Dündar: Duvara Yatak Resmi Yapar Karşısına Geçer Uyurum

Gazeteci Uğur Dündar, 28 Şubat sürecinde patlak veren Andıç olayı ile ilgili, “Meslek hayatımda cevabını veremeyeceğim hiçbir soru yok. Vicdanen o kadar rahatım. Duvara yatak resmi yapar karşısına geçer mışıl mışıl uyurum.” dedi.

TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu, Gazeteci Uğur Dündar’ı dinledi. Dündar, habercilik yaşamında hiçbir patron veya meslek dışı güçten talimat almadığını belirterek, “Bu nedenle bilgisine başvurulan bazı gazeteciler gibi pişmanlıklar ve aldatmışlıklardan söz ederek günah çıkartmama neden olacak bir ahlaksızlığın içinde de bilerek bulunmadım.” diye konuştu.

Meslek hayatı boyunca merhum Bülent Ecevit’in başbakanlık yaptığı dönemler hariç, tüm iktidarların hışmına uğradığını kaydeden Dündar, “Kimi zaman işsiz kaldım, kimi zaman cinayet çetelerinin öldürülecekler listesinde yer aldım. Tansu Çiller milletvekili seçildiğinde, aktif siyaseti bıraktığı tarihe kadar yaşadıklarımın bir benzerine ancak korku romanları ve filmlerinde rastlanılabilir. Yaşadıklarımdan belki kendisinin hiç haberi olmamıştır.” diye konuştu.

Dündar, 28 Şubat sürecinden sonra da Beyaz Enerji yolsuzluğu kapsamında hazırlanan fezlekeden Turgut Yılmaz’ın adını çıkarmadığı için, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ve kardeşinin 'hışmına' uğradığını savundu. 28 Şubat sürecinde, ‘din bezirganları’ ile ilgili haberler de yaptığını belirten Dündar, “Bunları ekrana getirirken, kimseden telkin, öneri veya emir almadım. O günlerin görünen gerçeği kimlerse, o gerçekleri ekrana getirdim. Bu tür haberlerin ekranlarda ve gazete sayfalarında yoğunlaşmasının bir sebebi de reyting ve traj getirmesiydi.” ifadesini kullandı. 2002 seçimlerinin ardından, Başbakan Erdoğan ile en çok röportaj yapan gazeteci olduğunu kaydeden Dündar, “Ancak 2008 yılında Star TV’de anchorman olduktan sonra sergilediğimiz tarafsız yayıncılık, Başbakan Erdoğan ve çevresince beğenilmemiş olacak ki ilişkimiz soğudu.” dedi.

Star TV’den ayrılış sürecini de anlatan Dündar, bugün medya üzerinde büyük bir baskı olduğunu savunarak, “Gazetemde çalışıyorum ama bana gel çalış diyebilecek babayiğit bir televizyon patronu görmüyorum.” diye konuştu.

“DUVARA YATAK RESMİ YAPAR KARŞISINA GEÇER UYURUM”

Dündar, sunumunun ardından komisyon üyelerinin sorularını cevapladı. Andıç olayında ‘soruşturmacı gazetecilik’ açısından bir eksik olup olmadığı, olayı bugün itibariyle nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Dündar, meslek hayatında cevap veremeyeceği hiçbir soru olmadığını savunarak, “Vicdanen o kadar rahatım. Duvara yatak resmi yapar, karşısına geçer mışıl mışıl uyurum.” ifadesini kullandı. Andıç’ın, hazırlayanlar ve sahte belge düzenleyenler açısından utanç verici bir durum olduğunu kaydeden Dündar, şöyle devam etti:

“Ama o günün görünen gerçeği Andıç değildir. Bingöl’de şehit edilen 33 askerimiz başta olmak üzere binlerce güvenlik görevlisi, askerimizi, polisimizi, masum insanlarımızı öldürmüş bir terör örgütünün ele başının sağ kolu yakalanıyor ve sorgulanıyor. O iki gazeteci arkadaşımız Sabah gazetesinde çalışıyordu. Bir gün önce Sabah gazetesi büyük bir anons yaptı. ‘Şemdin Sakık konuşuyor, bazı gazetecilerin isimlerini veriyor’, şeklinde. Yani ilk duyuruyu televizyon yapmadı, Sabah gazetesi yaptı. Herkesin habercilik refleksini tetikleyen anons budur. Soruşturmacı gazetecinin bu haberi doğrulatması için ne yapması gerekir. Görünmez adam olup Diyarbakır’daki kolorduda Şemdin Sakık’ın sorgulandığı odaya girmek gerek. Böyle bir imkan olabilir mi?” Dündar, ismi geçen kişilere ekranın açık olduğunu duyurduklarını, haberden dolayı kimsenin haklarında suç duyurusunda bulunmadığını ya da tazminat davası açmadığını kaydetti.

“ŞEMDİN SAKIK’IN SORGUSUNUN YAPILDIĞI TARİHTE 7. KOLORDU KOMUTANI BÜYÜKANIT’TI”

Şemdin Sakık ile röportaj yapmak için başvuruda bulunduğunu aktaran Dündar, “Bu talebe Mehmet Ali Şahin, adalet bakanı oluncaya kadar izin verilmedi. Şahin, bana röportaj izni verdi fakat askerlerin, nelerin konuşulacağını bilmek istediğini söyledi.

Ben de içinde Andıç olayının da olduğu soruları hazırladım ve geçtim. Ancak daha sonra, ‘Genelkurmay Başkanı Sayın Yaşar Büyükanıt, bu röportajı uygun görmüyor’ denildi. Sonra düşündüm, bu sorgunun yapıldığı tarihte 7. Kolordu’nun komutanı Yaşar Büyükanıt’tı. Bilmem anlatabiliyor muyum?” dedi.

Akın Birdal suikastinin azmettiricisi Cengiz Erveser ile de röportaj yapmak istediğini ancak kendisinin konuşmadığını söyleyen Dündar, “Ersever’in arkasında da Yeşil’in olduğu biliniyordu. Yeşil’in o tarihlerde Ankara’da bir askeri garnizonda saklandığına ilişkin bazı ihbarlar geldi. Bunu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a ve iletilmesi gereken güvenlik birimlerine ilettim ancak bir delil bulunamadı.” şeklinde konuştu.