerinde fazla mesailere yeni bir düzenleme getirildiğini, eskiden her kurumun kendi yasal mevzuatına göre ödenen fazla mesailerin, yeni yılda Bakanlar Kurulu'nca merkezi bir düzenleme getirilerek, 6 ay süreyle çalışanlara verileceğini ifade etti.
Fazla mesailerin hangi kurumda ne şekilde ödeneceğine ilişkin kamuoyuna bilgi verilmediğini savunan Çivi, bu konuda aydınlatıcı bir açıklama beklediklerini kaydetti.
Çivi, Türkiye'de önemli ölçüde işsizlik olduğunu, gençlerin kapı kapı dolaşıp kendi geleceklerini güvence altına almak için iş aradıklarını dile getirdi. Büyük ölçüde üniversite mezunu olan gençler işsiz dolaşırken, kamu çalışanlarının profilinin giderek yaşlandığını iddia eden Çivi, şöyle devam etti:
''Bir vergi dairesi, bir hastaneye gittiğiniz zaman veya bir emniyet mensubuyla karşılaştığınız zaman bunu gözlemleyebiliriz. Neden böyle oluyor- HAKSEN olarak yaptığımız araştırmalarda, kamu çalışanları için emekliliğin bir kabus olduğunu tespit ettik. Evet, emeklilik çalışanlar için bir kabusa dönüşmüştür. Türkiye'de ücret adaletinin sağlanması için çıkarılan tazminat yansımaları emekli maaşına yansımadığı için çalışanların maaşları emekli olduklarında yarı yarıya düşmektedir.
Tam tersine insanların güvenceye ihtiyacı olduğu dönemde rahat bir emeklilik geçireceği dönemde, böyle bir ücret kaybı çalışanları korkutmaktadır. Çalışanları endişeye sevk etmektedir. Adeta çalışanlar emekli olduklarında ikinci işlerini ayarlayarak emekli olmaktadırlar. Bu nedenle de kayıt dışı olan bu ek ödemeler çalışanların emekli maaşlarına mutlak suretle yansıtılmalıdır.''
YÖK'le ilgili çalışmalara da değinen Çivi, tamamen anti demokratik düzenlemelerle 1980 ihtilalinin bir ürünü olan Yükseköğretim Kurulu'nun yeniden yapılandırıldığını, bu çalışmanın doğru olduğunu ifade etti.
Konfederasyon olarak çağrıldıkları her platformda kendi özgün görüşlerini ilgililerle paylaştıklarını ve HAKSEN olarak bu kanunu desteklediklerini vurgulayan Çivi, şöyle devam etti:
''Hatta HAKSEN olarak bu yıl Ankara Üniversitesi Rektörlük seçimlerinde idari personelin de kendi rektörlerini seçimde, oy kullanması için sembolik olarak 'Rektörünü sen seç' kampanyası yaparak oy kullandırdık. Üniversiteler bir bütündür. Üniversiteler sadece akademik personel ve öğrencilerden ibaret değildir. YÖK Yasası'nda yapılan değişiklikle, rektörlük seçimlerinde oluşturulacak mecliste idari personelin temsilcilerine de oy kullandırılmasının tasarlandığı belirtilmektedir. Biz bu düzenlemeyi şiddetle ve hararetle destekliyoruz. Hiçbir grubun kaygısına kapılmadan bu düzenlemeden geri adım atılmaması gerekiyor. Bu doğru bir düzenleme. Üniversitelerin gerçek anlamda demokratikleşmesi için bu şarttır.''
-Kamu kurumlarında başörtüsü
Çivi, bir gazetecinin ''Kamu kurumlarında başörtüsü yasağını nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
''Biz Anayasa Uzlaşma Kurulu'na davet edildiğimiz zaman da bizim temel yaklaşımımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin insan haklarına dayalı bir devlet olmasaydı. Devlet vatandaşının kişisel hak ve özgürlüklerini güvence altına almalıdır. Bu memlekette dileyen dilediği kıyafetle eğitimini sürdürebilmelidir. Dileyen vatandaş dilediği şekilde inancını sürdürebilmelidir. İnancının gereklerini yerine getirebilmelidir. Artık ülkemizin bu tür takıntıları kenara bırakıp, önünün açılması gerekiyor. İnsanımızın önünü açıp, hak ettiği özgürlükleri ona tanımalıyız.''
Muhabir: Hakan Furkan - Mehmet Fatih Aslan / Sevil Çelik
Yayıncı: İsmail Fidan
Kaynak: AA
Maaş artışı konularına değinen Çivi, bu konuda sendikalara da seslenerek, ''Biz 2014 yılı için maaş artışı istemiyoruz. Sıfır maaş artışı istiyoruz. Ancak neyin karşılığında- Ek ödemelerin emekli maaşına dahil edilmesi karşılığında. Buradan sendikalara da çağrıda bulunmak istiyorum, bırakın artık şu yüzdelik zamlar peşinde koşmayı. Hayatın gerçekleriyle yüzleşin. Çalışanların gerçek gündemine dönün. Çalışanlar maalesef Türkiye'de çalışmaya mahkum edilmiştir. Emekliler ise ikinci bir işte çalışmaya mahkum edilmiştir'' diye konuştu.
Çivi, 2013 yılında kamu dairelerinde fazla mesailere yeni bir düzenleme getirildiğini, eskiden her kurumun kendi yasal mevzuatına göre ödenen fazla mesailerin, yeni yılda Bakanlar Kurulu'nca merkezi bir düzenleme getirilerek, 6 ay süreyle çalışanlara verileceğini ifade etti.
Fazla mesailerin hangi kurumda ne şekilde ödeneceğine ilişkin kamuoyuna bilgi verilmediğini savunan Çivi, bu konuda aydınlatıcı bir açıklama beklediklerini kaydetti.
Çivi, Türkiye'de önemli ölçüde işsizlik olduğunu, gençlerin kapı kapı dolaşıp kendi geleceklerini güvence altına almak için iş aradıklarını dile getirdi. Büyük ölçüde üniversite mezunu olan gençler işsiz dolaşırken, kamu çalışanlarının profilinin giderek yaşlandığını iddia eden Çivi, şöyle devam etti:
''Bir vergi dairesi, bir hastaneye gittiğiniz zaman veya bir emniyet mensubuyla karşılaştığınız zaman bunu gözlemleyebiliriz. Neden böyle oluyor- HAKSEN olarak yaptığımız araştırmalarda, kamu çalışanları için emekliliğin bir kabus olduğunu tespit ettik. Evet, emeklilik çalışanlar için bir kabusa dönüşmüştür. Türkiye'de ücret adaletinin sağlanması için çıkarılan tazminat yansımaları emekli maaşına yansımadığı için çalışanların maaşları emekli olduklarında yarı yarıya düşmektedir.
Tam tersine insanların güvenceye ihtiyacı olduğu dönemde rahat bir emeklilik geçireceği dönemde, böyle bir ücret kaybı çalışanları korkutmaktadır. Çalışanları endişeye sevk etmektedir. Adeta çalışanlar emekli olduklarında ikinci işlerini ayarlayarak emekli olmaktadırlar. Bu nedenle de kayıt dışı olan bu ek ödemeler çalışanların emekli maaşlarına mutlak suretle yansıtılmalıdır.''
YÖK'le ilgili çalışmalara da değinen Çivi, tamamen anti demokratik düzenlemelerle 1980 ihtilalinin bir ürünü olan Yükseköğretim Kurulu'nun yeniden yapılandırıldığını, bu çalışmanın doğru olduğunu ifade etti.
Konfederasyon olarak çağrıldıkları her platformda kendi özgün görüşlerini ilgililerle paylaştıklarını ve HAKSEN olarak bu kanunu desteklediklerini vurgulayan Çivi, şöyle devam etti:
''Hatta HAKSEN olarak bu yıl Ankara Üniversitesi Rektörlük seçimlerinde idari personelin de kendi rektörlerini seçimde, oy kullanması için sembolik olarak 'Rektörünü sen seç' kampanyası yaparak oy kullandırdık. Üniversiteler bir bütündür. Üniversiteler sadece akademik personel ve öğrencilerden ibaret değildir. YÖK Yasası'nda yapılan değişiklikle, rektörlük seçimlerinde oluşturulacak mecliste idari personelin temsilcilerine de oy kullandırılmasının tasarlandığı belirtilmektedir. Biz bu düzenlemeyi şiddetle ve hararetle destekliyoruz. Hiçbir grubun kaygısına kapılmadan bu düzenlemeden geri adım atılmaması gerekiyor. Bu doğru bir düzenleme. Üniversitelerin gerçek anlamda demokratikleşmesi için bu şarttır.''
-Kamu kurumlarında başörtüsü
Çivi, bir gazetecinin ''Kamu kurumlarında başörtüsü yasağını nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusu üzerine ise şunları kaydetti:
''Biz Anayasa Uzlaşma Kurulu'na davet edildiğimiz zaman da bizim temel yaklaşımımız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin insan haklarına dayalı bir devlet olmasaydı. Devlet vatandaşının kişisel hak ve özgürlüklerini güvence altına almalıdır. Bu memlekette dileyen dilediği kıyafetle eğitimini sürdürebilmelidir. Dileyen vatandaş dilediği şekilde inancını sürdürebilmelidir. İnancının gereklerini yerine getirebilmelidir. Artık ülkemizin bu tür takıntıları kenara bırakıp, önünün açılması gerekiyor. İnsanımızın önünü açıp, hak ettiği özgürlükleri ona tanımalıyız.''
Muhabir: Hakan Furkan - Mehmet Fatih Aslan / Sevil Çelik
Yayıncı: İsmail Fidan