Karayalçın: Terörle Mücadelede Shp’nin Kürt Raporunu Aşamadık

Eski SHP Genel Başkanı ve CHP üyesi Murat Karayalçın, Terörle Mücadele konusunda 1990’lı yıllardaki partilerinin tavrının bugün bile örnek alınacak yaklaşımlar sergilediğini söyledi.

Karayalçın: Terörle Mücadelede Shp’nin Kürt Raporunu Aşamadık
Karayalçın, “Türkiye, SHP’nin 1980’lerde ve 1989 yılında ortaya koyduğu rapordaki hususları aşabilmiş değil. Bunun üzerine geçilebilmiş değil. Keşke aşılabilse.” dedi.

O dönem uyguladıkları politikanın bugün de geçerli olduğunun altını çizen Murat Karayalçın, “Ulusumuzun Türk kesiminin, bu topraklarda yaşayan Kürtlere acaba neleri versek yaklaşımı ile bu sorunun çözümüne yaklaşmamalıdır. Diğer boyutunda ise Kürt kökenli yurttaşlarımızın talepleri de var. Onlar da `alsak ne alsak neleri koparsak` anlayışı içinde olmamalıdır.” görüşünü dile getirdi.

“Bana göre doğru olan Türklerin ve Kürtlerin, nasıl birlikte yaşabilecekleri sorusunu sormaları gerektiği"ne işaret eden Karayalçın, bu sorunun cevabında üç unsurun baz alınması gerektiğini dile getirdi: “Bunların başında devletin üniter yapısı gelmektedir. Diğer bir husus da ülkemizdeki insanların dili ne olursa olsun tek milleti esas almalıyız. Bir de yurdumuzun fiziki bütünlüğünü sağlamalıyız. Bu üç unsurdan yola çıkarak, toplumsal mutabakatı sağlayacak bir arayış içine girmeliyiz."

KÜRT SORUNU TERÖRDEN AYRI TUTULMALI
Kürt sorunu ve terör sorunun birbirinden ayrılması gerektiğini belirten Murat Karayalçın, Kürt sorununu Türk sorunundan ayrı tutmadığının da altını çizdi. Karayalçın şöyle konuştu: “Bu sorun hepimizin sorunudur. Bu topraklarda başka bir ulus çıkarmamalıyız. Eğer, çıkarırsak Türkiye’nin toprak bütünlüğünü sağlayamayız. Hiç başka yerlere gitmemize gerek yoktur. Örnek olarak, orta doğu topraklarına bakmamız yeterlidir.”

“GÜVENLİK ÖNLEMLERİNE HEP BİRLİKTE KATKI SAĞLAMALIYIZ”
PKK’nın yaptığı saldırılarla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Murat Karayalçın, terörün topraklarımıza ve çocuklarımıza saldırdığına dikkat çekti. Türkiye’nin çocuklarına yapılan saldırılara karşı kendisini korumak zorunda olduğunu vurgulayan Karayalçın, “Asker değilim ama devlet, topraklarını ve yurttaşlarını korumak için gerekli önlemleri almak zorundadır.” dedi.

Polise toplumsal müdahaleler esnasında yapılan saldırılara da değinen Karayılan, bu konuda ciddi eksiklerin yaşandığını söyledi. Askerlerin, kaymakamların ve vatandaşların kaçırıldığı bir ortamda ciddi bir güvenlik sorunun yaşandığını vurgulayan Karayalçın, bu sorunun önlenmesinde polisin etkin konuma getirilmesi ile ilgili yapılan tartışmaları doğru bulmadığını açıkladı. Karayalçın konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Böyle bir ayrım doğru bir ayrım değil. Güvenlik önlemlerinin alınması neyi gerektiriyorsa o yapılmalı Yurttaş bunu bekler. Vatandaş bunu bekler. ‘Orada polis olsun burada asker olsun’ diye vatandaşın bir arzusu yoktur. Vatandaşın arzusu, güvenliğin sağlanmasıdır. O nedenle devlet yöneticileri böyle bir tartışmaya girmek yerine devletin bütün güçlerini harekete geçirmelidir. O nedenle güvenliğin gerekli kılındığı önlemlere hep birlikte katkı da bulunmalıyız.”

“ANAYASA ÇALIŞMALARINA VATANDAŞLARIMIZ DA KATILMALI”
Yeni anayasa ilişkin görüşlerini de açıklayan Murat Karayalçın, hemen hemen tüm siyasi partilerin yeni bir anayasa yapılmasından yana olduğunu söyledi. Konuyla ilgili, herkesimin kendisine ait görüşlerinin bulunduğunu ifade eden Karayalçın, “Biz özgürlükleri önemsiyoruz. Örgütlenmenden siyasi özgürlüklerin sağlanacağı alanların genişletilmesine kadar tüm özgürlük alanlarının genişletilmesinden yanayız. Anayasa çalışmalarına her partiden eşit temsilcilerin katılması, belirli bir taslağın hazırlanarak getirilmemesi eşit bir anayasa taslağının benimsenmesi olumlu bir gelişmedir. Anayasa çalışmalarında, bir tarafta siyasetçiler bir tarafta profesörler bulunacak. Bence vatandaşlarımızın da anayasa tartışmasında yer alması gerekiyor. Sayın meclis başkanının bu katılımın sağlanması için bir çalışma yapmasını öneriyorum.” diye konuştu.


“DEP’Lİ VEKİLLERİN MECLİS DIŞINA ÇIKARILMASI BİR SÜRECİN İŞLETİLMESİYDİ”
Görev yaptığı yıllardaki siyasi ve toplumsal olaylarla ilgili açıklamalarda da bulunan Eski SHP Genel Başkanı, “DEP’li vekillerin Meclis dışına çıkarılmasıni `bir sürecin işlemesi` olarak değerlendirdi.
Sivas olaylarının üzerine yeteri kadar gidilmediğinden yakınan Karayalçın şöyle konuştu: “Son dönemde yaşanan gelişmelere bakıldığında, suçluların üzerine gidilmediğini net olarak görüyoruz. Siyasilerin yetersizliğini de sonraki dönemlerde görmüş olduk. Bunların hepsini, bu olayların bir daha tekrarlanmaması açısından ibretlik bir hadise olmasını temenni ediyorum.”
Karayalçın, hükümet tarafından uygulanmaya konulan, “Teröre karşı şiddet, bölge insanına karşı milli birlik ve kardeşlik” projesini de eleştirdi. Bu gün, uygulanan stratejiyi anlamadığını, 1990`lı yıllarda alan savunmasının yapıldığını hatırlatan Karayalçın, “Bu gün hangi stratejinin izlendiğini bilmiyorum doğrusu. Çok sayıda yeni konsept benimsenmekte. Bunların içi açıldığında neyin uygulanması gerektiği anlaşılamamakta.” diye konuştu.


“DÖNEMİMİZDEKİ GÜVENLİK STRATEJİSİ İLE FAİLİ MEÇHULLER ARASINDA İLİŞKİ YOK”
1990`lı yıllarda teröre karşı verilen mücadelede başarılı sonuçlar alındığını savunan Karayalçın, 1990’lı yılların utancının, faili meçhul cinayetler olduğunu kaydetti. Karayalçın, faili meçhullerin dönemin hükümetinin talimatı ile yapılmadığını belirterek; faili meçhullerle ilgili yeni bir fırsatın yakalandığına işaret etti: “Susurluk davasından sanık olarak yargılanmış kişilerin bazıları, faili meçhul olaylarla ilgili ifadeler vermeye başladılar. Şu anda bir kovuşturma yürütülmekte. Bir yargı süreci işletilmektedir. Ben bunun Türkiye’nin demokrasisi için, geçmiş yıllarda yaşanmış Türkiye’nin ayıbının ortaya çıkarılması ve örtünmesi için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bütün dikkatlerimizi bu davanın üzerinde yoğunlaştırmalıyız. Sorumlular tek tek ortaya çıkarılıp yargılanmalıdır. Adalet neyi gerektiriyorsa yapılmalıdır.”

“CHP, SOL’U BÜNYESİNE KATMALIDIR”
Murat Karayalçın, Türkiye’de sol hareketin nasıl bir değişime ihtiyacı olduğu sorusuna ise soldaki dağınıklığın CHP aracılığı ile giderileceğini savundu. Bunun için, evvela CHP’de bir takım değişikliklerin yapılması gerektiğini vurguladı. Bugün içinde bulundukları durumu, CHP’nin solun değişik platformdaki insanları kendi bünyesine katabilmesiyle aşacaklarını kaydeden Murat Karayalçın, şöyle devam etti:
“Bunun için önce, CHP örgütü yeniden yapılanmalıdır. CHP üyelikleri de yeniden yapılanmalıdır. Bu yapıldıktan sonra ben CHP’nin bu dağınıklığı aşabileceğini bunları bir araya getirebileceğini düşünüyorum. Bu çalışma yüksek katılımlı olmalıdır. Birkaç tüzük maddesinin değiştirilmesi ile yetinilmemelidir. Yeni bir tasarımı olmalıdır. Bizim dışımızdaki partileri dikkate almalıyız. Dünya deneyiminden yararlanmalıyız. Buradan hareketle yeni bir tasarım oluşturmalıyız. Bu ne kadar sürerse sürsün, yapılmalıdır. Diğer partilerin katılımı ve CHP’ye destek vermeyi düşünen diğer yurttaşların katkısı ile yeni bir yapı ortaya çıkarılmalıdır.”