Erdoğan‘dan Hakkari Belediyesine Tepki

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hakkariliye layık görülen bu mu? Bu çöpe, çamura, toz toprağa Hakkarili layık mıdır? İşte ben sizin bunu da sorgulamanızı istiyorum. İstismar siyaseti yapanlarla hizmet siyaseti yapanları artık birbirinden ayırmanızı istiyorum" dedi.

Partisince Hakkari Valiliği önünde düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:

"İşte Yüksekova‘da 17 Temmuz 2010‘da yılda 1 milyon yolcu kapasiteli bir havaalanının temelini attık. Bu havaalanı 120 trilyona mal olacak, 120 trilyon ama ne oldu bunun temel atma törenini bile engellemek istediler ama benim Ulaştırma Bakanım geldi ve burada temeli her türlü şarta rağmen attılar. Şu anda inşaat devam ediyor. Aynı şey Şırnak‘ta oldu. Silopi‘de de havaalanının temel atma törenini yaptık. O da gerçekleşti. Buralarda Allah aşkına havaalanı, benim vatandaşımın, Kürt kardeşimin aklından geçer miydi? Ama bak biz şimdi buraya uçağı indireceğiz. Ben bir tane uçağın gelmesini istemiyorum, buraya haftada 15-20 uçağın inip kalkmasını istiyorum. Dünyanın değişik yerlerinden buraya uçaklar gelsin istiyorum. Dünyanın her yerinden dağcılar, gelsinler, Cilo Dağı‘na çıksınlar, Sat Dağı‘na tırmansınlar, yaylaları, mezraları görsünler istiyorum. Türkiye‘den, dünyadan genç üniversite öğrencileri, Hakkari Üniversitesi‘nin TOKİ tarafından yakında inşa edilecek kampüsünde ilim tahsil etsin. İstiyorum ki Hakkari‘nin de esnafı kazansın, tüccarı kazansın, Hakkari üretsin, şu andaki ihracatını daha da artırsın. İşsiz iş sahibi olsun. İnanın bunu yaparız."

Bunun uzak bir hayal olmadığını belirten Erdoğan, "Yeter ki şu Hakkari‘de huzur olsun, yeter ki terör bitsin, yeter ki kan dursun. Çıkıyor BDP‘nin Başkanı diyor ki ‘kandan beslenenlerin Allah belasını versin.‘ Bunu sen hangi yüzle söylüyorsun? Hakkari‘de benim vatandaşım, elini kolunu rahat rahat sallaya sallaya gezemiyorsa bunun sorumlusu sizsiniz. Eğer böyle bir günde buranın esnaflarına kepenk kapattırıyorsanız, bunun suçlusunu başka yerde aramayın, bunun suçlusu sizsiniz. İşte üç gün kendilerine göre yas ilan ediyorlar, ondan sonra kepenk kapattırıyorlar. Dünyanın neresinde var böyle bir şey? Ve siz burada kalkıyorsunuz bir hoca efendiyi rahatlıkla öldürebiliyorsunuz, şehit edebiliyorsunuz. Ve ailesini de daha sonra bırakmıyor, hala tehdit etmeye devam ediyorsunuz. Bu nasıl bir anlayıştır? Bu nasıl bir iştir" dedi.

-"TERÖR BUNLARIN BESLENDİĞİ TEK YER"-

Durum tespitinin iyi yapılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Terör bunların beslendiği tek yer, terörden besleniyorlar, terör varsa BDP‘ye oy var. Çünkü BDP de onları besliyor. Bunu da artık kendileri artık açık açık ifade ediyorlar. Eğer demokrasi diyorsanız kalkıp burada tavrınızı koyacaksınız. Eğer siz bu konuda yürekliyseniz, parlamentoda da söyledim, çıkın terör örgütü olarak PKK‘yı ilan edin. Edemediler, niçin? Çünkü oradan besleniyor" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ölüm haktır, biz hayatımızda bir kere ölürüz ve biz buna inanmışız ama düşünün, buna inanmayanlar tabii ki her gün korkacak ama inanıyorsak o zaman biz korkmayız. Çünkü bizim için ölüm son değildir, ölüm bir başlangıçtır. Bizim değerlerimizde, bizim inancımızda, ölümden sonra dirilmek vardır ama bunların böyle bir şeyi yok ve bunlar Kürtlerin, İslam‘ı bir dayatmayla, kılıç zoruyla kabul ettiklerini kendileri söylüyorlar zaten. Kürtlerin dininin Zerdüştlük olduğunu da bunlar söylüyorlar. Ben söylemiyorum, kendileri söylüyor ama son zamanlarda baktılar ki bu tutmadı, şimdi artık hac, umre turizmine al attılar. Oradan çünkü mani gelecek. Bu da yetmedi, şimdi ‘devletin imamları arkasında namaz kılmayın‘ diyorlar. Kendileri bakıyorsunuz geliyorlar, belli yerde hemen bir cemaat oluşturuyorlar, kadın erkek birbirine girmiş, namazı kıldıran ehliyet sahibi midir belli değil. Bir defa cumada bu işe ehil olmak lazım, liyakat sahibi olmak lazım. Ve cuma bir cemdir. Yani biz köylerde, mezralarda filan cuma kılmayız, hep Anadolu‘da bu bellidir, kasabaya ineriz, ilçeye ineriz. Oralarda kılarız. Neden? Cem olacağız, bir araya geleceğiz, mesajı alacağız ama bunlar böyle bir hassasiyet içinde değil. Zaten bir kısmı kenarda, oradan izliyorlar, öbür taraftakiler de adeta bir sivil inisiyatif gösterisi gibi güya cuma namazı kılıyorlar. Bunların yaptığı bu. İşte 12 Haziran dinimizi istismar edenlere de cevap verme günüdür." 

Güvenli olursa, huzurlu olursa, istikrar olursa Hakkari‘ye dünyanın her yerinden yatırımcı geleceğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"İki ülkeye sınır Hakkari, her açıdan dünyanın çok önemli bir turizm noktasında, ticaret noktasında hareket merkezi olur. Terör örgütü bunu bildiği için bu bölgenin yakasından düşmek istemiyor. Terör örgütü bunu bildiği için, yoksulluğun bitmesini burada istemiyor. Ben şurada Yüksekova‘da, 150 yataklı hastanenin açılışına geldim. Ardından Hakkari‘de, 150 yataklı hastanenin açılışına geldik, aynı gün ve bu hastanelerimizin açılmasına bile vatandaşı tehdit ettiler, göndermediler. Biz size kötülük mü yaptık? İki tane modern hastane yaptık. Şimdi sizlere değişik rakamlar vereceğim sağlıkla ilgili. Düşünebiliyor musunuz, Hakkarimizde 2002 yılına kadar sadece fıtık gibi küçük ameliyatlar yapılabiliyordu, sadece fıtık. Hakkari böyle bir yerdi. Bugün ise birçok büyük ameliyatlar Hakkari‘de yapılabiliyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez beyin ameliyatı 2007 yılında yapıldı Hakkari‘de, ilk kez. Şemdinli‘de ise ilk kez ameliyat 2007 yılında yapıldı. Buralara durup dururken gelmedik, AK Parti iktidarıyla geldik. Ben şimdi soruyorum; Allah aşkına, bu BDP‘nin destekledikleri şu bağımsızlar ne yapacaklar bunlar? Soruyorum ne hizmet verecekler benim buradaki Kürt kardeşlerime? Ben kardeşlerimi duyarlı olmaya çağırıyorum. Bu tehditlere karşı dik durmaya çağırıyorum. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar biz hizmetlerimizden asla geri durmayacağız. Yollarımızı da yapacağız ama bunlar müteahhitlerin iş makinelerini de yakıyorlar. Yol yapmak için çalışan müteahhidin makinesini de yakıyor. Niye? Çalışmasın diye. Baraj yapıyoruz makineleri yakıyorlar, çalışmasınlar diye, buralara hizmet gelmesin diye. Çünkü fakirliği, yoksulluğu böyle istismar ediyorlar. Ne diyorlar benim Kürt kardeşime? ‘Sana devlet ne verdi, okul mu verdi, hastane mi verdi?‘ Geçmişte, geçmişte. Şimdi diyemiyorlar. Bu oyuncakları ellerinden aldık. Şimdi artık okullar var, şimdi artık hastaneler var, şimdi artık yollar geliyor, havaalanı geliyor, tabii oyuncak gidiyor ellerinden." 

-"YILLARIN İHMALİNİ HIZLA TELAFİ EDİYORUZ"-

Derecik Sınır Kapısı‘nı bu yıl 14 Şubat‘ta açtıklarını, 25 Nisan‘da da Çukurca Üzümlü Sınır Kapısı‘nın açılması onayını verdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Esendere Sınır Kapısı‘nın temelini yakında atıyoruz. Bu kapıyı İran ile ortak olarak işletecek, geçişleri daha hızlı hale getireceğiz. Yüksekova‘nın içme suyu, kanalizasyon ve atık su arıtma tesisini biz yapıyoruz. Bunlar belediyenin görevi ama biz Yüksekova‘da yaşayan kardeşlerimizi susuz bırakamazdık. Bak, kendi seçtiği belediye kanunen görev onun, suyu getirmediği halde biz oraya su getirdik, biz getiriyoruz. Ah benim Hakkarili kardeşlerim, ah benim Kürt kökenli kardeşlerim, bunları iyi tanıyın. Çevre Yolu‘nu ihale ettik, onu inşa edeceğiz. Terörden zarar gören vatandaşlarımız için 2004 yılında bir kanun çıkardık. Bugüne kadar terörden zarar gören vatandaşlarımıza ne ödedik biliyor musunuz? 543 trilyon ödedik. Hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması için her tedbiri aldık. Biz var gücümüzle çalışıyoruz ama biz bunu yaparken benim buradaki polisime, emniyetini, asayişini temin etmek isteyen polisime, ülkemin sınırlarını korumak durumunda kalan askerime silah doğrultan ellere biz sessiz kalabilir miyiz? Tabii ki kalamayız.

Hakkari Belediyesine, hani bazen diyorlar ki, ‘gelmiyor.‘ Ne gelmiyor? Yalan söylemeyin. Çıksınlar bunu açıklasınlar. Bakın size ne kadar para gönderdiğimizi söyleyeyim, onu da bütün buradaki gelmeyen, gelemeyen Kürt kardeşlerime anlatın. 2010 yılında 13.5 trilyon pay verdik. Yüksekova Belediyesine 2010 yılında 18 trilyon pay verdik. Bunları özellikle bilmenizi istiyorum. Yani batı ne alıyorsa buralar daha fazlasını alıyor. Çünkü ekonomik gelişmişlik endeksi düşük olduğu için buralara paydan daha fazla veriyoruz. Hakkari Belediyesinin görevi olmasına rağmen, şu anda şehir içindeki yolları biz bazı ana arter diyebileceğimiz yerleri Karayollarına yaptırtıyoruz, yapın dedik, yapın. Ve buraya 4 çöp kamyonu gönderdik biliyor musunuz? Buna rağmen Hakkari çöpe mahkum ediliyor, çöp toplanmıyor. Peki bu mudur hizmet? Hakkariliye layık görülen bu mu? Bu çöpe, çamura, toz toprağa Hakkarili layık mıdır? İşte ben sizin bunu da sorgulamanızı istiyorum. İstismar siyaseti yapanlarla hizmet siyaseti yapanları artık birbirinden ayırmanızı istiyorum. Siz çok daha iyisine layıksınız. Biz de bunun için çalıştık, bunun için çalışmaya devam edeceğiz."

-"KÜRT KARDEŞLERİME SESLENİYORUM"-

Kaynak: AA