'Diplomatik ilişki ikinci katip düzeyine indirilecek'
BM'nin Mavi Marmara raporunu açıklamasının ardından açıklama yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, diplomatik ilişkilerin ikinci katip düzeyine indirileceğini belirterek, askeri anlaşmaların da askıya alınacağını söyledi.
Birleşmiş Milletler'in Mavi Marmara raporunun dün akşam ABD basınına sızmasının ardından Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün kameraların karşısına geçti. Davutoğlu hem İsrail'e yönelik yaptırım kararlarını açıkladı hem de BM raporuna tepki gösterdi.
Davutoğlu, "İsrail'in gayrımeşru davranışlarının bedelini ödeme zamanı artık gelmiştir" dedi. Türkiye'nin İsrail'e yönelik yaptırımları 5 adımdan oluşuyor. Davutoğlu'nun açıklamasına göre, bu yaptırımlar şöyle sıralanıyor:,
"1- Türk İsrail diplomatik ilişkileri ikinci katip düzeyine indirilecektir. Bunun üzerindeki tüm görevliler, başta büyükelçi, en geç Çarşamba günü ülkelerine geri döneceklerdir.
2- Türkiye ile İsrail arasındaki tüm askeri anlaşmalar askıya alınmıştır.
3- Doğu Akdeniz'de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacaktır.
4- Türkiye İsrail'in Gazze'ye uygaladığı ablukayı tanımamaktadır. İsrail'in 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Gazze'ye yönelik uyguladığı ambargonun Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesini sağlayacaktır. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için girişime başlıyoruz.
5- İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine gereken destek verilecektir."
Türkiye-İsrail ilişkileri, İsrail'in Kudüs'ün Araplara ait kesimini ilhak etme kararı alması üzerine, 3 Aralık 1980 tarihinde de ikinci katiplik seviyesine düşürülmüş, daha sonra 1988 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında gerçekleşen Şimon Peres - Mesut Yılmaz görüşmesine kadar iki ülke arasında üst düzey temas kurulmamıştı.
Raporun sonuçlarının "hukuki olmaktan çok siyasi saiklere dayandığını" ifade eden Davutoğlu, "Türkiye bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Konuyu uluslararası mercilere götürmeye kararlıyız" dedi.
CNNInternational’a konuşan ancak adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Türk diplomat ise askeri anlaşmaların askıya alınmasıyla ilgili olarak var olan anlaşmaların “ne olursa olsun” hayata geçirileceğini ve “istihbarat paylaşımına değinilmediğini” söyledi.
"SORUMLU İSRAİL'DİR"
Davutoğlu, İsrail ile ilişkilerin Türkiye'nin talepleri karşılanana kadar normalleşmeyeceğini vurguladı. Davutoğlu, "Tekrar altını çizmek istiyorum. Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu İsrail hükümetidir. İsrail hükümeti, gereken adımları atmadıkça bu noktadan geri dönülmesi söz konusu olmayacaktır" dedi.
Türkiye, İsrail'in 9 kişinin hayatını kaybettiği Mavi Marmara operasyonundan dolayı özür dilemesini, hayatını kaybedenlere tazminat ödenmesini ve Gazze'ye ablukanın kaldırılmasını talep ediyor. İsrail ile Türkiye arasında bir süredir ilişkilerin normalleşmesi yönünde yürütülen görüşmeler sonuçsuz kaldı.
Toplantıda bu konuya da değinen Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak, İsrail hükümeti ile dört tur görüşme süreci gerçekleştirildiğini belirtti. Bu görüşmelerde müzakereyi yürüten Türk ve İsrail heyetleri arasında, Türkiye'nin özür ve tazminat taleplerini karşılayan anlaşma metinleri üzerinde birkaç kez mutabakat oluştuğunu vurgulayan Davutoğlu, bu mutabakatların İsrail'deki koalisyon hükümetinin kendi arasındaki anlaşmazlık nedeniyle hayata geçirilemediğinin altını çizdi.
"RAPORU TANIMIYORUZ"
Türkiye'nin BM raporunu tanımadığını vurgulayan Davutoğlu, daha önce hazırlanan değerlendirmelerde Gazze'ye yönelik ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunun net bir şekilde ortaya konmasına karşın son raporda bunun hukuka uygun olduğunun belirtildiğine dikkat çekti.
Davutoğlu, “Hal böyleyken panelin başkan ve yardımcısının panele verilen yetkileri aşmak suretiyle farklı ve son derece tartışmalı bir takım görüşler ileri sürmeleri hukuki olmaktan ziyade bir takım siyasi sebeplere dayandığı açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye panelin işleyişi ve güvenilirliğini zedeleyici nitelikteki bu yaklaşımı hiçbir şekilde kabul etmemektedir. Türkiye BMGK’nin oy birliği ile yaptığı başkanlık açıklamasının lafsı ve ruhu ile bağdaşmayan bu yaklaşımı ve yargıyı da şiddetle reddetmektedir. Bu doğrultuda konuyu uluslararası yetkili mercilere götürmekte kararlıyız” dedi.
Davutoğlu, "İsrail'in gayrımeşru davranışlarının bedelini ödeme zamanı artık gelmiştir" dedi. Türkiye'nin İsrail'e yönelik yaptırımları 5 adımdan oluşuyor. Davutoğlu'nun açıklamasına göre, bu yaptırımlar şöyle sıralanıyor:,
"1- Türk İsrail diplomatik ilişkileri ikinci katip düzeyine indirilecektir. Bunun üzerindeki tüm görevliler, başta büyükelçi, en geç Çarşamba günü ülkelerine geri döneceklerdir.
2- Türkiye ile İsrail arasındaki tüm askeri anlaşmalar askıya alınmıştır.
3- Doğu Akdeniz'de en uzun kıyısı bulunan sahildar devlet olarak Türkiye, Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacaktır.
4- Türkiye İsrail'in Gazze'ye uygaladığı ablukayı tanımamaktadır. İsrail'in 31 Mayıs 2010 tarihi itibariyle Gazze'ye yönelik uyguladığı ambargonun Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesini sağlayacaktır. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu'nu harekete geçirmek için girişime başlıyoruz.
5- İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine gereken destek verilecektir."
Türkiye-İsrail ilişkileri, İsrail'in Kudüs'ün Araplara ait kesimini ilhak etme kararı alması üzerine, 3 Aralık 1980 tarihinde de ikinci katiplik seviyesine düşürülmüş, daha sonra 1988 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısında gerçekleşen Şimon Peres - Mesut Yılmaz görüşmesine kadar iki ülke arasında üst düzey temas kurulmamıştı.
Raporun sonuçlarının "hukuki olmaktan çok siyasi saiklere dayandığını" ifade eden Davutoğlu, "Türkiye bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Konuyu uluslararası mercilere götürmeye kararlıyız" dedi.
CNNInternational’a konuşan ancak adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Türk diplomat ise askeri anlaşmaların askıya alınmasıyla ilgili olarak var olan anlaşmaların “ne olursa olsun” hayata geçirileceğini ve “istihbarat paylaşımına değinilmediğini” söyledi.
"SORUMLU İSRAİL'DİR"
Davutoğlu, İsrail ile ilişkilerin Türkiye'nin talepleri karşılanana kadar normalleşmeyeceğini vurguladı. Davutoğlu, "Tekrar altını çizmek istiyorum. Bugün geldiğimiz noktanın sorumlusu İsrail hükümetidir. İsrail hükümeti, gereken adımları atmadıkça bu noktadan geri dönülmesi söz konusu olmayacaktır" dedi.
Türkiye, İsrail'in 9 kişinin hayatını kaybettiği Mavi Marmara operasyonundan dolayı özür dilemesini, hayatını kaybedenlere tazminat ödenmesini ve Gazze'ye ablukanın kaldırılmasını talep ediyor. İsrail ile Türkiye arasında bir süredir ilişkilerin normalleşmesi yönünde yürütülen görüşmeler sonuçsuz kaldı.
Toplantıda bu konuya da değinen Davutoğlu, Mavi Marmara saldırısıyla ilgili olarak, İsrail hükümeti ile dört tur görüşme süreci gerçekleştirildiğini belirtti. Bu görüşmelerde müzakereyi yürüten Türk ve İsrail heyetleri arasında, Türkiye'nin özür ve tazminat taleplerini karşılayan anlaşma metinleri üzerinde birkaç kez mutabakat oluştuğunu vurgulayan Davutoğlu, bu mutabakatların İsrail'deki koalisyon hükümetinin kendi arasındaki anlaşmazlık nedeniyle hayata geçirilemediğinin altını çizdi.
"RAPORU TANIMIYORUZ"
Türkiye'nin BM raporunu tanımadığını vurgulayan Davutoğlu, daha önce hazırlanan değerlendirmelerde Gazze'ye yönelik ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunun net bir şekilde ortaya konmasına karşın son raporda bunun hukuka uygun olduğunun belirtildiğine dikkat çekti.
Davutoğlu, “Hal böyleyken panelin başkan ve yardımcısının panele verilen yetkileri aşmak suretiyle farklı ve son derece tartışmalı bir takım görüşler ileri sürmeleri hukuki olmaktan ziyade bir takım siyasi sebeplere dayandığı açıkça anlaşılmaktadır. Türkiye panelin işleyişi ve güvenilirliğini zedeleyici nitelikteki bu yaklaşımı hiçbir şekilde kabul etmemektedir. Türkiye BMGK’nin oy birliği ile yaptığı başkanlık açıklamasının lafsı ve ruhu ile bağdaşmayan bu yaklaşımı ve yargıyı da şiddetle reddetmektedir. Bu doğrultuda konuyu uluslararası yetkili mercilere götürmekte kararlıyız” dedi.