Avrupa Parlamentosu‘nda Dersim Konferansı
Avrupa Parlamentosu (AP), "74. Yılında Dersim 38 Gerçeği ile Tarih, Siyaset ve Hukuk üçgeninde Yüzleşme" konulu Dersim konferansına ev sahipliği yapıyor.
AP Sol Grub Başkanı Lothar Bisky‘nin açılış konuşmasını yaptığı oturumda söz alan BDP Eşbaşkan Yardımcısı Hatice Çoban, "O kadar zorlanıyoruz ki çalışacak hiç kimse kalmadı. Herkes tutuklanıyor" diyerek 20 milletvekili dışında her konuşan kişinin hemen içeri alındığını ileri sürdü.
Çoban, bir yıl önce yapılan kongrede 80 ile başlayan parti meclis yönetiminde şu anda 20 kişinin bile kalmadığını söyledi.
Konferansın bir diğer konuşmacısı olan Dersim Yeniden İnşa Derneği Başkanı Haydar Işık ise Atatürk ile ilgili ağır ithamlarda bulunarak şunları söyledi:
"Biz yeni jenerasyonların benzer travmalar yaşamasını istemiyoruz. O nedenle bu konferanslar devletin ve Dersimli‘nin kendisiyle yüzleşmesi için bir araçtır. Avrupa bir profesör yine bu bulunduğumuz binadan demişti ki üç sene önce; ‘Eğer Atatürk ve arkadaşları yaşasaydı bugün Lahey‘de yargılanacaklardı‘. Bunlar 20. yüzyılın en büyük katliamcılarıdır. Atatürk‘ü Türkiye‘ye sembol yapmak Türklere hakarettir. Atatürk bu çağın en büyük diktatörü ve katliamcısı bir paşadır."
Konferansın bir başka konuşmacısı olan gazeteci Nuray Mert ise Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili söylenen bu sözlere sert tepki vererek şöyle konuştu:
"Bir şeyi çok yadırgadığımı ifade etmek isterim. Türkiye‘nin modern tarihinin temsilcisi olması itibarı ile Cumhuriyet‘in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında şu ana kadar ki tarih yazıcılarının kaçındığı kısıtlamaları aşarak sorumlu tutulması gerekir ama ‘modern tarihin en büyük diktatörü‘ diye anılmasını en hafif deyimi ile aşırı tepkisel bir yaklaşım olarak görüyorum. Hele ki modern tarihin en gaddar diktatörlerine ev sahipliği yapmış bu coğrafyada bunun söylenmiş olmasını da çok talihsiz
buluyorum. Eğer daha sahici, daha hakkaniyetli, daha gerçekçi olmazsak bu yüzleşmeleri hiçbir zaman yapamayacağız. Asıl önemlisi bir şeyi bir zulmü çok abartırsak bir süre sonra aslında sorumluları tarafından bile bahane edilerek normalleştirilebiliyor bunlar."
Kürt meselesi konusunda Avrupa‘yı da pasif kalmakla eleştiren Mert, seçimlere gelene kadar yüzde 10 barajı ve KCK operasyonları konularında şimdiye kadar çok daha güçlü bir ses çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Konferansa konuşmacı olarak davet edilen bir başka isim olan gazeteci Oral Çalışlar da Türkiye‘de Türklük tezinin iflas ettiğini ve Türkiye‘nin bu iflası yeni bir enerjiye ve yeni bir hale dönüştürmek ihtiyacında olduğunu ileri sürerek, "Türkiye ya bütün farklılıklarla birlikte yaşayacağım yeni bir demokrasi ve çok seslilik projesini benimseyeceğim diyecek ya da gerçekten parçalanmayla yüzyüze gelecek" dedi.
Kaynak: İHA
Çoban, bir yıl önce yapılan kongrede 80 ile başlayan parti meclis yönetiminde şu anda 20 kişinin bile kalmadığını söyledi.
Konferansın bir diğer konuşmacısı olan Dersim Yeniden İnşa Derneği Başkanı Haydar Işık ise Atatürk ile ilgili ağır ithamlarda bulunarak şunları söyledi:
"Biz yeni jenerasyonların benzer travmalar yaşamasını istemiyoruz. O nedenle bu konferanslar devletin ve Dersimli‘nin kendisiyle yüzleşmesi için bir araçtır. Avrupa bir profesör yine bu bulunduğumuz binadan demişti ki üç sene önce; ‘Eğer Atatürk ve arkadaşları yaşasaydı bugün Lahey‘de yargılanacaklardı‘. Bunlar 20. yüzyılın en büyük katliamcılarıdır. Atatürk‘ü Türkiye‘ye sembol yapmak Türklere hakarettir. Atatürk bu çağın en büyük diktatörü ve katliamcısı bir paşadır."
Konferansın bir başka konuşmacısı olan gazeteci Nuray Mert ise Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili söylenen bu sözlere sert tepki vererek şöyle konuştu:
"Bir şeyi çok yadırgadığımı ifade etmek isterim. Türkiye‘nin modern tarihinin temsilcisi olması itibarı ile Cumhuriyet‘in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında şu ana kadar ki tarih yazıcılarının kaçındığı kısıtlamaları aşarak sorumlu tutulması gerekir ama ‘modern tarihin en büyük diktatörü‘ diye anılmasını en hafif deyimi ile aşırı tepkisel bir yaklaşım olarak görüyorum. Hele ki modern tarihin en gaddar diktatörlerine ev sahipliği yapmış bu coğrafyada bunun söylenmiş olmasını da çok talihsiz
buluyorum. Eğer daha sahici, daha hakkaniyetli, daha gerçekçi olmazsak bu yüzleşmeleri hiçbir zaman yapamayacağız. Asıl önemlisi bir şeyi bir zulmü çok abartırsak bir süre sonra aslında sorumluları tarafından bile bahane edilerek normalleştirilebiliyor bunlar."
Kürt meselesi konusunda Avrupa‘yı da pasif kalmakla eleştiren Mert, seçimlere gelene kadar yüzde 10 barajı ve KCK operasyonları konularında şimdiye kadar çok daha güçlü bir ses çıkarılması gerektiğini ifade etti.
Konferansa konuşmacı olarak davet edilen bir başka isim olan gazeteci Oral Çalışlar da Türkiye‘de Türklük tezinin iflas ettiğini ve Türkiye‘nin bu iflası yeni bir enerjiye ve yeni bir hale dönüştürmek ihtiyacında olduğunu ileri sürerek, "Türkiye ya bütün farklılıklarla birlikte yaşayacağım yeni bir demokrasi ve çok seslilik projesini benimseyeceğim diyecek ya da gerçekten parçalanmayla yüzyüze gelecek" dedi.