Tahliye için 'Sapanca' formülü
Adalet Bakanlığı'nın düzenlediği Sapanca zirvesinden 'en hızlı çözüm CMK 100' sonucu çıktı. Buna göre 'kaçma ve karartma' şüphesine delil şartı getirilecek.
12 Haziran'da yapılan seçim sonucunda ortaya çıkan tutuklu milletvekilleri krizi, Adalet Bakanlığı tarafından organize edilen ve bakanlık yetkilileri, hukukçu akademisyenler ve Yargıtay üyelerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda kapsamlı şekilde ele alındı.
Toplantıda, milletvekillerinin tahliye olmalarına engel gösterilen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin değiştirilmesi için görüş birliğine varıldı. Hukukçular, tutuklama kararının tek bir nedenle alınamaması yönünde de görüş bildirdi.
Toplantıda ayrıca, tutuklamalara gerekçe gösterilen ‘kaçma ve delil karartma’ şüphesinin de somut delile dayandırılması sonucuna varıldı.
Radikal'in haberine göre, 2007 yılındaki sivil anayasa taslağının hazırlığının yapıldığı Sapanca’nın Richmond otelinde Adalet Bakanlığı’nın organize ettiği toplantıya şu isimler katıldı:
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Yüksel Hız, Genel Müdür Yardımcısı Yüksel Erdoğan ile Ceza Hukuku Profesörleri, İzzet Özgenç, Cumhur Şahin, Bahri Öztürk, Veli Özer Özbek ile Doç. Dr. Mahmut Koca, Doç. Dr. Recep Gülşen, Yard. Doç. Dr İlhan Üzülmez ve Yard. Doç Dr. Ali İhsan Erdağ ve Yargıtay’dan üç temsilci.
CMK’NIN 100. MADDESİ DEĞİŞMELİ
Toplantıda tutuklu milletvekillerin tahliyelerine engel olarak gösterilen ‘Tutuklama nedenleri’ düzenleyen CMK’nın 100. maddesi de masaya yatırıldı. Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan mahkemeler ile PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK’yla ilgili davaya bakan mahkeme ‘suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz toplanmamış olması’ ve vekillerin ‘kaçma şüpheleri’ gerekçesiyle tahliye taleplerini reddetmişti. Katılımcılar, mahkemelerin hiçbir somut gerekçe göstermeden kanun maddesini aynısını yazmakla yetindiklerine dikkat çekilerek şu değerlendirme yapıldı: “CMK’nın 100. maddesinde değişiklik yapılmalı. Matbu gerekçelerle tutuklama kararı verilememeli ya da tutuklama talepleri aynı şekilde ‘suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanığın kaçma ve delil karartma şüphesi’ gibi matbu gerekçelerle reddedilememeli. Bu konuda hakimlere verilen inisiyatif kanunla kısıtlanmalı.”
CMK 100’ün üçüncü fıkrasında yer alan ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘Devletin güvenliğine karşı suçlar’ tutuklama için yeterli bir neden olarak görülüyor.
Milletvekillerinin tutuklu kalmasında suçlarının bu madde kapsamında olması tek başına yeterli neden olarak görülüyor. Toplantıda, bu maddede yazılan katalog suçların tek başına tutuklama nedeni sayılmaması gerektiği de belirtilerek, şu görüş dile getirildi: “Sanık bu maddedeki suçlardan tutuklanacaksa veya tutukluluk hali devam edecekse de mutlaka somut olarak kaçacağına, delilleri karartacağına dair delil bulunması ve bunun kararda gösterilmesi gerekir.”
ADALET BAKANLIĞI’NA RAPOR SUNULACAK
Adalet Bakanlığı bürokratları ve hukukçuların katıldığı toplantı, tutuklu vekil krizi patlak vermeden önce planlanmıştı. Toplantıda, ‘tutukluk’ durumu yanı sıra yargılamalarda sorun olarak ortaya çıkan 30 konu başlığı da tartışıldı. Toplantıda görüş birliğine varılan konular hakkında hazırlanacak rapor, yeni Adalet Bakanlığı’na sunulacak.
Toplantıda, milletvekillerinin tahliye olmalarına engel gösterilen Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinin değiştirilmesi için görüş birliğine varıldı. Hukukçular, tutuklama kararının tek bir nedenle alınamaması yönünde de görüş bildirdi.
Toplantıda ayrıca, tutuklamalara gerekçe gösterilen ‘kaçma ve delil karartma’ şüphesinin de somut delile dayandırılması sonucuna varıldı.
Radikal'in haberine göre, 2007 yılındaki sivil anayasa taslağının hazırlığının yapıldığı Sapanca’nın Richmond otelinde Adalet Bakanlığı’nın organize ettiği toplantıya şu isimler katıldı:
Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Yüksel Hız, Genel Müdür Yardımcısı Yüksel Erdoğan ile Ceza Hukuku Profesörleri, İzzet Özgenç, Cumhur Şahin, Bahri Öztürk, Veli Özer Özbek ile Doç. Dr. Mahmut Koca, Doç. Dr. Recep Gülşen, Yard. Doç. Dr İlhan Üzülmez ve Yard. Doç Dr. Ali İhsan Erdağ ve Yargıtay’dan üç temsilci.
CMK’NIN 100. MADDESİ DEĞİŞMELİ
Toplantıda tutuklu milletvekillerin tahliyelerine engel olarak gösterilen ‘Tutuklama nedenleri’ düzenleyen CMK’nın 100. maddesi de masaya yatırıldı. Ergenekon ve Balyoz davalarına bakan mahkemeler ile PKK’nın şehir yapılanması olduğu öne sürülen KCK’yla ilgili davaya bakan mahkeme ‘suçun vasıf ve mahiyeti, delillerin henüz toplanmamış olması’ ve vekillerin ‘kaçma şüpheleri’ gerekçesiyle tahliye taleplerini reddetmişti. Katılımcılar, mahkemelerin hiçbir somut gerekçe göstermeden kanun maddesini aynısını yazmakla yetindiklerine dikkat çekilerek şu değerlendirme yapıldı: “CMK’nın 100. maddesinde değişiklik yapılmalı. Matbu gerekçelerle tutuklama kararı verilememeli ya da tutuklama talepleri aynı şekilde ‘suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, sanığın kaçma ve delil karartma şüphesi’ gibi matbu gerekçelerle reddedilememeli. Bu konuda hakimlere verilen inisiyatif kanunla kısıtlanmalı.”
CMK 100’ün üçüncü fıkrasında yer alan ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’, ‘Devletin güvenliğine karşı suçlar’ tutuklama için yeterli bir neden olarak görülüyor.
Milletvekillerinin tutuklu kalmasında suçlarının bu madde kapsamında olması tek başına yeterli neden olarak görülüyor. Toplantıda, bu maddede yazılan katalog suçların tek başına tutuklama nedeni sayılmaması gerektiği de belirtilerek, şu görüş dile getirildi: “Sanık bu maddedeki suçlardan tutuklanacaksa veya tutukluluk hali devam edecekse de mutlaka somut olarak kaçacağına, delilleri karartacağına dair delil bulunması ve bunun kararda gösterilmesi gerekir.”
ADALET BAKANLIĞI’NA RAPOR SUNULACAK
Adalet Bakanlığı bürokratları ve hukukçuların katıldığı toplantı, tutuklu vekil krizi patlak vermeden önce planlanmıştı. Toplantıda, ‘tutukluk’ durumu yanı sıra yargılamalarda sorun olarak ortaya çıkan 30 konu başlığı da tartışıldı. Toplantıda görüş birliğine varılan konular hakkında hazırlanacak rapor, yeni Adalet Bakanlığı’na sunulacak.