Yunan Asıllı Kadın Sanatçı, İnsan Kaçakçılığına Dikkat Çekmek Amacıyla Başlattığı Çalışmasında, Denizde Yaşamını Yitiren İnsanların İsimlerini ve Doğum Yerlerini, Alabora Olan Teknelerin Üzerinde Sergiliyor
Fikriye Susam Uyar - Yunan Asıllı kadın sanatçı Kalliopi Lemos, insan kaçakçılığına dikkat çekmek için başlattığı yapıt dizisinde, başka ülkelere gitmek üzere denizden yola çıkan ve bu yolculuklarda yaşamını yitiren insanların isimlerini, alabora olan teknelerin üzerinde yaşatıyor. Sanatçı bu kapsamda hazırladığı tekneyi, ''3. Uluslararası Çanakkale Bianali''nde sergiliyor.
Bienalin Genel Sanat Yönetmeni ve küratörlerinden Beral Madra, Londra'da yaşayan Lemos'un, 2009'dan beri bu yapıt dizisi üzerinde çalıştığını söyledi.
Madra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lemos'un, eşi denizci olduğu için deniz meselesine ilgiyle bakan bir sanatçı olduğunu ifade ederek, Ege Denizi'nin, 2000'li yıllardan bu yana yasa dışı insan kaçakçılığının neredeyse merkezi haline geldiğini öne sürdü.
Yakın dönemde ölümler olduğunu, hata Çanakkale'den yola çıkarken geri çağrılanların bulunduğunu anımsatan Madra, bunun son derece gündemde ve çözülmediği için de herkesin utanç duyduğu bir olay olduğunu vurguladı.
Madra, sanatçının bu yolculuklarda hayatlarını kaybeden insanlara bu şekilde dikkat çektiğini bildirdi.
''Sanatçı, kaderi belli olmayan bu yolculukta bu insanları anmak gerektiğini düşündü ve 2009 yılında Atina yakınında, kaçak insan taşımış ve terk edilmiş 4 dev tekneyi sergiledi'' diyen Madra, Lemos'u İstanbul'a da davet ettiğini ifade etti.
Bu kapsamda Bilgi Üniversitesi'nin bahçesinde 2 büyük teknenin bulunduğunu, Berlin'in Brandenburg Kapısı'nın önünde de 4 tekneyi sergilediklerini dile getiren Madra, sorunu uluslararası ortama, sanat yapıtlarıyla duyurmaya çalıştıklarını kaydetti.
Madra, şöyle konuştu:
''Lemos'u, bu sergiye de davet ettim. Bienal kapsamında burada da bir tekne sergileniyor. Buradaki teknenin üzerinde madeni küçük levhalar var. Her bir levhanın üstünde bu yolculukta ölen insanların adı ve doğum yerleri var. Bunları gümrük arşivlerinden çıkardık. Bin adet var bu teknenin üzerinde. Bunları tek tek dizdik. İnsanlar böyle bir kader yolculuğuna çıktıklarında üzerlerinde tılsımlar, nazar boncukları taşır, kendisine kötülük gelmesin diye. Burada da Yunanistan'da geleneksel olarak kullanılan 'Fatma'nın eli' olan simge de var. Bu koruyucu bir tılsımdır. Türkiye'de her yerde turistik olarak satılıyor. Bu insanları çıktıkları yolda yalnız ve yalnız Allah koruyor, tanrıları koruyabiliyor. Başka hiç kimse korumuyor bu insanları.''
Lemos'un, bienalde de bu olaya tekne ile dikkat çektiğini vurgulayan Madra, sanatçının sergilenen tekneyi Çanakkale Belediyesi'ne armağan ettiğini söyledi.
Alabora olan teknelerin sahillerde terk edilmiş olarak bulunduğunu kaydeden Madra, ''Burası da tam Avrupa'ya çıkış yolu. Belki de alabora olan ve üzerlerinde bu yolculuklarda hayatını kaybetmiş insanların isimlerinin bulunduğu bu tekneler, gelecek kuşaklara bu konuyu anlatacak, 'Böyle bir insanlık dramı yaşandı' diye'' şeklinde konuştu.
Yayıncı: Kamuran Akkuş
Kaynak: AA
Madra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lemos'un, eşi denizci olduğu için deniz meselesine ilgiyle bakan bir sanatçı olduğunu ifade ederek, Ege Denizi'nin, 2000'li yıllardan bu yana yasa dışı insan kaçakçılığının neredeyse merkezi haline geldiğini öne sürdü.
Yakın dönemde ölümler olduğunu, hata Çanakkale'den yola çıkarken geri çağrılanların bulunduğunu anımsatan Madra, bunun son derece gündemde ve çözülmediği için de herkesin utanç duyduğu bir olay olduğunu vurguladı.
Madra, sanatçının bu yolculuklarda hayatlarını kaybeden insanlara bu şekilde dikkat çektiğini bildirdi.
''Sanatçı, kaderi belli olmayan bu yolculukta bu insanları anmak gerektiğini düşündü ve 2009 yılında Atina yakınında, kaçak insan taşımış ve terk edilmiş 4 dev tekneyi sergiledi'' diyen Madra, Lemos'u İstanbul'a da davet ettiğini ifade etti.
Bu kapsamda Bilgi Üniversitesi'nin bahçesinde 2 büyük teknenin bulunduğunu, Berlin'in Brandenburg Kapısı'nın önünde de 4 tekneyi sergilediklerini dile getiren Madra, sorunu uluslararası ortama, sanat yapıtlarıyla duyurmaya çalıştıklarını kaydetti.
Madra, şöyle konuştu:
''Lemos'u, bu sergiye de davet ettim. Bienal kapsamında burada da bir tekne sergileniyor. Buradaki teknenin üzerinde madeni küçük levhalar var. Her bir levhanın üstünde bu yolculukta ölen insanların adı ve doğum yerleri var. Bunları gümrük arşivlerinden çıkardık. Bin adet var bu teknenin üzerinde. Bunları tek tek dizdik. İnsanlar böyle bir kader yolculuğuna çıktıklarında üzerlerinde tılsımlar, nazar boncukları taşır, kendisine kötülük gelmesin diye. Burada da Yunanistan'da geleneksel olarak kullanılan 'Fatma'nın eli' olan simge de var. Bu koruyucu bir tılsımdır. Türkiye'de her yerde turistik olarak satılıyor. Bu insanları çıktıkları yolda yalnız ve yalnız Allah koruyor, tanrıları koruyabiliyor. Başka hiç kimse korumuyor bu insanları.''
Lemos'un, bienalde de bu olaya tekne ile dikkat çektiğini vurgulayan Madra, sanatçının sergilenen tekneyi Çanakkale Belediyesi'ne armağan ettiğini söyledi.
Alabora olan teknelerin sahillerde terk edilmiş olarak bulunduğunu kaydeden Madra, ''Burası da tam Avrupa'ya çıkış yolu. Belki de alabora olan ve üzerlerinde bu yolculuklarda hayatını kaybetmiş insanların isimlerinin bulunduğu bu tekneler, gelecek kuşaklara bu konuyu anlatacak, 'Böyle bir insanlık dramı yaşandı' diye'' şeklinde konuştu.
Yayıncı: Kamuran Akkuş