Bağış'dan Fransa ve Danimarka'ya Tepkidavos
AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği`nin, ifade özgürlüğünü kısıtlayan Fransa ve terörist bir örgütün ``borazanı`` olduğu mahkeme kararıyla tescillenen Roj TV`yi kapatmayan Danimarka`ya tepki göstermesi gerektiğini söyledi.
İsviçre ' nin Davos kasabasında devam eden Dünya Ekonomik Forumu ' nda AA muhabirinin sorularını cevaplayan Bağış , ' ' Davos ' ta hiçbir zaman Türkiye ' nin bu kadar takdirle izlenildiğini görmemiştim . Gerçekten Türkiye ' nin özellikle son yıllardaki ekonomik performansı , dış politikadaki performansı , kendi bölgesinde oluşturduğu ağırlık Türkiye ' ye burada farklı bir hava vermiş . Burada hepimiz Türkiye ' de yaşanan olumlu değişiklikleri göğsü kabararak anlatıyoruz ' ' dedi .
Davos ' ta Avrupa ' nın geleceğiyle ilgili oturumlarda en çok fikri sorulan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Bağış ' ' Düşünün AB üyesi değiliz , hala önümüzde birçok engeller var ama Avrupa ' nın yeni kimliğinin oluşması , yeniden şekillenmesiyle ilgili düzenlenen bütün panellerde bizler varız . Davos ' un o coğrafi güzelliği Türkiye ' nin yıldızıyla parlıyor diyebiliriz ' ' ifadesini kullandı .
Fransa Senatosu ' nun 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasa teklifini kabul etmesini değerlendiren Bağış , ' ' Bunu Fransa ' nın son hamlesi olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum . Bu Fransa ' daki bir siyasi kesimin son hamlesidir . Onlar da zaten gidişatta olduklarının farkındalar . Hani ' denize düşen yılana sarılır ' misali , belki tutar diyerek , acaba Türkiye ' ye saldırırsak aşırı sağın oylarını partimize kaydırabilir miyiz , acaba farklı etnik grupların oylarını hedefleyip oralardan bir şeyler devşirebilir miyiz çabası içerisine girmiş bir kesim . Ama kendi anketleri bile gösteriyor ki bunların fazla bir umudu da kalmadı ' ' diye konuştu .
Yasa teklifinin Fransa Senatosu ' nda onaylanması nedeniyle Türkiye ' nin Fransız halkının tamamını karşısına almasının anlamlı olmadığını vurgulayan Bağış , ' ' Zaten Fransız senatörlerin önemli bir kısmının çok büyük bir huzursuzluk içerisinde olduğunu biliyoruz . Ümit ederim ki yeteri kadar imzayı da toplayıp Anayasa Mahkemesi ' ne başvuracaklardır ve mahkeme bu tasarının aslında Fransız ideallerine , Fransız yasalarına aykırı olduğunu bir kez daha ortaya koyacaktır ' ' dedi .
- ' ' Kilidi Fransız halkı açar ' ' -Egemen Bağış , 2006 yılında sonuçsuz kalan benzer bir yasa teklifi girişiminde ' ' ters tepeceği , diyalog sürecinin tıkanacağı , Türkiye-Ermenistan anlaşmazlığında çözümü zorlaştıracağı ve konunun tarihçilere bırakılması gerektiği ' ' gibi tezlerle Fransa ' ya tepki gösteren AB Komisyonu ' nun bu kez sessiz kalmasını şöyle yorumladı : ' ' Bunun iki sebebi var . Birincisi onlar da bu oyunu görüyorlar . İkinci sebep de Fransa ' nın başını çektiği Avrupa Birliği ' nin büyük ülkeleri , AB Komisyonu ' nun zaten zayıf olmasını hedefledi , ona yönelik bir çaba içerisine girdi ve Komisyonun farklı konularda üye ülkelerle ilgili eleştiri yapmasını adeta zor hale getirecek birtakım yaptırımlara girdi . Yıllardır devam edegelen sürecin şu anda etkilerini yaşıyoruz . Ama dediğim gibi bu kilidi Mayıs ayında Fransız halkı çözecektir . ' ' Bağış , buna rağmen ' ' AB ' nin Fransa ' ya mutlaka tepki göstermesi gerekirdi ' ' diyerek şu eleştirilerde bulundu : ' ' Sadece Fransa ' ya değil , Danimarka ' ya da , kendi mahkemelerinin yargı kararıyla terörist bir örgütün borazanı olduğunu ispat ettiği , mahkeme kararıyla tescil ettiği bir televizyon kanalını hala kapatmamakta direnen Danimarka ' ya da tek kelime etmeyen bir Komisyon var . Fransa da Avrupa Birliği ' nin kuruluş ideallerine aykırı bir yasa tasarısını zorla , tehditle , milletvekillerini senatörlerini bizzat arayıp baskı yaparak geçirmeye çalışan bir siyasi zihniyet var , ona da sessiz kalıyor . Ama bu sessiz kalmanın arkasında dediğim gibi Komisyonun zayıflatılması var . Aslında bugün Avrupa ' nın içine düşmüş olduğu ekonomik buhranın da asıl sebebi budur . Liderlik eksikliği var . Avrupa Birliği fikrini ortaya atan liderler maalesef bugün ortalıkta yok . Churchilller , Spinelliler , Monnetler , bu tür liderler olmadığı için günü kurtarma çabasına düşmüş , gerçekten dar vizyonlu liderlerin , bir sonraki nesli değil bir sonraki seçimi odaklayan liderlerin politikaları yüzünden şu anda Avrupa bir buhranda ama bunları aşmanın yolu da yine Avrupa ' nın kendi öz değerlerine dönmesi olacaktır . ' ' - ' ' Umarım verdiğimiz mesajları iyi algılamışlardır ' ' -Bağış , Avrupa ' da aşırı sağın yükselişini değerlendirirken ' ' Genelde ekonomik krizler aşırı uçların kuvvetlenmesine sebep verirler ama bunlar geçiş dönemleridir . Avrupa ' nın kendi değerlerine dönmesi derken bunu kastediyorum . Avrupa ' nın değerlerinde aslında kucaklayıcılık vardır , ayrımcılık yoktur , ırkçılığa faşizme karşı , İslam düşmanlığına karşı anti Semitizme karşı bir dik duruş vardır . O fikirleri yeniden canlandırırlarsa hem kendi toplumlarının fikirlerini kazanırlar , güven kazanınca istikrar gelir , istikrarla birlikte yatırımlar artar ve ekonomik buhran da son bulur . Ama bu gidişatla eğer aşırı uçların palazlanmasına izin verip onların daha da güçlenmelerine göz yumarlarsa o zaman Avrupa ' nın gerçekten sıkıntılı bir dönemi daha olacaktır . Davos ' ta en çok bu tartışıldı . Ümit ederim ki verdiğimiz mesajları iyi algılamışlardır ' ' dedi .
Avrupa ' nın ' ' dediğimi yap , yaptığımı yapma ' ' zihniyetini sürdürmesinin kendisini oldukça endişelendirdiğini anlatan Bağış , ' ' Avrupalılar ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan bir ülkeye sesini çıkarmazken , terör örgütünün borazanını kapatmayan bir ülkeye sessiz kalırken öte yandan Ukrayna ' da bir kişinin hapse atılmış olması nedeniyle 45 milyon Ukraynalının demokratik reformlarını durduracak bir çaba içerisine girdiler . Öte yandan Türkiye ' de , bir yanda ifade özgürlüğüyle ilgili bize nutuk atıyorlar ama kendi üyelerinde ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasa tasarılarına ses çıkarmıyorlar . Avrupa ' nın artık biraz kendi iç denetim mekanizmalarını güçlendirmesi lazım ' ' şeklinde konuştu .
Bağış , AB katılım müzakerelerinde Türkiye ' nin önüne çıkarılan engellere değinirken ' ' Yani sayın ( Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas ) Sarkozy tarım faslını engelliyor diye ben tarım konusunda hiçbir adım atmayacağım diye bir şey olamaz . Türkiye ' nin çıkarları neyi gerektiriyorsa o adımları atarız ' ' ifadesini kullandı .
Başmüzakereci Bağış , ' ' Avrupa Birliği Bakanlığı olarak kendimizi Türkiye ' nin reform mutfağı olarak görüyoruz . Avrupa Birliği bizim bu reformlarımızı görür , görmez , kabul eder , etmez o onların sorunu . Faslın açılıp açılmamasına eğer çok endekslenirsek sırtımızdaki davulun tokmağını Brüksel ' e teslim etmiş oluruz . Biz kendimiz çalıp kendimiz oynamayı beceririz . Kendi göbeğimizi kendimiz kesebiliriz . Hiçbir şekilde onların da bize tutup ahkam kesmesine izin vermeyiz . Çünkü onların da kredibilite sorunu var , önce onu düzeltsinler ' ' dedi .
-Yeni anayasa-Yeni anayasa konusunda TBMM ' de grubu bulunan tüm partilerden eşit katılımla oluşturulan uzlaşma komisyonuna bir şans verilmesini isteyen Bağış , ' ' Eğer bu Komisyon yepyeni bir anayasa ortaya çıkarabiliyorsa zaten muazzam . Çıkaramıyorsa önce uzlaştığımız konularda yapalım . Mevcut anayasada bir buçuk sayfa kooperatiflerimizin nasıl yönetilmesi gerektiği yazılıyor . Bunlar anayasada olmaması gereken detaylardır . Bu anayasayı böyle Aspirin prospektüsü haline getirmek Türkiye ' ye zarar vermiştir . Anayasalar daha genel kuralları belirlemelidir . En azından o konuda bu komisyonun çok önemli başarıları olabileceğine inanıyorum . Umudumu yitirmiş değilim ' ' diye konuştu .
Kaynak: AA
Davos ' ta Avrupa ' nın geleceğiyle ilgili oturumlarda en çok fikri sorulan ülkelerden birinin Türkiye olduğunu belirten Bağış ' ' Düşünün AB üyesi değiliz , hala önümüzde birçok engeller var ama Avrupa ' nın yeni kimliğinin oluşması , yeniden şekillenmesiyle ilgili düzenlenen bütün panellerde bizler varız . Davos ' un o coğrafi güzelliği Türkiye ' nin yıldızıyla parlıyor diyebiliriz ' ' ifadesini kullandı .
Fransa Senatosu ' nun 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarının reddini suç sayan yasa teklifini kabul etmesini değerlendiren Bağış , ' ' Bunu Fransa ' nın son hamlesi olarak değerlendirmeyi doğru bulmuyorum . Bu Fransa ' daki bir siyasi kesimin son hamlesidir . Onlar da zaten gidişatta olduklarının farkındalar . Hani ' denize düşen yılana sarılır ' misali , belki tutar diyerek , acaba Türkiye ' ye saldırırsak aşırı sağın oylarını partimize kaydırabilir miyiz , acaba farklı etnik grupların oylarını hedefleyip oralardan bir şeyler devşirebilir miyiz çabası içerisine girmiş bir kesim . Ama kendi anketleri bile gösteriyor ki bunların fazla bir umudu da kalmadı ' ' diye konuştu .
Yasa teklifinin Fransa Senatosu ' nda onaylanması nedeniyle Türkiye ' nin Fransız halkının tamamını karşısına almasının anlamlı olmadığını vurgulayan Bağış , ' ' Zaten Fransız senatörlerin önemli bir kısmının çok büyük bir huzursuzluk içerisinde olduğunu biliyoruz . Ümit ederim ki yeteri kadar imzayı da toplayıp Anayasa Mahkemesi ' ne başvuracaklardır ve mahkeme bu tasarının aslında Fransız ideallerine , Fransız yasalarına aykırı olduğunu bir kez daha ortaya koyacaktır ' ' dedi .
- ' ' Kilidi Fransız halkı açar ' ' -Egemen Bağış , 2006 yılında sonuçsuz kalan benzer bir yasa teklifi girişiminde ' ' ters tepeceği , diyalog sürecinin tıkanacağı , Türkiye-Ermenistan anlaşmazlığında çözümü zorlaştıracağı ve konunun tarihçilere bırakılması gerektiği ' ' gibi tezlerle Fransa ' ya tepki gösteren AB Komisyonu ' nun bu kez sessiz kalmasını şöyle yorumladı : ' ' Bunun iki sebebi var . Birincisi onlar da bu oyunu görüyorlar . İkinci sebep de Fransa ' nın başını çektiği Avrupa Birliği ' nin büyük ülkeleri , AB Komisyonu ' nun zaten zayıf olmasını hedefledi , ona yönelik bir çaba içerisine girdi ve Komisyonun farklı konularda üye ülkelerle ilgili eleştiri yapmasını adeta zor hale getirecek birtakım yaptırımlara girdi . Yıllardır devam edegelen sürecin şu anda etkilerini yaşıyoruz . Ama dediğim gibi bu kilidi Mayıs ayında Fransız halkı çözecektir . ' ' Bağış , buna rağmen ' ' AB ' nin Fransa ' ya mutlaka tepki göstermesi gerekirdi ' ' diyerek şu eleştirilerde bulundu : ' ' Sadece Fransa ' ya değil , Danimarka ' ya da , kendi mahkemelerinin yargı kararıyla terörist bir örgütün borazanı olduğunu ispat ettiği , mahkeme kararıyla tescil ettiği bir televizyon kanalını hala kapatmamakta direnen Danimarka ' ya da tek kelime etmeyen bir Komisyon var . Fransa da Avrupa Birliği ' nin kuruluş ideallerine aykırı bir yasa tasarısını zorla , tehditle , milletvekillerini senatörlerini bizzat arayıp baskı yaparak geçirmeye çalışan bir siyasi zihniyet var , ona da sessiz kalıyor . Ama bu sessiz kalmanın arkasında dediğim gibi Komisyonun zayıflatılması var . Aslında bugün Avrupa ' nın içine düşmüş olduğu ekonomik buhranın da asıl sebebi budur . Liderlik eksikliği var . Avrupa Birliği fikrini ortaya atan liderler maalesef bugün ortalıkta yok . Churchilller , Spinelliler , Monnetler , bu tür liderler olmadığı için günü kurtarma çabasına düşmüş , gerçekten dar vizyonlu liderlerin , bir sonraki nesli değil bir sonraki seçimi odaklayan liderlerin politikaları yüzünden şu anda Avrupa bir buhranda ama bunları aşmanın yolu da yine Avrupa ' nın kendi öz değerlerine dönmesi olacaktır . ' ' - ' ' Umarım verdiğimiz mesajları iyi algılamışlardır ' ' -Bağış , Avrupa ' da aşırı sağın yükselişini değerlendirirken ' ' Genelde ekonomik krizler aşırı uçların kuvvetlenmesine sebep verirler ama bunlar geçiş dönemleridir . Avrupa ' nın kendi değerlerine dönmesi derken bunu kastediyorum . Avrupa ' nın değerlerinde aslında kucaklayıcılık vardır , ayrımcılık yoktur , ırkçılığa faşizme karşı , İslam düşmanlığına karşı anti Semitizme karşı bir dik duruş vardır . O fikirleri yeniden canlandırırlarsa hem kendi toplumlarının fikirlerini kazanırlar , güven kazanınca istikrar gelir , istikrarla birlikte yatırımlar artar ve ekonomik buhran da son bulur . Ama bu gidişatla eğer aşırı uçların palazlanmasına izin verip onların daha da güçlenmelerine göz yumarlarsa o zaman Avrupa ' nın gerçekten sıkıntılı bir dönemi daha olacaktır . Davos ' ta en çok bu tartışıldı . Ümit ederim ki verdiğimiz mesajları iyi algılamışlardır ' ' dedi .
Avrupa ' nın ' ' dediğimi yap , yaptığımı yapma ' ' zihniyetini sürdürmesinin kendisini oldukça endişelendirdiğini anlatan Bağış , ' ' Avrupalılar ifade özgürlüğünü kısıtlamaya çalışan bir ülkeye sesini çıkarmazken , terör örgütünün borazanını kapatmayan bir ülkeye sessiz kalırken öte yandan Ukrayna ' da bir kişinin hapse atılmış olması nedeniyle 45 milyon Ukraynalının demokratik reformlarını durduracak bir çaba içerisine girdiler . Öte yandan Türkiye ' de , bir yanda ifade özgürlüğüyle ilgili bize nutuk atıyorlar ama kendi üyelerinde ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasa tasarılarına ses çıkarmıyorlar . Avrupa ' nın artık biraz kendi iç denetim mekanizmalarını güçlendirmesi lazım ' ' şeklinde konuştu .
Bağış , AB katılım müzakerelerinde Türkiye ' nin önüne çıkarılan engellere değinirken ' ' Yani sayın ( Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas ) Sarkozy tarım faslını engelliyor diye ben tarım konusunda hiçbir adım atmayacağım diye bir şey olamaz . Türkiye ' nin çıkarları neyi gerektiriyorsa o adımları atarız ' ' ifadesini kullandı .
Başmüzakereci Bağış , ' ' Avrupa Birliği Bakanlığı olarak kendimizi Türkiye ' nin reform mutfağı olarak görüyoruz . Avrupa Birliği bizim bu reformlarımızı görür , görmez , kabul eder , etmez o onların sorunu . Faslın açılıp açılmamasına eğer çok endekslenirsek sırtımızdaki davulun tokmağını Brüksel ' e teslim etmiş oluruz . Biz kendimiz çalıp kendimiz oynamayı beceririz . Kendi göbeğimizi kendimiz kesebiliriz . Hiçbir şekilde onların da bize tutup ahkam kesmesine izin vermeyiz . Çünkü onların da kredibilite sorunu var , önce onu düzeltsinler ' ' dedi .
-Yeni anayasa-Yeni anayasa konusunda TBMM ' de grubu bulunan tüm partilerden eşit katılımla oluşturulan uzlaşma komisyonuna bir şans verilmesini isteyen Bağış , ' ' Eğer bu Komisyon yepyeni bir anayasa ortaya çıkarabiliyorsa zaten muazzam . Çıkaramıyorsa önce uzlaştığımız konularda yapalım . Mevcut anayasada bir buçuk sayfa kooperatiflerimizin nasıl yönetilmesi gerektiği yazılıyor . Bunlar anayasada olmaması gereken detaylardır . Bu anayasayı böyle Aspirin prospektüsü haline getirmek Türkiye ' ye zarar vermiştir . Anayasalar daha genel kuralları belirlemelidir . En azından o konuda bu komisyonun çok önemli başarıları olabileceğine inanıyorum . Umudumu yitirmiş değilim ' ' diye konuştu .