Cüneyt Özdemir: Bizim Mahalle Gülen’le Görüşmemi Kabullenemedi
CNN Türk’te ‘beşNbirK’ programını hazırlayıp sunan Gazeteci Cüneyt Özdemir, Cihan Haber Dergisi’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Tartışmalara konu olan `mahalle baskısı`na kendisinin de uğradığını söyleyen Özdemir, Fethullah Gülen’le görüşmesinin ardından yakın çevresinden “Değiştin” eleştirilerine maruz kaldığını ifade etti. Özdemir röportajında, “Üzerimde mahalle baskısı olduğundan her doğruyu her mahallede söyleyemiyorsunuz. Seçimden önce ‘AK Parti yüzde 50 oy alır.’ dediğimde etrafımdaki insanlar ‘sen böyle değildin, değiştin’ diyorlardı. Türkiye’ye yapılan icraatlara bakıyorsunuz ister katılın ister katılmayın, bir gerçekliği görüyorsunuz. O gerçekliği okumak önemli.” ifadelerini kullandı.
Cüneyt Özdemir, Gülen ile Pensilvanya’da bir grup gazetecinin de katıldığı kahvaltıda bir araya geldiği için hanutçu olmakla suçlandığını dile getirerek şunları aktardı: “Fethullah Gülen ile ABD`de de görüşüp döndükten sonra bir kesim tarafından nerede ise bir medya kampanyası ile yerle bir edilmem oldu. Özellikle `bizim mahalle` diyeyim bu görüşmeyi kabullenemedi. Ne Gülenci olduğum kaldı ne de hanutçuluğum... Psikolojik bir yıpratma kampanyasını bir zamanlar arkadaş olarak gördüğüm isimler yönetti. Fırsat bu fırsat laik cephenin önde gelen kalemleri sürekli laf sokuşturdu. Hakkımda o kadar ağır yazılar yazıldı ki inanın şaşırdım. Bu kadarını beklemiyordum. Sonrasında ne mi oldu? Vız geldi tırıs gitti. Hiç birine itibar etmedim. Bana iftiralar atanlarla ilişkimi, dostluğumu kestim. Bir kaç tane internet sitesini mahkemeye verdim.”
SONER İLE KÜSMEMİZE İDEOLOJİK NEDENLER ETKİLİ OLMUŞTUR
Özdemir, röportajda uzun yıllar birlikte çalıştığı Soner Yalçın ile yollarının ideolojik nedenlerden dolaylı ayrıldığını da ifade ediyor: ”Soner Yalçın’ın tutuklanmasına çok üzüldüm. Soner, benim en iyi arkadaşımdı bir dönem. Türkiye gerçeklerinden dolayı 2007’de yollarımızı ayırdık. İdeolojik nedenler de etkili olmuştur küsmemize. Beraber iş yapıyorduk, yapamaz olduk, konuşamaz olduk ve ayrıldık öyle çok büyük önemli bir neden de yoktu. Ve biz çok centilmen ayrıldık. Hatta aynı avukat bizi ayırdı. Sonra köşemize çekildik. Soner en iyi arkadaşımdı bir dönem. Tek üzüldüğüm arkadaşımla iş yapmayacak olmam bundan sonra. Çünkü hem işini hem arkadaşını kaybediyorsun.”
BİRAND İLE TRT DAVALARIN ARKASINDA ÖCALAN RÖPORTAJI VAR
Mehmet Ali Birand’ın geçtiğimiz aylarda kendisinin de içinde olduğu `medyanın darbeleri desteklediği` itirafı ilgili de konuşan Cüneyt Özdemir Birand ile TRT arasındaki davalara ilişkin önemli bir bilgi de veriyor: “Birand sonuna kadar haklı. Kızıyorlar, öfkeleniyorlar ve ben Birand’ı çok da tutarlı buluyorum. Birand, bunları ilk kez söylemiyor ki. Bunları söylediği için 28 Şubat’ta başımıza neler geldi. Birand’a açılan TRT davalarının büyük bölümümün arkasında Öcalan ile yaptığı röportajı var. Derin devletin harekete geçmesi var. Ben Birand’ı yakından tanıdığım için demokrat biri olduğunu bilirim.”
ORDUEVİNE GİRMESİ YASAKLANAN GAZETECİ İŞTEN KOVULUYORDU
Genelkurmay’ın ‘medya andıcı’ ile ilgili sorulara da cevap veren Cüneyt Özdemir, kendisinin asker çocuğu olduğunu ama bir kere bile resepsiyona katılmadığını belirtti. Özdemir, ‘Bu ülke de gazeteciler şöyle tehdit edildi 28 Şubat döneminde. Mehmet Ali Birand ile beraber 32. Gün programını yaparken Çevik Bir’le bir tartışma çıktı, ‘andıç’ düzenlendi. Ve o gazetecilere gelen en büyük tehdit şey şuydu: ‘Askeri tesislere ve ordu evine girmesi yasaklandı.’ Pardon kim gidiyor ki ordu evine. Hangi gazeteci gitmiş ki ordu evine? Ama o dönem çok önemli bir şeydi bu. Vay ordu evine gidilmesi yasaklandı. Çünkü bu şu anlama geliyordu işten kovulacaksın...” dedi.
Cüneyt Özdemir’le yapılan röportajın tamamına Cihan Haber Dergisi’nden ulaşılabilir. Medya dünyasının nabzını tutan Cihan Haber Dergisi’nin yeni sayısına seçkin bayilerin yanı sıra Turkcell Dergilik’in dijital raflarından ulaşılabiliyor. Dergi, Turkcell’in Apple kullanıcılarına sunduğu platformdan da takip edilebiliyor.
Cüneyt Özdemir, Gülen ile Pensilvanya’da bir grup gazetecinin de katıldığı kahvaltıda bir araya geldiği için hanutçu olmakla suçlandığını dile getirerek şunları aktardı: “Fethullah Gülen ile ABD`de de görüşüp döndükten sonra bir kesim tarafından nerede ise bir medya kampanyası ile yerle bir edilmem oldu. Özellikle `bizim mahalle` diyeyim bu görüşmeyi kabullenemedi. Ne Gülenci olduğum kaldı ne de hanutçuluğum... Psikolojik bir yıpratma kampanyasını bir zamanlar arkadaş olarak gördüğüm isimler yönetti. Fırsat bu fırsat laik cephenin önde gelen kalemleri sürekli laf sokuşturdu. Hakkımda o kadar ağır yazılar yazıldı ki inanın şaşırdım. Bu kadarını beklemiyordum. Sonrasında ne mi oldu? Vız geldi tırıs gitti. Hiç birine itibar etmedim. Bana iftiralar atanlarla ilişkimi, dostluğumu kestim. Bir kaç tane internet sitesini mahkemeye verdim.”
SONER İLE KÜSMEMİZE İDEOLOJİK NEDENLER ETKİLİ OLMUŞTUR
Özdemir, röportajda uzun yıllar birlikte çalıştığı Soner Yalçın ile yollarının ideolojik nedenlerden dolaylı ayrıldığını da ifade ediyor: ”Soner Yalçın’ın tutuklanmasına çok üzüldüm. Soner, benim en iyi arkadaşımdı bir dönem. Türkiye gerçeklerinden dolayı 2007’de yollarımızı ayırdık. İdeolojik nedenler de etkili olmuştur küsmemize. Beraber iş yapıyorduk, yapamaz olduk, konuşamaz olduk ve ayrıldık öyle çok büyük önemli bir neden de yoktu. Ve biz çok centilmen ayrıldık. Hatta aynı avukat bizi ayırdı. Sonra köşemize çekildik. Soner en iyi arkadaşımdı bir dönem. Tek üzüldüğüm arkadaşımla iş yapmayacak olmam bundan sonra. Çünkü hem işini hem arkadaşını kaybediyorsun.”
BİRAND İLE TRT DAVALARIN ARKASINDA ÖCALAN RÖPORTAJI VAR
Mehmet Ali Birand’ın geçtiğimiz aylarda kendisinin de içinde olduğu `medyanın darbeleri desteklediği` itirafı ilgili de konuşan Cüneyt Özdemir Birand ile TRT arasındaki davalara ilişkin önemli bir bilgi de veriyor: “Birand sonuna kadar haklı. Kızıyorlar, öfkeleniyorlar ve ben Birand’ı çok da tutarlı buluyorum. Birand, bunları ilk kez söylemiyor ki. Bunları söylediği için 28 Şubat’ta başımıza neler geldi. Birand’a açılan TRT davalarının büyük bölümümün arkasında Öcalan ile yaptığı röportajı var. Derin devletin harekete geçmesi var. Ben Birand’ı yakından tanıdığım için demokrat biri olduğunu bilirim.”
ORDUEVİNE GİRMESİ YASAKLANAN GAZETECİ İŞTEN KOVULUYORDU
Genelkurmay’ın ‘medya andıcı’ ile ilgili sorulara da cevap veren Cüneyt Özdemir, kendisinin asker çocuğu olduğunu ama bir kere bile resepsiyona katılmadığını belirtti. Özdemir, ‘Bu ülke de gazeteciler şöyle tehdit edildi 28 Şubat döneminde. Mehmet Ali Birand ile beraber 32. Gün programını yaparken Çevik Bir’le bir tartışma çıktı, ‘andıç’ düzenlendi. Ve o gazetecilere gelen en büyük tehdit şey şuydu: ‘Askeri tesislere ve ordu evine girmesi yasaklandı.’ Pardon kim gidiyor ki ordu evine. Hangi gazeteci gitmiş ki ordu evine? Ama o dönem çok önemli bir şeydi bu. Vay ordu evine gidilmesi yasaklandı. Çünkü bu şu anlama geliyordu işten kovulacaksın...” dedi.
Cüneyt Özdemir’le yapılan röportajın tamamına Cihan Haber Dergisi’nden ulaşılabilir. Medya dünyasının nabzını tutan Cihan Haber Dergisi’nin yeni sayısına seçkin bayilerin yanı sıra Turkcell Dergilik’in dijital raflarından ulaşılabiliyor. Dergi, Turkcell’in Apple kullanıcılarına sunduğu platformdan da takip edilebiliyor.