Kilolu İnsanlar Daha Fazla Horluyor
Kulak Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Opr.Dr. Selami Yavuz, “Horlama ile kilo ilişkisi araştırıldığında, ideal kilolarından yüzde 15 daha fazla kiloya sahip olan insanlarda horlama ve apne sıklığının arttığı görülmüştür. Hastalığın tedavisinde ise genel önlemlerin başında kilo vermek gelir” dedi.
Medicana Samsun Hastanesi KBB Bölümü uzmanlarından Opr. Dr. Selami Yavuz, horlamanın uyku ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir rahatsızlık olduğunu belirterek tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Yavuz, “Horlama üst solunum yolunun kısmi tıkanıklıklarında gelişen sesli uykudur, apne ise burun ve ağız solunumunun 10 saniyeyi geçecek şekilde durmasıdır. Uyku üzerinde yapılan araştırmalar sonucu horlama ve uyku apnesinin beklenenden daha yaygın olduğu saptanmıştır. Sıklıkla karşılaşılan basit horlama aslında hafif şiddetteki uyku apnesi olabilmektedir. Horlama ile kilo ilişkisi araştırıldığında ideal kilolarından yüzde 15 daha fazla kiloya sahip olan insanlarda horlama ve apne sıklığının arttığı görülmüştür. 30-60 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 24’ünde, kadınların yüzde 9’unda hafif-orta derecede horlama ve apne vardır” diye konuştu.
Hastalarda hastalığın şiddetine göre değişen gündüz uyuklama hali olduğunu belirten Opr. Dr. Selami Yavuz, “Gece ne kadar uzun uyurlarsa uyusunlar gün içerisinde yine bitkinlik ve uyku hali olur. Ağır apnesi olan hastalarda araba kullanılırken, hatta konuşurken bile uyku hali olabilir. Sabah belirgin olup daha sonra hafifleyen baş ağrısı yüzde 20 oranında görülmektedir. Gün boyu izlenen unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, dikkat azlığı genellikle görülen bulgulardır. Bunun dışında saldırganlık, çabuk sinirlenme, cinsel performansta azalma ve yağ metabolizması bozukluğu sonucu kilo alma görülebilir. Yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları, kalp damar hastalıkları, inme gibi hastalıklara apnesi olan insanlarda sıklıkla rastlanmaktadır” şeklinde konuştu.
KBB Uzmanı Opr. Dr. Selami Yavuz, hastalığını tanısı hakkında şu bilgileri verdi: “Hastalığın tanısında öncelikli olan yöntem genel muayene ve özellikle kulak burun boğaz muayenesidir. Bu şekilde hastaların pek çoğuna tanı konur. Bunun dışında bazı filmler ve uyku laboratuvarı hastalığın şiddetini ortaya koymak bakımından yardımcı olur. Tedavide genel önlemlerin başında kilo vermek gelir. Alkol ve sigara alımı da kısıtlanmalıdır. Burun, geniz, yumuşak damak- küçük dil, bademcikler ve dil kökü gibi bölgelerdeki anatomik bozukluklar cerrahi müdahale ile düzeltilir ve iyi sonuç alınır. Horlamaya veya tıkanıklığa sebep olan alerjik problemlerse alerji testleri yapılarak ve uygun ilaç ve / veya aşı tedavisiyle problem çözülür. Bunun dışında cerrahi gerektirmeyen veya tıbbi tedaviye dirençli hastalarda burundan basınçlı hava verilmesi esasına dayalı Continious Positive Air Pressure (CPAP) cihazı kullanılabilir.”
Kaynak: İHA
Yavuz, “Horlama üst solunum yolunun kısmi tıkanıklıklarında gelişen sesli uykudur, apne ise burun ve ağız solunumunun 10 saniyeyi geçecek şekilde durmasıdır. Uyku üzerinde yapılan araştırmalar sonucu horlama ve uyku apnesinin beklenenden daha yaygın olduğu saptanmıştır. Sıklıkla karşılaşılan basit horlama aslında hafif şiddetteki uyku apnesi olabilmektedir. Horlama ile kilo ilişkisi araştırıldığında ideal kilolarından yüzde 15 daha fazla kiloya sahip olan insanlarda horlama ve apne sıklığının arttığı görülmüştür. 30-60 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 24’ünde, kadınların yüzde 9’unda hafif-orta derecede horlama ve apne vardır” diye konuştu.
Hastalarda hastalığın şiddetine göre değişen gündüz uyuklama hali olduğunu belirten Opr. Dr. Selami Yavuz, “Gece ne kadar uzun uyurlarsa uyusunlar gün içerisinde yine bitkinlik ve uyku hali olur. Ağır apnesi olan hastalarda araba kullanılırken, hatta konuşurken bile uyku hali olabilir. Sabah belirgin olup daha sonra hafifleyen baş ağrısı yüzde 20 oranında görülmektedir. Gün boyu izlenen unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü, dikkat azlığı genellikle görülen bulgulardır. Bunun dışında saldırganlık, çabuk sinirlenme, cinsel performansta azalma ve yağ metabolizması bozukluğu sonucu kilo alma görülebilir. Yüksek tansiyon, kalp ritim bozuklukları, kalp damar hastalıkları, inme gibi hastalıklara apnesi olan insanlarda sıklıkla rastlanmaktadır” şeklinde konuştu.
KBB Uzmanı Opr. Dr. Selami Yavuz, hastalığını tanısı hakkında şu bilgileri verdi: “Hastalığın tanısında öncelikli olan yöntem genel muayene ve özellikle kulak burun boğaz muayenesidir. Bu şekilde hastaların pek çoğuna tanı konur. Bunun dışında bazı filmler ve uyku laboratuvarı hastalığın şiddetini ortaya koymak bakımından yardımcı olur. Tedavide genel önlemlerin başında kilo vermek gelir. Alkol ve sigara alımı da kısıtlanmalıdır. Burun, geniz, yumuşak damak- küçük dil, bademcikler ve dil kökü gibi bölgelerdeki anatomik bozukluklar cerrahi müdahale ile düzeltilir ve iyi sonuç alınır. Horlamaya veya tıkanıklığa sebep olan alerjik problemlerse alerji testleri yapılarak ve uygun ilaç ve / veya aşı tedavisiyle problem çözülür. Bunun dışında cerrahi gerektirmeyen veya tıbbi tedaviye dirençli hastalarda burundan basınçlı hava verilmesi esasına dayalı Continious Positive Air Pressure (CPAP) cihazı kullanılabilir.”